Yılkı çobanlarının dumana boğulmuş ve yağmurla yıkanmış çadırları; su basan arazide, kızarmış çayırların üzerinde kapkara duruyordu. Atların buğu tüten ağızlarından kokulu, ince, mavi dumanlar yükseliyordu. Zayıflamış aygırlar sonbahar telaşıyla ve olanca sesleriyle kişniyor, kısraklar her tarafa dağılıyordu. Dağlardan inen davar sürüleri, bölünmüş gruplar hâlinde dolaşıyordu tarlalarda. Kurumuş, kararmış bozkır toynak izleriyle, patikalarla dolmuştu.
Bu parçada aşağıdaki anlatım türlerinden hangisi ağır basmaktadır?