Tarih ile edebiyatın ortak bir ürünü olarak ortaya çıkan tarihî romanlar, üstlendiği toplum mühendisliği misyonuyla tarihî bilgileri, belgelere boğulmuş kasvetli bir anlatımdan kurtararak okura sunma gayretinin ve geçmişi edebî açıdan yeniden inşa etme çabasının bir ürünüdür. Tarihî olayların insan açısından sonuçları üzerinde yoğunlaşan bu ürünler, okuru hayalî olarak geçmiş zaman yolculuğuna çıkarır ve tasavvur edemediği mekânlarda yaşanmış bazı gerçeklerle buluşturur. Pek çoğu savaş merkezli olan bu tarihî romanlar, tarih derslerinde tamamlayıcı bir unsur olarak kullanılabilecek kadar da önem arz etmektedir. Ne var ki, ülkemizde çocuklar için yazılmış tarihî roman çok azdır. Çocukların ve gençlerin kendi yaş seviyelerine hitap edebilecek, dil ve anlatım bakımından kolay anlaşılabilecek nitelikte kendi tarihlerinde mevcut olayları aktaran bu tür eserlerin sayıca arttırılması ve bu boşluğun doldurulması gerekir.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?