Osmanlı Devletinde Hukuk Sistemi

Osmanlı Devletinde Hukuk Sistemi

Osmanlı Devleti’nde hukuk; “şer’i hukuk” ve “örfi hukuk” ve fethedilen bölgelerde daha önce uygulanmakta olan kanun ve nizamlar olmak üzere üç temele dayanmaktadır. Şer’i hukuk temel hukuk sistemi olarak kabul edilmiştir. Müslü­manlar şer’i hukuka göre yargılanırdı. Şer’i mahkemelerde davalara “kadıadı verilen hâkimler bakardı. Yabancılar ve azınlıklar kamu davaları dışında kapitülasyonlar nedeniyle kendi hukuk kurallarına göre yargılanırdı.

Türk gelenek ve görenekleri ile padişah kararlarından olu­şan kurallara “örfi hukuk” denirdi. Örfi hukuk ile şer’i huku­kun birbirleriyle çelişmemesine dikkat edilirdi.

Not: Mahkemelerde kadının verdiği kararlara Divan’a başvurarak itiraz edilebilirdi. Bu davalar “kazasker” tarafından incelenir ve kesin karara bağlanırdı. Bu durum Divan-ı Hümayun’un aynı zamanda yüksek mahkeme olarak görev yaptığını gösterir.

Fethedilen yerlerde daha önce uygulanmakta olan kanun ve nizamlarda şer’i ve örf’i hukuka ters düşenleri iptal edilmiş geri kalanları yürürlükte kalmıştır.

Şer’i hukukun esasları fıkıh kitaplarında, örfi hukukun esasları Kanunname adı altında bir araya getirilmiştir.

Osmanlıda Fatih ve Kanuni kanunnameleri ve sancak kanunnameleri vardır.

19. yy.’da hukuk alanında bazı yeni düzenlemeler yapılmış­tır. 

  • Tanzimat Fermanı ile tüm halkın temel hakları devlet güvencesi altına alındı. Hukukun üstünlüğü ilkesi kabul edildi.
  • Avrupa hukukundan yararlanarak yeni yasalar (ceza kanunu, ticaret kanunu vb.) çıkarıldı, “Şura-i Devlet” (Da­nıştay) kuruldu.
  • “Nizamiye Mahkemeleri” kuruldu.
  • Tanzimat döneminde Ahmet Cevdet Paşa tarafından medeni kanun yerine kullanılan “mecelle” adı verilen kanun hazırlandı.
  • 1876’da Osmanlı Devleti’nin ilk anayasası “Kanun-i Esasi” ilan edildi.
  • Osmanlı Devleti’nde hukuk alanında farklı uygulamala­rın bulunması hukuk birliğinin olmadığının kanıtıdır.

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.