29 Ekim Öğretmen konuşma metni

SAYIN MÜDÜRÜM DEĞERLİ MESAİ ARKADAŞLARIM, KIYMETLİ MİSAFİRLER SEVGİLİ ÖĞRENCİLERİM

Bugüzel günde, Koca tarihin ve şu gök kubbenin şahitliğinde,

Birçok yıkılışa ve dirilişe şahit olmuş  Ceddimizin ve başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere son devletimizi kuranların manevi huzurunda,

Devleti kuranlara,  şimdi toprağın altında ya da üstünde olanlara şükran hislerimizi ifade etmek için, Devletimizin en büyük gününü  yani     Cumhuriyetimizin 91. yılını kutlamak için toplandık.

Bayramımız hepimize kutlu olsun.

Durmadan dalgalan şanlı bayrağım,

Yurdumun en büyük bayramı bugün.

Ufuklar gül açsın, gülsün toprağım,

Yurdumun en büyük bayramı bugün.

 

Devletimizin en büyük günü en büyük bayramı, yurt dışında uluslar arası temsilciliklerimizde kutlanan tek bayramımız..

 

Cumhuriyet Bayramının iki önemli anlamı vardır: Birincisi her taraftan düşman işgaline uğrayan Anadolu’nun işgalcilerden kurtulması, ikincisi de demokratik bir cumhuriyetin ilan edilmesidir.

 

19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkarak Milli Mücadeleyi başlatıp, 29 Ekim 1923 tarihinde de “Türk Milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.” diyerek ilan ettiği Cumhuriyet,  Türk Milletine bırakılmış en büyük miras ve vazgeçilmez bir değerdir.

 

SAYIN MÜDÜRÜM KIYMETLİ MİSAFİRLER

Büyük önder Atatürk’ün gösterdiği hedefler açısından yapacak çok işimiz var.  Ülkemiz, üzerinde bulunduğu coğrafya itibarı ile politik, stratejik ve ekonomik bir cazibeye sahiptir. Bu nedenledir ki; binlerce yıldır bu topraklarda aynı bayrak altında yaşayan insanlar üzerinde hep plan üstüne plan yapılmış, oyun içinde oyun oynanmıştır.

Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.

 

Türkiye Cumhuriyetini  korumak ve kollamak yalnız konuşmakla, sadece duygusallıkla olmaz. Ben cumhuriyeti ve bağımsızlığı seviyorum demek yetmez, yaşadığımız vatan için içtenlikle çalışmalıyız, mücadele etmeliyiz.

Birlikte yaşamak ve biz duygusunu iliklerimize kadar hissetmeliyiz.

Hiçbir olumsuzluk bizi ümitsizliğe sevk etmemelidir. Birlik ve beraberlik içinde, sevgi içinde, değerlerimizin değerini bilerek çalışmalıyız.

 

 

Ey Anadolu’m, güzel yurdum, Türkiye’m!

 

Sen bin yıldır milletimize Halil İbrahim sofrası oldun.

Biz çoğaldıkça sen bereketlendin.

Senin suyunu içtik, Senin ekmeğini yedik, Senin sofranda beslendik,

Senin hür havanı soluduk.

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı” varsa ,

Senin , bu bereketli sofranın “sonsuza kadar” hatırı vardır.

Bu sofraya “ihanet eden” ya nankördür ya da gafildir.

                  Ey Anadolu’m, güzel yurdum!

 

Sen, , kaderi kaderimize benzeyen ölümsüz vatanımız…

Sen bin yıldır doğanımıza beşik, ölenimize mezar oldun.

Bizler de beşikten mezara kadar sana sahip çıkacağız.

Ey Anadolu’m, Güzel Türkiye’m!

Bir gün bir Ferhat, sendeki bir güzele sevdalandı.

Bu sevda uğruna dağları deldi..

Ey güzel yurdum! Biz sendeki bir değil, bin bir güzelliğe sevdalıyız…

Senin için dağları değil, çağları bile deleriz.

Uğrunda bir değil bin kere ölürüz.

www.sorubak.com

Dokümanın Görselli Tam Halini İndirmek için TIKLAYINIZ

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.