Lisede ilk gününüz…

Önemli bir dönüm noktası: LİSE DÖNEMİ

dershane

Her yeni başlangıç, merak ve heyecanı da beraberinde getirir. Pek çok genç ve ailesi şu günlerde bu heyecanı yaşıyor; liseye başlama heyecanını.

Lise çağı, gerek mesleki yönelim için ilk adım olması, gerekse ergenlik dönemini içinde barındırması sebebiyle ayrı bir önem taşır. Çünkü, ilk etapta çocuğunuzla seçeceğiniz lise türü ya da lise birinci sınıfın sonunda belirleyeceğiniz alan; sosyal bilimler, fen, yabancı dil gibi, onun hangi üniversiteye gideceğini ve hangi meslek grubunda yer alacağını belirler. Bunun yanında, ergenlik döneminin sağlıklı bir şekilde atlatılması, gencin yetişkinlikteki uyum ve başarısı üzerinde önemli bir rol oynar.

Lise birinci sınıfa başlayan her öğrenci birtakım güçlüklerle karşılaşır. Bu güçlüklerin bir kısmı yeni olmakla ilgilidir. Öğrenci, okul binasını, birimlerini, idareyi ve öğretmenleri tanımaz. Hatta öğrencilerin pek çoğu, hangi dersleri okuyacağını dahi bilmeden gelir. Bu problemi aşmak için bazı okullar, sene başında oryantasyon çalışması yaparak, okulu ve işleyişini öğrencilere tanıtır.

İlk günlerde arkadaş bulamayabilir

Genci bekleyen diğer bir zorluk yeni sınıfa dahil olamamak ve yalnız kalmaktır. Özellikle ergenler için bir gruba ait olmak, o grup tarafından kabul görmek çok önemlidir. Genellikle okullar açıldıktan kısa bir müddet sonra sınıf içindeki gruplar belirginleşmeye başlar. Eğer çocuk utangaçsa arkadaş edinmekte zorlanabilir.

Arkadaşsız kalmanın sebeplerini konuşarak bulun

Bazı çocukların sosyal becerileri gelişmemiş olur. Mesela, bir topluluğa girdiğinde kendisini nasıl tanıtacağını, biriyle nasıl sohbet başlatacağını bilemez. İlk adımın karşı taraftan gelmesini bekler. Çocuğunuzun sosyal becerileri eksikse ona model olmaya çalışın.

Eğer kendinizi bu konuda yeterli görmüyorsanız dışarıdan yardım almaktan çekinmeyin.

Sürekli eleştirilen, başarısızlıklarına vurgu yapılan veya alay edilen çocuklar güvensiz ve utangaç yetişirler. Çocuğunuzun hatalı davranışlarına vurgu yapmak yerine, olumlu davranışlarını ödüllendirin. Özellikle ergenlik çağındaki çocuklar bu konuda çok daha hassas olurlar bu yüzden onları eleştirmekten kaçının.

Çocuktan başarabileceğinden fazla şey beklemeyin. Her çocuğun kapasitesi farklıdır. Örneğin her çocuk okul hayatında üstün bir performans sergileyemeyebilir. Bunun yerine çocuğunuzun başarabileceği küçük hedefler koyun ve bu hedefleri gerçekleştirmesi için onu yüreklendirin.

Çocuklar anne-babalarını model alırlar. Utangaç bir ebeveyn çocuğuna utangaçlığı öğretebilir.

Onunla duyguları hakkında konuşun. Hissettiklerini asla eleştirmeyin.

Gencin ilgi ve yeteneklerini keşfedin

Duygusal gelişimini henüz tamamlamadığı için ergen, geleceği ile ilgili planlarında kararsız kalır. Bu konuda ebeveyninin ve öğretmenlerinin rehberliği çok önemlidir. Çocuğunuzun ilgi ve yeteneklerini öğrenmeye çalışın. Bu konuda sık sık öğretmenleriyle ve eğer varsa okulun rehber öğretmeni ile görüşmeniz faydalı olur. Onlar size çocuğunuzun, sosyal, matematik, fen, edebiyat, spor, sanat gibi alanların hangilerinde başarılı olduğu hakkında önemli ipuçları verecektir. Her insanın yetenekli olduğu bir alan muhakkak vardır. Önemli olan onu keşfedebilmektir. Bu hususta, okulumuzun Psikolojik Danışmanından yardım alabilirsiniz. Kendini tanımasına imkan sağlayın

Çocuğunuza ilgi ve yeteneklerini fark ettirecek hareket alanları açmaya gayret edin. İnsan tecrübe ederek kendisini tanır. Özellikle spor ve sanat alanları bu bakımdan idealdir. Pek çok ebeveyn YGS-LYS telaşından, çocuklarının sanat ve spor aktivitelerinde yer almasını gereksiz bulur. Fakat herhangi bir sporla uğraşmak ya da bir enstrüman çalmak hem çocuğunuzun kendisini ifade etmesine hem de bu dönemde çok yüksek olan enerjisini uygun şekilde boşaltmasına imkan verir. Özellikle çocuğunuzun herhangi bir spor ya da sanat dalında üstün bir yeteneği varsa, bu alanlardaki başarıları öz değerini de artıracaktır.

Kısa, orta ve uzun süreli hedefler belirleyin

Bir ergen için gelecek belirsizdir. Bu belirsizlik genci kararsızlığa iter. Çocuğunuzla birlikte, ilgi, beceri, değer ve istekleri doğrultusunda konuşarak eğitim ve mesleki geleceği hakkında planlar yapın. Bu planlar doğrultusunda kısa, orta ve uzun süreli hedefler belirlemesine yardımcı olun. Mesela, çocuk bilgisayar mühendisi olmak istiyorsa, not ortalamasının çok yüksek olması gerekir. Çünkü üniversiteye yerleşim aşamasında orta öğretim puanı etkili. Bu durumda bu çocuk, kısa süreli amacında önündeki sınavlara çok iyi hazırlanmalı ve yüksek not alması, orta süreli amacı ise aynı başarıyı lise 2,3 ve 4’te de göstermesi ve YGS-LYS’de yüksek puan alması olabilir. Uzun süreli amacı ise iyi bir şirkette çalışmak, yurtdışına çıkmak, akademik kariyer yapmak, önemli bir icatta bulunmak vs. dir. Ya da İngilizce öğretmeni olmak isteyen bir çocuk için kısa ve orta süreli amacı yabancı dilini geliştirmek, daha çok edebi eser okumak olabilir.

Onlar sizin değil, kendi hayallerini gerçekleştirmek ister

Bazı anne babalar kendi ulaşamadıkları hedeflere çocuklarıyla ulaşmak isterler. Mesleki yönelim çocuğun ilgi, yetenek, ve değerleri doğrultusunda yapılmalıdır. Çocuğunuzun sizden ayrı bir birey olduğunu, kendi ilgilerinin, isteklerinin olduğunu unutmayın. Onu sizden bağımsız yaşayacağı bir hayata hazırlıyorsunuz. O halde, meslek seçimi, eş seçimi gibi önemli hususlarda onunla sadece tecrübelerinizi paylaşın, kendi isteklerinizi ona dayatmak, onu mutsuz ve başarısız kılabilir.

Ya futbolcu olmak isterse!

Bu dönem çocuklarının ilgileri kısa süreli ve dağınıktır. Mesela, hayranlık duyduğu birisinin mesleğini edinmek isteyebilir. Özellikle medyanın da olumsuz etkisiyle, bir futbolcu ya da oyuncu olmak istediğini söyleyebilir. Böyle bir durumda, ebeveynin bu tür isteklerinin geçici bir heves olduğunun bilincinde olması gerekir. Çocuğa aksi yönde bir baskı yapmak, kendi kendine gelip geçecek olan bir hevesi, iyice pekiştirmekten başka bir işe yaramaz. Genç duygusal olgunluğunu kazandıkça gerçek ilgilerinin de farkına varacaktır.

Sorumluluklarını yavaş yavaş artırın

Sağlıklı bir ergenlik döneminin sonunda, bir genç anne-babasından duygusal olarak bağımsız hale gelir. Küçükken başı her sıkıştığında size ağlayarak koşan çocuk, artık kendi problemleriyle baş etmeyi öğrenmiştir. Kendi hakkında karar verebilir, kendi yaşam felsefesini oluşturur. Bunları gerçekleştirmesi için gence aşamalı olarak kendi sorumlulukları teslim etmek gerekir.

Lise çağına gelmiş bir ergenin, başarının da başarısızlığında kendi sorumluluğunda olduğunun bilincinde olması beklenir. Başarısız olan öğrenciler arasında yapılan bir araştırmada, bu tip öğrencilerin başarısızlıklarını çevresel faktörlere yükledikleri görülmüştür. Mesela, çocuk sınavda düşük not almasını öğretmenin ona takmış olmasına bağlamakta ya da haksızlığa uğradığını düşünmektedir. Bu durumda öğrencinin velisi, çocuğunun inancı doğrultusunda hareket edip öğretmeniyle tartışırsa, onun sorumluluk almasına büyük bir sekte vurmuş olur. Çocuğunuza, başarısının da başarısızlığının da kendi geleceğini etkileyeceği ve kendi sorumluluğunda olduğu benimsetmeye çalışın.

Gencin ev içindeki ve ev dışındaki sorumlulukları kademeli olarak artırılmalıdır. Örneğin, çocuğunuza günlük ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda harçlık vermek yerine haftalık harçlık verebilir ve kendi hususi ihtiyaçlarını bu harçlıkla temin etmesini isteyebilirsiniz. Başlangıçta çocuk fuzuli harcamalar yapacaktır. Hatta haftanın sonunu dahi getiremeyebilir. Çocuğunuza hata yapması için fırsat verin. Çünkü bir genç en iyi tecrübe ederek olgunlaşır. Bir müddet sonra belki de çocuğunuz eğitimini devam ettirmek için farklı bir şehre gidecek. Öyleyse onu tek başına ayakta kalma sorumluluğuna şimdiden alıştırın.

15-16 yaş gerilimin tırmanışa geçtiği bir dönemdir

Ergenlerin duygusal gerilimi en yoğun yaşadıkları dönem lise başlangıcıdır. Hızlı büyüme, hormonal değişimler, kimlik arayışı ve ergenliğe girmiş olmanın yarattığı kaygı, duygusal karmaşaya sebep olur. Çocuk yaşadığı kaygı ve gerginliği dışa vurma ihtiyacı güder. Mesela çabuk sinirlenir, nedensiz yere bağırır, ağlar, en ufak bir şeye alınganlık gösterir. Aşırı derecede hassastır. Bu dönemde ergen, anne-babasına sürekli itiraz eder. Gencin isyankarlığını ebeveyn, otoritesine karşı yapılmış bir başkaldırı ya da saygısızlık olarak algılamamalıdır. Bu dönemde gencin asi olması gayet normaldir. Genç böyle davranarak, kendisinin de bir birey olduğunu, söyleyecek bir sözünün bulunduğunu ailesine ispatlamaya çalışır.

– Çocuğunuzun ani değişimlerini şımarıklık olarak görmeyin. İhtiyaçlarını anlamaya çalışın.

– Ergenler duygularına çok önem verirler. Onlarla duyguları hakkında konuşun.

– Çocuk zaman zaman kendini kötü hissedebilir. Odasına kapanır. Böyle anlarda duygularına saygılı olun. Onu konuşmaya zorlamayın.

– Çocuğunuza güvenin. Çok özel duygularını irdelemeyin. Güven verilmiş bir çocuk, anne-babasını hayal kırıklığına uğratmaz.

– Çocuk muamelesi yapmayın, büyüdüğünü kabul edin.

– İhtiyaç duyunca çocuğunuza yardım edin; ama asla her şeyi onun yerine yapmayın. Bu, sorumluluk bilincini kazanmasına engel olur.

– Çocuğunuzu gerçekten dinleyin ve peşin hükümlü olmayın.

– Çocuğunuza sevgi verirken prensipli olun. Sevgi onun her istediğini yapmak anlamına gelmez. Her şeyi alkışlarsak çocuk, doğruyla yanlışı birbirinden ayırt edemez. Mesela çocuğunuz, sınavda kopya çekerken yakalandı, böyle bir durumda “aslan yavrum, bir dahaki sefere yakalanma” demek çocuğun ahlaki gelişimini olumsuz etkiler.

Yasaklara başkaldırırsa ne yapmalı?

– Mümkün olduğunca makul sınırlamalar getirin ki, ciddi konulardaki yasaklarınızı koruyabilesiniz. Mesela, çocuk bilgisayarla çok fazla vakit geçiriyorsa, bilgisayarı tamamen kaldırmak yerine saat sınırlaması getirin. Ya da derslerine az vakit ayırıyor diye tamamen arkadaşlarıyla görüşmesini engellemeyin.

– Yasak koymak yerine bunun anlamını tartışın. Mesela kızınız, beğendiği sanatçı gibi giyinmek hususunda ısrar ediyorsa, onunla bunun sakıncaları hakkında konuşun.

– Yasaklarınızın sebeplerini açıklayın ve tartışın.

– İletişimde ‘ben dilini’ kullanın. Mesela çocuk izinsiz bir yere gittiyse, ona kızmak veya onu suçlamak yerine, bu davranışın sizde yarattığı duygudan bahsedin. “Nerede olduğunu bilmediğim zamanlar endişeleniyorum” ya da “Başına kötü bir şey gelmesinden korkuyorum” gibi.

– Kuralları uygulamada tutarlı olun. Sonradan kabul edeceğiniz bir şeye baştan hayır demeyin.

Yanlış arkadaşlara karşı ne yapmalı?

– İyi ve kötü alışkanlıkların çoğu arkadaş ortamı içinde kazanılır. Ergenlik çağında arkadaşlık ilişkileri gencin hayatında birinci rolü oynar. Akranlarının ne düşündükleri, ne dedikleri onlar için çok önemlidir. Çocuğunuzun yanlış arkadaşlar edinmemesi için şunlara dikkat edin:

– Arkadaşlarıyla ve aileleriyle tanışın.

– Asla arkadaşlarını eleştirmeyin.

– Eğer kötü bir arkadaş edindiyse, doğrudan onunla arkadaşlık etmesini yasaklamayın. Bu onu sizden uzaklaştırır ve arkadaşlarına daha da çok yakınlaştırır.

– Yasaklamak yerine bu arkadaşını daha sık eve davet edin. Genç aile ortamı içinde arkadaşının yanlış davranışlarını daha rahat fark edecektir.

– Genç bu dönemde ailesinden veya oturduğu evden utanabilir ve bu nedenle eve arkadaşlarını getirmek istemeyebilir. Gencin evde makul değişiklikler yapmasına izin verin.

Alıntı

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.