Paris Garı'nda soğuk bir güz sabahı. Hava kül grisi. İnsanlar ellerinde şemsiyeleri, bavulları, çantaları, ince yağmurlukların ısıtamadığı bedenleriyle peronlar arasında pür telaş koşuşturuyorlar. Sandviç, çikolata, gazete satıcıları... Kırk yaşlarında yorgun bir adam. Uzun kumral saçlarında tek tük beyazlar var. Onları arkaya doğru taramış. Az önce tıraş olduğu yüzünde tazelik, ardında lavanta kokusu...
M.Özünal Metinde aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?