İstiklâl Savaşı'nın devam ettiği sıralarda Mehmet Âkif'i görmeliydiniz. O, kafesleri yırtan aslanlar gibi kükrüyordu. Düşman, Ankara'ya yaklaştığı sırada Âkif, hiç istifini bozmadı. Onun manevi kuvveti zerre kadar sarsılmadı. Etrafındakilere hep ümit, iman, cesaret aşıladı. Sanki o, kocaman bir dağ idi.
Bu metin aşağıdaki türlerin hangisinden alınmıştır?