Gök, duru... Çöl, göz alabildiğince geniş bir kum denizi durumunda sürüp gidiyor. Ne gökyüzünde bir bulut, ne yerde bir bitki var. Çok nadir bir hurma ağacı, bu ufuksuz çıplaklığın sonsuz üzüntülerine etkisiz, yeşil bir avutma noktası koyuyor ve gölgesinde serinlik barındırıyor. Hiçbir yanda bir uyanıklık izi yok, ilkel yüzyıllardan bu yana doğan ve batan bir güneşin yakıcı ışınları altında yanmış, sanki bütün acılı yer, sınırsız bir kül çölü durumunu almış.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?