Türk Dilinin tarihi gelişimi

Türk dilinin oluşumunu yedi aşamada tamamladığı görüşü yaygındır: Altay Çağı: Türkçe, Altay çağında, henüz ayrı bir dil niteliğini kazanmamıştır. Moğolca ve öteki akraba dillerle birlikte, bir Ana-Altayca içinde bulunmaktadır. En Eski Türkçe Çağı: En eski Türkçe çağında, Türkçenin Ana-Altaycadan ayrıldığı düşünülmektedir. Böylece, Türk, Moğol, Mançu-Tunguz hatta Kore ve Japon dilleri ortaya çıkmıştır. İlk Türkçe Çağı: … Devamını oku…

Kültürü oluşturan etmenler ,unsurlar

Image via Wikipedia 1.Dil: Dil, kültür unsurlarının başında gelir. Çünkü dil olmadan öteki unsurların meydana gelmesi mümkün değildir. Dil bir milletin ses dünyasıdır. Her millet kainatı değişik şekillerde algılamış ve yorumlamıştır. Aynı zamanda dil kültüre ait bütün değerleri bünyesinde barındıran bir kültür hazinesidir. Bir dil, onu kullanan milletin kafa yapısını, nasıl düşündüğünü, zihninin nasıl çalıştığını … Devamını oku…

Beş Hececiler ve Akımı

Hecenin Beş Şairi Bu dönemde, egemen ideolojilerin dışında kalarak izlenimci, simgeci bir anlayışla “saf şiir”i geliştirmeye çalışan Ahmet Haşim, Milli Edebiyat kapsamına alınamayacak tek ozandır denilebilir. İlk örneklerini Cenap Şehabettin’de gördüğümüz simgeci şiir onunla en usta, en başarılı temsilcisini bulmuştur. Bireyselliği, şiirde anlam kapalılığını ve müziksele yakın uyumu savunan Haşim’in simgeciliğinin yanı sıra, anlatımcılığın ve … Devamını oku…

Türk Edebiyatında Destanlar

Asya kıtasının çeşitli bölgelerinde yaşayan Türk boyları arasında zengin bir destan geleneği vardır. Bilinen Türk destanları arasında en eskisi Yaratılış Destanı’dır. Altay Türkleri arasında söylenmektedir. V. Radlov tarafından saptanıp yazıya geçirilmiştir. Saka Destanı, İskit Türkleri’ne aittir. Bu destan zinciri içinde Alp Er Tunga ve Şu parçaları bulunur. Bunlar Kaşgarlı Mahmud’u Divanü Lugati-t-Türk adlı eserinde yer … Devamını oku…

Sözlü Destanlar ve Özellikleri

Image via Wikipedia * Yazının henüz bulunmadığı ve yaygınlaşmadığı bir kültürde doğan ve kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarıldıktan sonra yazıya geçirilen destanlardır. Ozan ve şarkıcıların değişik zamanlarda söylediği şarkı ve şiirlerin bütünleşmesi ve işlenmesiyle oluşturulurlar. Örnekler: * Gılgamış: MÖ 3000 yıllarında Mezopotamya’da ortaya çıkmıştır. Bilinen en eski destandır. Babil ve Akad toplumlarınca da benimsenmiştir. Ama … Devamını oku…

Ünsüzlerin Yumuşaması Kuralı

Bir sözcük p,ç,t,k sert ünsüzlerinden biriyle biterken, bu sözcüğe ünlüyle başlayan bir ek getirildiğinde, sert ünsüzler yumuşayarak; p,b ‘ye – ç,c ‘ye – k,ğ ‘ye – t,d ‘ye dönüşür. pçtk => bcdğ örnek: Balık balığın Kitap kitaba Ağaç ağacı Kağıt kağıdı Ünsüz Yumuşaması İle İlgili Kurallar: -Kimi Türkçe ve Türkçe’ye girmiş sözcüklerde yumuşama görülmez. Örnek: … Devamını oku…

Beyit,Beytin özellikleri

Şiirde sonları uyaklı, iki dizeden oluşan, kendi içinde bağımsız bir yapısı ve anlam bütünlüğü bulunan birimdir. Bir beytin her dizesi kendi içinde bir bütün olabildiği gibi, birinci dizedeki anlam ikinci dizede de sürebilir. Beyit uzun şiirlerde anlatım birimi olarak sık kullanılır. Güçlü ve özlü söyleyişlere uygun olduğu için bağımsız tek bir şiir olarak da yazılabilir. … Devamını oku…

Parnasizm ve Edebiyatımız

Fransa’da şiir türünde ortaya çıkmış bir akımdır. Şiirdeki gerçekçilik diyebileceğimiz parnasizm, bir anlamda realizmle natüralizmin şiirdeki sentezinden oluşmuştur. 1886’da “Parnas” adlı derginin yayınlanmasıyla ortaya çıkmıştır (Parnas: Mitolojide ilham perilerinin yaşadığına inanılan efsanevi dağın adı). Parnasyenler şiiri salt biçim olarak görürler. Bu nedenle biçim güzelliğini her şeyin üstünde tutarlar. Yine aynı nedenlerle ölçü ve uyağa çok … Devamını oku…

Natüral (Doğalcılık)

NATÜRALİZM (DOĞALCILIK) 19.yüzyılın sonlarına doğru Fransa’da ortaya çıkan natüralizm, bir anlamda realizmin bir üst basamağı (gerçeğe yaklaşmadaki katılığı nedeniyle) olarak düşünülebilir. Natüralizmi, realizmden ayıran nokta onun deney yöntemine de yer vermesidir. Deney yöntemi, doğa olaylarında aynı nedenler, aynı koşullar altında aynı sonuçları doğurur düşüncesidir (Determinizm). Natüralistler bu anlayışın tabiatta olduğu gibi insan yaşamı için de … Devamını oku…

Klasisizm ve Edebiyat

KLASİSİZM 17. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan bir akımdır. BOILEAU bu akımın kurucusu olarak kabul edilir. Klasikler Eski Yunan ve Latin edebiyatını bilgi ve esin kaynağı olarak benimsemişlerdir. Temel olarak şu ilkelere dayanır: Sanat, “insan tabiatına” önem vermeli ona sevgi ve saygı duymalıdır. Klasik bir eser “akıl” ve “sağduyu”ya dayanmalıdır. Eser, “dil”, “anlatım” ve “şekil” de … Devamını oku…

Mensur Eserler

Tanzimat Devri Türk Edebiyatı ‘nın nesir alanındaki yenileşmesinde gazete¬nin önemi büyüktür. 1831’de resmî olarak çıkanlan ilk Türkçe gazete Takvim-i Vakayi’dir; bu¬nu 1840’ta yan resmî Ceride-i Havadis izler. Agâh Efendi ue Şinasî’nin 1860’ta çıkardıktan Tercüman-ı Ahvâl ile Şinasî’nin çıkardığı Tasvir-i Efkâr gazeteleri yayımladıklan çeşitli yazılarla, yeni nesrin ilk örneklerini uermiş oldular. Böylece, “umum halkın anlayabileceği bir … Devamını oku…

Manzum Eserler

Tanzimat Devri Türk Edebiyatı’nda, önce, Fransız şairlerinden yapılan çevi¬rilerde bazı yenilikler görülür. Bunlan daha çok içerikte yaptıktan yeniliklerle, dildeki “sadeleşme” çabalan izler. Sonra şekil yönünden birçok değişiklik ve yeniliklere girişildiği görülür. Tanzimat Devri Türk Edebiyatı’nda; Ölçü, çoğunlukla aruz ölçüsüdür. Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal ve Abdülhak Hâmit’in hece ölçüsüyle yazdıktan şiir denemeleri de vardır. Uyak, … Devamını oku…