Sevgili Arkadaşlar!
Önce Birinci Dünya Savaşı, sonra da Kurtuluş Savaşı, ülkemizin bütün kaynaklarını tüketmişti. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ekonomik yönden çok kötü bir durumdaydı. Sanayi kuruluşumuz hemen hemen hiç yoktu. Tarıma elverişli alanların ise çok azı ekilebiliyordu. Tarımla uğraşan köylüler yoksuldu. Hem kaldı ki, peş peşe girdiğimiz savaşlar tarım yapacak genç nüfusu tüketmişti. Bir çok ürünü yabancılardan almak zorunda kalmıştık.
Bu yokluk günlerinde Atatürk ve arkadaşları, kendi kendimize yetecek bir ekonomiye sahip olmak arzusundaydılar. Yabancı mallar yerine, kendi ürettiklerimizle yetinmenin gereğini halka anlatmak istiyorlardı. 12 Aralık 1929 günü zamanın başbakanı İsmet İnönü, Millet Meclisi’nde yaptığı bir konuşmada, yerli malı kullanmanın öneminden ve tutumlu olmaktan bahsetti. Okullarımız, 1946 yılından itibaren 12 Aralık’la başlayan haftayı Yerli Malı Haftası olarak kutlamaya başladılar. 1983 yılında bu haftanın adı, Tutum Yatırım ve Türk Malları Haftası oldu.
Bu hafta süresince, tutumlu olmanın, yatırım yapmanın ve yerli malı kullanmanın önemi anlatılır. Aşırı harcamaya savurganlık, bundan kaçınmaya da tutum diyoruz. Tutumlu olma alışkanlığı küçük yaşlarda başlar. Paranın kâr amacıyla bir mala yatırılmasına ise yatırım denir.
Yabancı mal alırken, verdiğimiz paranın bir daha geri gelmeyeceğini düşünmeliyiz. Bu nedenle, elimizden geldiği ölçüde Türk Malı kullanmalıyız. Yabancı ülkelere para akışını önlemede, Türk Malı kullanmanın önemi büyüktür.
Saygılarımla…