Türkiye’de Sanayi konu özeti

TÜRKİYE’DE SANAYİ

Çeşitli ham maddelerin veya yari islenmiş maddelerin fabrikalarda, atölyelerde islenip kullanıma hazır duruma getirilmesi faaliyetlerine sanayi (endüstri) adi verilir.Büyük   fabrikalarda, çok sayıda büyük makinelerle ham maddelerin islenerek yari islenmiş hale getirilmesi faaliyetlerine ağır sanayi adi verilir. Kimya sanayii ve maden sanayii bu tür sanayi kollarına birer örnektir.Yarı işlenmiş maddelerin fabrika ve atölyelerde tüketim malları haline dönüştürüldüğü otomotiv sanayii, dokuma sanayii ve gıda sanayii gibi sanayi kollarına ise orta ve küçük ölçekli sanayi adi verilir.İnsanların yeryüzünden daha fazla yararlanmasına katkıda bulunan sanayi faaliyetleri, ülkelerin birçok alanda gelişmesi ve ekonomilerinin büyümesine yardımcı olur. Bir ülkenin ekonomik ve toplumsal kalkınması o ülkenin sanayileşme derecesine bağlıdır. Sanayileşme faaliyetleri ileri olan ülkeler gelişmiş olan ülkelerdir.Bu ülkeler çoğunlukla ham madde ya da yari islenmiş ürünleri alır bunları isleyerek tüketim malları halinde diğer ülkelere satar. Geri kalmış ülkeler ise sanayileşme yönüyle de geridir. Bu ülkeler çoğunlukla sanayi ürünlerini diğer ülkelerden satın alır. Diğer ülkelere
ise ham madde satar. Ülkelerin ekonomilerine yön veren sanayi faaliyetlerinin yaygınlaşması bazı koşullara bağlıdır. Simdi bu koşulları birlikte inceleyelim.

1. Sanayinin Kurulması için Gerekli Şartlar

a. Sermaye (Ana para)

Sanayi tesislerinin yapımında gerekli olan araç ve gereçlerin alınmasından çalışanların ücretlerinin ödenmesine kadar birçok alanda en gerekli koşul sermayedir. Türkiye’de bu konuda gerekli sermaye kaynakları; devlet desteği, yabancı kaynaklı krediler ve son yıllarda yabancı yatırımcıların sağladığı sermaye gibi kaynaklardır.

b. Hammadde

Sanayi tesislerinde kullanılmak üzere islenmemiş halde bulunan maddelere ham madde adi verilir. Fabrikalarda kullanılan ham maddeler sanayi faaliyetinin türüne göre değişir. Tarım ürünleri, hayvansal ürünler, madenler, su ürünleri ve bitkiler baslıca ham madde kaynaklarıdır. Örneğin, dokuma fabrikalarında ham madde olarak pamuk ve ipek, bitkisel yağ fabrikalarında zeytin, ayçiçeği, mısır, soya vb. maden isleme fabrikalarında çeşitli madenler baslıca ham madde kaynaklarıdır.

c. Enerji

Sanayi tesislerindeki makinelerin çalışabilmesi için enerjiye ihtiyaç duyulur. Bu ihtiyaç büyük ölçüde elektrik enerjisidir. Türkiye’de sanayi kuruluşlarının duyduğu elektrik enerjisi ihtiyacı tas kömürü, linyit, petrol, doğal gaz, su gücü, rüzgâr gücü ve jeotermal santrallerden elde edilir. Bunların yanı sıra gerekli olan isi enerjisi kömür, petrol ve doğal gazdan sağlanır. Bu nedenle sanayi tesislerinin enerji kaynaklarına yakin olması tercih edilir. Örneğin, Ereğli ve Karabük’teki demir – çelik fabrikalarında demirin ergitilmesi için gerekli işi enerjisi tas kömürü yakılarak elde edilir. Bu nedenle bu fabrikaların kuruluş yerinin belirlenmesinde taş kömürü yataklarına yakinlik etkili olmuştur.

d. İş gücü

Gelişen teknolojiyle birlikte sanayi tesislerinin büyümesi, bu tesislerdeki makineleri kullanabilecek yetişmiş is gücü ihtiyacını da artırmaktadır. Sanayileşmiş ülkeler bu ihtiyaçlarını çeşitli mesleklerde eleman yetiştiren lise ve yüksekokullardan karşılamaktadır.

e. Ulaşım

Sanayi faaliyetlerinin yeryüzündeki dağilisi ile ulaşım olanakları arasında yakin bir ilişki bulunur. Sanayi tesisinde islenecek ham madde ihtiyacının, gerekli enerjinin, islenmiş ürünlerin pazara ulaştırılmasının ve çalışacak isçilerin fabrikaya ulaşabilmesinin en önemli koşulu ulaşım olanaklarının gelişmiş olmasıdır. Örneğin,Marmara Bölgesi kara yolu, hava yolu, demir yolu ve deniz yolu gibi birçok ulaşım ağına sahip olması nedeniyle ülkemizin en gelişmiş sanayi bölgesidir.

1. İşletme

Sanayi kuruluşlarının devamlılığında kuruluşların verimli çalışmasının sağlanması yöntemi olan isletmenin önemi büyüktür. Bu yöntemi uygulayacak iyi yetişmiş isletmecilerin başında bulunduğu fabrikalardan yüksek verim elde edilebilir.

g. Teknoloji

Günümüzde kullanıcıların üretilen ürünlerden daha fazla yararlanmasını sağlayan teknolojik gelişmeler, sanayi tesislerindeki üretimi doğrudan etkiler. Bu nedenle teknolojik gelişmelerin yakından takip edilmesi ve bu yeniliklerin üretilen ürünlere yansıtılması gereklidir.
h. Pazarlama
Bir sanayi kurulusunun varlığını devam ettirebilmesi için ürettiği ürünlerini pazarlayabileceği sürekli bir pazarının olması gerekir. Bu pazarların oluşturulmasında şüphesiz ürünlerin reklamının iyi olması gereklidir. Günümüzdeki büyük isletmelerin birçoğu ürünlerini uzun yıllar pazarlayabildiği geniş pazarlama olanaklarına sahiptir.

2. Türkiye’de Sanayinin Kurulusu ve Gelişimi

Büyük ölçüde tarıma bağımlı olan Osmanlı ekonomisindeki sanayileşme faaliyetleri ilk olarak 18 yy’da Lale Devri’nde başlamıştır. Bu dönemde kağıt, kumaş, matbaa ve çini gibi atölye tipi küçük sanayi kuruluşları kurulmaya başlanmış, bunları Tanzimat Dönemi’nde kurulan tersane, dökümhane ve tophane gibi kuruluşlar takip etmiştir. Bu sanayileşme hareketleri siyasal ve ekonomik çeşitli olumsuzluklar (savaşlar, kapitülasyonlar, rekabet güçlükleri, vb.) nedeniyle Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar gelişmesini sürdürememiştir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında çok sinirli sayıda küçük ve orta ölçekli sanayi kuruluşlarından oluşan sanayi ekonomimizin güçlendirilmesi için ilk önemli adim 1923 yılında İzmir I. iktisat Kongresi’nde atılmıştır. Sanayileşmeyi teşvik eden ve bu alanda çeşitli kolaylıklar sağlayan kararların alındığı bu kongreden sonra özelleştirmeyi sağlamak amacıyla Türk girişimcileri destekleyen Teşvik-i Sanayi Kanunu 1927 yılında çıkarılmıştır. Bu yıllardan itibaren sanayileşme faaliyetlerinin artmasıyla bu alanda bir planlamaya ihtiyaç duyuldu. Bu amaçla 1930 yılında Birinci  Beş Yıllık Sanayi Planı uygulamaya konuldu. Bu plan dahilinde yerli üretime ağırlık verildi. Tarım ürünlerini isleyen fabrikalar, tarımsal üretim bölgelerine ve is gücü alanlarına yakin olarak kuruldu. 1939 yılında kurulan İzmit kağıt ve selüloz kağıt fabrikası, 1933 yılında Nazilli’de kurulan Sümerbank basma fabrikası ve İstanbul (Beykoz)’ da 1934 yılında kurulan Paşabahçe sise ve cam fabrikası bu kuruluşlardan bazılarıdır. Bu hamlelerden sonra 1936 yılında ikinci Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlanmıştır. Ancak II. Dünya Savaşı nedeniyle bu plan istenildiği gibi yürütülememiştir. Yine de özel girişimlerin desteklenmesi sürmüş ve buna bağlı olarak özel sektör ve devlet girişimleriyle sanayi kuruluşlarının sayısı giderek artmıştır. Bu sanayi kuruluşları genelde Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yoğunlaşmıştır.1950’li yıllara kadar büyük sanayi yatırımları daha çok devlet tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu yıllarda yerli ve yabancı yatırımcılar ortaklığıyla kurulan sanayi kuruluşlarının yaygınlaştırılması için teşvikler artırılmaya başlanmıştır. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası 1950 yılında bu amaçla kurulmuştur. Ulaşım ve haberleşme ağı yaygınlaştırılmış, enerji üretimi artırılmış ve kamu iktisadi kuruluşları kurulmuştur. Bunların başlıcaları ; Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (1952), Makine Kimya Endüstrisi (1950) ve Devlet Malzeme Ofisi (1954) ve Türkiye Kömür isletmeleri (1957) gibi kuruluşlardır.1962 yılında Devlet Planlama Teşkilatı’nın kurulmasıyla birlikte ekonomimize yön veren beş yıllık kalkınma planları hazırlanmaya başlanmıştır. Bu kalkınma planlarında sanayileşmeye öncelik verilmiştir. Bu gelişmelerle birlikte 1979 yılından itibaren sanayi sektörünün ulusal gelir ve dış satımdaki payı tarım ve diğer sektörleri geçmiştir. Bu dönemde ithal edilen yabancı sanayi ürünleri üzerindeki vergiler azaltılıp, yerli ve yabancı sanayi ürünleri arasında rekabet başlatılmıştır. Bazı kamu iktisadi kuruluşları özelleştirilmiştir.Bu hamlelerle sanayimiz hız kazanmış bugün birçok bölgemizde sanayi kuruluşları açılmıştır.

3. Türkiye’de Sanayi Kollarıa. Besin (Gıda) sanayii

Tarım ve hayvancılık faaliyetleriyle elde edilen ham maddelerin ya da yari islenmiş mamulleri islemeye yönelik sanayi kollarıdır. Türkiye’de çok çeşitli kollardan oluşan besin sanayisine bağlı fabrikalar genelde isledikleri ham maddelerin bulunduğu bölgelerde kurulmuştur. Simdi bu sanayi kollarını birlikte inceleyelim.

Şeker sanayii:
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kurulan ve gelişmeye başlayan bir sanayidir. İlk seker fabrikalarımız 1926 yılında Alpullu (Kirklareli)’da ve Uşak’ta kurulmuş olan fabrikalardır. Bugün birçok bölgede seker pancarı tarımı yapılabildiğinden Güneydoğu Anadolu Bölgesi hariç her bölgede seker fabrikaları vardır.Seker pancarı, toplandıktan sonra bekletilmeden islenmesi gereken bir üründür. Bu nedenle seker fabrikaları,seker pancarı tarımı yapılan alanların yakınında yer alır. Bu fabrikalarda seker pancarı islendikten sonra seker elde edilir. Seker pancarının geriye kalan artıklarından ise hayvan yemi olarak kullanılan yas küspe ve ispirto yapımında kullanılan melas elde edilir.

Bitkisel yağ sanayii:

Bu sanayi kolunu oluşturan fabrikalar içinde en çok yer tutan ayçiçeği ve zeytini isleyen fabrikalardır. Bunların yani sıra pamuk, mısır, susam ve soya gibi ürünlerden de bitkisel yag elde edilir. Zeytin yağı fabrikaları zeytin tarımı yapılan yörelerimizde bulunur. Bu yöreler; Edremit ve Ayvalık (Balıkesir),Gemlik (Bursa), İzmir, Muğla, Aydın, Çanakkale, Balıkesir, Kilis, Gazi Antep, Adana, ve Antakya gibi illerde yer alır. Ayçiçeği yağı fabrikalarımız da bu ürünün tarımının yoğun olarak yapıldığı Trakya (Edirne ve Tekirdağ)’da yer alır. Bu illerin yani sıra İzmir ve Adana gibi illerde de ayçiçeği yağı fabrikaları vardır. Ayrıca İstanbul, İzmir ve Adana illerinde margarin yağı üreten fabrikalar bulunur.

Un ve unlu mamuller sanayii:
Ülkemizde en yaygın besin sanayii koludur. Tahıl tarımının yaygın olduğu iç Anadolu Bölgesi basta olmak üzere her bölgemizde un ve unlu mamuller (makarna, bisküvi, vb.) üreten fabrikalar bulunur.

Konserve sanayii:
Bu sanayi kolunda yer alan fabrikalar salça, sebze ve meyve konserveleri, meyve suyu, reçel ve balık konserveleri üretir. Türkiye’deki salça, reçel, sebze ve meyve konserveleri, meyve suyu üreten fabrikalar Çanakkale, Balıkesir, Bursa, İstanbul ve İzmir gibi illerde yoğunlaşmıştır. Bunların yani sıra Adapazarı ve Kayseri gibi illerde meyve suyu fabrikaları yer alır. Balık konservesi üreten fabrikalar ise Çanakkale, Trabzon, Ordu ve Balıkesir gibi illerdedir.
Et ve süt ürünleri sanayii:
Bu sanayi koluna bağlı fabrikalar büyükbaş hayvancılığın yaygın olduğu Kars, Erzurum, Ardahan, Van ve Trabzon gibi illerle, mandıra  hayvancılığının yaygın olduğu Edirne, Bursa, İzmir, Ankara ve İstanbul gibi illerde yer alır. Bu gelişmelerle birlikte 1979 yılından itibaren sanayi sektörünün ulusal gelir ve dış satımdaki payı tarım ve diğer sektörleri geçmiştir. Bu dönemde ithal edilen yabancı sanayi ürünleri üzerindeki vergiler azaltılıp, yerli ve yabancı sanayi ürünleri arasında rekabet başlatılmıştır. Bazı kamu iktisadi kuruluşları özelleştirilmiştir. Bu hamlelerle sanayimiz hız kazanmış bugün birçok bölgemizde sanayi kuruluşları açılmıştır.

b. Tütün ve ispirtolu içkiler sanayi:
Tütünün islenmesiyle elde edilen sigara fabrikalarımız genelde tütün tarımı yapılan bölgelerdedir. Sigara fabrikalarımız genelde Devlete ait Tekel idaresi tarafından isletilmektedir. Bu kuruluşa bağlı fabrikalar; İstanbul (Cibali ve Maltepe), İzmir, Manisa (Akhisar), Adana, Samsun, Tokat, Bitlis ve Malatya illerindedir. Özel sektöre ait ilk sigara fabrikası ise Bitlis’te kurulmuştur. ispirtolu içkiler ise üzüm, arpa, anason, çavdar ve şerbetçi otu gibi bitkilerin islenip çeşitli kimyasal işlemlerden geçirilmesi ve mayalandırılmasıyla elde edilir. Bu nedenle içki fabrikalarının bulunduğu yerler genelde
yukarıdaki ürünlerin ekim alanlarına yakindir.

c. Dokuma, deri ve giyim sanayii
Bu sanayi kolları içinde ülkemizde en yaygın ve gelişmiş olanı dokuma sanayiidir. Dokuma sanayii kapsamında yer alan fabrikalar pamuklu dokuma, yünlü dokuma, suni ipek yapımı ve dokumacılığı, doğal ipekli dokuma, trikotaj ve giyim sanayii, hali, kilim ve battaniye dokumacılığı yapan fabrikalardır.

Pamuklu dokuma sanayii:
Pamuklu dokuma ve pamuk ipliği üreten fabrikalarımız pamuğun yetiştirildiği İzmir, Nazilli (Aydın), Denizli, Malatya, Antalya, Manisa ve Adana gibi illerde ve pamuğun kolayca ulaştırılabildiği Kayseri, İstanbul, Diyarbakır, Bursa, Uşak, Karaman, Erzincan ve Mersin gibi illerde yer alır.

Yünlü dokuma sanayii:
Pamuklu dokuma sanayine göre daha az gelişmiş olan bu sanayi kolu daha çok iç pazara yönelik olarak kurulmuş küçük ve orta ölçekli isletmelerden oluşur. Türkiye’deki ilk yünlü dokuma kumaş fabrikası Hereke (İzmit)’de kurulmuştur. Bu fabrikanın yani sıra İstanbul, Bursa, İzmir, Uşak, Kayseri ve Gazi Antep gibi illerde yün ipligi ve yünlü dokuma fabrikalarımız bulunur.
Halı ve kilim dokumacılığı:
Bu ekonomik uğraş, Türklerin çok uzun yıllardan beri sürdürdüğü geleneksel faaliyetlerdir. EI dokuması hali ve kilimcilik faaliyetlerinin en yaygın olduğu yörelerimiz Isparta, Bünyan (Kayseri), Gördes, Kula, Demirci (Manisa), Uşak, Tokat, Sivas, Nevşehir, Erzurum ve Ağrı’dır. Bu yörelerimizde bugün el tezgahlarının yerini fabrikalar almaya başlamıştır. Ayrıca bu yörelerden Hereke (İzmit), Uşak, Bünyan (Kayseri), Sivas ve Siirt’te battaniye dokumacılığı da gelişmiştir. İpekli dokumacılık: Doğal ipekli dokuma fabrikalarımız sinirli sayıda olup, bunlar genelde Bursa ve İstanbul’da yer alir. Gemlik yöresinde daha ucuz ve dayanıklı olan suni ipekli dokuma fabrikası vardır.
Hazır giyim ve trikotaj sanayii:
Türkiye’nin dış satımında önemli bir payı olan hazır giyim (konfeksiyon) sanayii ülkemizde özellikle İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara ve Adana’da çok sayıda konfeksiyon atölyesi ve fabrikası vardır.Bu illerde ayrıca trikotaj(örme) isleri
olarak nitelenen kazak, çorap, iç çamaşırı, baslık vb. ürünlerin elde edildiği çok sayıda atölye vardır.
Deri, giyim ve ayakkabi sanayii:
Bu sanayi kolunu oluşturan fabrikalar deri ayakkabı ve deri eşya(ceket, pantolon, kemer, cüzdan, çanta, vb.) üreten fabrikalardır. Türkiye’de ilk deri ayakkabı fabrikası Beykoz (İstanbul)’ da kurulmuştur. Bugün deri ayakkabı ve deri eşya üreten fabrikalarımız İzmir, İstanbul, Bolu, Manisa ve Kayseri gibi illerde yoğunlaşmıştır.
d. Maden sanayii
Bu sanayi kolunu oluşturan fabrikalar yer altı kaynaklarını isleyen fabrikalar ile madeni eşya üreten fabrikalardır. Bu fabrikaların başında demir -çelik fabrikaları gelir. Karabük, Ereğli (Zonguldak) ve İskenderun (Hatay)’da bulunan fabrikalarımızda pik ve ham demir, çelik, tel ve levha gibi ürünler üretilmektedir. Kırıkkale’deki fabrika ise daha çok askeri silah üretmeye yöneliktir. Divriği (Sivas) ve İzmir’de özel sektöre ait fabrikalarda da çelik ve inşaat demiri üretimi yapılır. İskenderun demir çelik fabrikası Bakir isletmeleri ise Maden (Elazığ), Murgul (Artvin) ve Samsun (Karadeniz Bakır isletmeleri)’da yer alır. Bunlardan başka Seydişehir (Konya)’de alüminyum isletmeleri, Antalya ve Elazığ’da ferro -krom isletmeleri, Keban (Elazığ) ve Kayseri’de kursun ve çinko isletmeleri yer alır. Madeni eşya (Mutfak eşyası, beyaz eşya, büro eşyası, sanayi kazanları, şofben, termosifon, vb.) üreten fabrikalar ise İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara ve Gazi Antep gibi illerde yoğunlaşmıştır.
e. Makine sanayii
Ulaşım araçları, elektrikli makineler ve savunma sanayisine yönelik çeşitli araç ve gereçlerin üretildiği fabrikalar makine sanayii kapsamındadır. Ulaşım araçları içerisinde otomobil, otobüs, minibüs, kamyon, kamyonet ve traktör gibi birçok kara taşıtının üretildiği otomotiv sanayiine ait fabrikalar basta gelir. Otomobil fabrikalarımız; İzmir, İzmit, Adapazarı ve Bursa illerinde, otobüs, kamyon ve minibüs fabrikalarımız; Adana, Aksaray, İzmir, İzmit ve İstanbul illerinde yer alır. Traktör fabrikalarımız ise İstanbul, İzmit,İzmir, Ankara, Kayseri, Adapazarı ve Konya illerinde yer alır.Ülkemizde demir yolu araçları üreten fabrikalarımız ise TCDD (Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir yolları) tarafından isletilmektedir. Bunlar; Eskişehir’de lokomotif,Sivas’ta lokomotif ve vagon onarımı, Ankara’da yedek parça yapımı ve Adapazarı’nda vagon üretimine yönelik fabrikalardır.Türkiye’de gemi yapılan devlete ve özel sektöre ait tersaneler basta İstanbul olmak üzere, İzmit ve İzmir’de yer alır. Ülkemizdeki ilk uçak fabrikası Ankara’daki F – 16 savaş uçaklarının yapıldığı fabrikadır. Ayrıca Eskişehir’de küçük çaplı uçak parçaları üretilmektedir.Türkiye’de yıllara göre otomotiv sanayii üretimi (Adet)Elektrikli makine üreten fabrikalarımız ise televizyon,buzdolabı, çamaşır makinesi, müzik seti, elektrik süpürgesi, fırın, vb. el aletleri, jeneratör, elektrikli motorlar ve akümülatörler gibi ürünler üretir. Bu fabrikalar da genelde İstanbul, İzmir, Manisa, Bursa ve Ankara gibi büyük şehirlerimizdedir.Türkiye’de savunma sanayii kapsamındaki askeri fabrikalar Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE)’na bağlıdır. Kırıkkale’deki silah fabrikası, Ankara’daki ASELSAN (Askeri Elektronik Sanayii), ASPiLSAN (Askeri PiI Sanayii) ve F – 16 uçak fabrikasıdır.

f. Kimya sanayii

Bu sanayi kolunu oluşturan fabrikalar; ilaç, sabun, deterjan, boya ve gübre fabrikaları, petrol rafinerileri ve petro – kimya tesisleridir.İlaç fabrikalarının çoğu yabancı sermaye ile kurulmuştur.Bu fabrikalar İstanbul, Ankara ve İzmir’de yer alir.Sabun ve deterjan fabrikalarımız ise İzmir, İstanbul,Ankara, Balıkesir ve Gaziantep illerinde yer alır.Boya fabrikaları; İstanbul, İzmit, İzmir ve Mersin illerinde toplanmıştır.Ham petrolü islemeye yönelik olarak kurulmuş olan rafinerilerimiz beş adet olup bunlar; İzmit, Aliağa (izmir), Kırıkkale, Batman ve Mersin’dedir. Bu rafinerilerden ham petrolün islenmesiyle benzin, motorin, LPG,gazyağı gibi yakıtlar elde edilir. İzmit ve Aliağa’daki rafinerilerin etrafındakurulmuş olan petro -kimya tesislerinden ise ham petrolün islenmesinden geriye kalanmaddeler islenerek plastik ve naylon basta olmak üzere,sun’, kauçuk, deterjan, elyaf, asfalt, lastik,ham maddesi,sun’! gübre gibi birçok ürün elde edilir.Otomobil lastiği üreten fabrikalarımız ise altı tane olup bunlar; İzmit (4 adet), Adapazarı ve Kırşehir’dedir.

g. Çimento, cam ve seramik sanayii

Ham maddesi tasa ve toprağa dayalı sanayi kollarının başında çimento sanayii gelir. Konut, is yeri, yol, köprü ve baraj yapımı gibi birçok inşaatın temel maddesi olan çimento her bölgemizde yer alan çimento fabrikalarında üretilir. Üretilen çimentonun bir bölümü ihraç edilir. Türkiye’de yer alan çimento fabrikalarının tamamı özel sektöre devredilmiştir. Bu fabrikalardan yılda 30 – 40 milyon ton çimento elde edilmektedir.İnşaat yapı malzemeleri arasında yer alan tuğla ve kiremit fabrikaları; Uşak, Manisa, Afyon, İzmir, Kütahya, Bolu, Bartın ve Eskişehir illerindedir. Ham maddesi toprakta bulunan silis ve kalsiyum karbonat gibi maddeler olan cam, ülkemizde önemli bir üretime sahiptir.İlk cam fabrikası 1934’te Paşabahçe (İstanbul)’de kurulmuştur.Cam ve sise üretimi yapılan bu fabrikayı çeşitli cam ihtiyaçlarını karşılamak üzere Gebze (İzmit),Mersin, Sinop ve Kırklareli’de kurulan fabrikalar takip etmiştir. Seramik ve porselen üreten fabrikalarımız ise İstanbul, Çan (Çanakkale), Söğüt ve Bozüyük (Bilecik),Varımca (İzmit), İzmir ve Kütahya illerindedir.
h. Orman ürünleri sanayi
Orman ürünleri sanayiine bağlı olan fabrikalar; kağıt, kereste, sunta, ahşap parke ve mobilya üreten fabrikalardır. Ülkemizde çesitli tipte (yazı, gazete, mukavva, karton ve sigara kağıdı vb.) kağıt üreten fabrikalarımızın dağilisi genelde ham madde kaynağı olan ormanların dağılışına paraleldir. Kağıt fabrikalarımızın bulunduğu yöreler; İzmit, Çaycuma (Zonguldak), Aksu (Giresun), Taşköprü (Kastamonu), Dalaman (Muğla), Çay (Afyon), Taşucu (Mersin) ve Balıkesir’dir. Türkiye’de devlete ait kağıt fabrikaları ve üretim türleri Devlete ait kereste fabrikaları Bartın, Cide, Ayancık ve İnebolu (Kastamonu), Düzce, Ordu, Rize, Borçka (Artvin) yörelerindedir. Bunların yani sıra İstanbul, İnegöl (Bursa), İzmir, Ankara ve Kayseri gibi illerimizde mobilya üreten birçok fabrika ve atölye bulunur.

4. Sanayinin Türkiye Ekonomisindeki Yeri ve Önemi

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren sanayileşme yolunda önemli adımlar atan Türkiye, ekonomisi hızla sanayileşen ve gelişen bir ülke durumundadır. Ülke ekonomisindeki payı ilk yıllarda % 10’Iarin altında olan sanayinin payı günümüzde % 30’larin üzerine çıkmıştır. Her geçen yıl sayısı artan sanayi kuruluşları, genç ve dinamik bir is gücüne sahip Türkiye nüfusu için önemli bir is koludur. Sanayi tesislerin sayesinde ülkemizdeki birçok tarımsal, hayvansal ve madensel ham maddelerin islenmesiyle ekonomik değerleri artar. Böylece ekonomimiz olumlu yönde etkilenir. Türkiye’nin dış satımındaki ürünlerin büyük bir bölümünü bu şekilde işlenmiş sanayi ürünleri oluşturur. Ülkemizin ihtiyacı olan sanayi ürünlerinin yerli üretimle karşılanması ülkemizin dışa bağımlılığını azaltır. Ülke ekonomisi açısından son derece önemli olan sanayinin bu öneminin korunması ve geliştirilmesi için çeşitli çalışmalara ihtiyaç vardır. Sanayi tesislerindeki üretim kapasiteleri iç ve dış pazarlardaki ihtiyaçlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Fabrikalarda üretim kalitesini artırmak için nitelikli is gücü, ucuz ve bol enerji sağlanmalı ve verimliliği artırıcı isletmeciler yetiştirilmelidir. Sanayi ürünlerinin dış pazarlardaki rekabet gücünü artıran modern teknoloji ve standartlar uygulanmalıdır. Sanayilesmeyi teşvik edici uygulamalar (vergi indirimi, ucuz kredi vb.) yaygınlaştırılmalıdır. Özellikle ekonominin temel taşı durumunda olan ağır sanayi kollarının (otomotiv, demir – çelik, makine ve çeşitli araç – gereç vb.) geliştirilmesi önemlidir

“Türkiye’de Sanayi konu özeti” üzerine 2 yorum

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.