Yıldırım Yayınları 11.sınıf türk edebiyatı etkinlik cevapları 2013-2014

2013-2014 yıldırım yayınları  11.sınıf türk edebiyatı etkinlik cevapları, 2013-2014  11.sınıf türk edebiyatı etkinlik, 11.sınıf türk edebiyatı etkinlik cevapları yıldırım yayınları 

2013-2014 eğitim öğretim yılı ortaöğretimlerde 16 Eylül 2013 tarihi itibarıyla başladı. 2012-2013 yılında 11.sınıf türk edebiyatı etkinlik ile ilgili öğrenciler paylaşımlarını burada yapmışlardı. Yardımlaşma platformu haline gelen forum bölümümüzde lise 11.sınıf öğrencileri yardımlaşarak etkinliklerin çözümlerine yardımcı olmuş, bir öğrenme ortamı oluşturmuşlardı.

Yıldırım Yayınları 11.sınıf türk edebiyatı etkinlik cevapları 2013-2014 TIKLAYINIZ

2013-2014 11.sınıf türk edebiyatı etkinlik paylaşımlarımızı ise burada yapacağız. 2012-2013 11.sınıf türk edebiyatı etkinlik yayın  evi biryay iken  2013-2014 11.sınıf türk edebiyatı etkinlik yayın evi yıldırım yayıcılıktır.

Bu nedenle etkinlik cevaplarında değişiklik var. Geçen yılın etkinlik paylaşımlarına buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

2013-2014 11.sınıf Türk Edebiyatı Kitabı Etkinlik Cevapları (yıldırım yayınları)

Bu arada 213-2014 Türk Edebiyatı ders kitaplarını aşağıdan indirebiliriniz.

147Türk      Edebiyatı 9MEBFIRAT YAY.
148Türk Edebiyatı-10MEBBİRYAY YAY
149Türk      Edebiyatı-11MEBYILDIRIM YAY
150Türk      Edebiyatı-12YOKLİDER YAY.

NELER ÖĞRENDİK?

“Yıldırım Yayınları 11.sınıf türk edebiyatı etkinlik cevapları 2013-2014” üzerine 55 yorum

  1. SAYFA 28 CEVAPLANIYOR>>>>>>>>>
    HAZIRLIK
    1-ğretici metinler;
    Bilgi ve haber vermek,
    İkna etmek,
    Kanıları değiştirmek,
    Uyarmak,
    Düşündürmek,
    Yönlendirmek,
    Tanıtmak
    gibi amaçlarla yazılan metinlerdir. Öğretici metinler ele aldığı konuya göre çeşitli türlere ayrılır. Bu türlerin hepsinin konuyu ele alış biçimi ve üslubu farklılık gösterir.

    2- Çağdaşlaşmak, çağın yeniliklerini ve özelliklerine ayak uydurmaktır.

    modernleşme Nedir, Ne Demektir?
    18. yüzyıldan itibaren Batı Avrupa’da sosyal, siyasal ve ekonomik anlamda köklü değişimler yaşanmıştır; sanayileşme, kentleşme, ulus devletler, demokratikleşme ve kapitalizm tarihte yepyeni olgular olarak karşımıza çıkmıştır. Modernleşme olarak adlandırılan bu değişimler aynı zamanda geleneksel yapıların çözülmesi ve etkinliğini yitirmesi anlamına gelen geleneklerden kopuşu ve köklü bir dönüşümü de ifade etmektedir. Modernleşme Batı Avrupa ile sınırlı kalmamıştır. 19 ve 20. yüzyıllar bütün dünyada modernleşme rüzgârlarının estiği dönemler olmuştur. Neredeyse dünya milletlerinin hepsi aşama aşama bir modernleşme tecrübesi yaşayarak toplumsal dönüşüm süreci geçirmiştir.

    Batılılaşma Nedir?

    Batı medeniyetini veya batılı milletleri taklit cime, onlara benzeme harekeli ( Batılılaşma, garbhlaşma, avrupalılaşma, modernleşme, as*rîleşme, çağdaşlaşma da denir)
    SAYFA 29
    1-Tercümanu ahvalden mukaddime: bilgi vermek,bilgilendirmek,doğruluğuna inandırmak aynı zamanda düşündürmek için yazılımşı
    serbestlik: öğretmek,bilgilendirmek,inandırmak ve düşündürmek için yazıılmış

    SAYFA 30
    2–gazeteciliğin sağladığı kolaylıklar-batılaşma süreci,yenileşme süreci,düşünce özgürlüğü, bazı kavramların önem kazanması örnek: vatan,özgürlük,hak,eşitlik,adalet
    -yazar ve şairlerin yabancı dil bilmeleri
    3-metnin iletisi: özel gazetler farklı özellikleri ve yönleriyle topluma faydalı olacaktır.

    Anlam birliğine sahip kelimler:
    1.boş alan: bilime akla önem veren ülkelede gazetecilik gelişmiştir
    ikinci boşş alan: osmnalı devletinde ilk kez gazete çıkarıldı
    3.boş alan: Haber ve bilgi yayma işini çok yönlü yayan gazeteye tercümanı ahval deninmiştir.
    4.boş alan:insan kendisine verlen aklı ve kalbi doğru kullanmalı
    4 a) insan özgürlüğü basın özgürlüğü ön plandadır bu dönemde. dolayısıyla dönemin sosyal ve siyasi yaşamı ele alınan tamalarla ilişkilidir.
    b) bu düşünceler günümüzde de geçerliliğini korumaktadır

    5 a) yazarlar aslında burada develete üstü kapalı olsada bir eleştiri yapmakta. Dönemin aydınları devletin halka kulak verilemesini istemiş, devlet halk arasındaki mesafenin ortadan kaldırılmasına yönelik düşüncelerini bu metinlerde dile getirmişlerdir.

    b) tercüman ahvalde: medeni,millet,halk, gazete,kanun,adalet,

    serbestlik: avrupa,kanun,adalet kavramları var.
    bu kavramlardan hareketler dönemin aydınlarının adalet,eşitlik,hak, ve özgürlüklere önem verdiklerini anlıyouz
    6-açıklayıcı anlatım türünden yayarlanılmış
    7 a) şinasi tercüman ahval gazetesinin halkın anlayabileceği bir dilde yazılacağını belirtmişse de sadece bir dil kullanılmamaıştır

    serbestlik metninide ise yazara düşüncelerini aktarmada çekingen davranmış biresel özgürlükler yerime adalet ve eşitlik kavramlarına ağırlık verilmiştir.

    SAYFA 31>>>>>>
    Yukardaki metinlerde dil anlatım bakımında divan edebiyatı geleneği hkim. Metinlerin ele aldığı temalar ise yeni düşünce ve yaklaşımları yansıtmakta.

    8-a)
    tercümanı ahvalde:
    terimler: padişah, dilekçe,meclis, gazete,mazbata
    kavramlar: şükür,fırsat,mdeni,vatan,hak,nizam,vazife
    ifadeler: hele şükürler olsun,arz olunmak,söz elde etmek,derdini ifade etmek,zahmete katlanmamak

    serbestlik metinnide:
    terim: tercüme,sözlük
    kavram:özgürlük,adalet,serbestlik,eşitlik,gelişmişlik,tefrit
    ifadeler:ayağa düşmek,ümit kesmek,pek ala,ağzıan düşmek,iş yoluna girecek

    b)bu terim ve kavramlar tanzimatla birlikte gündelik hayatımıza girmiştir.
    9-tanzimat dönemi metinlerinde dil ve anlatım eskiye içerik ve tema ise yeniye yönelik. şimasi her ne kadar dilde sadeleşmenin gerekliliğini savunmuşsada bu düşüncesini harekete geçirmemiştir.

    10-nesir geleneğine uygun olarak yazılmıştır

    11-tanzimat döneminde makale eleştiri deneme ve fıkra edebiyat hayatımıza yeni girmiştir.tanzimatla birlikte başlayana modernleşme ve batılaşma gibi yenilikçi zihniyet bu türlerle daha hızlı yayılmıştır

    SAFA 32
    13 a) serbetlik ,herkesin kanun önünde eşit haklara sahip olması şeklinde somutlaştırılmıştır
    b) Hak,adalet gibi kavramlar osmalının basın yayın organlarına sahip olmadığına dikkat çekmek için dile getirlimiş ve tercümanı ahval gazetesiyle de somutlaştırlımıştır.
    SUAVİNİN EDEBİ YÖNÜ :
    Ali Suavi, İngiliz parlamentarizmine benzeyen bir meşrutiyet arzusunu daimi olarak dile getiriyordu. Fransız filozoflarından büyük oranda etkilenmişti. Paris’te kısa bir süre La République adında bir gazete çıkartmıştı. Bu gazetede halk topluluklarının bir araya gelerek taleplerini hükümete özgürce sunabilecekleri bir sistem tasvir etmişti.[5]

    Klasik medrese tahsili görmemiş olan Suavi, Genç Osmanlılar arasında yazılarında dini konulara en çok yer veren yazardı[1]. Dinde reform yapmak gerektiğini, hutbenin her milletin kendi dilinde okunmasını ısrarla savunmuştur. Suavi’nin bu fikirleri daha sonra Cemaleddin Efgani tarafından geliştirilecektir.

    Kendi ifadesine göre Ali Suavi’nin kaleme aldığı kitaplarının sayısı 127’dir. Çoğu basılmamış, bir kısmı kaybolmuş, arandığı halde bulunamamıştır. Bugün 14 kitabı ile tercüme ettiği 4 eseri mevcuttur.

    Eserleri
    Kamus-ül-Ulum vel-Maarif
    Ali Paşa’nın Siyaseti
    Hukuk-üş-Şevari
    Hive Hanlığı (bakınız: Hive Hanlığı)
    Gazete (muhbir)
    şinasinin edebi yönü
    ŞİNASİ (1826–1871)
     Edebiyatımıza birçok yeniliğin yerleşmesini sağlamıştır. Asıl adı İbrahim’dir. İlk tiyatro, ilk şiir çevirisi, ilk özel gazete, ilk makale, ilk noktalama işaretini kullanan kişidir. Halk için sanat görüşünü benimsemiştir.

     İlk tiyatro eserimizi: ŞAİR EVLENMESİ ni yazdı.
     İlk makaleyi yazdı: TERCÜMAN-I AHVAL MUKADDİMESİ
     İlk özel gazetesi çıkardı: TERCÜMAN- I AHVAL
     Eserleri: Durub u Emsalı Osmaniyye
    (Osmanlı Atasözleri Kitabı)
    Tercüme i Manzume (Çeviriler)
    Müntehabat –ı
    Eşar(şiirleri)
    Divan-ı Şinasi
    Tasvir i Efkâr
    sayfa 33>>>>
    1-şinasi ve suavinin düşünceleri Atatürk’e göre daha dar kapsamlıdır. onlar için yönetimde adatel ilkesi ve yerli bir gazete açma hakkı verilmesi günün koşullarında iyi kazanımlardır. Atatürk için batılaşma ve modernleşme başta sanayi alanında olmak üzere çağdaş uygarlık s eviyesine çıkmak her alanda çağın gerekliliklerine ayak uydurmak demektir.
    2-Türkiyede tanzimat dönemi ile başlayan batılaşma hareketi cumhuriyet ile birlikte hız kazanmış sosyal hayatın her alanında kendini göstermiştir

    3-Kanunda başlayan çağdaşlaşma hareketi daha sonra sosyal hayatta kendini göstermiş tanzimat döneminde padişah yetkilerine takılsada atatürk döneminde hız kazanmıştır.
    ANLAMA YORUMLAMA
    1-Tanzimat döenminde gelişen metin türleri halkı aydınlatmış ve batılaşmasında önemli rol oynamıştır
    2-Rönesan hareketi ortaçaığın karanlık dönemlerinde kendini göstermiş bu dönemde özgürlükçü bir düşüncenin doğmasını sağlamıştır. Tanzimat döneminde batıdaki bu değişimin osmanlıda da olabileceğini düşünmüş merkezi bir yönetim anlayışnın artık açğın gerisinde kaldığını eşitlik ve adalet ,hürriyetin hakim olması gerektiğini savunmuştur

    3-Atatürkçülükte çağdaşlaşma daha geniş bir kavram olup sadece bulunduğu zamanı değil geleceğide kapsayan bir çağdaşlaşma kavramını kastetmektedir. bu nedenle dinamiktir
    SAYFA 34 DEĞERLENDİRME
    1 D D Y
    2-ŞİNASİ,ŞİNASİNİN,TERCÜMANI AHVAL
    3 B
    4 E
    5 SİZ YAPINIZ

    Cevapla
  2. 11.sınıf edebiyat kitabı sayfa 28 deki 2.öğretici metinler bölümünün cevaplarını hemn şimdi verbilir misiniz rica etsem.. teşekkürler..

    Cevapla
  3. SAYFA 25-27 ARASI CEVAPLANIYOR>>>>>>>>>
    2.etkinlik
    Suriçi bugünkü eminönü ve fatihi içine alan bir bölgedir. Surların iç tarafından kalması nedeniylede bu adı almıştır
    Suriçinde günlük yaşam daha çok cami ve medrelerin etrafında geçmiştir.Bu dönemde beyoğlu daha farkılı bir yaşam ve kültürel bir ortam vardı.Suriçi yaşamın akdine burada batılaşmayı temsil eden modern bir yaşam sözkonusu idi.
    Somuç olarak tanzimatın ilan edildiği bu dönemde suriçi osmanlının eski yüzünü yadi doğu kültürünü, beyoğlu ise batılaşmayı yani modern yaşamayı temsil etmiştir.
    3.etkinlik
    1-tanzimat dönemindeki yenilikler gazeteler yoluyl duyruldu.Geşilen olayların halka duyurulması halkı bilinçlendirmiş ve öğrenmesini kolaylaştırmıştır
    2-tanzimat döneminde çıkarılan gazeteler şunlar:
    •Takvim-i Vakâyi: 1831 yılında Saray tarafından çı­karılan ilk resmî Türkçe gazetedir.
    •Ceride-i Havadis: 1840’ta İngilizlerle ortak çıkarı­lan yarı resmî gazetedir. Bu gazetede ilim, ahlak ve edebiyatla ilgili yazılar yayınlanmıştır. 1842’de baş­layan tiyatro çalışmalarına yer verilmiştir.
    •Tercüman-ı Ahval: 1860’ta Agâh Efendi ile Şinasi’nin birlikte çıkardıkları ilk özel Türkçe gazetedir. Tanzimat edebiyatı bu gazete ile başlamıştır, ilk edebî tefrika sayılan Şinasi’nin “Şair Evlenmesi” adlı oyunu bu gazetede yayımlanmıştır.
    •Tasvir-i Efkâr: 1862’de Şinasi’nin tek başına çı­kardığı gazetedir. Aynı gazeteyi 1865’ten sonra iki yıl Namık Kemal çıkarmıştır. Sayfa düzenlemesinin başarılı ilk örnekleri bu gazetede ortaya konmuş­tur. Gazete Şinasi’nin makaleleriyle dikkatleri çek­miş; yalın bir dille halka ulaşmıştır.
    •Muhbir: 1866 yılında Ali Suavi tarafından çıkarıl­mıştır. Ali Suavi, Avrupa’ya kaçtıktan sonra bu ga­zeteyi Londra’da çıkarmaya devam etmiştir.
    •Hürriyet: 1868’da Londra’da Ziya Paşa ve Namık Kemal tarafından çıkarılmıştır. Daha sonra Ziya Paşa Cenevre’de tek başına çıkarmaya devam etmiştir.
    •İbret: Avrupa’dan dönen Namık Kemal tarafından 1871’de çıkarılmıştır. Sanatçı, en önemli düşünce ve siyaset yazılarını bu gazetede yayımlamıştır.
    •Devir: 1872’de Ahmet Mithat Efendi tarafından çı­karılmıştır.
    •Bedir: 1872’de Ahmet Mithat Efendi tarafından çı­karılmıştır.
    •Tercüman-ı Hakikat: 1878’de Ahmet Mithat Efen­di tarafından çıkarılmıştır. Sanatçı, birçok romanını bu gazetede yayımlamıştır.
    •Sabah: 1876’da Şemseddin Sami tarafından çıka­rılmıştır.
    •Tercüman-ı Şark: 1878’de Şemseddin Sami tara­fından çıkarılmıştır.
    4.etkinlik
    yeni edebi türler: roman ve öykü, makale, tiyatro
    öncüleri: roman ve öykü> namık kemal, şemseddin sami, ahmet mithat,samipaşa zade sezai
    makale> şinasi
    Tiyatro > şinasi,ehmet vefik paşa, namık kemal

    Gazetecilikle ilşki: Çıkan yeni türler gazetelerde yazı dizisi olarak yer almıştır.

    Tanzimat dönemi sanatçıları nasıl yetişmişlerdir.
    Yüzünü her alanda batıya dönen, batıyı kendine örnek alan zihniyete sahiptirler.
    Aydın toplumu oluştururlar.
    ‘Sanat, toplum içindir.’ anlayışını benimsemişlerdir.
    Fransızca dil bilginlikleri vardır.
    Her biri Gazete etrafında toplanmıştır.
    Bu sanatçıların yetişmeleri tümüyle eski kültürle olmuştur.
    Tanzimatçıların idealleri ile uygulamaları, inançları ile yaşantıları arasında büyük farklılıklar vardır. Bu yüzden Tanzimat döneminde hep bir “ikilik” söz konusudur.
    Dilde sadeleşme düşüncesini savunmuşlardır; ancak bu düşünce uygulanamamıştır.
    Divan şiirini şiddetle eleştirmişler, ancak özellikle biçim yönünden Divan şiiri örneği sayılacak şiirler yazmışlardır (Gazel, kaside, terkib-i bent). Hece ölçüsünü ve Halk ede¬biyatını savunmuşlar, ama bu düşüncelerini de -birkaç örnek dışında- uygulamaya geçirememişlerdir.
    Tanzimat şiirinde söyleyiş değil, fikirler önem kazanmıştır. Yukarıda da belirtildiği gibi şiirlerde yeni konulara yer vermişlerdir.
    Bu dönem sanatçıları aynı zamanda birer devlet adamıdır, idarecidir, siyasetçidir. Özellikle şiirleriyle toplumu etkilemeye ve yönlendirmeye çalışmışlardır. Toplumsal sorunlara çözüm arayışına yönelmişlerdir.
    3-Tanzimat gazeteciliği; halkın bakış açısının yanı sıra edebiyatın da değişmesinde büyük etkiye sahiptir. Çünkü günlük yaşamın gazeteyle ön plana geçmesi, edebiyatımızda da etkisini göste­rir. Bu gazeteleri okuyanlar, Batı’dan yapılan roman çevirilerini izleyenler, yeni bir dünya görüşüyle karşılaşırlar.
    Tanzimat’la gelen ve gelişen Türk gazeteciliği, Türk edebiyatı­nın yepyeni bir döneme girmesini sağlar. Makale, fıkra, haber, röportaj, sohbet, mülakat, anı, gezi, şiir, inceleme, eleştiri, deneme, hikâye ve roman türlerinin gelişmesinde gazeteci­liğimizin etkisi büyük olur.

    Tanzimat şairleri ile yazarlarının hemen hepsi gazetecilikle uğ­raşırlar. Edebiyatla ilgili ilk yazılar gazetelerde yayınlanır. Bu yüzden, Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Mithat, Ah­met Vefik Paşa, Ebüzziya Tevfik, Şemsettin Sami, Recaiza­de Mahmut Ekrem… gazetecilikle edebiyatı kaynaştırırlar.
    4-Tanzimat Fermanı Edebiyat İlişkisi

    Karahanlıların Müslüman olmasıyla edebiyatımız yeni bir eser kazanmıştır. Yeni bir dönemde yeni bir eser. Türklerin İslamiyeti kabul etmesiyle Arapça ve Farsça dilimize yerleşmiş, doğal olaraktan yeni türler ortaya çıkmıştır. Ağıt, koşma, türkü, gazel, mesnevi bu dönemin eserleridir. Anlaşılacağı gibi toplumun geçireceği her yeni evre edebiyatı doğrudan etkiler.

    Aynı durum Tanzimat fermanında da gerçekleşmiştir. Tanzimat fermanı ile Tanzimat edebiyatı aynı zamanda olmamamıştır. 1839 yılında Tanzimat fermanının halka ilan edilmesiyle Osmanlı devleti aydınlarının yönü doğudan batı uygarlığına çevrilmiştir. Böylece Türk aydını batıyı tanıma fırsatı bulmuştur. Tanzimat edebiyatının oluşması için gereken hazırlık dönemi başlamıştır.

    Tanzimat edebiyatı 1860 yılında tercüman-ı ahval gazetesinin çıkarılması ile resmen başlamıştır. Türk edebiyatı artık batı etkisi altında gelişmektedir. Bu dönemde roman, öykü, tiyatro, gazete gibi yeni türlerin ilk örnekleri edebiyatımıza girmiştir.
    Sonuç olarak karahanlıların Müslüman olmasıyla Tanzimat fermanının ilan edilmesi toplumsal bir olaydır. Fakat edebiyatın sosyal hayatla doğrudan bir ilişkisi olduğu için her yeni olayın ve değişikliğin edebiyatımızı etkilememesi mümkün değildir
    5-Tanzimat ile birlikte yazılan eserler toplumu biinçlendirme ve uyandırma kaygısı vardır. Dönemi yazarları halkı bilinçlendirmek,uyandırmak, onlara bilgi aktarmayı kendilerine görev saymışlardır.
    ANLAMA VE YORUMLAMA:
    1-1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı ile Tanzimat edebiyatının başlangıç tarihi (1860) arasında uzunca bir sürenin geçmiş olması hangi sebeplerle açıklanabilir?
    1839 sonrası yetişen kuşağın başlatmış olduğu bir akımdır. İlk nesil 1860 lı yıllarda kendini göstermeye başlamıştır.Bu ortamda Batıcı ve yenilikçi olan şair ve yazarlar, sanatlarını toplum için kullandılar. Fransız kültürüyle kültürüyle yetişmiş ,romantik ve ülkücüydüler. Divan şiirini yıkmaya çalıştılar. Çok yönlüydüler: şair,romancı,tiyatro yazarı…vb. Sanattan çok,fikir ve ülkü peşindedirler; zulme,haksızlığa karşı savaş açarlar. Vatan ,millet,hürriyet,adalet,meşrutiyet kavramlarını heyecanla savunurlar. Daha geniş kitlelere seslenebilmek için ,dilde sadelik yanlısıdırlar. Hemen hepsi politikacı ve mücadele adamıdırlar. Tanzimat ikinci döneminde realizmin etkisi görülür. Şiirde konu birliğini sağladılar. Aruzla yazdılar. Düzyazı dilini şiire uyguladılar. Roman,hikaye, makale gibi türler,edebiyatımıza bu dönemde girdi. İlk tanzimatçılar ,Divan şiirinin nazım biçimlerini kullandılar.
    2-Sosyal fayda ön plana çıkmıştır
    3-Sanat anlayışı olarak 1. ve 2.dönem olarak ikiye ayrılır.
    Tanzimat Döneminde Sanat Anlayışı

    1850 yıllarından günümüze kadar sürer. Amacı, metod bakımından Batılı, öz ve ruh bakımından milli bir edebiyat yaratmaktır. Türk toplumundaki esaslı değişmeleri , fikir ve yenilik hareketlerini yansıtır. İki döneme ayrılır. :

    1.Tanzimat Edebiyatı :1860 yılında tercüman-ı ahval gazetesinin yayımlanmasıyla başlar, 1896 yılına kadar sürer. Sarsıntılar geçiren Osmanlı İmparatorluğu durumunu kurtarmak için, ordudan başlayarak ıslahat ve devrim hareketlerine girişiyordu . 3. Selim , 2. Mahmut , Abdülmecit dönemleri böyle geçmiştir.

    Bu ortamda Batıcı ve yenilikçi olan şair ve yazarlar, sanatlarını toplum için kullandılar. Fransız kültürüyle kültürüyle yetişmiş ,romantik ve ülkücüydüler. Divan şiirini yıkmaya çalıştılar. Çok yönlüydüler: şair,romancı,tiyatro yazarı…vb. Sanattan çok,fikir ve ülkü peşindedirler; zulme,haksızlığa karşı savaş açarlar. Vatan ,millet,hürriyet,adalet,meşrutiyet kavramlarını heyecanla savunurlar. Daha geniş kitlelere seslenebilmek için ,dilde sadelik yanlısıdırlar. Hemen hepsi politikacı ve mücadele adamıdırlar. Tanzimat ikinci döneminde realizmin etkisi görülür. Şiirde konu birliğini sağladılar. Aruzla yazdılar. Düzyazı dilini şiire uyguladılar. Roman,hikaye, makale gibi türler,edebiyatımıza bu dönemde girdi. İlk tanzimatçılar ,Divan şiirinin nazım biçimlerini kullandılar.

    2. Dönem Tanzimat Edebiyatı

    İKİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATININ ÖZELLİKLERİ (1876-1895)

    * Bireysel konulara dönülmüştür.
    * Sanat, sanat içindir, görüşü benimsenmiştir.
    * Dil oldukça ağırlaştırılmıştır.
    * Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmıştır.
    * Realizm ve natüralizm baskın akımlar olarak göze çarpar.
    * Gazetecilik, ilk dönemdeki toplumsal etki ve işlevini yitirir. Gazetelerdeki siyasal ve toplumsal içerikli yazılar yerini günlük sıradan olaylara bırakır. Toplumsal makalenin yerini de edebi makale alır.
    * Birinci dönemdeki gibi hece denenmekle birlikte aruz yine egemenliğini sürdürmüştür. Birinci dönemde de kullanılan Divan edebiyatı nazım biçimleri bırakılmaya başlanmıştır.
    * Şiirin konusu genişletilmiş; ölüm, karamsarlık, aşk, felsefi düşünceler tema olarak seçilmiştir. Sanatçılar, “Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir.” anlayışını savunmuşlardır. Bu dönem şiiri Servet-i Fünun şiirine de esin kaynağı olmuştur.
    * Roman ve öykü tekniği daha da gelişir. Birinci dönem göre daha nitelikli ürünler vermeye başlamıştır. Betimlemeler ilk döneme göre daha da ölçülüdür. Realizm akımının etkisiyle gözleme önem verilmiş, olay ve kişiler daha gerçekçi anlayışla anlatılmıştır.
    * Nabizade Nazım naturalizmden, Recaizade Mahmut Ekrem ve Samipaşazade Sezai realizmden, Abdülhak Hamit Tarhan ise romantizmden etkilenmiştir.
    * Tanzimatın ikinci döneminde ürünler veren Muallim Naci Divan edebiyatının tek savunucusudur.
    * Tanzimat’ın ikinci kuşak sanatçıları: Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Samipaşazade Sezai, Nabizade Nazım, Muallim Naci, Direktör Ali Bey ve Ahmet Cevdet Paşa’dır.
    5.ETKİNLİK
    günümüzün iletişim araçlarının toplum üzerindeki etkilerini
    KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ FAYDALARI

    Kitle iletişim araçları teknolojinin hızla ilerlemesiyle ülkeler, toplumlar ve insanlar arasındaki iletişimi sağlayan, günden güne gelişen araçlardan oluşmaktadır.

    Tarih boyunca insanın akıl sınırlarını zorlayacak hatta üstüne çıkacak kadar gelişmelere maruz kalmıştır.
    Kitle iletişim araçlarının ve teknolojinin yaygın olmadığı ilkel toplumlarda bile insanların aralarındaki iletişimi sağlayabilmek adına kendi aralarında geliştirdiği bazı iletişim biçimleri vardı.

    Teknolojinin gelişmesi ve zamanın hızla ilerlemesiyle birlikte, bu ilkel topluluklardaki iletişim, yerini teknolojinin getirdiği kitle iletişim araçlarına bırakmıştır.

    Eskiden ilkel gelişmemiş toplumlar arasında dumanla işaretleşmek, ıslık çalmak, posta güvercinleriyle mektup yollamak, ateş yakmak, mors alfabesi gibi o zamanın şartlarına uygun iletişim biçimleri vardı.

    Zamanın hızla ilerlemesiyle insanların isteklerinin ve beklentilerinin artmasıyla kişiler ve toplumlar arasında iletişim araçları yaygınlaşmaya başladı.

    Eskiden bir yerden bir yere haber ya da mektup göndermek için ulak denilen haberciler atla veya başka bir hayvanla düzgün olmayan, belki de hiç yol olmayan yerlerden, üstüne bir de günümüz çağındaki motorlu arabaların olmaması sebebiyle günlerce haftalarca bu haberi ulaştırabilmek için yolculuklar yaparlardı. Zaman, insan aklı ve teknoloji insan hayatını olumsuz yönde etkileyen bu yorgun ve uzun olumsuz koşulları geride bıraktırdı.

    Kitle iletişim araçlarının çoğalması ve toplumlar arasındaki hızla değişimin artmasının başında buluşlar ve icatlarda gelmektedir. Zamana ayak uydurmak isteyen insanoğlu beklentilerinin karşısında birçok yeni buluşa sebep olmuştur tarih boyunca. Kitle iletişim araçlarının içerisine televizyon, bilgisayar, telefon, mektup, telgraf, telsiz, kitaplar, dergiler, radyo gibi araçlar girmektedir.

    Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ve çok iyi bir gelişim göstermesiyle bilgi aktarımı çok iyi sağlanmaktadır. Örneğin internetin yaygınlaşmasıyla bilgilere kolayca ulaşabilme imkanı sağlanmış oldu.

    İnsanların dünyada nelerin olduğundan birebir haberdar olması sağlanmıştır.

    Televizyonda haber sektörünün gelişmesiyle ve bağlantı sektörünün gelişmesiyle artık dünyanın her yerindeki bilgilerin evimize kadar girdiği ve haberdar olduğumuz dönemdeyiz. Bu da dünyada neler olup bittiğinden anında haberdar olmamızı sağlayan önemli bir etkendir.

    Farklı kültürlerin birbirlerini daha iyi tanımasına , bir araya gelmesine ve kaynaşmasında büyük rol oynamıştır.
    “UNUTMA Kİ KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI İNSANLAR ARASINDAKİ BİLGİ ALIŞVERİŞİNİ, BİREBİR İRTİBATLARINDAN SONRA SAĞLAYAN BİR GEREKLİLİK ARACI OLMALIDIR.”

    KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ ZARARLARI NEDİR?

    Kitle iletişim araçları denince akla gelen araçların ve onların ilettikleri bilgilerin insanlar ve hatta toplumlar üzerinde etkileri vardır. Bu etkiler olumlu ve olumsuz olarak net bir şekilde birbirinden ayrılamaz. Eğer etkilenen kişinin yaşıeğitimi yaşadığı ortam uygun değilse faydalı olması için iletilen bir bilg bile zararlı olabilir.

    Bu zararları şöyle ifade edebiliriz:

    Ø Sarf edilen zaman

    Ø Bu araçların üretim ve dağıtımı için ayrılan kaynakların miktarı

    Ø Bu araçların ilettiği politik sosyal ya da kültürel bilgi (kişiye göre uygunluğu değişir)

    Ø Bilginin geçici olması

    Ø Yayılan bilgilerin düşünce farklılığı olması durumunda yaratacağı sorunlar

    Ø Bu araçların yapıldığı maddelerin sağlığa zararı (kağıt vb)

    Ø Bu araçların yaydığı zararlı maddeler (radyasyon vb)

    Ø Reklama yönelik iletişimin yaratabileceği olumsuzluklar

    Ø Kaynağı belli olmayan adreslerden alınacak yanlış ve zararlı bilgiler (İnternet vb)
    5- 3.ünitede islam etkisinde gelişen edebiyatımızda öğretici metinler ele alınmış bu metinlerde dini tasavvuf niteliktedir. gzete metni ise sosyal,bilmsel, kültürel boyutu olan öğretici metinlerdir.
    SAYFA 27 ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME CEVAPLARI
    1 y d d
    2
    *1860-şinasi,agah efendi tercümanı ahval
    *batı
    *takvimi vekayi, ceride havadis
    *roman,hikaye makale,tiyatro
    3 takvimi vekayi>1831
    tercümanı ahval> 1860
    ceride havadis>1841
    tasviri efkar> 1862

    4 C
    5 Müslüman ve gayrımüslümler eşit sayılmış
    can ve mal devlet güvensesine alınmış
    rüşvet yasaklanmkış
    müsadere kaldırılmış
    askerlik düzene bağlanmış

    Cevapla
  4. SAYFA 25:2.ETKİNLİK:Tanzimat döneminde Beyoğlu eskiden beri gayr-ı Müslimlerin (Hristiyan ve Yahudiler)zorunlu ikamet yeri olarak Batılı yaşamı sürdüren ve Batı’dan gelen yeniliklerin görüldüğü ilk yer olma özelliğine sahiptir.19.yüzyılda Beyoğlu’nda Batı mimarisiyle yapılan binalar bulunmakta eğlence ve Avrupai bir yaşamın ön planda olduğu dini kaygılardan uzak bir hayat sürülmüştür. İstanbul’un en eski yerleşim yeri olan Surlar içindeki İstanbul ise Osmanlı geleneksel sosyal yaşam yapısını koruyan Doğu-İslam kültürünün hakim olduğu merkez konumundadır.1. TANZİMAT DÖNEMİNDE GAZETECİLİĞE NİÇİN ÖNEM VERİLMİŞTİR?· Gazetenin Batılı devletlerdeki işlevinin ve gücünün anlaşılması

    · Gazetenin ticari bakımdan kitaba göre daha avantajlı olması,pazarlanmasının kolay olması

    · Halkın anlayabileceği bir dille yazılması

    · Gazetenin basılan kitaplarla ve oynan tiyatro oyunlarıyla ilgili haber vermesi

    · Roman ve tiyatro eserlerinin tefrika edilmesini sağlaması ileriki yıllarda şiirlere ve edebiyat konularına halkın kolayca ulaşmasını sağlaması

    · Toplumsal konuların edebi türlere girmesini sağlaması2) TANZİMAT DÖNEMİNDE YAYIMLANAN GAZETELER VE BU GAZETELERİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?TANZİMAT DÖNEMİNDE ÇIKARILAN GAZETELERI-TAKVİM-İ VEKÂYİ ( 1831) Toplumlarda gazetenin iki önemli görevi vardır. İktidarın bildirdiklerini halka iletmek ve halkı siyasi güncel olaylar hakkında bilgilendirmek. 1826 yılında Yeniçeri Ocağını kaldıran ve devlet yönetiminde reform hareketlerine girişen II. Mahmut’un bu gelişmelere paralel olarak 1831 de Takvim-i Vekayinin Osmanlıca ilk resmi gazete sıfatı ile çıkması tesadüf olamaz. 1830 yıllar II.Mahmut’un iktidarı merkezleştirmeyi amaçladığı bir dönemdir. Padişah, reformlarının gerçekleşmesinde siyasi basın gücünün farkındadır. Yurt içinde kamoyu oluşturmayı hedeflediği kadar imparatorluktaki reform ve değişileri batı dünyasına duyurma arzusu içinde Arapça, Ermenice,Farsça, Fransızca, ve Rumca baskılarıda yayımlanmıştır. Ayrıca Mısır ‘da Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın teşebbüsü ile 1831 de Takvim-i Mısriyye yayımlanmıştır. Osmanlı Devletine karşı etkin bir propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Takvim-i Vakayi haftalık olarak yayınlanan bir gazetedir. Resmi ilanların yanı sıra iç ve dış gelişmelere ilişkin haberler yer almaktaydı. Resmi bir gazete olmasından dolayı makale içerikleri devletin görüşleri doğrultusundaydı. 1860’tan sonra sadece resmi duyurular ve kabul edilen yasa metinleri yayınlanır oldu. II.Abdülhamit devrinin büyük bir kısmında yayınlanmasına karşın, 1878 yılından 1891 yılına kadar yayınlanmadı. 1892 de yeniden yayın hayatı durdu. 1908 de Jön Türk İhtilali sırasında yenıden yayınlandı. Türkiye Cumhuriyeti döneminde onun yerini Resmi Gazete almıştır.

    II-CERİDE-İ HAVADİS( 1840) Ceride-İ Havadis, Türk basın tarihinin ilk özel türkçe gazetesi olarak kabul edilir ancak devletten yardım alması yarı resmi bir yapı doğurmuştur. William Churchill adında bir ingiliz tarafından 1840 yılında çıkarılmaya başlanmıştır. sadece haber içerikli olan gazete ilk yayınlandığı günlerde hiç ilgi görmemiş, ilk üç sayı bedava dağıtılmıştır. gazete haftalık olarak çıkarılmaya başlanmış ardından on günde bir çıkarılması kararlaştırılmıştır. ardından William Churchill siyasi nüfuz kullanarak devletten ayda 2500 kuruşluk yardım almayı başarmıştır. gazetede, dış ülkelerden muhabirleri vasıtasıyla dış haberlere yer verilmiştir. bu özelliği nedeniyle gazete seçkin zümre tarafından takip edilmiştir. gazeteye iskenderiye’den haber gönderen bir muhabir türk basın tarihinin ilk muhabiri sayılmaktadır. Gazetenin diğer bir özelliği ilanlara yer vermesidir. ilk ölüm ilanları bu gazetede yer almıştır. 1854 Kırım savaşına, gazete savaş muhabirlerini göndermiştir, gazete 1864 yılında 1212 sayıyı geride bırakarak kapanmıştır.III- TERCÜMAN-I AHVAL(1860) Tercüman-ı Ahvâl, İstanbul’da 1860-1866 arasında yayımlanan ilk özel Türkçe gazetedir. Bu gazete hem gazetecilik hem de edebiyat yönünden tam bir dönüm noktası olmuştur. Sosyal ve siyasal olayların yoğunluk arzettiği halk tarafından merak ve heyecanla izlenen olaylar bu gazetede yayınlanmıştır.Bir övgü gazetesi değil , düşünceve tartışma gazetesi olmuş,fertlerin düşünce ve kanatlarını açığa vurulmasına katkı sağlamış, imtiyazlı baş yazı geleneği ilk bu gazetede başlamış, tefrika ve tartışmalar, haberi ön plana çıkaran araştırmalar, eğitim sisteminin aksaklıkları ve siyasi elaştiri örnekleri yine ilk bu gazetede yer almıştır 22 Ekim 1860’ta Agah Efendi tarafından çıkarıldı. Önceleri pazar günleri çıkan gazete 22 Nisan 1861’deki 25. sayısıyla birlikte haftada üç gün yayımlanmaya başladı. Gazete zamanla Ceride-i Havadis gazetesiyle rekabet edebilmek için yayınını beş güne çıkardı. Bahçekapı’da bir matbaada basılan gazete, matbaanın altındaki bir tütüncü dükkanından satılıyordu. Şinasi, Ahmed Vefik Paşa, Ziya Paşa, Refik Bey’in sık sık bu gazetede yazıları yer aldı. Bu yazılarda Osmanlı toplumunun geri kalma nedenleri ve ülkede olup bitenler tartışılıyordu.Ayrıca edebi eserlerin de yayımlandığı gazetede, batılı anlamda ilk Türkçe oyun olan Şinasi’nin Şair Evlenmesi de (1860) dizi olarak yayınlamıştı. Gazete, Ziya Paşa’nın kaleme aldığı sanılan ve eğitim sistemine sert eleştirilerde bulunan bir yazı yüzünden Mayıs 1861’de iki hafta süreyle kapatıldı. Bu olay Türk basınında yayın durdurmanın ilk örneği oldu. 792 sayı yayımlanan Tercüman-ı Ahval 11 Mart 1866’da yayınına son verdiNOT: Mukaddemesi ilk makale özelliği taşırIV- TASVİR-İ EFKÂR( 1862) Tercüman-ı Ahvalin açtığı yolda çok emek ve titizlikle yayın hayatına giren, daha ileri bir adam atan (Tasvir-i Efkar) olmuştur. Şinasi’nin kalemiyle özgürlük düşüncesini yayması bakımından bu gazetenin Türk basın tarihinde çok önemli bir yeri vardır. O dönemin en özlü ve kültürlü yazıları onun kaleminden çıkmıştır İlk sayıdaki giriş bölümünde gazetenin amacının haber ulaştırmak, halkın kendi yaraları düşünmeyi, kendi sorunları üzerinde durmayı, öğretmek olduğu belirtilmiş bulunmaktadır. padişahın tahta çıkış ve doğum günlerinde övgüler koymayı reddeden Şinasi parlamenter sistemi savunmuş, bu konuyla ilgili olarak Avrupa Basınından çeviriler yayınlanmıştır. Şinasi’ye göre gazete ilimin ve eğitimin gelişmesi sorunları ele alacak ve halkın anlayacağı dille yayınlanacaktır. bu amaçla yayın ve eğitimle ilgili haberlere önem vermiş, hatta bunlarla ilgili ilanları parasız basmıştır.Tasvir-i Efkar haftada iki gün çıkıyordu. Gazete iç ve dış haberler için ayrı ayrı sütunlar ayırmış ve bunlar ‘’Havadis-i Dahiliye ve ‘’Havadis-i Hariciye’’ diye süslü başlıklarla verilmiştir. Şinasi, kamuoyu, düşünce özgürlüğü gibi konularda uyarıcı başyazılar yazıyordu. .Gazeteyi üç yıla yakın bir süre Şinasi çıkardı.O sıralarda bir arkadaşının tutuklanmasından tedirgin olan Şinasi,1865 İlk baharında Paris’e kaçtı.Fazıl Mustafa Paşanın kendisini bu yolda desteklemiş olduğu öne sürülür. Şinasi’nin ayrılışından sonra gazetenin başına Namık Kemalin geçtiğini görüyoruz. Şinasi’nin etkisi altında kalan Namık Kemal daha 25 yaşında iken başyazı yazmaya başladı. Yazılarında özgürlük konularına değiniyor ve aydın çevrelerde geniş yankılar uyandırıyordu. 1867de çıkan ‘’Şark meşalesi ‘’ başlıklı bir yazı dizisi üzerine Namık Kemal in gazeteciliği yasak değildi. Bunun üzerine Namık Kemal de Avrupa ya kaçtı ve gazetenin yönetimi Recaizade Mahmut Ekrem’e kaldı. . Tasvir-i Efkar 835 sayı yayınlanmıştır.Tasviri Efkarın eğitim ve edebiyat alanlarında yepyeni bir yaklaşım oluşturduğu da kabul edilir. Halk dilini ön plana çıkarması, sade anlatım ve keskin fikirli stili, gazetesine izin için yaptığı başvurusundaki olabildiğince Türkçe anlatım ilgisine sadık kaldığını gösterir. Okuyucu mektuplarına ve fikirlerine sütunlarını açmıştır. Arap harfleriyle dizgiyi kolaylaştırmak için dizgi kasasındaki harf sayısını 112 ye indirmiştir.V-AYİNE-İ VATAN (1866) Ayine-i Vatan,Eğribozlu Mehmed Arif Bey’in gazetesi 1866’da çıkmıştır.İlk resimli gazetedir. Kapatıldıktan sonra İstanbul adıyla yeniden çıkmıştır.VI- MUHBİR GAZETESİ (1866) Kurucusu Ali Suavi’dir..Hükümeti sert bir dille eleştirdiğindinden gazete kapanmıştır. Yurt dışında çıkan bu muhalif basının ekseriyeti Türkçe olmakla birlikte; Fransızca, Arapça, Almanca, İngilizce ve hatta İbranice olarak yayın yapıyordu. Bu gazetelerin en eskisi, Ali Süavi’nin Avrupa’ya kaçmasından sonra Londra’da yayınlamaya başladığı Muhbir’dir. Fransızca ve İngilizce ekler de veren Muhbir, Mustafa Fazıl Paşanın maddi desteğiyle 1867-1868 yıllarında 50 sayı kadar yayınlandı. Muhbir’den sonra Yeni Osmanlıların yayın organı olan Hürriyet, Ziya Paşa ve Namık Kemal tarafından 1868-1869 yıllarında Londra’da seksen dokuz sayı çıkarıldı. Ali Süavi’nin, Sadrazam Ali Paşa hakkındaki bir yazısı üzerine, İngiltere adliyesi tarafından takibata uğrayınca, 1870 yılında Cenevre’de Ziya Paşa tarafından on bir sayı olarak çıkarıldı. Altmış üçüncü sayıdan itibaren Namık Kemal gazeteden ayrıldı ve 1869’da yurda döndü. Ziya Paşa ise 1871’de döndü. Ali Süavi, Mustafa Fazıl Paşanın verdiği para ile Paris’te Ulum adlı bir gazete çıkarmaya başladı. İnkılap fikirlerini yayan ilk gazetedirVII-TERAKKİ GAZETESİ (1868) Terakki, 1868’de Ali Raşid ve Filip Efendi’lerin çıkarttığı gazetenin bir hususiyeti haftada bir kadınlara mahsus bir gazete çıkarmasıdır. Yine haftalık mizah nüshası da vardır.VIII-MÜMEYYİZ GAZETESİ (1869) Mümeyyiz,1869’da çıkan gazetenin sahibi Sıtkı Efendi’dir. En büyük meziyeti çocuklar ait bir nüshasının olmasıdır.hafta içi 5 gün yayımlanan bir gazete idi. İlk sayısı Çarşamba’ya denk düşmesine rağmen geri kalan baskıları gazetenin Cuma günkü baskılarının yanında ve aynı ismi, Mümeyyiz ismini taşıyan, yanında ise “çocuklar için gazetedir” yazısı bulunan bir ilave olarak Mümeyyiz, dönemin Süpyan Mektepleri’nde (ilkokul) verilen eğitime ek olarak çocuklara, daha çağdaş daha Batılı eğitimle destek vermeyi ve bu yolla uzun vadede de olsa Türk toplumunun daha eğitimli ve daha çağdaş bir konuma gelmesi hatta Batılı ülkelere karşı yitirdiği eski itibarını ve gücünü yakalaması için çözüm üretmeyi hedeflemişti.IX-İBRET GAZETESİ (1870) 1870 yılında yayın hayatı başlayan gazetenin adı iki yıllık çalkantılı bir dönem geçirdikten sonra Ahmet Mithat Efendi tarafından “kiralanır” ve 1872’den başlayarak Namık Kemal, Ebüzziya Tevfik gibi ünlü adların bulunduğu kadrosuyla çıkmaya başlar. Başyazarı Namık Kemal’dir. Özellikle Namık Kemal’in yazıları nedeniyle ilgi gören gazete, yine Namık kemal yüzünden 1873’de kapatılır. Sebebi de yazarın “Vatan Yahut Silistire” adlı oyunudur. Oyunu beğenen ve tezahüratlarla İbret gazetesi önünde toplanan halkın heyecanı Osmanyı Sarayını ayağa kaldırınca gazete 1873 yılı Nisan ayında kapatılır. Ebüzziye Tevfik ile Ahmet Mithat Efendi Rodos adasına gönderilir. Gazete ancak 132 sayı yayınlanabilmiştir. Namık Kemal bu gazetede, özgürlükçü fikirleri savunmuş, basının işlevlerini ve önemini vurgulamıştır.

    X-MUSAVVER GAZETESİ (1872) Musavver,1872’de çıktı. En önemli özelliği tercümelere yer vermesi ve Fotoğraflı olarak yayımlanan ilk gazete olmasıdır.XI-TERCÜMAN-I HAKİKAT( 1878) II. Abdülhamid döneminde yayımlanan en önemli gazete,1878’de çıkmaya başlayan Tercüman-ı Hakikat Gazetesi, Ahmed Mithad Efendinin başarılı kalemi ile ve hükumeti tenkid etmeyen büyüklere şantaj, sansasyon özelliğinde olmayan ciddi haberciliğiyle bu devrin en uzun ömürlü ve itibarlı gazetesi oldu. Daha sonraki senelerde Ahmet Midhat Efendinin damadı Muallim Naci’nin idare ettiği bir edebi ilave verdi. Bu son derece ciddi ve terbiyevi bir edebiyat mecmuasıydı. Çocuklar için haftalık ilaveler verdi. Bu gazetede telif romanlar tefrika edildiği gibi, batı klasikleri de veriliyordu. Midhat Efendi bu arada 150’den fazla roman ve ilmi kitap yayınladı. Kitaplar, çekici ve akılcı bir üsluba sahib olduğundan, okutucu ve öğreticiydi. On dört ciltlik Avrupa Tarihi, üç ciltlik Dünya Tarihi serileri, o devirde halk tarafından merakla okundu. Ayrıca, Tercüman-ı Hakikat gazetesi tarafından açılan yardım kampanyası Osmanlı hükûmetinin yaptığı yardımların paralelinde olarak, İstanbul’da yayımlanan ve Ertuğrul’un battığını ilk kez Bahriye bakanı da dahil kamuoyuna duyuran Tercüman-ı Hakikat gazetesi tarafından da şehit ailelerine ve yetimlerine yardım toplanmaya başlanmıştı. Bu gazete gericiliğe ve tutuculuğa savaş açmıştır. Daha sonraları Ağaoğlu Ahmet’inde sert yazılar yazdığı gazete , devamlı suretle ittihatçılarla yapılan tartışmaların yayın aracı olmuştur. Balkan Harbi’nden sonra Ahmet Mithat’ın ölümü üzerine gazete Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar yayınlarını sürdütmüş daha sonra kapanmıştır.XII-MİZAN GAZETESİ (1886) Mizan Gazetesi : 21 Ağustos 1886’da haftalık mizan gazetesi çıkarılmıştır. bu gazeteyi Mizancı Murat adıyla anılan Murat bey çıkarmıştır. Gazetede iç ve dış politika konularına , ekonomi eğitim , maliye ile ilgili çeşili problemlerin çözümüne yer verilmiştir.Mizan Gazetesi 1897’de kapatılmıştır. Not: tasvir-i Efkar, Tercüman-ı Hakikat, Mizan gazeteleri halkın okuma alışkanlığının artmasında etkili olmuşlardır.

    XIII-İKDAM GAZETESİ (1894) Ahmet Cevdet tarafından İstanbul’da çıkarılan günlük gazete. Yazarları Bâbanzade İsmail Hakkı, Abdullah Zühtü, Ahmet Rasim idi. 24 Temmuz günü Hüseyin Cahit’te onlara katılmıştır. Abdülhamid döneminde birkaç defa kapatılmıştır. Ahmed Cevdet (Oran) kurduğu bu gazeteyi “siyasi Türk Gazetesi” olarak nitelemiştir Sonuç olarak baktığımızda, Tanzimat ile birlikte Batı ya ait pek çok edebi tür edebiyatımıza başarıyla uyarlanmıştır. Günümüzdeki yayınlanan pek çok yayın çeşidinin temelleri bu dönemde atılmıştır. Yukarıda belirtilen gazetenin dışında pek çok gazete bu dönemde yayınlanmış halkı bilgilendirme görevini başarıyla yapmıştır. Bu dönemde dikkat çeken bir başka önemli konu 1860 ta Türk basınının devlet ve hükümete karşı tavır alması,diğer dillerde yayınlanan gazetelerinde devletin birlik ve bütünlüğünü bozucu yayınlar yapması üzerine devlet bazı tedbirler almıştır.1864 te Matbuat Nizamnamesi düzenlenmiştir. Nizamname ile daha önce kurulmuş olan Babıali Tercüme odası, Matbuat müdürlüğü gibi kurumlara yeni görevler veriliyordu. Bunlar; siyasi nitelikteki yayınlara ruhsat vermek, yayınların içeriğini kontrol etmek, gazetelere verilecek resmi ilanları düzenlemek, Avrupa’da ülke aleyhi yayınlar yapan mecmuaların ülke içine girmesine engel olmak,aykırı davrananlara para ve hapis cezası uygulamak. Böylece devlet başta padişah ve diğer mensuplarını koruma altına almış oluyordu. Bu durum 1909 a kadar devam etmiştir.

    4.ETKİNLİK:

    Bu türler aracılığıyla Tanzimat Döneminde halk bilinçlendirilmeye ve eğitilmeye çalışılmıştır.

    TANZİMAT SANATÇILARI NASIL YETİŞMİŞLERDİR?

    •· Tanzimat dönemi sanatçıları, genel olarak toplumun zengin kesiminden çıkmış, iyi yetişmiş kişilerdir. Halk kökenli değillerdir; ama halkı bilinçlendirip uyandırmaya çalışmışlardır.”Toplum için sanat” düşüncesini benimsemişlerdir.
    Bu sanatçıların yetişmeleri tümüyle eski kültürle olmuştur.Tanzimatçıların idealleri ile uygulamaları, inançları ile yaşantıları arasında büyük farklılıklar vardır. Bu yüzden Tanzimat döneminde hep bir “ikilik” söz konusudur.Dilde sadeleşme düşüncesini savunmuşlardır; ancak bu düşünce uygulanamamıştır.Divan şiirini şiddetle eleştirmişler, ancak özellikle biçim yönünden Divan şiiri örneği sayılacak şiirler yazmışlardır (Gazel, kaside, terkib-i bent). Hece ölçüsünü ve Halk ede¬biyatını savunmuşlar, ama bu düşüncelerini de -birkaç örnek dışında- uygulamaya geçirememişlerdir.Tanzimat şiirinde söyleyiş değil, fikirler önem kazanmıştır. Yukarıda da belirtildiği gibi şiirlerde yeni konulara yer vermişlerdir.Bu dönem sanatçıları aynı zamanda birer devlet adamıdır, idarecidir, siyasetçidir. Özellikle şiirleriyle toplumu etkilemeye ve yönlendirmeye çalışmışlardır. Toplumsal sorunlara çözüm arayışına yönelmişlerdir.

    SAYFA 26:3.sorunun cevabı

    •· Gazetenin Batılı devletlerdeki işlevinin ve gücünün anlaşılması
    •Gazetenin ticari bakımdan kitaba göre daha avantajlı olması,pazarlanmasının kolay olması
    • Halkın anlayabileceği bir dille yazılması
    •Gazetenin basılan kitaplarla ve oynan tiyatro oyunlarıyla ilgili haber vermesi
    •Roman ve tiyatro eserlerinin tefrika edilmesini sağlaması ileriki yıllarda şiirlere ve edebiyat konularına halkın kolayca ulaşmasını sağlaması
    •Toplumsal konuların edebi türlere girmesini sağlaması
    Günümüzde ki gazeteler de toplumu bilgilendirmeye ve yönlendirmeye çalışmaktadırlar…4) Tanzimat fermanı ile Tanzimat edebiyatı aynı zamanda olmamamıştır. 1839 yılında Tanzimat fermanının halka ilan edilmesiyle Osmanlı devleti aydınlarının yönü doğudan batı uygarlığına çevrilmiştir. Böylece Türk aydını batıyı tanıma fırsatı bulmuştur. Tanzimat edebiyatının oluşması için gereken hazırlık dönemi başlamıştır.5) Tanzimat sonrası yazılan eserlerde dönemin siyasi baskıları nedeniyle sanatçılar daha çok bireysel temalara yönelmişlerdir.Aşk, tabiat,hüzün,ölüm,karamsarlık vb. Bireysel temaları işlemişlerdir.Bu durum Milli Edebiyat dönemine kadar sürmüştür.ANLAMA-YORUMLAMA…1) Bir edebi dönemin başlangıcı siyasi bir olaya ve zamana bağlanamaz …. Tanzimat’ın ilan edilmesi siyasi bir olaydır ; ama Tanzimat edebiyatının oluşması için gerekli şeylerin (Tanzimat ın anlaşılması hayata mâl olması ve böylecede edebiyata girmesi) ise zamana ihtiyacı vardır… Çünkü hiçbir siyasi olay halk tarafından anında anlaşılıp hayata giremez ..Muhakkak biR süreç geçirmek ve anlaşılmak zorundadır..anlaşılsın ki edebiyata konu olabilsin .Tanzimatta da böyle olmuştur ve ilan edildikten bir süre sonra anlaşılmış idrak edilmiş ve edebiyata girmiştir.2) Fayda ön plandadır.3) Tanzimat edebiyatı zihniyeti yüzünü her anlamda Batıya dönmüş,Batı’daki gelişme ve değişimleri yakın takibe almış bir karakter gösterir.Başka bir ifadeyle devletin kötü gidişatına çare bulmak için yeni tedbirler alıp kanunlar çıkararak her alanda Batı’ya yönelmek ve çağın gereklerine uygun olarak yenileşmektir.Bu dönem sanatçıları toplum için sanat anlayışını benimsemişlerdir.5.Okuduğumuz metin de bilgi vermek, eğitmek öğretmek amacıyla yazılmıştır.

    SAYFA 27:DEĞERLENDİRME:1) Y,D,D· 2) Tanzimat edebiyatı 1860 tarihinde Şinasi ve Agah Efendinin birlikte çıkardıkları Tercüman-ı Ahval gazetesiyle başlamıştır.· Batı· Takvim-i vekayi, Ceride-i Havadis, özel· Makale,roman,öykü,tiyatro,eleştiri,fıkra…

    3) Takvim-i Vekayi > 1831 Tercüman-ı AHVAL > 1860 Ceride-i Havadis > 1841 Tasvir-i Efkar > 18624) C5)Tanzimat Fermanı ilan edilmiştir.Birçok alanda birçok yenilik yapılmıştır.Daha ayrıntılı bilgi için

    Cevapla
  5. Ben uye oldugun halde goremiyorum bu nasil istir anlamadim gitti oraya tiklayin buraya tiklayin tikliyorum tik yok anlamadim gitti…

    Cevapla

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.