Öğretmenler günü şiirleri-24 Kasım

öğretmenler günü şiirleri, 24 kasım şiirleri, öğretmenler günüc ezberlenecek şiirler

öğretmenler günü şiirleriCanım Öğretmenim

Köyüm sana hep muhtaçtır
Susuz kalmış bir kıraçtır
Bu kıraçta bir gül açtır
Benim canım öğretmenim

Senin ile ben hep güldüm
Susuz çölde açan güldüm
Açan gülde seni gördüm
Benim canım öğretmenim

Öğretmenlik kutsal dedin
Fedakarlık hep sen ettin
Karlı dağı hep yol ettin
Benim canım öğretmenim

Bana bilgi veren sensin
Bir gülücük deren sensin
Hastalığa şifa sensin
Benim canım öğretmenim

Annem babam sen atamsın
Şu kalbimde hep atansın
Mesleğini sevdirensin
Benim canım öğretmenim

Sesin her dem kısılıyor
Yüreciğin hep sızlıyor
Çıkarsızca sevdim diyor
Benim canım öğretmenim

Cana can katıyorsun
Yaramı hep sarıyorsun
Beni hep seviyorsun
Benim canım öğretmenim

En ücrada çalışırsın
Her zorluğa alışırsın
Evden eve taşınırsın
Benim canım öğretmenim

 Daha fazla öğretmenler günü şiirleri için tıklayınız

ÖĞRETMENİM

Bana bir şeyler anlat öğretmenim, Sevmeyi, sevilmeyi, hayal kurmayı,
Haksızlığın karşısında yılmadan,
Dimdik ayakta durmayı öğret.
Bana bilmediklerimi, bildiğim dilden öğret,
Kalemim bitmesin silgimden önce,
Bana dikenin acısını, taşıyan gülden öğret,
Kalbim sızlamasın, gönlümden önce,
Sevinçle hüznümü, ard arda koyup,
Ağlamadan tenime sarmayı öğret,
Doğruları yanlışlardan soyup,
Korkmadan soru sormayı öğret,

Fırtınalar koparken benliğimde,
Ruhumun sessizliğini anlat bana,
Gözlerime bak öğretmenim,
O sevecen ılık bakışlarınla,
Bir anda sararken heyecanlarımı,
Beni yalnız bırakma, aydınlat umutlarımı,
Kendimi ararken, kendi içimde,
Bu umarsız dönemimde,
Beni bana tanıştır öğretmenim,
Karamsar düşünceler kemirirken içimi,
Bana umudu, bana sevgiyi öğret,
Öğret ki, tüm dünyayı sevebileyim,
Zindan olmasın bu yaşam bana,
Kırıp ruhumu saran zincirleri,
Aydınlık günlere tebessüm edeyim,
Karşında diz çökmüş yalvarırken,
Tut ellerimden kaldır öğretmenim,
Mutlu insanlara götür beni,

Bana bir şeyler öğret öğretmenim,
Senden öğrendiklerim yol olsun geleceğime,
Düz bir yolda düşmeden ilerlemek için,
Bana dengemi öğret öğretmenim,
Ayakta durmayı, koşmayı, savaşmayı,
Ve savaşın içinde barışmayı öğret,

Sen göremeyeceksin belki,
Sayende yarınlarda gülecek benim,
Sevgi dolu bir dünya seninle gelecek, Öğretmenim…

EMİN ZEYBEK

 

 

DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Bütün çiçekleri getirin buraya.
Öğrencilerimi getirin buraya, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiçeklere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya.
Son bir ders vereceğim onlara.
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin, getirin… Ve sonra öleceğim.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları,
Geniş ovalarda kaybolur kokuları…
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri,
Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin, görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini,
Bacımın suladığı fesleğenleri,
Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini,
Avluların pembe entarili hatmisini,
Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın,
Aman Isparta güllerini de unutmayın,
Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.
Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyorum gönlümde,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kop dağına göçen,
Yürükler yaylasında, Toroslarda eğleşen,
Muş ovasından, ağrı eteğinden,
Gücenmesin, bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
En güzellerini saymadım çiçeklerin,
Çocukları, öğrencilerimi istiyorum,
Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,
Köy okullarında açan gizli ve sessiz,
O bakımsız ama kokusu eşşiz çiçek,
Kimse bilmeyecek seni, seni kimse bilmeyecek
Seni, beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.

Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,
Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum,
Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
Tarümar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
Beni bilse bilse çiçekler bilir dostlarım,
Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,
Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Okulun duvarı çöktü, altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta,
Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya.
Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.

Ceyhun Atıf KANSU

 

BİRİCİK ÖĞRETMENİM

Öpmek istiyorum hep o şefkatli elleri.
Yerimde sayıyordum alıp geçtin ileri.
Bana hep sen öğrettin o güzel bilgileri.
Benim bilgi kaynağım, sevgili öğretmenim.

Hep okulda geçirsem günleri, geceleri,
Daha erken öğrensem harfleri, heceleri.
Sende saklı bulunan o güzel bilgileri,
Ben de almak isterim biricik öğretmenim.

İstemez oldum artık vefasız geceleri.
Hep sınıfımda olsam, okusam heceleri.
Atamın önerdiği olmam istenen yeri,
Bana sen hazırladın biricik öğretmenim.

Hakkı ÇEBİ

 

BEN BİR ÖĞRETMENİM

Ben bir öğretmenim
Sevgiyi, sevmeyi öğretirim çocuklarıma,
Kini, öfkeyi nefreti değil.

Ben bir öğretmenim
Dostluğu, kardeşliği öğretirim çocuklarıma
Dövüşü, kavgayı, savaşı değil.

Ben bir öğretmenim
Okumayı, yazmayı, küçükleri korumayı
Konuşmayı dinlemeyi, büyükleri saymayı
Öğretirim çocuklarıma.

Ben bir öğretmenim
Sevgiyle, bilgiyle sularım çiçeklerimi
Ve bu güzel çiçeklere
Cumhuriyeti kuran Atatürk’ü öğretirim.

Ben bir öğretmenim
Ve öğretirim çocuklarıma
Ülküm vatanı yüceltmektir.

Ben bir öğretmenim
Çiçektir diyemem çocuklarıma
Çiçeklerden güzeldir bütün çocuklar,
Ve öğreteceğim çocuklarıma
İyilikten güzellikten yana ne varsa.

 

Öğretmenime…

Bilgi demetleri sun, yine bana,
Yine yalçın dağlar ötesinden gel…
Işık saç, erdem ver, sisli dünyama,
Yine altın çağlar ötesinden gel…

Aydınlığa giden sonsuz yollardan,
Tomurcuklar açan yeşil dallardan,
Bahçedeki taze, solmaz güllerden,
Baharlarla bağlar ötesinden gel…

Fecri müjdeleyen yıldızdan, aydan,
Uzat maviliği şeffaf saraydan
Buketler dererek bize uzaydan,
Göklerden al tuğlar ötesinden gel.

Milletime doğan şafaklarla şen,
Şehitler yatağı topraklarla sen,
Irkıma şen veren bayraklarla sen
Tarihler, otağlar ötesinden gel….

Süleyman ÖZBEK

 

 

ÖĞRETMEN MARŞI

Alnımızda bilgilerden bir çelenk,
Nura doğru can atan Türk genciyiz.
Yer yüzünde yoktur, olmaz Türk’e denk;
Korku bilmez soyumuz.

Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.

Candan açtık cehle karşı bir savaş,
Ey bu yolda ant içen genç arkadaş!
Öğren, öğret hakkı halka, gürle coş;
Durma durma koş.

Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.

İsmail Hikmet ERTAYLAN

 

ZİLLER ÇALACAK

Zil çalacak… Sizler derslere gireceksiniz bir bir
Zil çalacak, ziller çalacak benim için,
Duyacağım evlerden, kırlardan, denizlerden;
Ta içimden birisi gidecek uça ese…
Ama ben, ben artık gidemeyeceğim.

Zil çalacak… Siz geminize, treninize gireceksiniz bir bir
Zil çalacak, ziller çalacak benim için,
Duyacağım iskelelerden, istasyonlardan bütün;
Ta içimden birisi koşacak ardınızdan….
Ama ben, ben artık gelemeyeceğim.

Sonra bir gün bir zil çalacak yine
Hiç kimseler kimsecikler duymayacak,
Ne sınıflar, ne iskeleler, ne istasyonlar, ne siz…
Ta içimden birisi kalacak oralarda
Ben gideceğim.

Zeki Ömer DEFNE

 

BEN ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYORUM

Ben öğretmen olmak istiyorum.
Ben şâirimin mısralarında dil,
Genç kızımın gergefinde nakış nakış gül.
Âşığımın sazında tel
Öpülesi bir el olmak istiyorum:
Ben öğretmen olmak istiyorum…
Ben çaresizliğin filizlendiği yerde ümit,
Korkunun mayalandığı yerde yürek olmak istiyorum
Ben öğretmen olmak istiyorum…
Ben öğretmen olmasam diyorum!
O zaman şu körpe fidan
Nasıl öğrenecek, çiçek açıp meyve vermeyi?
Şu gelinlik kızım,
Şu bıyıkları yeni terleyen delikanlım
Kimden öğrenecek insan gibi sevilmeyi, sevmeyi;
Vatan için, millet için, bayrak için
Göz kırpmadan ölmeyi?
Sen öğretmen olmalısın kardeşim;
Sen namussun, vicdansın, adaletsin…
Sen müsbet ilimsin kardeşim
Sen irfansın, inançsın geleceğimi aydınlatan…
Sen buram buram tüten vatan-sevgisi
Sen burcu burcu kokan Türklük duygususun
Biz öğretmen olmalıyız kardeşim:
Biz görmeyenlere göz,
Duymayanlara kulak,
Yürüyemeyenlere ayak atmalıyız…
Biz şairlerimizin mısralarında dil.
Genç kızlarımızın gergeflerinde nakış nakış gül.
Âşıklarımızın sazlarında tel.
Öpülesi bir el olmalıyız.
BİZ ÖĞRETMEN OLMALIYIZ. .

Mustafa Nejat SEFERCİOĞLU

 

ÖĞRETMENİM BEN

Devamlı değişen müfredat ile,
Kafası karışan bir bedenim ben.
Çırpınıp bir şeyler vereyim diye,
Eriyen, tükenen ve bitenim ben.
Tatili herkesçe dile dolanan,
Geçim derdi ile aklı bulanan,
Susuz, yolsuz dağ köyüne yollanan,
İtiraz etmeden de gidenim ben.
8-5 memurun gözüne batan,
Kimisine göre yan gelip yatan,
Ayın 15’inde maaşı yatan
Ek dersi on gün geç ödenenim ben.
İlim düşmanıyla muhatap olup,

Gençliği bir dağın başında kalıp,
Her eylül ayında umutla dolup,
Sonra yavaş yavaş tükenenim ben.
Kırtasiye ödeneğiyle taksit ödeyen,
Temmuzda zam alıp %5’lik dilime giren,
Aralık bitince murada eren,
Ocaktan ocağa sevinenim ben.
Bir şey öğretmek için filim çevirip,
Öğretince çocuk gibi sevinip,
Sekiz ay uğraşıp dönüp devinip,
On dakikada teftiş edilenim ben.
Kimsesizim, ağamda yok dayımda,
Bir seçimde varım bir de sayımda,
Senede bir defa kasım ayında,
Yalandan kıymeti bilinenim ben,
Bir garip memurum, öğretmenim ben.

NELER ÖĞRENDİK?

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.