O, diğerlerine benzemiyordu. Yayını gererken yeni olgunlaşmaya başlayan genç bedeni,pazılarını ve kaslarını kaftanının dışından belli
(1) ediyor; atlas gömleğinin sıra düğmeleri kopup fırlayacak gibi gergin duruyordu.
Belindeki kemer kasten gevşetilmişti. Kırmızı sahtiyan çizmeleri yere çakılmış gibi karda gömülü
(2) duruyordu. Elindeki yayın kirişine asıldıkça o koskoca meydanda,
kar tanelerinin yere düşüşünü duyacak kadar ihtişamlı bir sessizlik başladı. Gözler kırpılmaz olmuştu. Az sonra fırlayacak oku giderken görmek, herkesin içinde bir arzuya dönmüştü. Meydan
(3) susmuş, kulak kesilmiş, göz kesilmişti. Neden sonra hedefte bir ses duyuldu. Kimse, oku ne zaman (
4) bıraktığını, okun nasıl hedefi bulduğunu yine görememişti.
Bu metindeki altı çizili sözcük grubu, içinde geçtiği cümlenin hangi ögesidir?