Lider Yayıncılık 12.sınıf türk edebiyatı etkinlik cevapları 2013-2014

2013-2014 Lider Yayınclılık 12.sınıf türk edebiyatı etkinlik cevapları, 2013-2014  12.sınıf türk edebiyatı etkinlik, 12.sınıf türk edebiyatı etkinlik cevapları Lider Yayınclılık

2013-2014 eğitim öğretim yılı ortaöğretimlerde 16 Eylül 2013 tarihi itibarıyla başladı.. 2012-2013 yılında 12.sınıf türk edebiyatı etkinlik ile ilgili öğrenciler paylaşımlarını sorubak forum bölümümüzde yapmışlardı. Yardımlaşma platformu haline gelen forum bölümümüzde lise 12.sınıf öğrencileri yardımlaşarak etkinliklerin çözümlerine yardımcı olmuş, bir öğrenme ortamı oluşturmuşlardı.

12.sınıf türk edebiyatı etkinlik cevapları 2013-2014 (Lider Yayıncılık) Cevapları İçin Tıklayınız

2013-2014 12.sınıf türk edebiyatı etkinlik paylaşımlarımızı ise burada yapacağız. 2012-2013 12.sınıf türk edebiyatı etkinlik yayın  evi ile 2013-2014 12.sınıf türk edebiyatı etkinlik ayın evleri  ne yazıkki farklı. Bu nedenle etkinlik cevapları da aynı değil.
2013-2014 12.Sınıf Türk Edebiyatı Kitabı Etkinlik Cevapları (Lider Yayıncılık)

Bu arada 213-2014 Türk Edebiyatı ders kitaplarını aşağıdan indirebiliriniz.

147Türk      Edebiyatı 9MEBFIRAT YAY.
148Türk Edebiyatı-10MEBBİRYAY YAY
149Türk      Edebiyatı-11MEBYILDIRIM YAY
150Türk      Edebiyatı-12YOKLİDER YAY.

“Lider Yayıncılık 12.sınıf türk edebiyatı etkinlik cevapları 2013-2014” üzerine 34 yorum

  1. sayfa 76 cevaplanıyor>>>>>>>>>>> Teşekkür Butondan Lütfen
    1- şiirin ölçüsü: hece ölçüsü,
    b) uyak- aabb/ccdd
    c)nazım birimiBig Grinörtlük
    2-birimler memlekte özlemi teması etrafında birleşir.
    3-tema günlük yaşamla ilgilidir. memlekt sevgisinin herkes kendi içinde hisedebilir.
    4-memleket özlemi milli edebiyattan başlanarak işlenen bir temadır
    5-anadolu motifler: bir sevgilinin bekleyişi,at arabası yolculuğu,yolcunun köye kavuşma heyecanı
    6-halkın konuşma diline yakın.öyküleyici bir anlatım özelliğide taşımakta. şari kendi duygularını bir yolcunun dili ile dile getirmektedir
    7. söz sanatları:
    söz sanatları metnin anlam ve söyleyişine estetik bir değer eazandırır
    *ne zaman tükenecek bu yollar arabacı” -istifham
    *”gurbet,hasret,yol” sözcükleri arasındaki anlam ilişksi-tenasüp
    *tasa,yollar gibi sonsuzdur-teşbih
    *”bitmek ve başlamak” sözcükler anlamca zıttır-tezat
    8-açık ve sade dil,halkın günlük yaşamına duyarlılık,hece ölçüsü
    9-memleket özlemi,arabacı ile muhabbet,ata arabası,köy
    bu unsurlar modern şirin dil anlatım olanaklarınından biçim ve ses özellikerinden yararlanılarak dile getirilmiştir.
    10-dilin dopal olması ve ses ahnegi batılaşan şiir geleneğinin bir yansıması. hece ölçüsü kullanılmış
    11-metin cumhuriyet edebiyatının zevk ve anlayışının sürdüren şiir geleneğine uuygun olarak yazılmıştır.
    12- siz cevaplayın
    13-bu duygular günümüZ koşullarında da yaşanabilir
    14-Faruk Nafiz Çamlıbel’in Fikri ve Edebi Kişiliği
     Beş hececilerdendir.
     Şiirleri aşk, memleket güzelliği, vatan sevgisi üzerine kuruludur.
     Anadolu’yu şiirlerinde en iyi işleyen şairlerimizdendir.
     Anadolu’yu işlenmemiş bir sanat olarak kabul edip ona yönelmiştir. Bu yönü diğer sanatçılarımıza örnek olmuştur.
     Anadolu’yu en güzel işleyen şiiri “Han Duvarları”dır.
     Eserleri: Gönülden Gönüle, Şarkın Sultanları, Dinle Neyden, Çoban Çeşmesi, Bir Ömür Böyle Geçti, Elimle Seçtiklerim, Tatlı Sert, Akıncı Türküleri, Han Duvarları, İlk Göz Ağrısı…
    İlk şiirlerini aruz ölçüsüyle yazdı. Cenap Şahabettin ve özellikle Yahya Kemal’in etkisinde kaldı. “Edebiyat-ı Umumiye” dergisi’nde yayımlanan “Şarkın Sultanları” şiiri, edebiyat çevresinde kendisine yer açmasını sağlayan ilk ürünü oldu. Aruzla yazdığı şiirlerini 1918’de “Şarkın Sultanları”, 1919’da “Dinle Neyden” ve “Gönülden Gönüle” adlı kitaplarında topladı. Sonralarıysa aruz ölçüsünden uzaklaşarak hece ölçüsünü ve Türkçenin yalınlaşması, yabancı kelimelerden ve kalıplardan uzaklaşılması düşüncesini benimsedi. Şiirlerinde hecenin Özellikle 7+7 kalıbına bir ses zenginliği kazandırdı[3]. Milli edebiyatın oluşabilmesi, geliştirilebilmesini misyon edindi ve Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy, Yusuf Ziya Ortaç, Orhan Seyfi Orhon ile birlikte türk edebiyat tarihinde “Beş Hececiler”’den biri olarak anılır oldu:
    sayfa 79 cevaplanıyor>>>>>>>>>>
    1- aheng uyak redif ve keleime tekrarları iel sağlanmıştır
    2-ses akışı uyak ve sözcük tekrarları ile sağlanmış
    3-söz santları:
    *bir göğüs sözü ile bir insan kast edilmiş -mecazımürsel
    *destan kaside sözcükleri anlam yakınlığı olan sözcükler-tenasüp
    *geri gitsin ifadesi tekrarlanmış-tekrir
    destanın öksüz olması-teşhis
    4-eğik anlatım ön planda
    5-vurgu yüksek olup yiğitçe bir söyleyiş var. destan türüne yakın
    6-şehitler tepesi çiçekler türbeler memleket manzarasını canlındıran unsurlardır
    7-metin dize sayısı frklı bentlerden oluşmuş.kahramanlık teması etrafında bentleri dile getiren duygular bir araya gelmiş
    8-tema türk tarhinde yapılan bağımsızlık savaşlarına işaret etmekte. şiirde çanakkale zaferi veya kurtuluş savaşı gibi tarihi olaylar sezdirilmeye çalışılmış
    9-bayrak,vatan,millet kahramanlık temaları arif nihattan önce edebiyatımızda ele alınmış
    10-açık sade bir dil,yiğitçe söyleyiş,halkın duyarlı olduğu konu
    11-şiir cumhuriyet dönemi milli edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren şiir geeneğine uygun yazılmış

    Cevapla
  2. ayşe cok teskkur ederım cok faydalı oldu yazdıkların 25 ile 28 arası yapsanız sevınırım lutfen

    Cevapla
  3. Lütfen 45-50. sayfalar arası acil . 3. haftada 45. sayfadayız düşünün artık ne kdar zor durumdayım. Cins hocaların ceosu bizimkisi …

    Cevapla
    • Mesaj: #1
      2013 2014 12. sınıf edebiyat kitabı lider yayınları cevapları sayfa 37 38

      2013 2014 12. sınıf edebiyat kitabı lider yayınları cevapları sayfa 37 38
      Sayfa 37 38
      Sayfa 37 5. etkinlik b seçeneği
      Cumhuriyet dönemi: açık ve sade bir dil, günlük yaşamdan alınan sözcükler çoğunluktadır. Yabancı sözcük sayısı oldukça azdır.
      Milli edebiyat dönemi: dil yine açık ve sade. çok az sayıda eski kelimeler kullanılmıştır. yabancı kelime sayısı azdır.

      Servetifünün edebiyatı : Yabancı kelime sayısı oldukça fazla. dil ağır ve süslü cümleler oldukça uzundur. anlatımlarda şiirsel bir uslup söz konusudur.

      Tanzimat edebiyatı: bu dönemde de ağır bir dil mevcut. özellikle Osmanlıca sözcük fazla.halkın konuşma dilinde uzaktır

      Divan edebiyatı: dil süslü ve ağırdır. sözcüklerin nerdeyse çoğu yabancıdır. cümlelerde sanatlı bir anlatım sözkonusu olup halktan kopuk bir dil kullanılmıştır.
      Sayfa 38 deki tablo
      Hepsi öğretici işaretle

      Cevapla
    • 2013 2014 12. sınıf edebiyat kitabı lider yayınları cevapları sayfa 10
      Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının Oluşumu

      Etkinlik: a) 1918-2000 yılları arasında toplumu derinden etkileyen sosyal ve siyasal olaylar nelerdir? Bu olaylarla edebî hareketler arasında bir bağlantı var mıdır? Araştırınız.

      Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)
      Atatürk’ün Samsun’a çıkması (19 Mayıs 1919)
      Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)
      Erzurum Kongresi (23 Temmuz – 5 Ağustos 1919)
      Sivas Kongresi (4 -11 Eylül 1919)
      Mustafa Kemal, ulusal mücadeleyi yönetmek için merkez olarak seçtiği Ankara’ya geldi (27 Aralık 1919).

      “Osmanh Meclis-i Mebusan”ı İstanbul’da açıldı (12 Ocak 1920)
      Burada Mustafa Kemal’e bağlı temsilciler “Misak-ı Milli kararların,n kabul edilmesini sağladılar (28 Ocak 1920)
      İstanbul’un işgali 15 Mart 1920
      23 Nisan 1920 TBMM açıldı.
      Sevr Antlaşması (10 Ağustos 1920) – Ankara’daki TBMM antlaşmayı reddetti.
      1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldı.
      Başkumandan Meydan Muharebesi’yle düşman denize döküldü. (30 Ağustos 1922) Kurtuluş Savaşı kazanıldı.
      Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923
      2 Ekim 1923’te işgal kuvvetleri İstanbul’dan ayrıldı.
      6 Ekim 1923’te Türk ordusu coşkun gösteriler ve sevinç gözyaşları içinde İstanbul’a girdi.
      29 Haziran 1939’da Hatay Millet Meclisi Türkiye’ye katılma kararı aldı.
      13 Ekim 1923’te Ankara’nın başkent olması kabul edildi.
      29 Ekim 1923’te rejimin adı konularak cumhuriyet ilan edildi. Oy birliği ile Gazi Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanı, ilk Cumhuriyet hükümetini kurma görevini İsmet Paşa’ya verdi.
      3 Mart 1924 Halifelik kaldırıldı.
      Tevhid-i Tedrisat kanunu çıkarıldı (1924)
      Latin alfabesi kabul edildi. 1928
      Tekke ve zaviyeler kapatıldı. 1925
      Soyadı kanunu 1934
      10 Kasım 1938 – Atatürk’ün vefatı
      1939-1945 2. Dünya Savaşı
      Orta Doğu’da İsrail devleti kuruldu.
      ABD, Rusya ve İngiltere, Birleşmiş Milletleri kurdu.
      İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler tarafından benimsendi.
      1949’da NATO kuruldu.
      Türkiye 1952’de NATO’ya kabul edildi.
      1946’da Demokrat Parti kuruldu, 1950’de iktidara geldi.
      27 Mayıs 1960 Askeri darbe yapıldı.
      1974 – Kıbrıs Barış Harekatı
      1983 KKTC kuruldu.
      12 Eylül 1980 askeri darbe yapıldı.
      Hazırlık Çalışması
      2. Etkinlik:
      ŞİİRDE HECE KULLANILMIS,
      DİL SADELEŞMİŞ,
      KONULARDA ANADOLU İŞLENMİŞ, ANADOLUYA YÖNELME BASLAMISTIR.
      ÇAĞDAŞLASMA İÇİN NELER YAPILMASI GEREKTİĞİNDEN BAHSEDİLMİŞ,
      KONU OLARAK VE EESERLERDE ATATÜRK ‘ÜN İLKELERİ BİR YOL OLARAK GÖRÜLMÜŞTÜR.
      SÜRREALİZM (GERÇEKÜSTÜCÜLÜK)
      • İlkeleri Fransız şair Andre Breton tarafından 1924′te or¬taya konulmuştur.
      • Freud’un psikanaliz yöntemi temel oluşturur.
      • Sanat, insanı anlatmalı ise insanın gerçek kişiliği, bilinçal¬tındaki istek, eğilim ve korkularda ortaya çıkar. Bu nedenle bilinçaltını ortaya çıkaran rüya, sayıklamalar gibi anlatım¬lara önem verilir.
      • Bilinçaltını akıl ve mantıktan üstün tutmuşlardır.
      • “Otomatik yazı” denen bir yazı sistemi ile sanatçı aklından geçenleri dil bilgisi kurallarını düşünmeden yazar ve böy-lelikle ortaya bir sanat eseri çıkar.
      Temsilcileri
      Andre Breton, Paul Eluard, Louis Aragon
      Türk edebiyatında: Garipçiler ve İkinci Yeniciler bu akım¬dan etkilenmiştir.
      EGZİSTANSİYALİZM (VAROLUŞÇULUK)
      • Martin Heidegger’in varoluşçuluk felsefesinin edebiyattaki yansımasıdır.
      • Edebiyattaki kurucusu Jean Paul Sartre’dır.
      • Descartes’in “Düşünüyorum öyleyse varım.” felsefesine yani akla dayanır.
      • Varoluşçuluk, insanın varoluşuyla doğal nesnelere özgü varlık türü arasındaki karşıtlığı büyük bir güçle vurgulayan, iradesi, bilinci ve aklı olan insanların irade ve bilinçten yoksun nesneler dünyasına fırlatılmış olduğunu öne süren bir düşünce akımıdır.
      • Varoluşçuluğa göre: insan karşılaştığı durumlar karşısında en iyiyi en doğruyu aklıyla seçecektir. Ancak bu bir buna-lımla olacaktır. Dolayısıyla insan sorumluluk bilinciyle ha¬reket eder ve kendini var eder. Çünkü insan, karakterini kendi yaratarak var olur.
      • Cumhuriyet Dönemi’nde edebiyatımıza giren bu akımdan Oğuz Atay, Edip Cansever ve Yusuf Atılgan etkilenmiştir.
      Temsilcileri
      Jean Paul Sartre, Albert Camus, Andre Malraux, Simone de Beauvoir
      SEZGİCİLİK (İNTÜİSYONİZM)
      • Bu akımın düşünceleri büyük ölçüde Fransız filozof Henri Bergson’un sezgicilik/ruhçuluk felsefesine dayanır.
      • Materyalizme ve pozitivizme karşı olan, idealist bir yakla¬şımdır.
      • Bu anlayışa göre bilginin asıl kaynağı akıl değil sezgidir.
      • İnsanın sezgi gücünün hayalleri ve duyguları belirlediği, maddenin, varlığın buna bağlı olarak şekillendiği savunulur; dış dünya, varlık, madde, eşya, ruhun, düşüncenin bir ürünüdür.
      • Sembolist şairlerin, saf şiir anlayışını savunan şairlerin varlığa yaklaşım biçimleri büyük ölçüde sezgici felsefeye dayanır.
      • Belirleyici olan somut varlık değil, şairin duyuş, görüş, düşünüş tarzıdır. Dış dünya insanın iç dünyasını ifade etmeye yarayan simgeler âlemidir.
      • Dış dünya, düşünceyle, duyguyla, algıyla, rüyayla anlam¬landırılabilir.
      • Bu akım edebiyatımıza Cumhuriyet Dönemi’nde girmiştir.
      • Türk şiirinde sezgici yaklaşımın en önemli temsilcisi Ahmet Hamdi Tanpınar’dır.
      • Necip Fazıl Kısakürek, Asaf Halet Çelebi gibi yazar ve şairler üzerinde de bu anlayışın etkileri vardır.
      İnceleme
      1.Metin
      1. 1071 Malazgirt Savaşı ile Alpaslan’ın Anadolu’ya girmesi vatan kurma çabalarının tarihsel kökenidir.
      2. “eski hayat ağacını” donatan mucizenin temelinde dehalar ve sanatçılar vardır.
      3. Kurtuluş savaşında mücadele etmiş isimsiz şehit ve gazilere…
      4. Toprağa sahip olmak, Tarihe sahip olmak, Sanata ve sanatçılara sahip olmak…

      2.Metin
      1. Kurtuluş Savaşı ve onun Anadolu’daki yansımalarıdır. Yakup Kadri, Yaban’la gerçekdışı, bir düş ülkesi görünümündeki köy edebiyatını yıkmıştır. Çirkin, kısır bir doğa, pis bir çevre; illetli, sakat insanlar, cehalet, kör inançlar, içgüdülerin yön verdiği bir yaşama biçimi… çizilen tablonun renkleri bunlardır. Savaş sanki bu insanların dışında olup bitmektedir. Askere çağrılma korkusu dışında ilgilenmezler savaşla.
      2. Köylülerle aynı kanı taşıdığı, aynı dili konuştuğu, aynı tarihi paylaşmasına rağmen kendisine “Yaban” denmesine kızıyor.
      Aynı siyasi alın yazısı, aynı sosyal bağlar, kardeşlik, evlatlık, analık-babalık bağları…
      3. Bir başka deyişle bilinç, kişinin etrafında olan bitenleri fark etmesini sağlayan, gerçekliğin farkına varma yetisi olarak görülebilir. Bilinç hem bireysel, hem de toplumsal dünyanın gerçeğine vakıf olma, onu hissetme, katılma ve onu değiştirmenin aracıdır. Bu yönüyle bilinç, yalnızca insana özgü bir realitedir. Bireyin hem kendisinin hem de dış dünyanın bütünlüklü bilgisine ulaşmasını sağladığından bilincin (psikolojik) bireysel ve toplumsal (sosyolojik) olmak yılda iki temel boyutu bulunmaktadır. Metne göre milleti oluşturan ortak değerler: Kan bağı, ortak dil, ortak tarih, aynı coğrafya üzerinde yaşamak, aynı dine inanmak, aynı siyasi geleceği paylaşmak, aynı sosyal bağları bulunmak.
      4. Ahmet Celâl köye geldikten sonra köylünün değer yitimine uğradığını görür ve bunun sonucunda köylü ile çatışır. Kahraman bu dönemde, hem köylü hem de kendi ile bir uyuşmazlık içindedir. Kendini köylüye benzetmeye çalıştıkça iyice yabanlaşır. Köylülerin konumu ağır basar.

      3. Metin
      1. Millî Kurtuluş Hareketini ilk defa ve hususî plânda başlatan Maraş, aile kökünün bağlı olduğu bu som ve saf Müslümanlık ve Türklük yatağına ait bir kahramanlık destanı… Avrupa’da okumuş ve Avrupa’yı bütün dış tesellileri ve iç bunalımlarıyla aydın bir Batılıdan daha iyi tanımış soylu bir Maraşlının ruhçuluk aksiyonu ve maddeye ruhla karşı çıkma hamlesi…
      2. Yararlanmıştır.
      3. Güçlü bir yazım tekniğinin görüldüğü tiyatro oyunlarında ise daha çok korku ve kaygı psikolojisini işledi.

      4.Metin
      1. Toprağa bağlı, okumayan ama bilen, ağlayan, gülen, aşık olan, gurbete çıkan, vatanı için savaşan…
      2. Ortak sanat değerlerinin ve sanatçıların olması, aynı milli duyguların oluşması…
      3. Hoca Nasreddin gibi ağlayan – Bayburtlu Zihni gibi gülendir – toprağın nabzı … Batı edebiyatı anlayışı sezilir, şiirin diğer ifadeleri ise memleket edebiyatıdır.
      4. Doğrudan bağ kurulabilir: Metnin yazıldığı dönemde günlük konuşma dili ile edebi dil arasındaki fark ortadan kalmıştı; üstelik öz Türkçe hareketi edebiyatta başlamıştı.

      5.Metin
      1. Varoluşçuluğa göre: insan karşılaştığı durumlar karşısında en iyiyi en doğruyu aklıyla seçecektir. Ancak bu bir buna¬lımla olacaktır. Dolayısıyla insan sorumluluk bilinciyle ha¬reket eder ve kendini var eder. Çünkü insan, karakterini kendi yaratarak var olur.

      6.Metin
      1. Türk edebiyatındaki gelişme ve yenileşme çabalarının dayanak noktaları, toplumsal, siyasal ve kültürel değişimlerdir.
      2. Cumhuriyet dönemi şair ve yazarların etrafında bütünleştikleri temel düşünce “toplumcu sanat” anlayışıdır.
      3. Üç ana eğilim söz konusudur: 1)Memleketçilik (Kurtuluş Savaşı ile yükselen milliyetçilik), 2)Öz şiir (Yenilik arayışları ve bireyin ön plana çıkması), 3)Toplumcu gerçekçilik(Anadolu ve Anadolu insanını tanıma ve aydınlatma)
      4. Şiirde üç eğilim görülür, romanda bilinçli bir Anadolu’ya açılma vardır, hikayede yazarlar kitaplarını yayınlamışlar olay ve durum hikayeleri yazılmış, tiyatroda halkı aydınlatan ve eğitim aracı olarak oyunlar oynanmış.

      7.Metin
      1. a)Cumhuriyette temel ilke seçimdir.
      b)Cumhuriyet rejiminde egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir.
      c)Cumhuriyetçilik, anayasamızda, -Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.- şeklinde birinci madde olarak yer almıştır.
      d)Cumhuriyet rejimi, demokratik ve insan haklarına saygılı bir devlet şeklidir.
      e)Türk milletinin tabiatına ve adetlerine en uygun yönetim şeklidir.

      8.Metin
      1. Laiklik, devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine göre değil, akla ve bilime dayandırılmasıdır. Ayrıca; insanların, dini inancına ve vicdan hürriyetine karışılmaması, herkesin din ve inancının gereklerini serbestçe yerine getirebilmesi olarak da tanımlanabilmektedir.
      Anlama ve Yorumlama
      1. Yaşam tarzındaki ve yönetim biçimindeki değişim
      Halkın konuşma dili ile edebi dil arasında yakınlaşma
      Halk şiiri geleneği, önemli bir kaynak niteliği kazanmıştır.
      Toplumun her kesiminden şair ve yazarlar çıkmış; edebiyat yeni boyutlar kazanmıştır
      Toplum ve toplumun sorunları gözleme dayalı bir gerçeklikle anlatılır.
      Teokratik devlet biçiminden, demokratik devlet biçimine yöneliş, laiklik, hukuk alanındaki değişiklikler, Latin alfabesine geçiş, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun kurulması, kalkınma ve eğitim seferberliği.
      2. Vatan, bayrak, dil, tarih, Atatürk ilke ve devrimleri….

      3. Avusturyalı Dr. Sigmund Freud (1856-1939) insan ruhuna ve bilinçaltına dair önemli buluşlarıyla çığır açarak 20. yy.daki bütün sanat ve düşünce akımlarını etkilemiştir.
      *Psikoloji ve psikiyatri bilimlerinden yararlanmışlardır.
      * Bireyin iç sıkıntıları, bilinçaltı, toplumla çatışma, tedirginlik, yabancılaşma ve yalnızlık gibi konular işlenir.
      *Çağrışımlara açık sanatsal, şiirsel bir anlatımla yazmışlardır.
      *İç konuşma ve bilinç akımı gibi anlatım tekniklerini kullanmışlardır.
      *İnsan gerçekliliğini farklı yönlerden anlatmışlardır.
      *Ruh çözümlemelerine önem vermişlerdir.
      *Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdülhak Şinasi Hisar, Mustafa Kutlu, Semiha Ayverdi, Tarık Buğra
      a- 1923- 1940 Yılına Kadar Türk Edebiyatı:
      1. Beş Hececiler. 2. Yedi Meşaleciler
      b- 1940 Sonrası Türk Edebiyatı:
      1.Garipçiler 2.İkinci Yeniciler 3.Memleketçiler ( Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdürenler) 4.Mavi Akımı 5.Hisarcılar
      6.Toplumsal Gerçekçiler 7.Mistikçiler 8.Post Modernistler 9.Öz Şiir Yanlıları

      4. Cumhuriyet döneminde dilin yalınlaşması, özleşmesi çalışmaları hızlanmış; sürüp gelen dil tartışmaları, Türk Dil Kurumu’nun kurulmasıyla bilimsel bir zemine oturtulmuştur. Dil devrimiyle birlikte Türkçe ve Türk edebiyatı gerçek macerasına girmiş; milliyetçi, halkçı, yenilikçi, modern sanat ve edebiyat görüşlerinin benimsendiği bir edebiyat doğmuştur.
      Yazı diliyle konuşma dili arasındaki öteden beri süregelen fark ortadan kalkmış; dilde sadeleşme çabaları sürmüş ve bunda başarılı olunmuştur. Düzyazıda özellikle Nurullah Ataç’ın öncülük ettiği yeni nesir ve öz Türkçecilik ve devrik cümle anlayışı yaygınlaşmıştır.
      Bu özellikler günümüz Türk edebiyatında da geçerliliğini korumaktadır.

      5. Tanzimat’tan Cumhuriyete kadar geçen sürede, edebî eserlerde tartışılan birçok problem, Atatürk ilke ve inkılâplarında ifadesini bulmuş ve çözümlenmiştir. Kadınların sorunları Atatürk ilke ve inkılâplarının getirdiği hak ve özgürlükler sayesinde halledilmiştir. Yine dinî istismar ve taassubun acı sonuçlarını, ayrıca yanlış batılılaşmayı dile getiren Yenileşme dönemi (Tanzimat’tan Cumhuriyete kadar geçen süre) eserlerinde bahsedilen bu sorunlar Cumhuriyetle birlikte ortadan kalkmıştır. Tanzimat şairlerinin “hürriyet, eşitlik” hayalleri Cumhuriyetle gerçek olmuştur.

      Cevapla
    • 2013 2014 12. sınıf edebiyat kitabı lider yayınları cevapları sayfa 10
      Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının Oluşumu

      Etkinlik: a) 1918-2000 yılları arasında toplumu derinden etkileyen sosyal ve siyasal olaylar nelerdir? Bu olaylarla edebî hareketler arasında bir bağlantı var mıdır? Araştırınız.

      Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)
      Atatürk’ün Samsun’a çıkması (19 Mayıs 1919)
      Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)
      Erzurum Kongresi (23 Temmuz – 5 Ağustos 1919)
      Sivas Kongresi (4 -11 Eylül 1919)
      Mustafa Kemal, ulusal mücadeleyi yönetmek için merkez olarak seçtiği Ankara’ya geldi (27 Aralık 1919).

      “Osmanh Meclis-i Mebusan”ı İstanbul’da açıldı (12 Ocak 1920)
      Burada Mustafa Kemal’e bağlı temsilciler “Misak-ı Milli kararların,n kabul edilmesini sağladılar (28 Ocak 1920)
      İstanbul’un işgali 15 Mart 1920
      23 Nisan 1920 TBMM açıldı.
      Sevr Antlaşması (10 Ağustos 1920) – Ankara’daki TBMM antlaşmayı reddetti.
      1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldı.
      Başkumandan Meydan Muharebesi’yle düşman denize döküldü. (30 Ağustos 1922) Kurtuluş Savaşı kazanıldı.
      Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923
      2 Ekim 1923’te işgal kuvvetleri İstanbul’dan ayrıldı.
      6 Ekim 1923’te Türk ordusu coşkun gösteriler ve sevinç gözyaşları içinde İstanbul’a girdi.
      29 Haziran 1939’da Hatay Millet Meclisi Türkiye’ye katılma kararı aldı.
      13 Ekim 1923’te Ankara’nın başkent olması kabul edildi.
      29 Ekim 1923’te rejimin adı konularak cumhuriyet ilan edildi. Oy birliği ile Gazi Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanı, ilk Cumhuriyet hükümetini kurma görevini İsmet Paşa’ya verdi.
      3 Mart 1924 Halifelik kaldırıldı.
      Tevhid-i Tedrisat kanunu çıkarıldı (1924)
      Latin alfabesi kabul edildi. 1928
      Tekke ve zaviyeler kapatıldı. 1925
      Soyadı kanunu 1934
      10 Kasım 1938 – Atatürk’ün vefatı
      1939-1945 2. Dünya Savaşı
      Orta Doğu’da İsrail devleti kuruldu.
      ABD, Rusya ve İngiltere, Birleşmiş Milletleri kurdu.
      İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler tarafından benimsendi.
      1949’da NATO kuruldu.
      Türkiye 1952’de NATO’ya kabul edildi.
      1946’da Demokrat Parti kuruldu, 1950’de iktidara geldi.
      27 Mayıs 1960 Askeri darbe yapıldı.
      1974 – Kıbrıs Barış Harekatı
      1983 KKTC kuruldu.
      12 Eylül 1980 askeri darbe yapıldı.
      Hazırlık Çalışması
      2. Etkinlik:
      ŞİİRDE HECE KULLANILMIS,
      DİL SADELEŞMİŞ,
      KONULARDA ANADOLU İŞLENMİŞ, ANADOLUYA YÖNELME BASLAMISTIR.
      ÇAĞDAŞLASMA İÇİN NELER YAPILMASI GEREKTİĞİNDEN BAHSEDİLMİŞ,
      KONU OLARAK VE EESERLERDE ATATÜRK ‘ÜN İLKELERİ BİR YOL OLARAK GÖRÜLMÜŞTÜR.
      SÜRREALİZM (GERÇEKÜSTÜCÜLÜK)
      • İlkeleri Fransız şair Andre Breton tarafından 1924′te or¬taya konulmuştur.
      • Freud’un psikanaliz yöntemi temel oluşturur.
      • Sanat, insanı anlatmalı ise insanın gerçek kişiliği, bilinçal¬tındaki istek, eğilim ve korkularda ortaya çıkar. Bu nedenle bilinçaltını ortaya çıkaran rüya, sayıklamalar gibi anlatım¬lara önem verilir.
      • Bilinçaltını akıl ve mantıktan üstün tutmuşlardır.
      • “Otomatik yazı” denen bir yazı sistemi ile sanatçı aklından geçenleri dil bilgisi kurallarını düşünmeden yazar ve böy-lelikle ortaya bir sanat eseri çıkar.
      Temsilcileri
      Andre Breton, Paul Eluard, Louis Aragon
      Türk edebiyatında: Garipçiler ve İkinci Yeniciler bu akım¬dan etkilenmiştir.
      EGZİSTANSİYALİZM (VAROLUŞÇULUK)
      • Martin Heidegger’in varoluşçuluk felsefesinin edebiyattaki yansımasıdır.
      • Edebiyattaki kurucusu Jean Paul Sartre’dır.
      • Descartes’in “Düşünüyorum öyleyse varım.” felsefesine yani akla dayanır.
      • Varoluşçuluk, insanın varoluşuyla doğal nesnelere özgü varlık türü arasındaki karşıtlığı büyük bir güçle vurgulayan, iradesi, bilinci ve aklı olan insanların irade ve bilinçten yoksun nesneler dünyasına fırlatılmış olduğunu öne süren bir düşünce akımıdır.
      • Varoluşçuluğa göre: insan karşılaştığı durumlar karşısında en iyiyi en doğruyu aklıyla seçecektir. Ancak bu bir buna-lımla olacaktır. Dolayısıyla insan sorumluluk bilinciyle ha¬reket eder ve kendini var eder. Çünkü insan, karakterini kendi yaratarak var olur.
      • Cumhuriyet Dönemi’nde edebiyatımıza giren bu akımdan Oğuz Atay, Edip Cansever ve Yusuf Atılgan etkilenmiştir.
      Temsilcileri
      Jean Paul Sartre, Albert Camus, Andre Malraux, Simone de Beauvoir
      SEZGİCİLİK (İNTÜİSYONİZM)
      • Bu akımın düşünceleri büyük ölçüde Fransız filozof Henri Bergson’un sezgicilik/ruhçuluk felsefesine dayanır.
      • Materyalizme ve pozitivizme karşı olan, idealist bir yakla¬şımdır.
      • Bu anlayışa göre bilginin asıl kaynağı akıl değil sezgidir.
      • İnsanın sezgi gücünün hayalleri ve duyguları belirlediği, maddenin, varlığın buna bağlı olarak şekillendiği savunulur; dış dünya, varlık, madde, eşya, ruhun, düşüncenin bir ürünüdür.
      • Sembolist şairlerin, saf şiir anlayışını savunan şairlerin varlığa yaklaşım biçimleri büyük ölçüde sezgici felsefeye dayanır.
      • Belirleyici olan somut varlık değil, şairin duyuş, görüş, düşünüş tarzıdır. Dış dünya insanın iç dünyasını ifade etmeye yarayan simgeler âlemidir.
      • Dış dünya, düşünceyle, duyguyla, algıyla, rüyayla anlam¬landırılabilir.
      • Bu akım edebiyatımıza Cumhuriyet Dönemi’nde girmiştir.
      • Türk şiirinde sezgici yaklaşımın en önemli temsilcisi Ahmet Hamdi Tanpınar’dır.
      • Necip Fazıl Kısakürek, Asaf Halet Çelebi gibi yazar ve şairler üzerinde de bu anlayışın etkileri vardır.
      İnceleme
      1.Metin
      1. 1071 Malazgirt Savaşı ile Alpaslan’ın Anadolu’ya girmesi vatan kurma çabalarının tarihsel kökenidir.
      2. “eski hayat ağacını” donatan mucizenin temelinde dehalar ve sanatçılar vardır.
      3. Kurtuluş savaşında mücadele etmiş isimsiz şehit ve gazilere…
      4. Toprağa sahip olmak, Tarihe sahip olmak, Sanata ve sanatçılara sahip olmak…

      2.Metin
      1. Kurtuluş Savaşı ve onun Anadolu’daki yansımalarıdır. Yakup Kadri, Yaban’la gerçekdışı, bir düş ülkesi görünümündeki köy edebiyatını yıkmıştır. Çirkin, kısır bir doğa, pis bir çevre; illetli, sakat insanlar, cehalet, kör inançlar, içgüdülerin yön verdiği bir yaşama biçimi… çizilen tablonun renkleri bunlardır. Savaş sanki bu insanların dışında olup bitmektedir. Askere çağrılma korkusu dışında ilgilenmezler savaşla.
      2. Köylülerle aynı kanı taşıdığı, aynı dili konuştuğu, aynı tarihi paylaşmasına rağmen kendisine “Yaban” denmesine kızıyor.
      Aynı siyasi alın yazısı, aynı sosyal bağlar, kardeşlik, evlatlık, analık-babalık bağları…
      3. Bir başka deyişle bilinç, kişinin etrafında olan bitenleri fark etmesini sağlayan, gerçekliğin farkına varma yetisi olarak görülebilir. Bilinç hem bireysel, hem de toplumsal dünyanın gerçeğine vakıf olma, onu hissetme, katılma ve onu değiştirmenin aracıdır. Bu yönüyle bilinç, yalnızca insana özgü bir realitedir. Bireyin hem kendisinin hem de dış dünyanın bütünlüklü bilgisine ulaşmasını sağladığından bilincin (psikolojik) bireysel ve toplumsal (sosyolojik) olmak yılda iki temel boyutu bulunmaktadır. Metne göre milleti oluşturan ortak değerler: Kan bağı, ortak dil, ortak tarih, aynı coğrafya üzerinde yaşamak, aynı dine inanmak, aynı siyasi geleceği paylaşmak, aynı sosyal bağları bulunmak.
      4. Ahmet Celâl köye geldikten sonra köylünün değer yitimine uğradığını görür ve bunun sonucunda köylü ile çatışır. Kahraman bu dönemde, hem köylü hem de kendi ile bir uyuşmazlık içindedir. Kendini köylüye benzetmeye çalıştıkça iyice yabanlaşır. Köylülerin konumu ağır basar.

      3. Metin
      1. Millî Kurtuluş Hareketini ilk defa ve hususî plânda başlatan Maraş, aile kökünün bağlı olduğu bu som ve saf Müslümanlık ve Türklük yatağına ait bir kahramanlık destanı… Avrupa’da okumuş ve Avrupa’yı bütün dış tesellileri ve iç bunalımlarıyla aydın bir Batılıdan daha iyi tanımış soylu bir Maraşlının ruhçuluk aksiyonu ve maddeye ruhla karşı çıkma hamlesi…
      2. Yararlanmıştır.
      3. Güçlü bir yazım tekniğinin görüldüğü tiyatro oyunlarında ise daha çok korku ve kaygı psikolojisini işledi.

      4.Metin
      1. Toprağa bağlı, okumayan ama bilen, ağlayan, gülen, aşık olan, gurbete çıkan, vatanı için savaşan…
      2. Ortak sanat değerlerinin ve sanatçıların olması, aynı milli duyguların oluşması…
      3. Hoca Nasreddin gibi ağlayan – Bayburtlu Zihni gibi gülendir – toprağın nabzı … Batı edebiyatı anlayışı sezilir, şiirin diğer ifadeleri ise memleket edebiyatıdır.
      4. Doğrudan bağ kurulabilir: Metnin yazıldığı dönemde günlük konuşma dili ile edebi dil arasındaki fark ortadan kalmıştı; üstelik öz Türkçe hareketi edebiyatta başlamıştı.

      5.Metin
      1. Varoluşçuluğa göre: insan karşılaştığı durumlar karşısında en iyiyi en doğruyu aklıyla seçecektir. Ancak bu bir buna¬lımla olacaktır. Dolayısıyla insan sorumluluk bilinciyle ha¬reket eder ve kendini var eder. Çünkü insan, karakterini kendi yaratarak var olur.

      6.Metin
      1. Türk edebiyatındaki gelişme ve yenileşme çabalarının dayanak noktaları, toplumsal, siyasal ve kültürel değişimlerdir.
      2. Cumhuriyet dönemi şair ve yazarların etrafında bütünleştikleri temel düşünce “toplumcu sanat” anlayışıdır.
      3. Üç ana eğilim söz konusudur: 1)Memleketçilik (Kurtuluş Savaşı ile yükselen milliyetçilik), 2)Öz şiir (Yenilik arayışları ve bireyin ön plana çıkması), 3)Toplumcu gerçekçilik(Anadolu ve Anadolu insanını tanıma ve aydınlatma)
      4. Şiirde üç eğilim görülür, romanda bilinçli bir Anadolu’ya açılma vardır, hikayede yazarlar kitaplarını yayınlamışlar olay ve durum hikayeleri yazılmış, tiyatroda halkı aydınlatan ve eğitim aracı olarak oyunlar oynanmış.

      7.Metin
      1. a)Cumhuriyette temel ilke seçimdir.
      b)Cumhuriyet rejiminde egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir.
      c)Cumhuriyetçilik, anayasamızda, -Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.- şeklinde birinci madde olarak yer almıştır.
      d)Cumhuriyet rejimi, demokratik ve insan haklarına saygılı bir devlet şeklidir.
      e)Türk milletinin tabiatına ve adetlerine en uygun yönetim şeklidir.

      8.Metin
      1. Laiklik, devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine göre değil, akla ve bilime dayandırılmasıdır. Ayrıca; insanların, dini inancına ve vicdan hürriyetine karışılmaması, herkesin din ve inancının gereklerini serbestçe yerine getirebilmesi olarak da tanımlanabilmektedir.
      Anlama ve Yorumlama
      1. Yaşam tarzındaki ve yönetim biçimindeki değişim
      Halkın konuşma dili ile edebi dil arasında yakınlaşma
      Halk şiiri geleneği, önemli bir kaynak niteliği kazanmıştır.
      Toplumun her kesiminden şair ve yazarlar çıkmış; edebiyat yeni boyutlar kazanmıştır
      Toplum ve toplumun sorunları gözleme dayalı bir gerçeklikle anlatılır.
      Teokratik devlet biçiminden, demokratik devlet biçimine yöneliş, laiklik, hukuk alanındaki değişiklikler, Latin alfabesine geçiş, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun kurulması, kalkınma ve eğitim seferberliği.
      2. Vatan, bayrak, dil, tarih, Atatürk ilke ve devrimleri….

      3. Avusturyalı Dr. Sigmund Freud (1856-1939) insan ruhuna ve bilinçaltına dair önemli buluşlarıyla çığır açarak 20. yy.daki bütün sanat ve düşünce akımlarını etkilemiştir.
      *Psikoloji ve psikiyatri bilimlerinden yararlanmışlardır.
      * Bireyin iç sıkıntıları, bilinçaltı, toplumla çatışma, tedirginlik, yabancılaşma ve yalnızlık gibi konular işlenir.
      *Çağrışımlara açık sanatsal, şiirsel bir anlatımla yazmışlardır.
      *İç konuşma ve bilinç akımı gibi anlatım tekniklerini kullanmışlardır.
      *İnsan gerçekliliğini farklı yönlerden anlatmışlardır.
      *Ruh çözümlemelerine önem vermişlerdir.
      *Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdülhak Şinasi Hisar, Mustafa Kutlu, Semiha Ayverdi, Tarık Buğra
      a- 1923- 1940 Yılına Kadar Türk Edebiyatı:
      1. Beş Hececiler. 2. Yedi Meşaleciler
      b- 1940 Sonrası Türk Edebiyatı:
      1.Garipçiler 2.İkinci Yeniciler 3.Memleketçiler ( Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdürenler) 4.Mavi Akımı 5.Hisarcılar
      6.Toplumsal Gerçekçiler 7.Mistikçiler 8.Post Modernistler 9.Öz Şiir Yanlıları

      4. Cumhuriyet döneminde dilin yalınlaşması, özleşmesi çalışmaları hızlanmış; sürüp gelen dil tartışmaları, Türk Dil Kurumu’nun kurulmasıyla bilimsel bir zemine oturtulmuştur. Dil devrimiyle birlikte Türkçe ve Türk edebiyatı gerçek macerasına girmiş; milliyetçi, halkçı, yenilikçi, modern sanat ve edebiyat görüşlerinin benimsendiği bir edebiyat doğmuştur.
      Yazı diliyle konuşma dili arasındaki öteden beri süregelen fark ortadan kalkmış; dilde sadeleşme çabaları sürmüş ve bunda başarılı olunmuştur. Düzyazıda özellikle Nurullah Ataç’ın öncülük ettiği yeni nesir ve öz Türkçecilik ve devrik cümle anlayışı yaygınlaşmıştır.
      Bu özellikler günümüz Türk edebiyatında da geçerliliğini korumaktadır.

      5. Tanzimat’tan Cumhuriyete kadar geçen sürede, edebî eserlerde tartışılan birçok problem, Atatürk ilke ve inkılâplarında ifadesini bulmuş ve çözümlenmiştir. Kadınların sorunları Atatürk ilke ve inkılâplarının getirdiği hak ve özgürlükler sayesinde halledilmiştir. Yine dinî istismar ve taassubun acı sonuçlarını, ayrıca yanlış batılılaşmayı dile getiren Yenileşme dönemi (Tanzimat’tan Cumhuriyete kadar geçen süre) eserlerinde bahsedilen bu sorunlar Cumhuriyetle birlikte ortadan kalkmıştır. Tanzimat şairlerinin “hürriyet, eşitlik” hayalleri Cumhuriyetle gerçek olmuştur.

      Cevapla
  4. ŞİMDİ 26-34 ARASINDAKİ ETKİNLİKLERİ CEVAPLIYORUM>>>>>>>>>>
    ÇOKBİLMİŞ cevaplıyor Sayfa 31
    1-Geçmişte yaşadığı bir olayı paylaşmak için yazmıştır.
    2-ileti: edebiyat yazarları işgal altındaki yurdumuzdaki halkın kurtuluş mücadelerine çok önemli katkı sağlamışlardır.
    Düşünce paragraflarda çeşitli boyutlarda ele alınmış.işgalin yazarlar üzerindeki etkisi,yazarlardaki milli irade gücü, yazarlardaki imtiyaz ve cesaret ayrı ayrı paragraflarda ele alınmıştır.
    3-Kronolojik sıraya dikkat edilmiştir. önce izmirin işgali,sonra halkın tepkisi gibi olaylar sırasıyla anlatılmıştır.
    4-evet işlenmekte ve ilgi görmektedir
    5-Evet arasında bir ilişki vardır. bağımsızlık mücadelesi ile ilgili anılar ve olaylar her zaman ilgi görmüş yazarda kendi çevresindeki olayları esere konu olarak seçmiştir
    6-Evet edilebilir. günümüzde de kurtuluş savaş ı konusu bir çok dalda ele alınmakta özellikle tiyatro ve sinema bunların başında gelmektedir.
    7-metin milli irade çevresinde yazılmıştır
    8-terimler: dergi,imtiyaz,makale,gazete
    kavramlar: merak,suç,siyaset,matem,
    ifadeler: rıhtım,çarpışma,haber,toplantı,

    metin cumh. dönemi nesrinin dil ve analatım geleneğine uygun yazılmıştır.

    9-Sabiha Derviş Sertel (1895 – 2 Eylül 1968), Türk gazeteci, yazar.

    Gazeteciliği meslek olarak benimsemiş ilk Türk kadın yazardır.[kaynak belirtilmeli] Türkiye’de feminizmin öncüleri arasında sayılır. Sol görüşlü bir yazardır.

    Türk basın tarihinde önemli bir isim olan Zekeriya Sertel’in eşidir.
    Kitapları
    Tevfik Fikret – Mehmet Akif Kavgası (1940)
    Tevfik Fikret İdeolojisi ve Felsefesi (1946)
    Roman Gibi (1969)
    Gazeteciliğe eşiyle birlikte Büyük Mecmua adlı haftalık dergiyi çıkararak başladı. Halide Edip’in başyazarı olduğu ve Falih Rıfkı, Köprülüzade Fuat, Reşat Nuri, Faruk Nafiz, Ömer Seyfettin gibi aydınların yazılar yayınladığı Büyük Mecmua’da, kadın sorunlarına eğilen yazılar yazdı. 1917 yılında ilk çocuğu Sevim dünyaya geldi.

    sayfa 32 cevaplanıyor >>>Bİ TEŞEKKÜRÜ ESİRGEMEYİNİZ.<<<>>>>>>
    6-Yazar tanzimat sanatçlarının dışlandığı bir dönemde bu yazılı kaleme almıştır. Özellikle yaşadığı dönemde tanzimat sanatçılarının yok sayıldığını düşünürsek yazar dönemi sosyal gerçekliliği etkisi altında kalaem aldığını düşünebiliriz
    7-yazar kendinde önceki edebiyatçı ve yazarları şairleri deeğrsiz bulan aydınları eleştirmektedir. ona göre eksikliklerine göre tanzimat sanatçıları yerli bizim sanatçılardır. tanzimat sanatçıları batılaşmanın ilk temellerini atmış çağdaş edebiyatın önünü açmışlardır.
    8-bu kelimelrden yararlanması dilin açık sade ve anlaşılır ,akıcı olmasını sağlamıştır
    9-metin cumh. nesrin geleneğine uygun yazılmıştır

    SAYFA 34 CEVAPLANIYOR>>>>>>>>
    1- herkes istedği biçinde ibadet edebilir,diner arasında ayrım yoktur,insanlar inanç ve din bakımında kanun önünde eşittir
    2-Din ve Vicdan Özgürlüğü, insan haklarının önemli bir bölümünü teşkil etmektedir Bu nedenle dinin, canın, aklın, neslin ve malın korunması bütün semâvî dinlerin olmazsa olmaz şartıdır Buradan hareketle din ve vicdan özgürlüğünün tarihin her döneminde fert, toplum ve milli bütünlük açısından önem arzettiğini görüyoruz

    Din ve Vicdan özgürlüğünün temel unsurları îmân etme, bağlı bulunduğu dinin esaslarına göre amel etme, onu öğrenme, öğretme, tebliğ etme emir ve yasaklarına riâyet etmek gibi hususlardır

    Vicdan ise iyiyi kötüden, hayrı şerden ayırmaya yardımcı olan ve insana iyilik yaptığı zaman huzur ve sevinç, kötülük işlediği zaman pişmanlık, elem ve ızdırap veren ahlâkî bir duygudur

    Din ve vicadan hürriyetinin olmadığı yerde kavga,düşmanlık ve kin vardır.
    3-Atatürkçü düşüncede lâiklik başka milletlerdeki uygulamalardan farklıdır. Çünkü halkı müslüman olan ve lâikliği uygulayan tek ülke Türkiye’dir. Batı’da lâikliği uygulayan ülkelerin dinleri, millî kültürleri, değer yargıları, örf ve âdetleri… Türkiye’dekinden farklıdır
    tatürkçü düşüncede lâikliğin, kendine özgü bir özelliği olduğu anlaşılmış, bize göre şu temel unsur ve özellikleri taşıdığı sonucuna varılmıştır:

    a) Din ve vicdan hürriyeti,

    b) Resmî bir devlet dininin bulunmaması,

    c) Devletin din ve mezhep ayrımı gözetmemesi,

    ç) Devlet kurumlarıyla din kurumlarının ayrılmış olması,

    d) Devlet yönetiminin din kurallarına bağlı olmaması.

    a- Türkiye Cumhuriyetinde lâikliğin, birinci temel unsuru ve özelliği, din ve vicdan hürriyetidir. Nitekim Anayasamızda, “Herkes vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir” (Madde: 24) denilmektedir. Din ve vicdan hürriyeti, inanç ve ibadet hürriyetini de kapsamaktadır. Nitekim Atatürk de şöyle demektedir: “Lâiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir”. “Din ve mezhep, herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiçbir kimse hiçbir kimseyi ne bir din ve ne de bir mezhep kabulüne icbar edebilir”. “Türkiye Cumhuriyeti’nde her yetişkin dinini seçmekte hür olduğu gibi, belirli bir dinin merasimi de serbesttir. Yani ibadet hürriyeti vardır”

    ANLAMA VE YORUMLAMA CEVAPLANIYOR>>>>>>>

    1-açıklık: laikliğin türkiyede doğuşu cumhuriyetle başlar
    duruluk: Yurtaşlar dini mezhebini seçmekte özgürdür
    akıcılık: vatandaşların dini inanışlarına kimse karışamaz
    yalınlık:devlet dinler arasında bir ayırım gözetmez

    2-sırasıyla tabloya yazınız
    deneme
    makale
    gezi
    anı
    fıkra
    bilimsel makale

    Cevapla
  5. gercekten ya biraz hızlı olurmsunuz hiç vaktim olmuyo onları yapmya sayfa 18 e kdar dedi gıcık hoca

    Cevapla
    • 2013 2014 12. sınıf edebiyat kitabı lider yayınları cevapları sayfa 10
      Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının Oluşumu

      Etkinlik: a) 1918-2000 yılları arasında toplumu derinden etkileyen sosyal ve siyasal olaylar nelerdir? Bu olaylarla edebî hareketler arasında bir bağlantı var mıdır? Araştırınız.

      Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)
      Atatürk’ün Samsun’a çıkması (19 Mayıs 1919)
      Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)
      Erzurum Kongresi (23 Temmuz – 5 Ağustos 1919)
      Sivas Kongresi (4 -11 Eylül 1919)
      Mustafa Kemal, ulusal mücadeleyi yönetmek için merkez olarak seçtiği Ankara’ya geldi (27 Aralık 1919).

      “Osmanh Meclis-i Mebusan”ı İstanbul’da açıldı (12 Ocak 1920)
      Burada Mustafa Kemal’e bağlı temsilciler “Misak-ı Milli kararların,n kabul edilmesini sağladılar (28 Ocak 1920)
      İstanbul’un işgali 15 Mart 1920
      23 Nisan 1920 TBMM açıldı.
      Sevr Antlaşması (10 Ağustos 1920) – Ankara’daki TBMM antlaşmayı reddetti.
      1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldı.
      Başkumandan Meydan Muharebesi’yle düşman denize döküldü. (30 Ağustos 1922) Kurtuluş Savaşı kazanıldı.
      Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923
      2 Ekim 1923’te işgal kuvvetleri İstanbul’dan ayrıldı.
      6 Ekim 1923’te Türk ordusu coşkun gösteriler ve sevinç gözyaşları içinde İstanbul’a girdi.
      29 Haziran 1939’da Hatay Millet Meclisi Türkiye’ye katılma kararı aldı.
      13 Ekim 1923’te Ankara’nın başkent olması kabul edildi.
      29 Ekim 1923’te rejimin adı konularak cumhuriyet ilan edildi. Oy birliği ile Gazi Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanı, ilk Cumhuriyet hükümetini kurma görevini İsmet Paşa’ya verdi.
      3 Mart 1924 Halifelik kaldırıldı.
      Tevhid-i Tedrisat kanunu çıkarıldı (1924)
      Latin alfabesi kabul edildi. 1928
      Tekke ve zaviyeler kapatıldı. 1925
      Soyadı kanunu 1934
      10 Kasım 1938 – Atatürk’ün vefatı
      1939-1945 2. Dünya Savaşı
      Orta Doğu’da İsrail devleti kuruldu.
      ABD, Rusya ve İngiltere, Birleşmiş Milletleri kurdu.
      İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler tarafından benimsendi.
      1949’da NATO kuruldu.
      Türkiye 1952’de NATO’ya kabul edildi.
      1946’da Demokrat Parti kuruldu, 1950’de iktidara geldi.
      27 Mayıs 1960 Askeri darbe yapıldı.
      1974 – Kıbrıs Barış Harekatı
      1983 KKTC kuruldu.
      12 Eylül 1980 askeri darbe yapıldı.
      Hazırlık Çalışması
      2. Etkinlik:
      ŞİİRDE HECE KULLANILMIS,
      DİL SADELEŞMİŞ,
      KONULARDA ANADOLU İŞLENMİŞ, ANADOLUYA YÖNELME BASLAMISTIR.
      ÇAĞDAŞLASMA İÇİN NELER YAPILMASI GEREKTİĞİNDEN BAHSEDİLMİŞ,
      KONU OLARAK VE EESERLERDE ATATÜRK ‘ÜN İLKELERİ BİR YOL OLARAK GÖRÜLMÜŞTÜR.
      SÜRREALİZM (GERÇEKÜSTÜCÜLÜK)
      • İlkeleri Fransız şair Andre Breton tarafından 1924′te or¬taya konulmuştur.
      • Freud’un psikanaliz yöntemi temel oluşturur.
      • Sanat, insanı anlatmalı ise insanın gerçek kişiliği, bilinçal¬tındaki istek, eğilim ve korkularda ortaya çıkar. Bu nedenle bilinçaltını ortaya çıkaran rüya, sayıklamalar gibi anlatım¬lara önem verilir.
      • Bilinçaltını akıl ve mantıktan üstün tutmuşlardır.
      • “Otomatik yazı” denen bir yazı sistemi ile sanatçı aklından geçenleri dil bilgisi kurallarını düşünmeden yazar ve böy-lelikle ortaya bir sanat eseri çıkar.
      Temsilcileri
      Andre Breton, Paul Eluard, Louis Aragon
      Türk edebiyatında: Garipçiler ve İkinci Yeniciler bu akım¬dan etkilenmiştir.
      EGZİSTANSİYALİZM (VAROLUŞÇULUK)
      • Martin Heidegger’in varoluşçuluk felsefesinin edebiyattaki yansımasıdır.
      • Edebiyattaki kurucusu Jean Paul Sartre’dır.
      • Descartes’in “Düşünüyorum öyleyse varım.” felsefesine yani akla dayanır.
      • Varoluşçuluk, insanın varoluşuyla doğal nesnelere özgü varlık türü arasındaki karşıtlığı büyük bir güçle vurgulayan, iradesi, bilinci ve aklı olan insanların irade ve bilinçten yoksun nesneler dünyasına fırlatılmış olduğunu öne süren bir düşünce akımıdır.
      • Varoluşçuluğa göre: insan karşılaştığı durumlar karşısında en iyiyi en doğruyu aklıyla seçecektir. Ancak bu bir buna-lımla olacaktır. Dolayısıyla insan sorumluluk bilinciyle ha¬reket eder ve kendini var eder. Çünkü insan, karakterini kendi yaratarak var olur.
      • Cumhuriyet Dönemi’nde edebiyatımıza giren bu akımdan Oğuz Atay, Edip Cansever ve Yusuf Atılgan etkilenmiştir.
      Temsilcileri
      Jean Paul Sartre, Albert Camus, Andre Malraux, Simone de Beauvoir
      SEZGİCİLİK (İNTÜİSYONİZM)
      • Bu akımın düşünceleri büyük ölçüde Fransız filozof Henri Bergson’un sezgicilik/ruhçuluk felsefesine dayanır.
      • Materyalizme ve pozitivizme karşı olan, idealist bir yakla¬şımdır.
      • Bu anlayışa göre bilginin asıl kaynağı akıl değil sezgidir.
      • İnsanın sezgi gücünün hayalleri ve duyguları belirlediği, maddenin, varlığın buna bağlı olarak şekillendiği savunulur; dış dünya, varlık, madde, eşya, ruhun, düşüncenin bir ürünüdür.
      • Sembolist şairlerin, saf şiir anlayışını savunan şairlerin varlığa yaklaşım biçimleri büyük ölçüde sezgici felsefeye dayanır.
      • Belirleyici olan somut varlık değil, şairin duyuş, görüş, düşünüş tarzıdır. Dış dünya insanın iç dünyasını ifade etmeye yarayan simgeler âlemidir.
      • Dış dünya, düşünceyle, duyguyla, algıyla, rüyayla anlam¬landırılabilir.
      • Bu akım edebiyatımıza Cumhuriyet Dönemi’nde girmiştir.
      • Türk şiirinde sezgici yaklaşımın en önemli temsilcisi Ahmet Hamdi Tanpınar’dır.
      • Necip Fazıl Kısakürek, Asaf Halet Çelebi gibi yazar ve şairler üzerinde de bu anlayışın etkileri vardır.
      İnceleme
      1.Metin
      1. 1071 Malazgirt Savaşı ile Alpaslan’ın Anadolu’ya girmesi vatan kurma çabalarının tarihsel kökenidir.
      2. “eski hayat ağacını” donatan mucizenin temelinde dehalar ve sanatçılar vardır.
      3. Kurtuluş savaşında mücadele etmiş isimsiz şehit ve gazilere…
      4. Toprağa sahip olmak, Tarihe sahip olmak, Sanata ve sanatçılara sahip olmak…

      2.Metin
      1. Kurtuluş Savaşı ve onun Anadolu’daki yansımalarıdır. Yakup Kadri, Yaban’la gerçekdışı, bir düş ülkesi görünümündeki köy edebiyatını yıkmıştır. Çirkin, kısır bir doğa, pis bir çevre; illetli, sakat insanlar, cehalet, kör inançlar, içgüdülerin yön verdiği bir yaşama biçimi… çizilen tablonun renkleri bunlardır. Savaş sanki bu insanların dışında olup bitmektedir. Askere çağrılma korkusu dışında ilgilenmezler savaşla.
      2. Köylülerle aynı kanı taşıdığı, aynı dili konuştuğu, aynı tarihi paylaşmasına rağmen kendisine “Yaban” denmesine kızıyor.
      Aynı siyasi alın yazısı, aynı sosyal bağlar, kardeşlik, evlatlık, analık-babalık bağları…
      3. Bir başka deyişle bilinç, kişinin etrafında olan bitenleri fark etmesini sağlayan, gerçekliğin farkına varma yetisi olarak görülebilir. Bilinç hem bireysel, hem de toplumsal dünyanın gerçeğine vakıf olma, onu hissetme, katılma ve onu değiştirmenin aracıdır. Bu yönüyle bilinç, yalnızca insana özgü bir realitedir. Bireyin hem kendisinin hem de dış dünyanın bütünlüklü bilgisine ulaşmasını sağladığından bilincin (psikolojik) bireysel ve toplumsal (sosyolojik) olmak yılda iki temel boyutu bulunmaktadır. Metne göre milleti oluşturan ortak değerler: Kan bağı, ortak dil, ortak tarih, aynı coğrafya üzerinde yaşamak, aynı dine inanmak, aynı siyasi geleceği paylaşmak, aynı sosyal bağları bulunmak.
      4. Ahmet Celâl köye geldikten sonra köylünün değer yitimine uğradığını görür ve bunun sonucunda köylü ile çatışır. Kahraman bu dönemde, hem köylü hem de kendi ile bir uyuşmazlık içindedir. Kendini köylüye benzetmeye çalıştıkça iyice yabanlaşır. Köylülerin konumu ağır basar.

      3. Metin
      1. Millî Kurtuluş Hareketini ilk defa ve hususî plânda başlatan Maraş, aile kökünün bağlı olduğu bu som ve saf Müslümanlık ve Türklük yatağına ait bir kahramanlık destanı… Avrupa’da okumuş ve Avrupa’yı bütün dış tesellileri ve iç bunalımlarıyla aydın bir Batılıdan daha iyi tanımış soylu bir Maraşlının ruhçuluk aksiyonu ve maddeye ruhla karşı çıkma hamlesi…
      2. Yararlanmıştır.
      3. Güçlü bir yazım tekniğinin görüldüğü tiyatro oyunlarında ise daha çok korku ve kaygı psikolojisini işledi.

      4.Metin
      1. Toprağa bağlı, okumayan ama bilen, ağlayan, gülen, aşık olan, gurbete çıkan, vatanı için savaşan…
      2. Ortak sanat değerlerinin ve sanatçıların olması, aynı milli duyguların oluşması…
      3. Hoca Nasreddin gibi ağlayan – Bayburtlu Zihni gibi gülendir – toprağın nabzı … Batı edebiyatı anlayışı sezilir, şiirin diğer ifadeleri ise memleket edebiyatıdır.
      4. Doğrudan bağ kurulabilir: Metnin yazıldığı dönemde günlük konuşma dili ile edebi dil arasındaki fark ortadan kalmıştı; üstelik öz Türkçe hareketi edebiyatta başlamıştı.

      5.Metin
      1. Varoluşçuluğa göre: insan karşılaştığı durumlar karşısında en iyiyi en doğruyu aklıyla seçecektir. Ancak bu bir buna¬lımla olacaktır. Dolayısıyla insan sorumluluk bilinciyle ha¬reket eder ve kendini var eder. Çünkü insan, karakterini kendi yaratarak var olur.

      6.Metin
      1. Türk edebiyatındaki gelişme ve yenileşme çabalarının dayanak noktaları, toplumsal, siyasal ve kültürel değişimlerdir.
      2. Cumhuriyet dönemi şair ve yazarların etrafında bütünleştikleri temel düşünce “toplumcu sanat” anlayışıdır.
      3. Üç ana eğilim söz konusudur: 1)Memleketçilik (Kurtuluş Savaşı ile yükselen milliyetçilik), 2)Öz şiir (Yenilik arayışları ve bireyin ön plana çıkması), 3)Toplumcu gerçekçilik(Anadolu ve Anadolu insanını tanıma ve aydınlatma)
      4. Şiirde üç eğilim görülür, romanda bilinçli bir Anadolu’ya açılma vardır, hikayede yazarlar kitaplarını yayınlamışlar olay ve durum hikayeleri yazılmış, tiyatroda halkı aydınlatan ve eğitim aracı olarak oyunlar oynanmış.

      7.Metin
      1. a)Cumhuriyette temel ilke seçimdir.
      b)Cumhuriyet rejiminde egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir.
      c)Cumhuriyetçilik, anayasamızda, -Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.- şeklinde birinci madde olarak yer almıştır.
      d)Cumhuriyet rejimi, demokratik ve insan haklarına saygılı bir devlet şeklidir.
      e)Türk milletinin tabiatına ve adetlerine en uygun yönetim şeklidir.

      8.Metin
      1. Laiklik, devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine göre değil, akla ve bilime dayandırılmasıdır. Ayrıca; insanların, dini inancına ve vicdan hürriyetine karışılmaması, herkesin din ve inancının gereklerini serbestçe yerine getirebilmesi olarak da tanımlanabilmektedir.
      Anlama ve Yorumlama
      1. Yaşam tarzındaki ve yönetim biçimindeki değişim
      Halkın konuşma dili ile edebi dil arasında yakınlaşma
      Halk şiiri geleneği, önemli bir kaynak niteliği kazanmıştır.
      Toplumun her kesiminden şair ve yazarlar çıkmış; edebiyat yeni boyutlar kazanmıştır
      Toplum ve toplumun sorunları gözleme dayalı bir gerçeklikle anlatılır.
      Teokratik devlet biçiminden, demokratik devlet biçimine yöneliş, laiklik, hukuk alanındaki değişiklikler, Latin alfabesine geçiş, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun kurulması, kalkınma ve eğitim seferberliği.
      2. Vatan, bayrak, dil, tarih, Atatürk ilke ve devrimleri….

      3. Avusturyalı Dr. Sigmund Freud (1856-1939) insan ruhuna ve bilinçaltına dair önemli buluşlarıyla çığır açarak 20. yy.daki bütün sanat ve düşünce akımlarını etkilemiştir.
      *Psikoloji ve psikiyatri bilimlerinden yararlanmışlardır.
      * Bireyin iç sıkıntıları, bilinçaltı, toplumla çatışma, tedirginlik, yabancılaşma ve yalnızlık gibi konular işlenir.
      *Çağrışımlara açık sanatsal, şiirsel bir anlatımla yazmışlardır.
      *İç konuşma ve bilinç akımı gibi anlatım tekniklerini kullanmışlardır.
      *İnsan gerçekliliğini farklı yönlerden anlatmışlardır.
      *Ruh çözümlemelerine önem vermişlerdir.
      *Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdülhak Şinasi Hisar, Mustafa Kutlu, Semiha Ayverdi, Tarık Buğra
      a- 1923- 1940 Yılına Kadar Türk Edebiyatı:
      1. Beş Hececiler. 2. Yedi Meşaleciler
      b- 1940 Sonrası Türk Edebiyatı:
      1.Garipçiler 2.İkinci Yeniciler 3.Memleketçiler ( Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdürenler) 4.Mavi Akımı 5.Hisarcılar
      6.Toplumsal Gerçekçiler 7.Mistikçiler 8.Post Modernistler 9.Öz Şiir Yanlıları

      4. Cumhuriyet döneminde dilin yalınlaşması, özleşmesi çalışmaları hızlanmış; sürüp gelen dil tartışmaları, Türk Dil Kurumu’nun kurulmasıyla bilimsel bir zemine oturtulmuştur. Dil devrimiyle birlikte Türkçe ve Türk edebiyatı gerçek macerasına girmiş; milliyetçi, halkçı, yenilikçi, modern sanat ve edebiyat görüşlerinin benimsendiği bir edebiyat doğmuştur.
      Yazı diliyle konuşma dili arasındaki öteden beri süregelen fark ortadan kalkmış; dilde sadeleşme çabaları sürmüş ve bunda başarılı olunmuştur. Düzyazıda özellikle Nurullah Ataç’ın öncülük ettiği yeni nesir ve öz Türkçecilik ve devrik cümle anlayışı yaygınlaşmıştır.
      Bu özellikler günümüz Türk edebiyatında da geçerliliğini korumaktadır.

      5. Tanzimat’tan Cumhuriyete kadar geçen sürede, edebî eserlerde tartışılan birçok problem, Atatürk ilke ve inkılâplarında ifadesini bulmuş ve çözümlenmiştir. Kadınların sorunları Atatürk ilke ve inkılâplarının getirdiği hak ve özgürlükler sayesinde halledilmiştir. Yine dinî istismar ve taassubun acı sonuçlarını, ayrıca yanlış batılılaşmayı dile getiren Yenileşme dönemi (Tanzimat’tan Cumhuriyete kadar geçen süre) eserlerinde bahsedilen bu sorunlar Cumhuriyetle birlikte ortadan kalkmıştır. Tanzimat şairlerinin “hürriyet, eşitlik” hayalleri Cumhuriyetle gerçek olmuştur.

      Cevapla
    • 2013 2014 12. sınıf edebiyat kitabı lider yayınları cevapları sayfa 10
      Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının Oluşumu

      Etkinlik: a) 1918-2000 yılları arasında toplumu derinden etkileyen sosyal ve siyasal olaylar nelerdir? Bu olaylarla edebî hareketler arasında bir bağlantı var mıdır? Araştırınız.

      Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)
      Atatürk’ün Samsun’a çıkması (19 Mayıs 1919)
      Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)
      Erzurum Kongresi (23 Temmuz – 5 Ağustos 1919)
      Sivas Kongresi (4 -11 Eylül 1919)
      Mustafa Kemal, ulusal mücadeleyi yönetmek için merkez olarak seçtiği Ankara’ya geldi (27 Aralık 1919).

      “Osmanh Meclis-i Mebusan”ı İstanbul’da açıldı (12 Ocak 1920)
      Burada Mustafa Kemal’e bağlı temsilciler “Misak-ı Milli kararların,n kabul edilmesini sağladılar (28 Ocak 1920)
      İstanbul’un işgali 15 Mart 1920
      23 Nisan 1920 TBMM açıldı.
      Sevr Antlaşması (10 Ağustos 1920) – Ankara’daki TBMM antlaşmayı reddetti.
      1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldı.
      Başkumandan Meydan Muharebesi’yle düşman denize döküldü. (30 Ağustos 1922) Kurtuluş Savaşı kazanıldı.
      Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923
      2 Ekim 1923’te işgal kuvvetleri İstanbul’dan ayrıldı.
      6 Ekim 1923’te Türk ordusu coşkun gösteriler ve sevinç gözyaşları içinde İstanbul’a girdi.
      29 Haziran 1939’da Hatay Millet Meclisi Türkiye’ye katılma kararı aldı.
      13 Ekim 1923’te Ankara’nın başkent olması kabul edildi.
      29 Ekim 1923’te rejimin adı konularak cumhuriyet ilan edildi. Oy birliği ile Gazi Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanı, ilk Cumhuriyet hükümetini kurma görevini İsmet Paşa’ya verdi.
      3 Mart 1924 Halifelik kaldırıldı.
      Tevhid-i Tedrisat kanunu çıkarıldı (1924)
      Latin alfabesi kabul edildi. 1928
      Tekke ve zaviyeler kapatıldı. 1925
      Soyadı kanunu 1934
      10 Kasım 1938 – Atatürk’ün vefatı
      1939-1945 2. Dünya Savaşı
      Orta Doğu’da İsrail devleti kuruldu.
      ABD, Rusya ve İngiltere, Birleşmiş Milletleri kurdu.
      İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler tarafından benimsendi.
      1949’da NATO kuruldu.
      Türkiye 1952’de NATO’ya kabul edildi.
      1946’da Demokrat Parti kuruldu, 1950’de iktidara geldi.
      27 Mayıs 1960 Askeri darbe yapıldı.
      1974 – Kıbrıs Barış Harekatı
      1983 KKTC kuruldu.
      12 Eylül 1980 askeri darbe yapıldı.
      Hazırlık Çalışması
      2. Etkinlik:
      ŞİİRDE HECE KULLANILMIS,
      DİL SADELEŞMİŞ,
      KONULARDA ANADOLU İŞLENMİŞ, ANADOLUYA YÖNELME BASLAMISTIR.
      ÇAĞDAŞLASMA İÇİN NELER YAPILMASI GEREKTİĞİNDEN BAHSEDİLMİŞ,
      KONU OLARAK VE EESERLERDE ATATÜRK ‘ÜN İLKELERİ BİR YOL OLARAK GÖRÜLMÜŞTÜR.
      SÜRREALİZM (GERÇEKÜSTÜCÜLÜK)
      • İlkeleri Fransız şair Andre Breton tarafından 1924′te or¬taya konulmuştur.
      • Freud’un psikanaliz yöntemi temel oluşturur.
      • Sanat, insanı anlatmalı ise insanın gerçek kişiliği, bilinçal¬tındaki istek, eğilim ve korkularda ortaya çıkar. Bu nedenle bilinçaltını ortaya çıkaran rüya, sayıklamalar gibi anlatım¬lara önem verilir.
      • Bilinçaltını akıl ve mantıktan üstün tutmuşlardır.
      • “Otomatik yazı” denen bir yazı sistemi ile sanatçı aklından geçenleri dil bilgisi kurallarını düşünmeden yazar ve böy-lelikle ortaya bir sanat eseri çıkar.
      Temsilcileri
      Andre Breton, Paul Eluard, Louis Aragon
      Türk edebiyatında: Garipçiler ve İkinci Yeniciler bu akım¬dan etkilenmiştir.
      EGZİSTANSİYALİZM (VAROLUŞÇULUK)
      • Martin Heidegger’in varoluşçuluk felsefesinin edebiyattaki yansımasıdır.
      • Edebiyattaki kurucusu Jean Paul Sartre’dır.
      • Descartes’in “Düşünüyorum öyleyse varım.” felsefesine yani akla dayanır.
      • Varoluşçuluk, insanın varoluşuyla doğal nesnelere özgü varlık türü arasındaki karşıtlığı büyük bir güçle vurgulayan, iradesi, bilinci ve aklı olan insanların irade ve bilinçten yoksun nesneler dünyasına fırlatılmış olduğunu öne süren bir düşünce akımıdır.
      • Varoluşçuluğa göre: insan karşılaştığı durumlar karşısında en iyiyi en doğruyu aklıyla seçecektir. Ancak bu bir buna-lımla olacaktır. Dolayısıyla insan sorumluluk bilinciyle ha¬reket eder ve kendini var eder. Çünkü insan, karakterini kendi yaratarak var olur.
      • Cumhuriyet Dönemi’nde edebiyatımıza giren bu akımdan Oğuz Atay, Edip Cansever ve Yusuf Atılgan etkilenmiştir.
      Temsilcileri
      Jean Paul Sartre, Albert Camus, Andre Malraux, Simone de Beauvoir
      SEZGİCİLİK (İNTÜİSYONİZM)
      • Bu akımın düşünceleri büyük ölçüde Fransız filozof Henri Bergson’un sezgicilik/ruhçuluk felsefesine dayanır.
      • Materyalizme ve pozitivizme karşı olan, idealist bir yakla¬şımdır.
      • Bu anlayışa göre bilginin asıl kaynağı akıl değil sezgidir.
      • İnsanın sezgi gücünün hayalleri ve duyguları belirlediği, maddenin, varlığın buna bağlı olarak şekillendiği savunulur; dış dünya, varlık, madde, eşya, ruhun, düşüncenin bir ürünüdür.
      • Sembolist şairlerin, saf şiir anlayışını savunan şairlerin varlığa yaklaşım biçimleri büyük ölçüde sezgici felsefeye dayanır.
      • Belirleyici olan somut varlık değil, şairin duyuş, görüş, düşünüş tarzıdır. Dış dünya insanın iç dünyasını ifade etmeye yarayan simgeler âlemidir.
      • Dış dünya, düşünceyle, duyguyla, algıyla, rüyayla anlam¬landırılabilir.
      • Bu akım edebiyatımıza Cumhuriyet Dönemi’nde girmiştir.
      • Türk şiirinde sezgici yaklaşımın en önemli temsilcisi Ahmet Hamdi Tanpınar’dır.
      • Necip Fazıl Kısakürek, Asaf Halet Çelebi gibi yazar ve şairler üzerinde de bu anlayışın etkileri vardır.
      İnceleme
      1.Metin
      1. 1071 Malazgirt Savaşı ile Alpaslan’ın Anadolu’ya girmesi vatan kurma çabalarının tarihsel kökenidir.
      2. “eski hayat ağacını” donatan mucizenin temelinde dehalar ve sanatçılar vardır.
      3. Kurtuluş savaşında mücadele etmiş isimsiz şehit ve gazilere…
      4. Toprağa sahip olmak, Tarihe sahip olmak, Sanata ve sanatçılara sahip olmak…

      2.Metin
      1. Kurtuluş Savaşı ve onun Anadolu’daki yansımalarıdır. Yakup Kadri, Yaban’la gerçekdışı, bir düş ülkesi görünümündeki köy edebiyatını yıkmıştır. Çirkin, kısır bir doğa, pis bir çevre; illetli, sakat insanlar, cehalet, kör inançlar, içgüdülerin yön verdiği bir yaşama biçimi… çizilen tablonun renkleri bunlardır. Savaş sanki bu insanların dışında olup bitmektedir. Askere çağrılma korkusu dışında ilgilenmezler savaşla.
      2. Köylülerle aynı kanı taşıdığı, aynı dili konuştuğu, aynı tarihi paylaşmasına rağmen kendisine “Yaban” denmesine kızıyor.
      Aynı siyasi alın yazısı, aynı sosyal bağlar, kardeşlik, evlatlık, analık-babalık bağları…
      3. Bir başka deyişle bilinç, kişinin etrafında olan bitenleri fark etmesini sağlayan, gerçekliğin farkına varma yetisi olarak görülebilir. Bilinç hem bireysel, hem de toplumsal dünyanın gerçeğine vakıf olma, onu hissetme, katılma ve onu değiştirmenin aracıdır. Bu yönüyle bilinç, yalnızca insana özgü bir realitedir. Bireyin hem kendisinin hem de dış dünyanın bütünlüklü bilgisine ulaşmasını sağladığından bilincin (psikolojik) bireysel ve toplumsal (sosyolojik) olmak yılda iki temel boyutu bulunmaktadır. Metne göre milleti oluşturan ortak değerler: Kan bağı, ortak dil, ortak tarih, aynı coğrafya üzerinde yaşamak, aynı dine inanmak, aynı siyasi geleceği paylaşmak, aynı sosyal bağları bulunmak.
      4. Ahmet Celâl köye geldikten sonra köylünün değer yitimine uğradığını görür ve bunun sonucunda köylü ile çatışır. Kahraman bu dönemde, hem köylü hem de kendi ile bir uyuşmazlık içindedir. Kendini köylüye benzetmeye çalıştıkça iyice yabanlaşır. Köylülerin konumu ağır basar.

      3. Metin
      1. Millî Kurtuluş Hareketini ilk defa ve hususî plânda başlatan Maraş, aile kökünün bağlı olduğu bu som ve saf Müslümanlık ve Türklük yatağına ait bir kahramanlık destanı… Avrupa’da okumuş ve Avrupa’yı bütün dış tesellileri ve iç bunalımlarıyla aydın bir Batılıdan daha iyi tanımış soylu bir Maraşlının ruhçuluk aksiyonu ve maddeye ruhla karşı çıkma hamlesi…
      2. Yararlanmıştır.
      3. Güçlü bir yazım tekniğinin görüldüğü tiyatro oyunlarında ise daha çok korku ve kaygı psikolojisini işledi.

      4.Metin
      1. Toprağa bağlı, okumayan ama bilen, ağlayan, gülen, aşık olan, gurbete çıkan, vatanı için savaşan…
      2. Ortak sanat değerlerinin ve sanatçıların olması, aynı milli duyguların oluşması…
      3. Hoca Nasreddin gibi ağlayan – Bayburtlu Zihni gibi gülendir – toprağın nabzı … Batı edebiyatı anlayışı sezilir, şiirin diğer ifadeleri ise memleket edebiyatıdır.
      4. Doğrudan bağ kurulabilir: Metnin yazıldığı dönemde günlük konuşma dili ile edebi dil arasındaki fark ortadan kalmıştı; üstelik öz Türkçe hareketi edebiyatta başlamıştı.

      5.Metin
      1. Varoluşçuluğa göre: insan karşılaştığı durumlar karşısında en iyiyi en doğruyu aklıyla seçecektir. Ancak bu bir buna¬lımla olacaktır. Dolayısıyla insan sorumluluk bilinciyle ha¬reket eder ve kendini var eder. Çünkü insan, karakterini kendi yaratarak var olur.

      6.Metin
      1. Türk edebiyatındaki gelişme ve yenileşme çabalarının dayanak noktaları, toplumsal, siyasal ve kültürel değişimlerdir.
      2. Cumhuriyet dönemi şair ve yazarların etrafında bütünleştikleri temel düşünce “toplumcu sanat” anlayışıdır.
      3. Üç ana eğilim söz konusudur: 1)Memleketçilik (Kurtuluş Savaşı ile yükselen milliyetçilik), 2)Öz şiir (Yenilik arayışları ve bireyin ön plana çıkması), 3)Toplumcu gerçekçilik(Anadolu ve Anadolu insanını tanıma ve aydınlatma)
      4. Şiirde üç eğilim görülür, romanda bilinçli bir Anadolu’ya açılma vardır, hikayede yazarlar kitaplarını yayınlamışlar olay ve durum hikayeleri yazılmış, tiyatroda halkı aydınlatan ve eğitim aracı olarak oyunlar oynanmış.

      7.Metin
      1. a)Cumhuriyette temel ilke seçimdir.
      b)Cumhuriyet rejiminde egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir.
      c)Cumhuriyetçilik, anayasamızda, -Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.- şeklinde birinci madde olarak yer almıştır.
      d)Cumhuriyet rejimi, demokratik ve insan haklarına saygılı bir devlet şeklidir.
      e)Türk milletinin tabiatına ve adetlerine en uygun yönetim şeklidir.

      8.Metin
      1. Laiklik, devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine göre değil, akla ve bilime dayandırılmasıdır. Ayrıca; insanların, dini inancına ve vicdan hürriyetine karışılmaması, herkesin din ve inancının gereklerini serbestçe yerine getirebilmesi olarak da tanımlanabilmektedir.
      Anlama ve Yorumlama
      1. Yaşam tarzındaki ve yönetim biçimindeki değişim
      Halkın konuşma dili ile edebi dil arasında yakınlaşma
      Halk şiiri geleneği, önemli bir kaynak niteliği kazanmıştır.
      Toplumun her kesiminden şair ve yazarlar çıkmış; edebiyat yeni boyutlar kazanmıştır
      Toplum ve toplumun sorunları gözleme dayalı bir gerçeklikle anlatılır.
      Teokratik devlet biçiminden, demokratik devlet biçimine yöneliş, laiklik, hukuk alanındaki değişiklikler, Latin alfabesine geçiş, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun kurulması, kalkınma ve eğitim seferberliği.
      2. Vatan, bayrak, dil, tarih, Atatürk ilke ve devrimleri….

      3. Avusturyalı Dr. Sigmund Freud (1856-1939) insan ruhuna ve bilinçaltına dair önemli buluşlarıyla çığır açarak 20. yy.daki bütün sanat ve düşünce akımlarını etkilemiştir.
      *Psikoloji ve psikiyatri bilimlerinden yararlanmışlardır.
      * Bireyin iç sıkıntıları, bilinçaltı, toplumla çatışma, tedirginlik, yabancılaşma ve yalnızlık gibi konular işlenir.
      *Çağrışımlara açık sanatsal, şiirsel bir anlatımla yazmışlardır.
      *İç konuşma ve bilinç akımı gibi anlatım tekniklerini kullanmışlardır.
      *İnsan gerçekliliğini farklı yönlerden anlatmışlardır.
      *Ruh çözümlemelerine önem vermişlerdir.
      *Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdülhak Şinasi Hisar, Mustafa Kutlu, Semiha Ayverdi, Tarık Buğra
      a- 1923- 1940 Yılına Kadar Türk Edebiyatı:
      1. Beş Hececiler. 2. Yedi Meşaleciler
      b- 1940 Sonrası Türk Edebiyatı:
      1.Garipçiler 2.İkinci Yeniciler 3.Memleketçiler ( Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdürenler) 4.Mavi Akımı 5.Hisarcılar
      6.Toplumsal Gerçekçiler 7.Mistikçiler 8.Post Modernistler 9.Öz Şiir Yanlıları

      4. Cumhuriyet döneminde dilin yalınlaşması, özleşmesi çalışmaları hızlanmış; sürüp gelen dil tartışmaları, Türk Dil Kurumu’nun kurulmasıyla bilimsel bir zemine oturtulmuştur. Dil devrimiyle birlikte Türkçe ve Türk edebiyatı gerçek macerasına girmiş; milliyetçi, halkçı, yenilikçi, modern sanat ve edebiyat görüşlerinin benimsendiği bir edebiyat doğmuştur.
      Yazı diliyle konuşma dili arasındaki öteden beri süregelen fark ortadan kalkmış; dilde sadeleşme çabaları sürmüş ve bunda başarılı olunmuştur. Düzyazıda özellikle Nurullah Ataç’ın öncülük ettiği yeni nesir ve öz Türkçecilik ve devrik cümle anlayışı yaygınlaşmıştır.
      Bu özellikler günümüz Türk edebiyatında da geçerliliğini korumaktadır.

      5. Tanzimat’tan Cumhuriyete kadar geçen sürede, edebî eserlerde tartışılan birçok problem, Atatürk ilke ve inkılâplarında ifadesini bulmuş ve çözümlenmiştir. Kadınların sorunları Atatürk ilke ve inkılâplarının getirdiği hak ve özgürlükler sayesinde halledilmiştir. Yine dinî istismar ve taassubun acı sonuçlarını, ayrıca yanlış batılılaşmayı dile getiren Yenileşme dönemi (Tanzimat’tan Cumhuriyete kadar geçen süre) eserlerinde bahsedilen bu sorunlar Cumhuriyetle birlikte ortadan kalkmıştır. Tanzimat şairlerinin “hürriyet, eşitlik” hayalleri Cumhuriyetle gerçek olmuştur.

      Cevapla
  6. bizim edebiyatcı biraz cins haftaya pazartesiye kdr bana sayfa 20 ye kdr lazım pleaseeeee!!!!! 🙁

    Cevapla
    • 2013 2014 12. sınıf edebiyat kitabı lider yayınları cevapları sayfa 10
      Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının Oluşumu

      Etkinlik: a) 1918-2000 yılları arasında toplumu derinden etkileyen sosyal ve siyasal olaylar nelerdir? Bu olaylarla edebî hareketler arasında bir bağlantı var mıdır? Araştırınız.

      Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)
      Atatürk’ün Samsun’a çıkması (19 Mayıs 1919)
      Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)
      Erzurum Kongresi (23 Temmuz – 5 Ağustos 1919)
      Sivas Kongresi (4 -11 Eylül 1919)
      Mustafa Kemal, ulusal mücadeleyi yönetmek için merkez olarak seçtiği Ankara’ya geldi (27 Aralık 1919).

      “Osmanh Meclis-i Mebusan”ı İstanbul’da açıldı (12 Ocak 1920)
      Burada Mustafa Kemal’e bağlı temsilciler “Misak-ı Milli kararların,n kabul edilmesini sağladılar (28 Ocak 1920)
      İstanbul’un işgali 15 Mart 1920
      23 Nisan 1920 TBMM açıldı.
      Sevr Antlaşması (10 Ağustos 1920) – Ankara’daki TBMM antlaşmayı reddetti.
      1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldı.
      Başkumandan Meydan Muharebesi’yle düşman denize döküldü. (30 Ağustos 1922) Kurtuluş Savaşı kazanıldı.
      Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923
      2 Ekim 1923’te işgal kuvvetleri İstanbul’dan ayrıldı.
      6 Ekim 1923’te Türk ordusu coşkun gösteriler ve sevinç gözyaşları içinde İstanbul’a girdi.
      29 Haziran 1939’da Hatay Millet Meclisi Türkiye’ye katılma kararı aldı.
      13 Ekim 1923’te Ankara’nın başkent olması kabul edildi.
      29 Ekim 1923’te rejimin adı konularak cumhuriyet ilan edildi. Oy birliği ile Gazi Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanı, ilk Cumhuriyet hükümetini kurma görevini İsmet Paşa’ya verdi.
      3 Mart 1924 Halifelik kaldırıldı.
      Tevhid-i Tedrisat kanunu çıkarıldı (1924)
      Latin alfabesi kabul edildi. 1928
      Tekke ve zaviyeler kapatıldı. 1925
      Soyadı kanunu 1934
      10 Kasım 1938 – Atatürk’ün vefatı
      1939-1945 2. Dünya Savaşı
      Orta Doğu’da İsrail devleti kuruldu.
      ABD, Rusya ve İngiltere, Birleşmiş Milletleri kurdu.
      İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler tarafından benimsendi.
      1949’da NATO kuruldu.
      Türkiye 1952’de NATO’ya kabul edildi.
      1946’da Demokrat Parti kuruldu, 1950’de iktidara geldi.
      27 Mayıs 1960 Askeri darbe yapıldı.
      1974 – Kıbrıs Barış Harekatı
      1983 KKTC kuruldu.
      12 Eylül 1980 askeri darbe yapıldı.
      Hazırlık Çalışması
      2. Etkinlik:
      ŞİİRDE HECE KULLANILMIS,
      DİL SADELEŞMİŞ,
      KONULARDA ANADOLU İŞLENMİŞ, ANADOLUYA YÖNELME BASLAMISTIR.
      ÇAĞDAŞLASMA İÇİN NELER YAPILMASI GEREKTİĞİNDEN BAHSEDİLMİŞ,
      KONU OLARAK VE EESERLERDE ATATÜRK ‘ÜN İLKELERİ BİR YOL OLARAK GÖRÜLMÜŞTÜR.
      SÜRREALİZM (GERÇEKÜSTÜCÜLÜK)
      • İlkeleri Fransız şair Andre Breton tarafından 1924′te or¬taya konulmuştur.
      • Freud’un psikanaliz yöntemi temel oluşturur.
      • Sanat, insanı anlatmalı ise insanın gerçek kişiliği, bilinçal¬tındaki istek, eğilim ve korkularda ortaya çıkar. Bu nedenle bilinçaltını ortaya çıkaran rüya, sayıklamalar gibi anlatım¬lara önem verilir.
      • Bilinçaltını akıl ve mantıktan üstün tutmuşlardır.
      • “Otomatik yazı” denen bir yazı sistemi ile sanatçı aklından geçenleri dil bilgisi kurallarını düşünmeden yazar ve böy-lelikle ortaya bir sanat eseri çıkar.
      Temsilcileri
      Andre Breton, Paul Eluard, Louis Aragon
      Türk edebiyatında: Garipçiler ve İkinci Yeniciler bu akım¬dan etkilenmiştir.
      EGZİSTANSİYALİZM (VAROLUŞÇULUK)
      • Martin Heidegger’in varoluşçuluk felsefesinin edebiyattaki yansımasıdır.
      • Edebiyattaki kurucusu Jean Paul Sartre’dır.
      • Descartes’in “Düşünüyorum öyleyse varım.” felsefesine yani akla dayanır.
      • Varoluşçuluk, insanın varoluşuyla doğal nesnelere özgü varlık türü arasındaki karşıtlığı büyük bir güçle vurgulayan, iradesi, bilinci ve aklı olan insanların irade ve bilinçten yoksun nesneler dünyasına fırlatılmış olduğunu öne süren bir düşünce akımıdır.
      • Varoluşçuluğa göre: insan karşılaştığı durumlar karşısında en iyiyi en doğruyu aklıyla seçecektir. Ancak bu bir buna-lımla olacaktır. Dolayısıyla insan sorumluluk bilinciyle ha¬reket eder ve kendini var eder. Çünkü insan, karakterini kendi yaratarak var olur.
      • Cumhuriyet Dönemi’nde edebiyatımıza giren bu akımdan Oğuz Atay, Edip Cansever ve Yusuf Atılgan etkilenmiştir.
      Temsilcileri
      Jean Paul Sartre, Albert Camus, Andre Malraux, Simone de Beauvoir
      SEZGİCİLİK (İNTÜİSYONİZM)
      • Bu akımın düşünceleri büyük ölçüde Fransız filozof Henri Bergson’un sezgicilik/ruhçuluk felsefesine dayanır.
      • Materyalizme ve pozitivizme karşı olan, idealist bir yakla¬şımdır.
      • Bu anlayışa göre bilginin asıl kaynağı akıl değil sezgidir.
      • İnsanın sezgi gücünün hayalleri ve duyguları belirlediği, maddenin, varlığın buna bağlı olarak şekillendiği savunulur; dış dünya, varlık, madde, eşya, ruhun, düşüncenin bir ürünüdür.
      • Sembolist şairlerin, saf şiir anlayışını savunan şairlerin varlığa yaklaşım biçimleri büyük ölçüde sezgici felsefeye dayanır.
      • Belirleyici olan somut varlık değil, şairin duyuş, görüş, düşünüş tarzıdır. Dış dünya insanın iç dünyasını ifade etmeye yarayan simgeler âlemidir.
      • Dış dünya, düşünceyle, duyguyla, algıyla, rüyayla anlam¬landırılabilir.
      • Bu akım edebiyatımıza Cumhuriyet Dönemi’nde girmiştir.
      • Türk şiirinde sezgici yaklaşımın en önemli temsilcisi Ahmet Hamdi Tanpınar’dır.
      • Necip Fazıl Kısakürek, Asaf Halet Çelebi gibi yazar ve şairler üzerinde de bu anlayışın etkileri vardır.
      İnceleme
      1.Metin
      1. 1071 Malazgirt Savaşı ile Alpaslan’ın Anadolu’ya girmesi vatan kurma çabalarının tarihsel kökenidir.
      2. “eski hayat ağacını” donatan mucizenin temelinde dehalar ve sanatçılar vardır.
      3. Kurtuluş savaşında mücadele etmiş isimsiz şehit ve gazilere…
      4. Toprağa sahip olmak, Tarihe sahip olmak, Sanata ve sanatçılara sahip olmak…

      2.Metin
      1. Kurtuluş Savaşı ve onun Anadolu’daki yansımalarıdır. Yakup Kadri, Yaban’la gerçekdışı, bir düş ülkesi görünümündeki köy edebiyatını yıkmıştır. Çirkin, kısır bir doğa, pis bir çevre; illetli, sakat insanlar, cehalet, kör inançlar, içgüdülerin yön verdiği bir yaşama biçimi… çizilen tablonun renkleri bunlardır. Savaş sanki bu insanların dışında olup bitmektedir. Askere çağrılma korkusu dışında ilgilenmezler savaşla.
      2. Köylülerle aynı kanı taşıdığı, aynı dili konuştuğu, aynı tarihi paylaşmasına rağmen kendisine “Yaban” denmesine kızıyor.
      Aynı siyasi alın yazısı, aynı sosyal bağlar, kardeşlik, evlatlık, analık-babalık bağları…
      3. Bir başka deyişle bilinç, kişinin etrafında olan bitenleri fark etmesini sağlayan, gerçekliğin farkına varma yetisi olarak görülebilir. Bilinç hem bireysel, hem de toplumsal dünyanın gerçeğine vakıf olma, onu hissetme, katılma ve onu değiştirmenin aracıdır. Bu yönüyle bilinç, yalnızca insana özgü bir realitedir. Bireyin hem kendisinin hem de dış dünyanın bütünlüklü bilgisine ulaşmasını sağladığından bilincin (psikolojik) bireysel ve toplumsal (sosyolojik) olmak yılda iki temel boyutu bulunmaktadır. Metne göre milleti oluşturan ortak değerler: Kan bağı, ortak dil, ortak tarih, aynı coğrafya üzerinde yaşamak, aynı dine inanmak, aynı siyasi geleceği paylaşmak, aynı sosyal bağları bulunmak.
      4. Ahmet Celâl köye geldikten sonra köylünün değer yitimine uğradığını görür ve bunun sonucunda köylü ile çatışır. Kahraman bu dönemde, hem köylü hem de kendi ile bir uyuşmazlık içindedir. Kendini köylüye benzetmeye çalıştıkça iyice yabanlaşır. Köylülerin konumu ağır basar.

      3. Metin
      1. Millî Kurtuluş Hareketini ilk defa ve hususî plânda başlatan Maraş, aile kökünün bağlı olduğu bu som ve saf Müslümanlık ve Türklük yatağına ait bir kahramanlık destanı… Avrupa’da okumuş ve Avrupa’yı bütün dış tesellileri ve iç bunalımlarıyla aydın bir Batılıdan daha iyi tanımış soylu bir Maraşlının ruhçuluk aksiyonu ve maddeye ruhla karşı çıkma hamlesi…
      2. Yararlanmıştır.
      3. Güçlü bir yazım tekniğinin görüldüğü tiyatro oyunlarında ise daha çok korku ve kaygı psikolojisini işledi.

      4.Metin
      1. Toprağa bağlı, okumayan ama bilen, ağlayan, gülen, aşık olan, gurbete çıkan, vatanı için savaşan…
      2. Ortak sanat değerlerinin ve sanatçıların olması, aynı milli duyguların oluşması…
      3. Hoca Nasreddin gibi ağlayan – Bayburtlu Zihni gibi gülendir – toprağın nabzı … Batı edebiyatı anlayışı sezilir, şiirin diğer ifadeleri ise memleket edebiyatıdır.
      4. Doğrudan bağ kurulabilir: Metnin yazıldığı dönemde günlük konuşma dili ile edebi dil arasındaki fark ortadan kalmıştı; üstelik öz Türkçe hareketi edebiyatta başlamıştı.

      5.Metin
      1. Varoluşçuluğa göre: insan karşılaştığı durumlar karşısında en iyiyi en doğruyu aklıyla seçecektir. Ancak bu bir buna¬lımla olacaktır. Dolayısıyla insan sorumluluk bilinciyle ha¬reket eder ve kendini var eder. Çünkü insan, karakterini kendi yaratarak var olur.

      6.Metin
      1. Türk edebiyatındaki gelişme ve yenileşme çabalarının dayanak noktaları, toplumsal, siyasal ve kültürel değişimlerdir.
      2. Cumhuriyet dönemi şair ve yazarların etrafında bütünleştikleri temel düşünce “toplumcu sanat” anlayışıdır.
      3. Üç ana eğilim söz konusudur: 1)Memleketçilik (Kurtuluş Savaşı ile yükselen milliyetçilik), 2)Öz şiir (Yenilik arayışları ve bireyin ön plana çıkması), 3)Toplumcu gerçekçilik(Anadolu ve Anadolu insanını tanıma ve aydınlatma)
      4. Şiirde üç eğilim görülür, romanda bilinçli bir Anadolu’ya açılma vardır, hikayede yazarlar kitaplarını yayınlamışlar olay ve durum hikayeleri yazılmış, tiyatroda halkı aydınlatan ve eğitim aracı olarak oyunlar oynanmış.

      7.Metin
      1. a)Cumhuriyette temel ilke seçimdir.
      b)Cumhuriyet rejiminde egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir.
      c)Cumhuriyetçilik, anayasamızda, -Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.- şeklinde birinci madde olarak yer almıştır.
      d)Cumhuriyet rejimi, demokratik ve insan haklarına saygılı bir devlet şeklidir.
      e)Türk milletinin tabiatına ve adetlerine en uygun yönetim şeklidir.

      8.Metin
      1. Laiklik, devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine göre değil, akla ve bilime dayandırılmasıdır. Ayrıca; insanların, dini inancına ve vicdan hürriyetine karışılmaması, herkesin din ve inancının gereklerini serbestçe yerine getirebilmesi olarak da tanımlanabilmektedir.
      Anlama ve Yorumlama
      1. Yaşam tarzındaki ve yönetim biçimindeki değişim
      Halkın konuşma dili ile edebi dil arasında yakınlaşma
      Halk şiiri geleneği, önemli bir kaynak niteliği kazanmıştır.
      Toplumun her kesiminden şair ve yazarlar çıkmış; edebiyat yeni boyutlar kazanmıştır
      Toplum ve toplumun sorunları gözleme dayalı bir gerçeklikle anlatılır.
      Teokratik devlet biçiminden, demokratik devlet biçimine yöneliş, laiklik, hukuk alanındaki değişiklikler, Latin alfabesine geçiş, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun kurulması, kalkınma ve eğitim seferberliği.
      2. Vatan, bayrak, dil, tarih, Atatürk ilke ve devrimleri….

      3. Avusturyalı Dr. Sigmund Freud (1856-1939) insan ruhuna ve bilinçaltına dair önemli buluşlarıyla çığır açarak 20. yy.daki bütün sanat ve düşünce akımlarını etkilemiştir.
      *Psikoloji ve psikiyatri bilimlerinden yararlanmışlardır.
      * Bireyin iç sıkıntıları, bilinçaltı, toplumla çatışma, tedirginlik, yabancılaşma ve yalnızlık gibi konular işlenir.
      *Çağrışımlara açık sanatsal, şiirsel bir anlatımla yazmışlardır.
      *İç konuşma ve bilinç akımı gibi anlatım tekniklerini kullanmışlardır.
      *İnsan gerçekliliğini farklı yönlerden anlatmışlardır.
      *Ruh çözümlemelerine önem vermişlerdir.
      *Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdülhak Şinasi Hisar, Mustafa Kutlu, Semiha Ayverdi, Tarık Buğra
      a- 1923- 1940 Yılına Kadar Türk Edebiyatı:
      1. Beş Hececiler. 2. Yedi Meşaleciler
      b- 1940 Sonrası Türk Edebiyatı:
      1.Garipçiler 2.İkinci Yeniciler 3.Memleketçiler ( Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdürenler) 4.Mavi Akımı 5.Hisarcılar
      6.Toplumsal Gerçekçiler 7.Mistikçiler 8.Post Modernistler 9.Öz Şiir Yanlıları

      4. Cumhuriyet döneminde dilin yalınlaşması, özleşmesi çalışmaları hızlanmış; sürüp gelen dil tartışmaları, Türk Dil Kurumu’nun kurulmasıyla bilimsel bir zemine oturtulmuştur. Dil devrimiyle birlikte Türkçe ve Türk edebiyatı gerçek macerasına girmiş; milliyetçi, halkçı, yenilikçi, modern sanat ve edebiyat görüşlerinin benimsendiği bir edebiyat doğmuştur.
      Yazı diliyle konuşma dili arasındaki öteden beri süregelen fark ortadan kalkmış; dilde sadeleşme çabaları sürmüş ve bunda başarılı olunmuştur. Düzyazıda özellikle Nurullah Ataç’ın öncülük ettiği yeni nesir ve öz Türkçecilik ve devrik cümle anlayışı yaygınlaşmıştır.
      Bu özellikler günümüz Türk edebiyatında da geçerliliğini korumaktadır.

      5. Tanzimat’tan Cumhuriyete kadar geçen sürede, edebî eserlerde tartışılan birçok problem, Atatürk ilke ve inkılâplarında ifadesini bulmuş ve çözümlenmiştir. Kadınların sorunları Atatürk ilke ve inkılâplarının getirdiği hak ve özgürlükler sayesinde halledilmiştir. Yine dinî istismar ve taassubun acı sonuçlarını, ayrıca yanlış batılılaşmayı dile getiren Yenileşme dönemi (Tanzimat’tan Cumhuriyete kadar geçen süre) eserlerinde bahsedilen bu sorunlar Cumhuriyetle birlikte ortadan kalkmıştır. Tanzimat şairlerinin “hürriyet, eşitlik” hayalleri Cumhuriyetle gerçek olmuştur.

      Cevapla

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.