İslam’ın ekonomik düzenlemeleri

 İslâm’ın ekonomik düzenlemeleri

İnsanlık târihi kadar eski olan ekonomik hakların korunmasına İslâm dîninde büyük önem verilmiştir. Bunlar arasında mülk edinme, çalışma, emeğinin karşılığını alma, mîrâs gibi haklar vardır.

İslâm dîni; ticâreti, alışverişten sağlanan kazancı helâl kılmış, hattâ alışveriş yapılmasını teşvîk etmiştir. Yapılan iş ve çalışmaların meşrû olması şartıyla her türlü kazancı serbest bırakmıştır. Fertler meşrû yollardan kazanmak ve zekâtını vermek kaydıyla diledikleri kadar servet sâhibi olabilirler.

İslâm, haksız kazanca karşıdır. Bu sebeple İslâm, başkasının malını gasp ve telef etmeyi, aldatmayı, yolsuzluk yapmayı, rüşvet almayı, tefecilik yapmayı ve fâizi yasaklamıştır.

Hz. Peygamber, gençliğinde ticâretle uğraşmış, işini dürüst yapmış, başkalarına haksızlık etmekten kaçınmıştır. Çevresindeki insanlara da böyle davranmalarını öğütlemiş, çalışanların haklarının korunmasını istemiştir.

Ekonomik alanda sosyal dengeyi sağlamak için islâm’ın getirdiği hükümler nelerdir?

 Kur’ân’da zekât, sadaka ve infâk emirleri sosyal dengeyi sağlamaya yönelik olduğu gibi “… o mallar içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet ve güç hâline gelmesin …” (Haşr, 7.) buyruğu da malın ve mülkün bazı kimselerin elinde tekelleşmemesi gerektiğini belirtmektedir.

İslâm dîni, insanların iktisâdî güçlerini ellerinde tutup piyasaya sürmemelerini, böylece tekel hâline gelmelerini hoş görmemiş, böyle hareket edenleri cehennem azâbı ile tehdît etmiştir.

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.