Patasana Kitap Özeti

Patasana Kitap Özeti

"Ben zalimler çağında yaşayan bir alçaktım. Tanrıların korkak haline getirdiği bir alçak. Alçakların en acınacak olanı, en tiksinti vereni. Yüreğini dalkavukluk, aklını düşmanlıkla besleyen sinsi bir saray yazmanı.

Ben Kral Pisirisin danışmanı, büyük meclis Pankunun değerli üyesi, ben soyluların en soysuzu Patasana.

Ben ölüler içinde yüzen, ben, tanrılar tarafından alnına sonsuza kadar acılar içinde kıvranacaktır, yazılan saray başyazmanı Patasana.

Yazdığı anlaşmalarla, mektuplarla ülkesinin yazgısını değiştiren ama kendi yazgısına söz geçiremeyen zavallı Patasana.

Sana, bu tabletleri okuyacak olana, derim ki: Dikkat et. Benim yaşamımı çiçekli bir ağaçtan kuru bir dala çeviren tanrıların laneti senin de üzerine düşmesin. Onlar, senin yaşamını da benimki gibi zalim bir kralın buyruklarıyla mutsuzluğa mahkum etmesin."

Patasana, özlemimi bir ölçüde gideriyor. Bu tür bir romanın da edebiyat olabileceğini kanıtlıyor. Sadece keyifle değil, merakla da okunuyor. Yeni ilgi alanları yaratıyor insanda. Ben, kendi adıma, Patasanadan sonra Hititlerle ilgili başka şeyler okuma isteğini de duydum.

-Ülkü Tamer, Radikal-

Bir kitap okudum, polisiyeye bakışım değişti! Ben ki polisiye sevmez, okumayı reddederdim, Patasanayla birlikte, acaba böyle başka kitaplar var mıdır sorusuna geldim, kendi iradem, kendi beğenimle, kendi tavrıma ters düşerek! Ahmet Ümitin son romanı Patasana, polisiye severler kadar sevmezleri de çekiyor kendine.

-Filiz Aygündüz, Milliyet-

Bir coğrafyanın kanlı geleneği anlatılıyor Patasanada. Anadolunun güneydoğusunda bugün yaşananlar ile üç bin yıl önce yaşananlar paralel bir biçimde gözler önüne seriliyor. Poenun öykülerindeki gizem, Christienin romanlarındaki klostrofobik ortam, Anadolu güneşinin parlak ışığı altında birleşerek etkileyici yeni bir biçime bürünüyor. Patasana trajik öykülerle dolu bir kitap, ama asla karamsar değil. Tüm iyi romanlarda olduğu gibi, Patasanada da bilgelik, belirsizliğin üzerinde yükseliyor.