2019-2020 Eğitim Öğretim Yılı Haziran Semineri Değerlendirme Raporu

2019-2020 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI HAZİRAN SEMİNERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

**Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Doç. Dr. Adnan BOYACI;

Adnan Boyacı konuşması ile EBA üzerinden bir çok online eğitimlerin açıldığı bu eğitimlere katılımların olduğunu fakat yeterli olmadığını, gelecek eğitim öğretim yıllarına hazırlık yapıldığını öğretmenlerin bu alanda yetiştirilip geliştirilmesinin hedeflendiğini, bilişim teknolojileri konusunda öğretmen eğitimlerinin devam ettiğini ve önümüzdeki süreçte katılımın fazlalaşacağını umduğunu ifade etti. Öğretmenlerimizin ihtiyaçlarına yönelik eğitimlerine EBA üzerinden katılım sağlayabileceğini de ayrıca belirtti.

** Milli Eğitim Bakanımız Prof.Dr.Ziya SELÇUK;

Sayın bakanımız Covid 19 salgını sürecince yapmış olduğu çalışmalardan bahsetti. EBA TV, EBA Canlı Ders uygulamaları, EBA içerikleri, öğretmenlere yönelik açılan uzaktan eğitim kurslar ve öğrencilere yönelik psikolojik destek çalışmalarını anlattı. Bu süreçte öğretmenlerimize gösterdikleri gayretlerden dolayı teşekkürlerini iletti.

** Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Çakır (Çevrimiçi Eğitim İçeriği Hazırlama );

Sayın Çakır , çevrimiçi eğitimlerdeki etkileşim yöntemleri, içerik yönetimi, EBA içerik yönetim sistemi, çevrimiçi eğitim içeriğindeki yapılandırma, ders içeriği hazırlama, değerlendirme, kaynaklar ve diğer içeriklerle ilgili detaylı bilgilendirme yapmıştır.

**  E-Twinning semineri, Mehmet Fatih Döğer( E-Twinning Türkiye koordinatörü ) ;

Sayın Döğer, 2009 yılından beri Ulusal Destek Servisi olarak bu faaliyeti yönetttiklerini belirtti. Avrupa’da tüm öğretmenlerin müfredat temelli programlarda 44 ülkedeki etwinning okullarıyla proje yapıp geliştirdiklerini söyledi.. Türkiye’de 11 yıldır etwinning çalışmaları olduğunu da ayrıca ekledi. Bu çalışmaların, illerde Ulusal Destek Servisleri, taşrada ise il teşkilatlarıyla yapıldığını ifade etti. Türkiye’de 81 ilden 83 il koordinatörü olduğunu, Avrupa ise bu sayının 1500’e yakın olduğunu iletti. Avrupa’nın, etwinning faaliyetlerine 2005’de başlamış olduğunu, 800.000 den fazla öğretmenin portala kayıtlı bulunduğunu belirtti. Türkiye ise 4 yıl sonra  yani 2009’da , 50.000’e yakın okul ve 214.000 öğretmenin bu faaliyete katıldığını, Avrupa genelinde ise 396.000 proje yapılmışken, Türkiye’de bu sayının 39.000 den fazla olduğunu ifade etti.

E-twinning faaliyetinin öğretmenlere; mesleki olarak gelişim, motive olma, ululararasılaşma, aidiyet duygusunu sağladığını, öğrencilerde ise motivasyon, kalıcı izli davranış değişikliği dahil olmak üzere, ders dışı eğlenceli öğrenme konularında faydalı olduğunu ifade etti.

Dr. Hülya Bal (E-Twinning Mesleki ve Pedagojik  Gelişim Sorumlusu);

E-twinning faaliyetine ait portal tanıtımını yaparak, portal üzerindeki sayfaların içeriğini detaylıca paylaştı.

Turan Göre (E-Twinning Ulusal Destek Servisi İletişim Sorumlusu) ;

E-twinning okullarının tanıtımını; “ Katılımcılarla belirlenen projelerin aktif şekilde yürütüldüğü, e-güvenlik politikalarının uygulandığı, mesleki gelişim etkinliklerine katılımların sağlandığı, okuldaki tüm paydaşların birlikte kararlar aldığı ve politikalar ürettiği, nitelikli iletişim ve işbirliğinin sağlandığı, 21.yy bilgi ve becerilerinin proje tabanlı öğrenim yöntem ve teknikleriyle  birlikte oluşturulduğu okullar” şeklinde ifade etti.  E-twinning başvurularıyla alakalı olarak da; başvuru tarihi(Kasım’ın ilk haftası), başvuru bitimi(Şubat’ın ilk haftası), onaylama(Mart’ın ilk haftası), onaylanan okulların açıklanması(Mart 15 sonrası) şeklinde bilgi verdi. Öğretmen hazırlığı için ise http://etwinningonline.eba.gov.tr adresinden bilgi alınabileceğini belirtti. Çeşitli sosyal medya kanallarıyla da irtibata geçilebileceğini açıkladı.

Facebook(E-TwinningTürkiye) , Twitter(@tretwinning), Instagram (E-Twinning Türkiye)

Ezgi Ulutan (E-Twinning İzleme ve Değerlendirme Sorumlusu) ;

“Ulusal Kalite”  ve “Avrupa Kalite Etiketi” kazanma süreci hakkında bilgiler verdi. 2019’da Türkiye’de 2415  öğretmenin  “Ulusal Kalite” etiketi ve 2666 kişinin ise “ Avrupa Kalite Etiketi” aldığını belirtti. Toplam başvuru sayısının 8539 olduğunu iletti. Ayrıca Avrupa projesi kapsamındaki çalışmalar, Avrupa e-twinning  ödülleri ve özel kategori ödülleriyle ilgili paylaşımda bulundu.

Ertan Kocabaş(Eğitim ve  İçerik Sorumlusu) ;

E-twinning paydaş hiyerarşisine değindi. Merkez Destek Servisi(MDS)- Ulusal Destek Servisi(UDS)- İl Koordinatörü((81 ildeki e-twinning il koordinatörleri)- Okullar(İdareciler)

Bu sıralamayla proje yapılmasını ve  yeterli destek alınmazsa,sonraki adıma geçilebileceğini iletti. Aynı zamanda öğretmenlerin; online olarak(MOOC,webinar,çevrimiçi eğitimler) , çevrimiçi öğrenme araçlarıyla(SEG, STM) , akran öğrenmesiyle(İl koordinatörü, e-twinning projeleri,öğretmenler) ve yüzyüze eğitimlerle (hizmetiçi eğitim,konferans, çalıştaylar,bilgi edinme toplantıları) mesleği gelişim sağlayabileceğinden bahsetti.

** Prof. Dr. İlber ORTAYLI ;

Eğitim tarihimiz konusunda bilgiler vererek; eğitimin Osmanlı döneminde vakıflar aracılığı ile hayır olarak yürütüldüğünü, bu durumun Tanzimat Dönemi’ne kadar devam ettiğini ve sonrasında eğitimin önemi anlaşılarak okullarınn açıldığını; Cumhuriyet Dönemi ile öğretmen yetiştiren kurumların açıldığını, eğitim enstitüleri ve köy enstitüleri ile öğretmenlerin yetiştirildiğini ifade etti.

Bu okulların kapatılması ile artık idealist öğretmen yetiştirilemediğini, eğitim fakültelerinin bu boşluğu dolduramadığını, öğretmenlik mesleğinin saygınlığının yıprandığını, bu kurumların kapatılmasının büyük bir yanlış olduğunu ifade etti.Yatılı eğitim öğretim yapan okulların yeniden açılmasının düşünülmesi gerektiğini belirtti.

**Selçuk BAYRAKTAR ;

Bilişim teknolojilerinde milli yazılımın ne kadar önemli olduğunu. milli olmayan yazılımların bizim olamayacağını, gençlerin hayallerinin peşinde koşarak hayallerini geliştirebileceklerini, Milli yazılımlarımızla geliştirdiğimiz İHA araçlarının dünyada bir ilk olduğunu, SİHA’lar üzerinde bulunan güdümlü silahların milli yazılımlarımızla geliştirildiğini, dolayısıyla kimseye bağımlı olmadığımızı, geliştirilen hava araçlarının dünya gündemini değiştirdiğini, terör örgütleri hakkında bilgi toplamanın çok daha kolay olduğunu, doğal afetler hakkında bilgi toplamada çok etkili olarak kullanıldığını ifade etti.

Korona sürecinde solunum cihazı geliştirildiğini ve 15 gün içinde bu konuda büyük adımlar atıldığını ve seri üretimin yapıldığını ifade etti. Kuru ezberden arınarak akıl yürüten düşünen bireyler yetiştirmenin öneminden bahsetti.

     ** Öcal OĞUZ (Unesco Türkiye Millî Komisyonu Başkanı ):

“Okuldan kovulan hayattan kovulur. Hayat boşluk kabul etmez. Boş kalan yerleri hayatın diğer alanları doldurur.” diyerek kültürümüzün öğretiminde eğitimin önemini vurguladı. Mili kültürümüzü çocuklarımıza tam olarak aktaramadığımızı, milli masal kahramanlarımızdan bir kaçının bile isminin sayılamadığını belirtti. Bu durumun çocuklar ile aramızda kültürel uyuşmazlık oluşturacağını, Nasrettin Hoca deyince bu hoca nerede görev yapar gibi bir soru ile karşılaşılabileceğini, kültür aktarımı olur ise Nasrettin Hoca deyince fıkralarının akıllara geleceğini ifade eti. Korona sürecinde de kültürün ne kadar önemli olduğunu, evde kültürümüze ait oyunların oynandığını ve hatta büyüklerin balkonlara çıkarak şarkılar türküler söylediğini belirtti. Kültür aktarımı yapılmıyorsa da bunun yapılması  gerektiğine vurgu yaptı. Kültür aktarımında özellikle öğretmenlerimizin rolünün çok önemli olduğunu, çocukların yalnızlaştığını, bilgisayar tablet gibi araçlar nedeniyle hayatın içinden koparıldığını ifade etti.

Düğün davetiyelerinde “Çocukları getirmeyiniz” ifadeleri, kültürümüze ait masalların ne okullarda ne de ailede anlatılmaması, zamana uyulduğu zannedilen ancak kültürümüzden uzaklaştıran yabancı adetlerin edinilmesi, anadilinin unutulup onun yerine yabancı kökenli kelimelerin kullanılması, unutulan adetlerimize gerekli özeni göstermeme gibi nedenlerle, çocukların kültürümüzü tanıyamadıkları, hayatın içine entegre olamadıkları, bu durumun çocuklarımıza kültürümüzü aktarmakta bir engel teşkil ettiğini ifade etti. Geleneksel kültür içinde yetişmeyen, sosyalleştiren çocuk oyunları yerine bilgisayar ve tabletlerle büyüyen çocukların sanal oyunlar sebebiyle kimseyle etkileşimde bulunmamalarından dolayı asosyal geliştiklerine vurgu yaptı. “Çocuk sokakta düşe kalka büyümeli” şeklinde ifadede bulundu. Sosyalleşen çocuklarda mutsuzluk, depresyon gibi sorunlar olmayacağından, bu sağlanırsa devletin bakanlıklarının yükünün de azalacağını çünkü devletin böyle durumlarla ilgilenmesine gerek kalmayacağını, ihtiyaç duyulmacağını öngördüğünü ifade etti.

** Erdem ERKUL(Mikrosoft Kamu ve Yatırımlardan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı);

     Sayın Erkul, Covid 19 salgını sürecinde teknolojinin öneminin daha iyi anlaşıldığını belirtti. Özellikle eğitimde teknoloji kullanımında öğretmenlerimize çok büyük görevler düştüğünü anlattı. Teknolojinin sekiz trendinden bahsetti. (Çevrimiçi alışveriş,temassız ödemeler, uzaktan yani evden çalışma,uzaktan eğitim, tele sağlık, çevrimiçi eğlence -konser,oyun,müze gezileri gibi , robot ve dronlar, 5G teknolojisi)

Teknoloji harcamalarının içeriğinden bahsetti. Uzaktan eğitime en hızlı geçen 200 üllkenin içinde olduğumuzu da ayrıca belirtti. Yazılımın çok önemli olduğunu ve yazılıma bacasız sanayi olarak bakıldığını belirtti. Öğrencilerimize yazılımın öneminin çok iyi anlatılmasını  ve onları yönlendirmemiz gerektiğini vurguladı. 156.000 yazılımımız olduğunu ve bunu arttırabileceğimizi söyledi. 1 Milyon Yazılımcı Projesi’nden bahsetti. Yazılımın temelinin ilkokul döneminde açılacak stem eğitimleri ile atılabileceğini ifade etti. Yazılım eğitiminin yaşı olmadığını, her yaşta yapılabileceğini, artık yeni dünya üretimlerinin bilişim teknolojileri üzerinden yapılacağını ve bu devrimi kaçırmamak adına öğretmenlerimize çok görev düştüğünü, öğretmenlerimizin bu konuda donanımlı hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Çocuklarımızda bu sayede merak uyandırabileceğimizi belirtti. Ulusumuzun hayal gücünün çok fazla olduğunu, muazzam bir tarihe sahip olduğumuzu, gerekli eğitimler verilir ise çocuklarımızın yapamayacağı hiçbir şey olmadığını belirtti. Korona sürecinde internet ve yazılımın ne kadar önemli olduğunun ortaya çıkmasıyla, bacasız sanayi olan yazılım geliştiriciliğinin  ülkemize ekonomik olarak çok katkı sağlayacağını ifade etti.

4/F  Sınıf Öğretmeni

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.