Beyaz Kale Kitap Özeti

Beyaz Kale Kitap Özeti

Beyaz Kale
Orhan Pamuk

Venedik’ten Napoli’ye giden Venedik gemilerinin yollarını bir anda Türk gemileri kesti.Venedik gemileri toplam üç gemiydi fakat Türk gemilerinin arkası hiç bitmek bilmiyordu.Venedik gemilerinde korku ve telaş başladı.Ayrıca Venedik gemilerinin içindeki çoğu Türk olan kürekçiler sevinç çığlıkları atmaya başlamıştı.Venedik gemilerinin kaptanı korkudan ne kölelere emir verebiliyordu nede gemileri kumanda edebiliyordu.Öteki iki Venedik gemisi hızlı bir şekilde Türk gemilerinin arasından kaçmayı başarmıştı.Bunu göre kaptan umutlandı fakat artık geç kalmıştı.Türk gemileri Venedik gemisini ele geçirip köleleri kurtarmış içerdeki yolcuları da köle yapmışlardı.Ama içlerinde biri vardı ki o köle olmayı hak etmiyordu.
Zaten Reis Onun zekiliğini,bilgeliğini ve kitaplarını görünce Ona hekimlik yapıp yapamayacağını sormuştu.Oda kölelikten kurtulmak için yapabileceğini söylemişti.Fakat yinede kölelikten kurtulamamıştı.Ama gerçektende hekimlikten anlamaya başlamıştı.Elinden geldikçe herkesi tedavi ediyordu.Paşayı bile çoğu kez tedavi etmişti.Bu yüzden kölelerin arasında en torpillileri oydu.Hocası sayesinde de Türkçe’yi öğrenebilmişti.Fazla köle muamelesi görmüyordu.Bir zaman sonra Paşa yapacağı düğünün eşsiz olmasını istediği için gence fişeklerden anlayıp anlamadığını sormuş olumlu cevap alınca “Hoca” tabirli kişiyle çalışmaya başlamasını emretmişti.Bu o gencinde hayatını değiştiren bir karar olmuştu.Bu arada da Paşa genci dinini değiştirip Müslüman olmasını istiyordu.İslam Dinini anlatmıştı ona fakat genç bu teklifi birkaç kez reddetti.En sonunda Paşa Müslüman olmazsa eğer hemen boynun vurulmasını emretmişti.Ama yinede bu gencin düşüncesini değiştirememişti ve son anda onu çözdüler ve öldürmediler.Gerekçesi ise dininden ölümü pahasına vazgeçmeyen genci Paşa sevmişti.
Hoca genci kölelikten kurtarıp kendisi için satın almıştı Paşa’dan.Bu iki insan arasında garip bir benzerlik vardır.Hoca gençten Venedik’i ve Batı bilimini öğrenmek ister.Birbirlerini tanımak,anlamak ve anlatmak için,Haliç’e bakan boş karanlık bir evde,aynı masanın iki ucuna otururlar,konuşurlar.Hikayelerin günden geceye doğru ilerlemesiyle, gölgeler yavaş yavaş yer değiştirirler.