TEOG 8.sınıf türkçe cümlede anlam ders notları

  1. ÖNERİ (TEKLİF) CÜMLELERİ Bir sorunu çözmek veya daha iyiye ulaşmak için görüş ve düşüncelerin öne sürüldüğü cümlelerdir.

Örnek

» Daldaki elmayı almak için merdiven kullanmalısın.
» Bu işe sabırlı yaklaşmanız daha doğru olacak.
» Konuyu iyice anlamak istiyorsan, önce tekrar et, sonra da bol bol soru çöz.

  1. VARSAYIM CÜMLELERİ

Gerçekleşmemiş bir olayın gerçekleşmiş gibi ya da gerçekleşmiş bir olayın hiç gerçekleşmemiş gibi kabul edildiği cümlelerdir. Varsayım anlamı taşıyan yargılarda genellikle “tutalım ki, diyelim ki, farz edelim, düşün ki” gibi ifadelere yer verilir.

Örnek

» Diyelim ki bu uçağa yetişemedin.
» Bir an için rüyalarının gerçekleştiğini düşün.
» Tut ki puanın yetmedi ve üniversiteye giremedin.

  1. ELEŞTİRİ CÜMLELERİ

Bir yapıtın, bir insanın veya bir durumun doğru ya da yanlış yönlerini belirten cümlelerdir. Eleştiri, olumlu eleştiri ve olumsuz eleştiri olmak üzere ikiye ayrılır.

Örnek

» Konuları açık ve anlaşılır bir dille ele almış.
» Hakem, son maçı çok iyi yönetti.
Yukarıdaki cümlelerde hoşa giden yönler belirtildiğinden olumlu eleştiri yapılmıştır.

» Bu firmanın ürünleri eskisi kadar kaliteli değil.
» Kimi öyküleri, öykü olmaktan çok köşe yazısıdır.
Yukarıdaki cümlelerde de hoşa gitmeyen, eksik

 

görülen yönler belirtildiğinden olumsuz eleştiriyapılmıştır.

  1. ÖZ ELEŞTİRİ CÜMLELERİ

Bir kişinin kendi davranışları üzerinde yürüttüğü yargıları içeren cümlelerdir.

Örnek
» Zamanı iyi kullanmadığım için sınavda başarısız oldum.
» On dört yaşına geldim ama hâlâ güzel yazmayı öğrenemedim.
» Düşünmeden konuşarak arkadaşımın kalbini kırdım.

 

  1. DAVRANIŞ CÜMLELERİ

Birine veya bir şeye karşı sergilenen hâl, hareket, muamele, tavır ve tutumları anlatan cümlelerdir.

Örnek
» Yıllardır görmediği dayısına doyasıya sarıldı.
» Ev sahibi bizi çok sıcak karşıladı.

  1. ÖN YARGI (PEŞİN HÜKÜM) CÜMLELERİ

Bir kişi veya bir durumla ilgili belirli şart, olay ve görüntülere dayanarak önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz yargıları belirten cümlelerdir.

Örnek
» Bu işi kesinlikle başaramayacak. (Olumsuz ön yargı)
» Bu kitap bu yılın en çok okunan kitabı olacak. (Olumlu ön yargı)
» Ben zaten onun suçlu olduğunu baştan biliyordum.

  1. UYARI CÜMLELERİ

Kişi ya da kişileri yanlış davranışlardan uzak tutmak için bir konu, sorun ya da olumsuz bir durum ile ilgili ikaz ve hatırlatmaları içeren cümlelerdir.

Örnek
» Kışın zincir takmadan yola çıkmayın.
» Üzerime bu kadar gelmeyin.
» Dilini tutmayı öğrenemezsen etrafında kimsecikler kalmaz.

  1. GÖRÜŞ CÜMLELERİ

Bir olay, varlık veya düşünce üzerinde varılan yargıyı belirten cümlelerdir.

Örnek
» Resim sanatı insanı dinlendirir.
» Hepimiz hatalarımızdan ders çıkarmalıyız.
» Bu projedeki eksikleri gidermeliyiz.

  1. YAKINMA (ŞİKAYET) CÜMLELERİ

Bir durumdan duyulan rahatsızlığı ifade eden cümlelerdir.

Örnek
» Gittiğinden beri hiç aramadı.
» Nerede nasıl davranacağını bir öğrenebilse.
» İnsanlar hâlâ uğradıkları haksızlıklara ses çıkarmıyor.                                                                                                  10. HAYIFLANMA CÜMLELERİ

Bir kişinin herhangi bir olaydan veya yapmadığı bir işten dolayı duyduğu üzüntüyü anlatan cümlelerdir.

Örnek
» Öğretmenin anlattıklarını keşke defterime yazsaydım.
» Gençlikte bir güzel gezip eğlenmek varmış.
» Zavallı kedi soğukta çok üşümüş.

  1. PİŞMANLIK CÜMLELERİ

Yapılan bir hata veya yanlış sonucunda duyulan üzüntüyü belirten cümlelerdir.

Örnek
» Keşke ona bu sözleri söylemeseydim.
» Bu arabayı almamız bir hataydı.
» Buzlu yolda bu kadar hızlı araba kullanmamalıydım.

 

» Hayıflanma cümleleri ile pişmanlık cümleleri arasındaki fark şudur: Hayıflanma cümlelerindeyapılmayan bir işten dolayı duyulan üzüntü anlatılır, pişmanlık cümlelerinde ise yapılan bir işten dolayı duyulan üzüntü söz konusudur.

  1. SİTEM CÜMLELERİ Bir kimsenin yaptığı bir hareketten dolayı duyulan üzüntünün, kırgınlığın dile getirildiği cümlelerdir.

Örnek
» Davete bir beni çağırmamışsın.
» İnsan, kendisine bunca emeği geçen insanı bir kere de olsa arayıp sorar.
» Bir yudum mutluluğu bize çok gördünüz.

» Sitem cümleleri ile yakınma cümleleri arasındaki fark şudur: Sitem cümlelerinde bir durumdan veya bir kişiden duyulan rahatsızlık kişinin kendisine söylenir, yakınma cümlelerinde ise bir durumdan veya bir kişiden duyulan rahatsızlık başkalarına anlatılır.

  1. KÜÇÜMSEME CÜMLELERİ

Bir kişiye veya bir olaya değer vermeme, onu küçük görme, önemsememe, hafife alma anlamı taşıyan cümlelerdir.

Örnek

» O da güya okuyacak da adam olacak.
» Bu maçı kazanıp da şampiyon olacakmış.
» Sen kim, sanatçı olmak kim!

  1. AZIMSAMA CÜMLELERİ

Bir şeyin miktarca az olduğunu, yetersiz görüldüğünü ifade eden cümlelerdir.

Örnek
» Bir tanecik mi ayakkabın var?
» Bu kadarcık ücretle çalışamam.
» Günlerdir çalışıyorsun, ne kadar az iş yapmışsın.

  1. ŞAŞIRMA CÜMLELERİ

Beklenmeyen bir durum karşısında ne yapacağını, nasıl davranacağını bilememe, hayrete düşme anlamı taşıyan cümlelerdir.

Örnek
» Böyle ansızın gideceğini hiç düşünmemiştim.
» Sınav sonucunu çok yüksek beklerken düşük gelmesin mi!

  1. BEKLENTİ CÜMLELERİ

Gerçekleşmesi beklenen davranış ve işleri bildiren cümlelerdir. Beklentiler bazen gerçekleşir bazen gerçekleşmez.

Örnek
» Sınavdan yüksek not almayı umuyorum.
» Bizi bu sefer daha sıcak karşılayacağını düşünmüştük.
» Annem doğum günümde bana en sevdiğim oyuncağı alacak.

  1.                              ÖZLEM (HASRET) CÜMLELERİ

Geçmişte yaşanan günlerin tekrar yaşanma isteğini ya da bir yeri veya kişiyi görme isteğini dile getiren cümlelerdir.

Örnek
» Yıllardır görmediğim köyüm burnumda tütüyor.
» Eskiden bayramlar bir başka kutlanırdı.
» Fırsat olsa da onu tekrar görebilsem.

  1. TASARI CÜMLELERİ

Gelecekte yapılması planlanan işlerin belirtildiği cümlelerdir.

Örnek
» Önümüzdeki ay tatile çıkmayı düşünüyorum.
» Bu işin altından başarıyla kalkmayı amaçlıyoruz.

  1. TAHMİN CÜMLELERİ

Akla, sezgilere, gözlemlere veya birtakım verilere dayanarak, olacak bir şeyi önceden kestirebilme sonucunda ortaya çıkan cümlelerdir.

Örnek
» Annem meraktan patlıyordur şimdi.
» Gökyüzü bulutlarla doldu, yağmur yağabilir.
» Şu anda öğretmen derse başlamıştır.

  1. OLASILIK (İHTİMAL) CÜMLELERİ         Gerçekleşmesi kesin olmayan bir olayın veya bir durumun ortaya çıkmasının beklenilmesi, umut edilmesi ile ilgili cümlelerdir.

Örnek
» Tatilde Karabük’e gidebiliriz.
» Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.
» Sanıyorum o konu anlatılmadı.

 

» Olasılık cümleleri ile tahmin cümleleri arasındaki fark şudur: Olasılık anlamlı cümlelerde “ikilem” söz konusudur. Yani bahsedilen şey için “Öyle de olabilir, böyle de olabilir.” anlamı hakimdir. Tahmin anlamlı cümlelerde bu “ikilemi” görmeyiz. Tahmin anlamlı cümlelerde tecrübelerden hareketle “emin oluş” havası vardır.

  1. BEĞENİ CÜMLELERİ

Bir varlığa veya bir olayın sonucuna yönelik beğenme, takdir etme, övme veya onaylama işini bildiren cümlelerdir.

Örnek
» Her türlü rezaletin yaşandığı bu çevrede dürüst ve tertemiz bir insan olarak yetişti.
» Araba dediğin böyle rahat ve geniş olmalı.

  1. ONAY (BİR DÜŞÜNCEYE KATILMA) CÜMLELERİ

Yapılan bir işin ya da davranışın yerinde ve doğru olduğunun kabul edildiği cümlelerdir.

Örnek
» Öğretmenine saygı göstererek yerinde bir davranış sergiledi.
» Aferin sana, son saniyede topu potaya atman doğru bir hareketti.

  1.                              ABARTMA CÜMLELERİ

Bir şeyi olduğundan çok veya az göstererek anlatan cümlelerdir.

Örnek
» Adam o kadar zayıf ki üflesek uçacak.
» Ağlamaktan gözlerinin yaşı kurumuştu.
» Pire kadar boyuyla bana kafa tutuyor.

  1.   ENDİŞE (KAYGI) CÜMLELERİ

Olumsuz bir durumun gerçekleşme olasılığından dolayı duyulan kaygıyı anlatan cümlelerdir.

Örnek

» Acaba yolda başlarına bir şey mi geldi?
» Bu kadar bekledik ama ya gelmezse…

  1. GÖZLEM CÜMLELERİ

Bir varlığın, durumun veya olayın niteliklerini gözleme dayalı olarak anlatan cümlelerdir.

Örnek

» Yazarın çalışma masası darmadağındı.
» Çocuk bizimle konuşurken sürekli sallanıyordu.

  1. KESİNLİK BİLDİREN CÜMLELER

Şüphe ve olasılık barındırmayan, anlamında kesinlik olan cümlelerdir. Genelde nesnel anlatımlı cümlelerdir.

Örnek
» Bu yörenin dereleri kışın donar.
» Ders bitmiştir, herkes dışarı çıksın.
 

  1. EŞİTLİK BİLDİREN CÜMLELER

İki veya daha çok şeyin eşit olması durumunu ifade eden cümlelerdir.

Örnek

» Kazandığımız paraları yarı yarıya paylaştık.
» Boyca birbirleriyle aynılar.

  1. DOĞRUDAN ANLATIM

Başkalarına ait sözleri söylendiği gibi aktarmaktır.

Ali: “Bu kitabı iki kez okudum.” dedi.

Öğretmen:” Bu test sorularını evde çözeceksiniz.” dedi.

Dersten sonra etüt yapacağız, dediler.

Başbakan: “Kıbrıs, bizim toprağımızdır.” dedi.

Öğretmen, Ali’ye: “Arkadaşına söyle, yarın ödevini mutlaka getirsin!” dedi.                                                       29. DOLAYLI ANLATIM

Başkalarına ait sözleri değiştirerek, sadece içerik olarak aktarmaktır.

 

Ali, bana bu kitabı iki kez okuduğunu söyledi.

Yazar, roman kahramanının gerçek hayatta da yaşadığını söyledi.

Annem, akşam eve erken gelmem gerektiğini söyledi.                                                                                                                                                 30. ÜSLUP

Üslûp, sanatçının yazım tekniği (yöntem, tarz, metot), kelime seçimindeki ve cümle kuruluşundaki kendine özgülük; görüş, duyuş ve anlatış özelliğidir.

Sanatçının dili kullanma biçimi, anlatım şekli üslûbu oluşturur. Bir eserin cümlelerin uzunluğu, kısalığı; sanatçının sözcük seçimi, sanatlı ya da yalın anlatımı üslûp ile ilgilidir.

  1. KARŞILAŞTIRMA İLİŞKİSİ

İki kavram, nesne, eser, kişi arasında yapılan kıyaslamaya karşılaştırma denir. Karşılaştırmada benzerlik, farklılık, üstünlük gibi değişik durumlar ifade edilir. Yani karşılaştırmanın hangi yönden yapıldığı ortaya konur. Bu durumda benzetme ve karşılaştırma edatları kullanılır.

Adnan yaşça Ahmet’ten büyük(tür).

Yeni şiirler eski şiirlere göre daha anlaşılır bir dille; ama daha anlaşılmaz imgelerle yazılmaktadır.

Sağlığım geçen haftaya göre daha iyi.

Televizyon da sinema kadar etkilidir.

Bu konuda senden daha bilgilisi yok.

Bu çalışmayla daha iyi bir puan alabilirdin.

Dinlemek de konuşmak kadar önemlidir.

Öğretmen, sınıfın en çok konuşanını öne oturttu.

Öykülerini de okudu; ama bunları şiirleri ve oyunları kadar beğenmedi.

  1. AMAÇ-SONUÇ İLİŞKİSİ

Eylemin hangi amaca bağlı olarak gerçekleştiği vurgulanır. Bu tür cümlelerde de “için, diye, üzere” gibi edatlardan yararlanılır.

Öfkesini yenmek için dışarı çıktı.

Yoksulluktan kurtulmak için şehre göç etmiş.

Kardeşi iyileşsin diye Allah’a dua ediyor.

Bildiklerini anlatmak üzere karakola başvurdu.

Bu sıkıntılara sınavı kazanalım diye katlanıyoruz.

Yabancı dil öğrenmek için kursa gidiyor.

  1. KOŞUL-SONUÇ İLİŞKİSİ

Bazı cümlelerde temel yargının gerçekleşmesi bir şarta bağlanır. Buna göre birinci bölüm (yan yargı) koşul, ikinci bölüm ise o koşula bağlı olarak ortaya çıkan sonuçtur (temel yargı).

Türkçede koşul anlamı asıl olarak “-sE” şart ekiyle sağlanır. “ise”, “-dİkçE”, “mİ”, “ama”, “üzere”, “yeter ki” ile de koşul anlamı sağlanır.

Lodos eserse hava temizlenir.

Ne demek istediğimi, bu kitabı okursan anlarsın.

Yardım edersen işimi çabuk bitiririm.

Babanı gördü mü olanları anlatır.

Sizin için izin alırım, ama erken döneceksiniz.

İki saat sonra dönmek üzere gidebilirsin.

İstediğin arabayı alırım, yeter ki sınavı kazan.

Okula gideceksin ama otobüsle.

Onu gördükçe seni hatırlıyorum.

bağlıdır:

İzin verse de görüşlerimizi açıklasak.

Kar yağmasa da otobüsle gitsek.

 3. ANLATIM ÖZELLİKLERİ

Yazar tarafından parçanın anlatımında kullanılabi¬len veya yazının taşıdığı ya da taşıması gereken ni¬telikleri ifade etmeye yarayan bazı kavramlar vardır.

 

3.1. DOĞALLIK

Anlatımın yapmacıksız, günlük yaşantıda olduğu gibi, sanat yapmadan, süs ve özentiden uzak yapılmasıdır.

3.2. DURULUK

Anlatımın açık ve anlaşılır olmasıdır. Anlatımda anlaşılması zor ifadelerden kaçınıl­masıdır. Söylenecek sözü sembollere sığınma­dan anlatma demektir.

3.3. SÜRÜKLEYİCİLİK

Okuyucunun ilgisini canlı tut­mak, okuyucuyu esere bağlamaktır.

3.4. AKICILIK

Yazının kolay okunabilmesi ve rahatsız eden kelimelerin kullanılmamasını ifade eder. Düşünceler kolay anlaşılabilir bir biçimde sıralanabilmelidir. Ses sanatları akıcılığın vazgeçilmeyen unsurlarından biridir.

3.5. YOĞUNLUK

Birçok anlamı bir arada vermektir. Anlam içinde anlam bulunacak şekilde bir anla­tımı tercih etmektir.

3.6. TUTARLILIK

Anlatımda birbiriyle çelişen düşünce­ler ileri sürmeme, sık sık düşünce değiştirme­mektir.

3.7. AÇIKLIK

Anlatımdan okuyucunun çıkardığı an­lam ile yazarın vermek istediği mesajın aynı ol­masıdır. Anlatılmak istenenin kolayca anlaşılma­sı demektir.

3.8. ÖZGÜNLÜK

Anlatımda başkasına benzememe, kendine has olmaktır. Yazıda taklitçilikten kaçın­ma; farklı, yeni, alışılmışın dışında olmaktır.

3.9. ÖZLÜLÜK

Anlatımda az sözle çok anlam ifade edebilmektir. Sözü uzatmadan, kısa tutarak me­sajı en öz şekilde vermektir.

3.10. KALICILIK

Geçmiş dönemde ortaya konan bir yapıtın gelecekte de ilgi görmesi, geçerliliğini korumasıdır.

3.11. ULUSALLIK (YERELLİK)

Sadece bir ulusun kültürel özelliklerini taşımaktır.

3.12. EVRENSELLİK

Bir sanat yapıtının dünyadaki tüm insanlara hitap eden bir özellik taşımasıdır.

3.13. ÇAĞDAŞLIK

Çağının gerisinde kalmamak, çağı­na uygun özellikler taşımaktır.

3.14. İÇTENLİK

Anlatımın yürekten, candan, samimi olmasıdır.

  1. ANLATICI BAKIŞ AÇILARI

Olaya dayalı metinlerde anlatıcının başvurduğu üç tür bakış açısı vardır:

4.1. İLAHÎ BAKIŞ AÇISI

Bu bakış açısında anlatıcı, olayların gelişiminden kah­ramanların neler düşündüğüne kadar her şeyi bilir.

Örnek
» Selim, elindeki ağır bavulu sürükleyerek götürmeye çalışıyordu. Anlaşılan bavul çok ağırdı. Birkaç metre ilerledikten sonra Selim durdu. Bir ağacın gölgesin­de dinlenmeye başladı. Aklına; annesi, babası, köyde geçirdiği güzel günler geldi. O günleri yeniden yaşa­manın, ailesine tekrar kavuşmanın hayalini kurdu. Yıllar önce gurbete gitmiş ama sılaya dönmek henüz Selim’e nasip olmamıştı.

4.2. KAHRAMAN BAKIŞ AÇISI

Hikâye ve romanlardaki olayların, kahramanlardan biri tarafından anlatıldığı bakış açısıdır. Kahraman bakış açısında birinci kişi ağzı kullanılır.

Örnek
» Okuldan çıkıp durağa doğru ilerlerken karşıma yedi sekiz yaşlarında bir çocuk çıktı. Elindeki mendili ba­na uzatarak satın almamı istedi. Elbiseleri dökülen ve acınacak durumda olan bu çocuğu kıramadım. Bir lira karşılığında elindeki mendili aldım. Küçük çocuk bir lira kazanmanın sevinciyle yanımdan uzaklaşıp gözden kayboldu.

4.3. GÖZLEMCİ BAKIŞ AÇISI

Bu bakış açısında olaylar bir kamera tarafsızlığıyla anlatılır. Gözlemci bakış açısında üçüncü kişi ağzın­dan bir anlatım vardır.

Örnek
» Adamın biri bir göletin başında oturmuş etrafı sey­rediyordu. Bir köpeğin devamlı olarak gölete kadar gelip su içecekken kaçması dikkatini çekti. Köpek, su içmek için gölete geliyor ama suda yansımasını gö­rüp korkuyordu. Köpek sonunda dayanamadı ve kendini suya atıp kana kana su içti.

 

5. ANLATICI TÜRLERİ

Olay anlatımına dayalı metinlerde olayları, kişileri, mekânı okurlara anlatan kişiye anlatıcı denir. Metinlerde anlatım iki tür anlatıcı aracılığıyla yapılır:

5.1. BİRİNCİ KİŞİ AĞZIYLA ANLATIM

Anlatıcı, olayı yaşayan kişidir. “Ben, biz” sözlerini kullanır.

Örnek
» “Kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı yavaşça açtım. İçeri girdim. Evin çok düzenli olduğunu gördüm.”

 

5.2. ÜÇÜNCÜ KİŞİ AĞZIYLA ANLATIM

Anlatıcı, olayı dışarıdan gözlemleyen kişidir. “O, onlar” sözlerini kullanır. www.sorubak.com

 

Dokümanın Görselli Tam Halini İndirmek için TIKLAYINIZ

NELER ÖĞRENDİK?

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.