Üniversiteyi kazanmanın yolu, bol bol okumaktan geçiyor.YGS ve LYSde sadece bilgi ölçülmüyor.
Okuduğunu anlama, zamana karşı yarış, dikkat, dayanıklılık ve daha pek çok yetenek de dikkate alınıyor.
Örneğin, 60 saniye içerisinde yani bir dakikada, ortalama 80-100 kelimelik bir soruyu, bir defada okuyup, anlayıp, doğru olarak cevap kartına geçiremiyorsanız yandınız.
Hızlı ve doğru okuyup, anlamının yolu ise sürekli okumaktan geçiyor. Ama dersaneye gitmekten ve test çözmekten okumaya ne kadar zaman kalıyor, işte o sorgulanır.
İşte bir profesörün ÖSYM Başkanlığına gönderdiği eleştiri notu. Sonuna kadar haklı:
YGS-2012 sınavında Türkçe sorularında 3-4 soru dışında tamamen paragraf sorulması diğer sorularda ki performansı da etkilemiştir. Çok sayıda kitap okuyan öğrenci bile bu soruları bir dakika içinde cevaplaması olanaksız görünmektedir. Kızım gibi derecelerle fen liselerine girmiş olan öğrencilerin çoğunun dün moralleri çok bozulmuştur.
Kitap okumanın önemi ortaya konulurken zaten eğitim sistemin bu konudaki zafiyet yeterince açıktır. Kızım ve arkadaşları bu eğitim sistemi içerisinde zaman buldukça kitap okumaya çalışmaktayken Pazar günkü sınavda yaşanan durum içler acısıdır. ÖSYMnin adalet getirmesi beklenirken, öğrencileri Türkçede her biri bir dakika içinde yetişmeyecek 35-36 soruyla boğuşmak zorunda bırakmak acımasızlıktır
