Horozların ötüşü, köpeklerin havlayışı, kağnıların takırtısı bir türkü gibi geliyordu. Harmanda oynayan arkadaşlarıma bakmadan yürüdüm; Meco, arkamdan ünledi, işitmezlikten geldim. Ağzımı sıkı tutmalıydım, ne olur ne olmazdı! Acıdım Meco'ya. O, ömrünün sonuna dek hep köylü kalacaktı. Yırtık urba, arpa ekmeği, yaz kış tarlada, çayırda, ahırda ömür tüketecekti. Ben köyün Enisdosu'nda okuyacak, mamır takımına geçecektim. Lacivert urba, ak göynek, çırçırlı gunduralar ve ak saçlar taralı! Önümde kırmızı çay, pirinç pilavı.... Sallabaşın, al maaşın!
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?