Kıtalar Hakkında Bilgiler

Kıtalar Yeryüzünün önemli bir bölümünü kaplayan, büyük kara kütleleri. Kıtalar, büyüklüklerine göre: Asya, Afrika, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Antarktika, Avrupa ve Avustralya olarak dizilirler. Avrupa, Asya’nın geniş bir yarımadası durumunda olduğundan ikisine birlikte Avrasya denir. Avustralya kıtası, 8.000.000 km2lik yüzölçümü ile en küçük kıta; Grönland 2.175.600 km2lik yüzölçümü ile en büyük adadır. Birbirine bitişik olan … Devamını oku…

Dünyamızı Kaplayan Su

Dünyadaki toplam suyun yaklaşık 1 386 milyon kilometre küpü başka bir ifadeyle %96’dan fazlası tuzlu sudur. Geriye kalan %4 oranındaki tatlı su kaynaklarının %70’e yakını buz ve buzulların içinde hapsolmuştur. Tatlı suyun diğer %30’u ise yer altındadır. Nehirler, göller gibi yüzeysel tatlı su kaynakları, dünyadaki toplam suyun yaklaşık %1’inden daha azını oluşturmaktadır. Diğer bir deyişle, … Devamını oku…

Doğal ve Yapay Destan Özellikleri,Farkları

Doğal Destan: Çok eski dönemlerde ulus vicdanında derin izler bırakan bir tarih ya da toplum olayının , yine o devirlerde ulusal bir ozan ya da çeşitli saz ozanları tarafından söylenen biçimine doğal destan denir. DOĞAL DESTANIN ÖZELLİKLERİ Anonim bir özellik taşır. Çoğu manzumdur; nazım ve nesir karışık olanına az rastlanır. Nazım biçimi ve uyak , … Devamını oku…

Ermeni Meselesi

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Kafkasya’nın güneyinde bir Ermenistan Devleti kuruldu. İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Anlaşması’nın 24. maddesi ile Doğu Anadolu’yu Ermenilere vermeyi planladı. Sevr Antlaşması ile de Doğu Anadolu’da büyük bir Ermeni Devleti kurulması kararlaştırıldı. Bundan cesaret alan Ermeni askerleri ve çeteleri 1920’de Anadolu’ya karşı yeniden saldırıya geçtiler. Bunun üzerine TBMM Hükümeti bölgede bulunan 15. … Devamını oku…

Atatürk’ün Edebiyat Hakkındaki Görüşleri

Atatürk’ün her türüyle üzerinde durduğu bir sanat dalı da edebiyattır. Edebiyatın tanımını yapan Atatürk der ki: Edebiyat denildiği zaman şu anlaşılır: Söz ve manayı, yani insan dimağında yer eden her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları çok alakalı kılacak surette söylemek ve yazmak sanatı.Bugün içindir ki edebiyat, ister nesir … Devamını oku…

Ziştovi Antlaşması

Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında 1788-1791 savaşlarına son veren ve Ziştovi’de imzalanan barış antlaşması. 1787’de başlayan Osmanlı-Rus Harbi devam ederken, 1788’de Avusturya, Rusya’nın yanında Osmanlı Devletine harp ilan etti. Buna karşılık İsveç de, Rusya’ya karşı Osmanlı Devletinin yanında savaşa girdi. Ayrıca Osmanlı Devleti, iki cephe ile karşı karşıya gelince, savaş hâlinde bulunduğu Prusya ile 1790 … Devamını oku…

Germiyanoğulları Beyliği

Germiyanoğulları Beyliği Kütahya ve çevresinde hüküm sürmüş bir Türk beyliği. Toprakları, doğuda Afyonkarahisar ve Denizli, batıda Gediz ve Menderes vâdilerine kadar uzanırdı. Germiyan, önceleri Türk aşiretlerinden birinin adıyken, Anadolu Selçuklu Devleti’nin (1077-1307) son zamanlarında, 1300 yılında kurulan Germiyanoğulları Beyliğine de ad oldu. Germiyan aşiretinin Anadolu’ya ne zaman geldiği belli değildir. On üçüncü yüzyılda Malatya taraflarında, … Devamını oku…

Karamanoğulları (Karamanoğlu) Beyliği

Karamanoğulları (Karamanoğlu) Beyliği On üçüncü asırda, Konya ve havâlisine hâkim olup, 1487 senesine kadar devam eden büyük Türk beyliği. Karaman aşîreti, Oğuzlar’ın Avşar boyuna mensuptur. Türkiye Selçuklu sultanı Birinci Alâeddin Keykubad (1219-1237), Türkmen aşîretlerini Bizans ve Kilikya hudutlarına yerleştirmişti. Bu sırada, 1228 senesinde Kilikya, Ermenilerden alınınca, Ermenek taraflarına da Karaman aşîreti yerleştirildi. O zaman, Karaman … Devamını oku…

Paris Antlaşması

Kirim harbinden sonra, 30 Mart 1856 târihinde Osmanli Devleti ile Avusturya, Fransa, Ingiltere, Prusya, Rusya ve italya arasinda Fransa’nin bassehri Paris’te imzalanan sulh andlasmasi. Bu andlasmayla Kirim harbi sona erdi. Uzun müzâkerelerden sonra 34 madde olarak Paris andlasmasi imzalandi. Andlasma su hususlari ihtiva ediyordu: 1- Andlasmanin tasdikinden itibaren müttefik devletler ile Rusya arasindaki sulh devamli … Devamını oku…

Dilmaçoğulları Beyliği

Dilmaçoğulları Beyliği Doğu Anadolu’da Erzen ve Bitlis’te, 1085-1192 yılları arasında hüküm sürmüş olan bir Türk beyliği. Kurucusu olan Dilmaçoğlu Mehmed Bey, Malazgirt Savaşı’ndan sonra, diğer Türk beyleri gibi, Anadolu’ya akınlarda bulundu. 1085 senesinde Diyarbakır alındıktan sonra, Bitlis ve Ahlat da Selçuklu kuvvetleri tarafından fethedilmişti. Bitlis ve havalisi Dilmaçoğlu Mehmed Beyin idaresine bırakıldı ve kendisine timar … Devamını oku…

İzmir (İzmiroğulları, İzmiroğlu) Beyliği (1081-1097)

İzmir (İzmiroğulları, İzmiroğlu) Beyliği (1081-1097) Çakan (Çaka Bey), İstanbul’da uzunca bir müddet kaldıktan sonra 1081’e doğru, İzmir’e gelerek bir beylik kurmuştur. Bizans İmparatorluğunun zayıf noktalarını iyi bilen Çakan, Foça’yı ve civarını aldıktan sonra 40 parça gemiden kurulu kuvvetli bir donanma yaptırarak Ege Denizi’nde Sakız, Midilli, Sisam, Rodos adalarını zapt etti ve Çanakkale’ye doğru ilerledi. Üzerine … Devamını oku…

Röportaj ve Özellikleri

1. Tanımı Herhangi bir konu ya da sorunun değişik boyutlarıyla ele alınıp işlendiği gazete ve dergi yazılarına röportaj denir. Röportaj, gazete haberlerinin daha genişletilmiş ve yazarın kişisel görüşleriyle zenginleştirilmiş yazılardır. 2. Özellikleri Röportaj yapan kişi, röportajında elde ettiği bilgilerle kendi görüş ve düşüncelerine de yer verir. Genellikle bu yazılar çeşitli ses kayıtları, belge ve fotoğraflarla … Devamını oku…

Soyadı Kanunu(21 Haziran 1934)

Osmanlı Devletinde soyadı mecburiyeti yoktu bu da çeşitli karışıklıklara sebep oluyordu.TBMM 21 Haziran 1934’te çıkardığı bir kanunla kargaşaya son vermek amacıyla herkesin öz adında başka bir soyadı alma mecburiyeti getirildi.Ancak kullanılacak soy isimlerinin gülünç ve edebe aykırı olmaması,Türkçe olması,memuriyet,rütbe,yabancı ırk ve millet adları içeren kelimelerden oluşmaması da kabul edildi. 24 Kasım 1934’te çıkarılan bir kanunla … Devamını oku…

İkinci Dünya Savaşında Türkiye’nin Tutumu

Stratejik konumu nedeniyle gerek mihver devletler gerekse müttefik devletler Türkiye’yi savaşa zorladılar.Türkiye ise “Yurtta Barış Dünyada Barış “ilkesi gereği ve I. Dünya savaşının acı tecrübelerini bir daha yaşamamak için savaştan uzak kalmaya çalıştı. Atatürk İtalya ve Almanya’nın yayılmacı politikalarının bir gün savaşı başlatacağını düşündüğü için Batı ve Doğu sınırlarını güvenceye almıştı(Balkan ve Sadabat Paktları) Almanlar … Devamını oku…