♦ Bu dönem. 1860 yılında ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’in çıkarılmasıyla başlar ve 1876’ya kadar devam eder.
♦ Bu dönemde sanatçılar Fransız edebiyatını örnek almışlardır.
♦ Bu dönem edebiyatçıları aynı zamanda politikacıdırlar. Edebiyatı düşüncelerini yaymak için bir araç olarak kullanmışlardır.
♦ Bu dönemde “sanat toplum içindir” anlayışı benimsenmiştir.
♦ Dilde sadeleşme anlayışını benimsemişlerdir; ama tam anlamıyla uygulamaya koyamamışlardır.
♦ Roman, öykü, gazete, makale, eleştiri, tiyatro gibi edebiyat türleri ilk kez edebiyatımıza girmiştir.
♦ Edebiyatımıza “hak, adalet, özgürlük, eşitlik, vatan, millet” gibi kavramlar girmiştir.
♦ Hece ölçüsüyle yazmayı savunmuşlar; ancak aruzla yazmayı sürdürmüşlerdir.
♦ Divan edebiyatı nazım şekilleri kullanılmış; ama içerikte değişiklik yapılmıştır.
♦ Sanatçılar çok yönlüdür: Şair, yazar, çevirmen, siyasetçi, devlet adamı…
♦ Bu dönemdeki eserler taklit olduğu için teknik bakımdan zayıftır. (Romanın akışı kesilip okuyucuya bilgi verilmesi gibi)
♦ Olaylar genellikle günlük yaşamdan ve tarihten alınmıştır. Bunun yanında aşk ve bireysel konular, alafrangalık özentileri de işlenmiştir.
♦ Roman ve hikâyelerde kişiler tek yönlüdür. İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür. Eserin sonunda iyiler mükafat, kötüler ceza görürler. Bu da romantizm akımının etkisi dolayısıyladır.
♦ Eserlerde mekan İstanbul’dur. Olayın anlatımında dil yalın, betimlemelerin olduğu yerlerde ise sanatlıdır. Betimlemeler, olayın akışı içinde eritilmediğinden yalnızca bir süs öğesi olarak kalmıştır.
♦ Olayların çoğu rastlantılar sonucu gelişir.
♦ Nesirde noktalama işaretleri kullanılmaya başlanmıştır.
♦ Tiyatroya bu dönemde büyük önem verilmiş, çokça eser yazılmıştır.
♦ “Görücü usulü ile evlilik, cariyelik, yanlış Batılılaşma, mirasyedilik” gibi konular ele alınmış, bu tür konular eleştirilerek toplum eğitilmeye çalışılmıştır.
♦ Bu dönemde “klasisizm” ve “romantizm” akımının etkileri görülmüştür
teşekürler :*
Çok ama çok teşekkür ederim ♡♡♡