2.Tanzimat dönemi edebiyatı genel özellikleri

♦      İkinci dönem Tanzimat edebiyatı 1876 yılından Servet-i Fünun edebiyatının kuruluşuna kadar (1896) devam eder. ♦      “Sanat sanat içindir” anlayışı benimsenmiştir. ♦      Bu dönem sanatçıları Batı’yı biraz daha iyi tanımış ve eserlerine yansıtmışlardır. ♦      II. Abdülhamit’in siyasal baskıları yüzünden şiirde bireysel, karamsar konular işlenmiştir. ♦      Birinci dönemdeki dilde sadeleşme anlayışı terk edilmiş, daha ağır bir … Devamını oku…

1.Tanzimat dönemi edebiyatının genel özellikleri (1860 – 1876)

 ♦      Bu dönem. 1860 yılında ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’in çıkarılmasıyla başlar ve 1876’ya kadar devam eder. ♦      Bu dönemde sanatçılar Fransız edebiyatını örnek almışlardır. ♦      Bu dönem edebiyatçıları aynı zamanda politikacı­dırlar. Edebiyatı düşüncelerini yaymak için bir araç olarak kullanmışlardır. ♦      Bu dönemde “sanat toplum içindir” anlayışı be­nimsenmiştir. ♦      Dilde sadeleşme anlayışını benimsemişlerdir; ama … Devamını oku…

Tanzimat Döneminin edebiyatımızdaki yeri ve önemi nedir?

Tanzimat Dönemi birçok alanda Batı’ya yönelmenin yaşandığı bir dönemdir. Askeri, siyasi, ekonomik vb. alanlarda Batı’daki gelişmeler takip edilmiş, Osmanlı Devleti’nin gerilemesinin önüne geçilmeye çalışılmıştır.  Edebiyat alanında da birçok yenilikler görülür. Batı’dan roman, hikaye,tiyatro, makale vb türler girmiştir. Gazete bu dönemde toplum hayatımıza girmiş, edebi eserlerin halka daha çabuk ulaşmasını sağlamıştır.  Şiirde divan edebiyatı geleneği terk … Devamını oku…

Tartışma sürecinin aşamaları

1 . Tartışma problemlerinin seçimi:  Tartışma problemi seçilirken katılımcıların ilgi ve tutumları ile konuyla il­gili ön bilgileri göz önünde bulundurulmalıdır. Konu katılımcılar için ilgi çekici olmalı ve katılımcılar tar­tışmaya karşı güdülenmelidir. Bunun yanı sıra problem cümlesinin açık olması konuyu tam olarak belirt­mesi, konuyu sınırlayabilmesi gerekir. Problem cümlesi soru ya da düz cümle olarak ifade edilebilir. … Devamını oku…

Bir metni okumakla o metin hakkında bir konuşma hazırlayıp sunmak arasında nasıl bir fark vardır?

* Bir metni hazırlamak ile konuşmayı sunmak arasında %60 vardır ve insanlar kendi zihinleri yorarak ve gayret ederek hazırladıkları konularda daha  kalıcı bilgiye sahip olurlar. Tecrübe işin içine girmektedir. * Bir metni okumakla o metni slayt ortamında izlemek arasında bilginin hafızada kalma oranı açısından nasıl bir fark olduğunu anlatınız. * Bir metni okumakla %10 verim … Devamını oku…

Atatürkçülüğün Türk toplumu için önemi

Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun ve mutlu olması için lazım gelen şey, kendisi için değil kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Olumlu düşünen bir adam, ancak bu şekilde hareket edebilir. Hayatta tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, mutluluğu için çalışmakta bulunabilir. Bir insan böyle hareket ederken “Benden sonra gelecekler acaba böyle bir ruhla … Devamını oku…

Hangi konularda sunum yapılabilir?

1- Önemli olay ve olguları dile getirmek üzere hazırlanan sunum  2-Türkiyede Küresel Isınma  3- Dünyada Küresel Isınma  4- Atatürkçülüğün Türk Toplumu için Önemi  5- Gelecek 50 yılda Avrupa’da Nüfus 6-Türkiyede Madencilik 7-Türkiyenin Kuşları 8-Türkiyede Çölleşme 9-Çevresel Metalurji ve Geri Kazanımı 10-Güzel Sanatlar İçinde Edebiyatın Yeri 11-Anket sonuçlarını ifade eden sunum  12-Önemli noktaları öne çıkaran sunum  … Devamını oku…

Sunumda dinleyici kitlesinin özellikleri ve teknik imkanlar

Bir konunun, bir bildirinin, bir araştırma sonucunun dinleyicilere aktarılmasına sunum denir. Sunumda bir çalışma sonucunu açıklama, anket çalışmalarını ifade etme, bilgileri yenileme ve pekiştirme söz konusudur.  Birkaç kişiye veya bir salondaki kalabalığa yapılan sunumun amaçları arasında bilgi vermek, bilgileri yenilemek, bir araştırma veya anket çalışmasının sonuçlarını açıklamak, bilimsel bir araştırmaya katkıda bulunmak sayılabilir.  Sunumdan Önce … Devamını oku…

Ahmet Paşa’nın yaşadığı dönem ve sanat anlayışı

Ahmed Paşa hem gazel hem de kaside türlerinde başarılı eserler yaratmış; şarkı ve murabbada da olgun örnekler vermiştir. Dizeleri divan şiirinin söz ve anlam özellikleriyle örülüdür. İşlediği konular genellikle din dışı olup beşeri aşk konusundaki şiirler de Divan’ında önemli yer tutmaktadır. Dinî ve tasavvufî konulara rağbet göstermemiştir. Şiirleri gayet ahenklidir ve aruz veznini çok ustaca … Devamını oku…

Edebiyat ile insanı konu edinen bilim dallarının birbirine benzeyen ve ayrılan yönlerini

4. BENZERLİKLER. Her ikisinde de dil ortaktır. İnsanı merkeze alır ve yaptığı her şeyde insanı anlatır. Yapılan faaliyetlerde insanın faydası söz konusudur. Birbirinden farklı olsa da kendine has yöntemleri vardır. FARKLILIKLARI Dilin işlevleri açısında farklılık izah eder. Edebiyat sanatsal, heyecan bildirme ve şiirsel işlevleri kullanırken  bilim göndergesel işlevi kullanır. Amaçları farklıdır. Edebiyat estetik zevk için … Devamını oku…

Güzel sanatlar içinde edebiyatın yeri

Sanat insanın güzellik karşısında duyduğu heyecan ve hayranlığı uyandırmak için ortaya koyduğu yaratıcılıktır. Sanatın temelinde insan sevgisi, hoşgörü, yaratma özgürlüğü vardır.  Sanat insanın varlık şartlarından biridir. İnsanın olduğu her yerde sanat vardır.(Mağara resimleri, antik süs eşyaları, işlenmiş kap kaçak vb.) Sanatın amacı da zaten insanlarda güzel duygular uyandırmak, insan hayatını renklendirmek, güzelleştirmektir. Resim, tiyatro, şiir, … Devamını oku…

Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı (19.yy. ve 20. yy.)

Osmanlı Devleti, 18. yüzyıldan başlayarak yönetim, siyaset, eğitim ve askerlik alanlarında hızla gerilemeye başlamıştır. Bu çöküşü önlemek için 19. yüzyıldan itibaren zaman zaman birtakım düzenlemeler (ıslâhat) yapılmıştır. Eğitim, ordu, maliye gibi kurumlarda yapılan bu düzenlemeler yeterli olamamıştır. I. Abdülmecit (hüküm. 1839-1861) devrinde Hariciye Nazırlığına (Dışişleri Bakanlığı) getirilen Mustafa Raşit Paşa, devletin bütünlüğünü ve gücünü koruyabilmesi … Devamını oku…

Şiir ve Zihniyet

“Zihniyet” terimi ile bir dönemdeki sosyal, siyasî , idarî, adlî, askerî, dinî güçlerin, sivil toplum örgütlerinin, ticarî hayatın, eğitim etkinliklerinin birlikte oluşlturdukları ortam ve bunların hiçbirine indirgenemeyen duygu, anlayış ve zevk bütünü kastedilmektedir. Her sanat eseri yazıldığı dönemin izlerini taşır. Sanatçılar da sosyal bir çevre içerisinde yaşarlar ve içinde yaşadıkları sosyal ve kültürel olaylardan etkilenirler. … Devamını oku…

Edebiyatta gerçeklik

Gerçeklik: nesnel olarak var olan her şeydir. Çevremiz, yaşadıklarımız, tanık olduğumuz olaylar, bütün maddi evren. Bu duruma doğal gerçeklik denir. Edebiyatta gerçeklik: 1. Edebiyat eserindeki içeriğin gerçeklikle bağı vardır. Eseri oluşturan yazar ya da şair belli bir toplumsal gerçeklik içinde yaşamaktadır ve eserinde gerçekliği şöyle ya da böyle yansıtır. 2. Edebiyat eseri, yazıldıktan sonra da … Devamını oku…