Arkadaşlar geçen gün bir Anayasacı (hukukcu) arkadaşa, bir yaprak testte karşılaştığım; Osmalıdan kalan verği sistemi kanunlarının yürürlükten tamamen kalkamsı ile ilğili bir sorum..
Osmanlıdan kalan ıslahat fermanındaki verği sistemi üzerinde ki:
“Patent Vergisi; Ücret Vergisi, Temettü Vergisi ve Taahhüt Vergisi adı altında alınan verğiler 1924 Anayasasının, 1926 daki değişikliği ile çıkartılan bir yasayla 755 sayılı Kazanç Vergisi adı altında birleştiği için yürürlükten kalmıştır”
Zaten bu bilği Vatandaşlık KPSS kaynaklarında 1926 da Osmanlıda uygulanan verği kanunları kalkmıştır şeklinde geçmektedir. Ancak: Osmanlıdaki verği ile ilğili kanunların Kazanç Verğisi içerisinde dahil edilmiş olması ile aslında tamamen yürürlükten de kaldırılmamıştır..
1960’da bir başka reformla; bugünkü 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun yürürlüğe girmesiyle bu kanun yürürlükten tamamen kaldırılmıştır.
Aslında bahsettiğim yasa değişikliğinin önemi şu (avukatın yorumu): Bu kanunların hepsinin gerekçesi, hemen hemen birbirinin aynısıdır. Yani götürülük ve karinelere dayanan bir vergilendirme sistemi yerine beyan usulünün geçerli olduğu ve beyanname veren mükellef sayısının artırıldığı çağdaş bir vergi sisteminin getirilmesi. Bir başka dikkat çekici şey de bugün yeniden yazılmakta olan Gelir Vergisi Kanununun da gerekçesinin aynı olması. Demek ki 1926 yılından beri kanunları aynı gerekçelerle yeniden yazıp yazıp durmuşuz. Beyan usulüne göre vergi alamayıp götürü vergilendirme, hayat standardı gibi sistemleri getirmişiz. (Bu sistemlerin sakıncalarını görüp tekrar, herkes kazancını kendi beyan etsin demişiz.)