Olmuş ya da olabilir nitelikteki olayları ve konuları ele alan edebî türlere Roman denir. Diğer türlerden ayrılan en önemli özelliği, uzunluğudur. Romanlarda, toplum- sal olaylar ve ilişkiler gerçeklere uygun bir tarzda ele alınır.
İyi bir roman ilgi çekici olmalı, herkesi ilgilendiren in- sancıl bir tema taşımalıdır. Romandaki olaylar arasın- da dengeli bir sıralama ve bağ bulunmalıdır. Olaylar akla yakın olmalı, romanın konusundan doğmalıdır. Romandaki varlıkların kişilikleri baştan sona dek konu- ya uygun nitelikte olmalı, birbiriyle çelişmemelidir.
Roman yazarı; romanda yarattığı kişilerini kendi kişiliği içinden görebilmelidir. Romandaki davranışlar ve ko- nuşmaların, kişilerin karakterlerinden çıkmasını sağla- malıdır.
Okuyucu, romanı iş olsun diye okumaz. Roman okur- ken avunmak, kendinden uzaklaşmak ister. Romanda- ki kişilerle ilgilenmeye başlar. Olaylar karşısındaki dav- ranışlarının ne olacağını merak eder. Onların başarıla- rından mutluluk duyar. Onların sıkıntılarına üzülür. Kendisini onların yerine koyar. Onların davranışlarını eleştirir. Bu davranışlar içinde yapılmaması gerekeni, yapılmamış olanları bulur. Romanı okuyup bitirince genel bir yargıda bulunur.
Türk edebiyatında önceki yüzyıllarda roman türüne benzer edebî eserler mevcuttur. Bunlar:
1) Halk Hikâyeleri (Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin gibi.)
2) Meddah Hikâyeleri
3) Dinî Hikâyeler (Hz. Ali’nin Cenkleri gibi)
4) Destanî Hikâyeler (Dede Korkut Hikâyeleri, Battal
Gazi Destanı gibi)
Avrupaî tarzda ilk roman, Tanzimat döneminde yazıl- mıştır. Namık Kemal’in “İntibah”, ilk Türk romanıdır. Nabizâde Nazım’ın “Karabibik”, ilk köy romanıdır. Yu- suf Kâmil Paşa’nın Fenelon’dan çevirdiği “Telemak”, ilk çeviri romandır.
Romanlarda, şu ögeler üzerinde önemle durulmalıdır: Konu, kişiler, çevre, zaman, ana düşünce ve anlatım tarzı (üslûp).
Romanlardaki olaylar, bir plâna uygun olarak anlatılır. Bu plân şöyledir:
Giriş (Serim): Roman olayının başı, burada verilir.
Gelişme (Düğüm): Roman olayının gelişip, açıldığı bölümdür.
Sonuç (Çözüm): Romandaki olayın açıklığa kavuştu- ğu, düğümün çözüldüğü bölümdür.
Romanlar, işlenilen konularına göre şu çeşitlere ayrılır:
1) Tarihî romanlar: Tarihteki olay ya da kişileri konu alan romanlardır. Yazar tarihi gerçekleri kendi hayal gücüyle birleştirerek anlatır.
Valter Scolt – Vaverley
Gogol – Toros Bulba
V. Hugo – Nöturdam de Paris
N. Kemal – Cezmi
N. Atsız’ın Bozkurtlar
Tarık Buğra – Küçük Ağa, Küçük Ağa Ankara’da
K. Tahir – Yorgun Savaşçı, Devlet Ana
2) Macera Romanları: Kahramanların başından geçen hareketli olayların anlatıldığı romanlardır.
Alexander Dumas – Monto Kristo Kontu, Üç
Sihaşörler
Ahmet Midhat – Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş
3) Polisiye Romanlar: Macera ve heyecan duyguları- nı artıran romanlardır.
Edgar Allen Poe – Morgue Sokağı Cinayeti
Arthur Connan Doyle – Sherlock Holmes
Agatha Cristie – Şark Ekspresinde Cinayet
Ahmet Midhat – Esrar-ı Cinayat (İlk Türk Polisiye
Romanı)
Cingöz Recai – Server Bedii takma adıyla Peyami
Safa
4) Egzotik Romanlar: Yabancı ülkelerin toplumsal özelliklerini, geleneklerini anlatan romanlardır.
Refik Halit Karay – Nilgün
Pierre Loti – İzlanda Balıkçısı
5) Sosyal Romanlar: Ekonomik bunalımlar, sınıfsal çelişkiler, köyden kente göç gibi toplumsal sorunları konu edinen romanlardır.
Victor Hugo – Sefiller
Sami Paşazade Sezai – Sergüzeşt
Ahmet Midhat – Felatun Bey ile Rakım Efendi
Recaizade Mahmud Ekrem – Araba Sevdası
6) Psikolojik Tahlil Romanları: Roman kahramanla- rının psikolojisini tahlillerle anlatan romanlardır.
Madame De Le Fayette – Princesse De Cleves
(Dünyanın ilk psikolojik roman örneği)
Peyami Safa – Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
7) Biyografik Roman: Topluma mal olmuş bir kişinin yaşamını, yaşadığı döneme katkılarını anlatan roman- dır.
Oğuz Atay – Bir Bilim Adamının Romanı
8) Otobiyografik Roman: Yazarın kendi hayatını konu edindiği romanlardır.
Mark Twain–Tom Sawyer’in Maceraları
Orhan Kemal – Avare Yıllar, Baba Evi
Türk Edebiyatında Roman
Türk edebiyatına roman Fransızcadan yapılan çevriler- le girdi. Bu çevirilerden ilki Yusuf Kamil Paşa’nın Fenelon’dan yaptığı Tercüme-i Telemak’tır. Daha son- ra adı bilinmeyen bir çevirici Victor Hugo’nun ünlü ro- manı Sefiler’i (Les Miserables) çevirdi. 1860-1880 yıları arasında başta Fransız yazarlar olmak üzere birçok Batılı yazarın eseri Türkçeye çevrildi. İlk Türk romanı Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı ese- ridir. Sami’den sonra Ahmed Mithat romanlarıyla Türk romanının gelişmesine katkıda bulundu. Türk romanı asıl Tanzimat döneminde gelişti. Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası yeni teknikler kullanılan Batılı anlamda türüne en yakın ilk Türk romanıdır. Servet-i Fünun edebiyatı döneminde ilk usta romanlar ve usta yazarlar kendilerini gösterdi. “Sanat sanat içindir” tezini savunan bu yazarlar aşk ve acıma gibi konuları işledi. Halit Ziya Uşaklıgil bu dönemin en önemli romancısı sayılır. Aşk-ı Memnu (1925) adlı romanı günümüzde de en başarılı Türk romanlarından biridir.
1910’dan sonra milli duyguların ağır basmasıyla birlikte “Genç Kalemler” dergisi çevresinde Türkçülük akımı gelişti. Milli romanların yazılması bu dönemde başladı. Halide Edip Adıvar’ın Vurun Kahpeye, Reşat Nuri Gün- tekin’in Çalıkuşu romanları bu dönemin örneklerinden- dir. Cumhuriyet döneminde çağdaş Türk romanı ortaya çıktı. Toplumsal ve sosyal gelişmeleri konu alan ro- manlar yazıldı. Köy ve kent romanları ayrımı da bu dönemle ilgilidir.