Şiir Nedir? Şiirin Gelişimi

Şiir, dilin anlam, ses ve ritim öğelerini belli düzen içinde kullanarak bir olayı, ya da bir duygusal ve düşünsel deneyimi yoğunlaşmış ve sıradanlıktan uzaklaşmış bir biçimde ifade etme sanatı olarak tanımlanabilirse de değişik sanat anlayışlarına göre farklı görüşler de dile getirilmiş hatta şiirin tanımlanamayacağı da öne sürülmüştür.

Türkçe’de karşılığı koşuk, yır, özün gibi sözükler önerilmişse de hiçbiri yaygınlık kazanamamıştır. Günümüzde koşuk, nazım karşılığı olarak kullanılmaktaysa da nazım ve şiiri birbirine karıştırmamak gerekir. Birincisi yalnızca bir anlatım yoludur. Geçmişte şiirin uyak, ölçü, nazım biçimleri gibi biçimsel özelliklerden ayrı düşünülmemesi sebebiyle şiirle nazım eşanlamlı sayılmışsa da günümüzde bu düşünce aşılmışsa da edebiyatın şiirle birlikte başladığı düşüncesinde fikir birliği oluşmuştur. Yahya Kemal Beyatlı şiiri bildiğimiz musikiden farklı bir musiki” olarak tanımlarken,Cahit Sıtkı Tarancı’ya göre şiir “Kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır” Ahmet Haşim şiiri “Söz ile musiki arasında olan fakat sözden ziyade musikiye yakın olan bir lisan” olarak tanımlar. Necip Fazıl Kısakürek ise şiir için “Mutlak hakikati arama işidir” der.

EDEBİYATIMIZDA ŞİİRİN GELİŞİMİ

1-) Halk Şiiri: İslamiyetten Önce başlayıp bugüne kadar devam eden bir şiir türüdür. Bu şiir türünde ritim, hece ölçüsüyle ve kafiyeyle sağlanmıştır. Ayrıca halk şiiri ürünleri olan Koşma, İlahi, Mani, Semai ‘de ses ve ritmin kuralları saz ve kopuz la sınırlandırılmış, her nazım şeklinin kendisine ait bir ezgisi oluşmuştur. Halk şiirinde ezgi ve ahenk iç içedir.

Hece ölçüsünün ve en çok yarım kafiye kullanılmasının sebebi ise ozanların şiirlerini saz eşliğinde irticaalen( hazırlıksız) söylemeleridir. Bu şiir türü hala canlılığını korumakta bir çok şairimiz ve ozanımız halk şiirini yöresel özelliklerle sürdürmektedir.

2-) Divan Şiiri: İslamiyetin kabulüyle ortaya çıkan ve 13. yüzyıldan 20. yy’a kadar şairleri etkilemiş bir şiir türüdür. Divan şiirinde ahenk unsurları ise aruz ölçüsü ve tam –zengin uyakla sağlanmıştır. İmgelerin arttığı, Arapça-Farsça sözcüklerin çokça kullanıldığı edebi kaygının ön planda tutulduğu bu şiirlerin şairleri, iyi eğitim almış(medrese tahsili) Arapça ve Farsça’yı çok iyi bilen şairlerdir. Divan şiirleri de yine ezgiyle söylenmiş bir çok gazel bugün Türk Sanat Musikisinin kaynağını oluşturmuştur.

3-) Modern Şiir: Batı etkisiyle gelişen bu şiir türü önce hem halk şiirinden hem de divan şiirinden etkisini kurtaramamıştır. Ancak 1940’tan sonra Garip Akımı’yla edebiyat hayatına girmiş olan Orhan Veli Kanı, şiirde tüm kuralları yok sayarak ses ve ritmin şiirin teması ve imgesiyle oluşması gerektiğini savunmuş. Böylece ilk kez ölçüsüz kafiyesiz şiir yazmanın da bir şiir türü olduğunu kabul ettirmiştir. Serbest şiirin ustaları ondan sonra artmıştır.

Bugün Türk şiiri gelişimini halk şiiri ve modern şiir adı altında devam ettirmektedir.

“Şiir Nedir? Şiirin Gelişimi” üzerine bir yorum

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.