Fabl Nedir?

Fabl Genel Özellikleri, Fabl Türünün Gelişimi, Edebiyatımızda Fabl
1. Kişileri genellikle hayvan, bitki ve cansız varlıklar olan, ders verir nitelikli, kısa masalımsı öykülere fabl denir.
2. “Fabl” sözcüğünün kökeni Latince “hikâye” manasına gelen “fabıla”‘dır. Fakat bu sözcük zamanla bir ahlâk ilkesi veya davranış kuralını anlatan kısa sembolik (simgesel) bir hikâye türünün adı olmuştur.
3. Bu tür hikayelerin, kahramanları çoğunlukla hayvanlardır. Hikâye kahramanı bu hayvanlar, kendi özelliklerini korumakla birlikte insan gibi konuşurlar. Esasen “fabl” bu özelliği nedeniyle masalımsı eserler arasında yer alır.
4. Fabllar hem nazım, hem nesir biçiminde olurlar.
5. Fablın sonunda her zaman bir ahlâk dersi (kıssadan hisse) vardır. Bu ders kısa, açık ve doğru olmalıdır ve mutlaka öykünün doğal bir neticesi gibi görülmelidir.
6. Fabllar teşhis ve intak sanatları üzerine kurulmuştur
7. Fabllarda öğretici (didaktik) bir amaç güdülür, gündelik hayatla ilgili dersler ve öğütler verilir.
Bu ders veya öğüt eserin bir yerinde, çoğu defa sonunda, bir atasözü ya da özdeyiş biçiminde açıkça belirtilir.
Fabllarda basit ahlâk ilkelerine değinildiği gibi insanların birçok kusurlu yönüne de dikkat çekilir
8. Fabllerde soyut konular, olay plânıyla hem somutlaştırılarak hem de hareket kazandırılarak işlenir.
Olaylar bizi güldürürken eğitir.
İnsanlar arasında geçen iyi-kötü, cesur-korkak, dürüst-ikiyüzlü, gözü tok-aç gözlü… vb. çatışmalar; bu niteliklerin yakıştırıldığı hayvan kahramanlar arasında geçmiş gibi gösterilir.
9. Fabllar aracılığıyla kanaatkârlık, özveri, yardımseverlik, iyi niyet gibi olumlu davranışlar çocuğa kazandırılabilir.
Bu tür soyut kavramların somut olaylarla anlatılması sebebiyle çok önemli bir eğitim aracı olarak kabul edilmelidir.
Özellikle 8-12 yaş grubu çocuklar fabl okumaktan ve dinlemekten büyük zevk alırlar.
10. Kişilerin ve çocukların yakınlık duyduğu sevdiği varlıklar olduğu için fabllar, çocukların ilgisini çeker. Öykülemenin kısa oluşu da çocukların fabllara duyduğu ilginin bir başka sebebidir. Sıkmadan verilen öğütler, bu nedenle çocukların eğitiminde yararlı olur.
11. Fabllar eğlendirici ve sevimlidirler.
12. Dramatizasyona uygun oluşları anlatımlarındaki hareketliliği eyleme dönüştürmeye yardımcı olur. Böylelikle yaşayarak öğrenmeye uygundurlar.
13. Fabllar olay anlattıkları için bir başka şiiri okumaktan ya da ezberlemekten daha çok çocukların ilgisini çeker.
14. Fabllar insan belleğinde çok kolay saklanabilen ve ortaya çıkarılabilen özelliklere sahip olduğu için sözlü gelenek içinde de yaşatılabilmektedir.
15. Bütün uluslarda ortak bir nitelikte olan fabllar basit, pratik ahlâk ilkeleridir.
Fablın dört ögesi vardır: kişiler, olay, zaman, yer.
Kişiler:
Fablin konusu olan olay, kişileştirilmiş en az iki hayvanın başından geçer.
Bunlardan biri iyi ahlâklı bir tipi, diğeri kötü ahlâklı bir tipi canlandırır.
Kişi betimlemesi yoktur.
Kahramanlar arasında tilki varsa biz onu kurnaz insan yerine koyarız; arslan varsa cesaretine güvenen biri yerine koyarız. Derinlemesine duygu çözümlemelerine yer verilmez.
Fabllerde bir de anlatıcı kişi vardır. Bu kişinin de betimlemesi yapılmaz, cinsiyeti verilmez. Anlatıcı kahramanları izler, dersini alır. Böylece dinleyen ile aynı görüşü paylaşır.

Olay: Fablın konusu insan başına gelebilecek her hangi bir olaydır. Olay,kahramanın eyleme dönüşmüş beğenme, istek, özlem, öfke, korku… gibi tutkuya dönüşmüş duygularından doğar. Fablın gövdesini bir olay oluşturur, asıl önemli olan fablın anlatılış nedenidir. Buna “ders” denir

Yer: Tasvir yapılmaz fakat çevre çok iyi verilmelidir: Orman, göl kenarı,yol… gibi. Olayın geçtiği yer olayla birlikte değişebilir.
Zaman: Her olay gibi fabldeki olay da bir zaman diliminde geçer. Kronolojik zaman kullanılır.

Fabl plânı dört bölümdür: Serim, düğüm, çözüm, öğüt.

Serim: Olayın türüne, çıkarılacak derse göre kişileştirilmiş hayvanlar ve çevre tanıtımının yapıldığı bölümdür.
Düğüm: Olay o çevrede verilmek istenen derse göre gelişir. Kısa ve sık konuşmalar vardır. Hemen birkaç konuşma ile olay düğümlenir
Çözüm: Olay beklenmedik bir sonuçla biter. Fablın en kısa bölümüdür.
Öğüt: Ana fikir bu bölümde öğüt niteliğinde verilir. Bu bölüm kimi zaman başta, kimi zaman sondadır. Kimi zaman da sonuç okuyucuya bırakılır.

FABL TÜRÜNÜN GELiŞİMİ
Dünyada ilk fabl yazarı olarak Frikyalı Aisopos (Ezop) gösterilir.
Ezop’un M.Ö. 620-650 yılları arasıda yaşadığı ve baskıcı bir yönetim yüzünden düşüncelerini küçük hayvan hikâyeleri ile anlattığı söylenmektedir.
Ezop’un fablları MÖ 300 yılında derlenerek yazıya geçirilmiştir.

Doğuda ilk fabl örneklerine eski Hint edebiyatında MÖ 200 yıllarında Pançatantra masallarında rastlanır.Anonim eserlerdir.
Bu türün diğer örneği ise MS 300 yılında Beydaba tarafından yazılmıştır.Beydaba, Kelile ve Dimne adlı eserini Debşelem adlı Hint hükümdarı zamanında yazmış ve ona sunmuştur.
Kelile, açık sözlülüğün ve doğruluğun, Dimne ise yalan ve iftiranın sembolüdür.
Kelile ve Dinme’nin Türkçe’ye ilk çevirisi tasavvuf şairlerinden Hoca Mesut Gülşehri tarafından yapılmıştır.

La Fontaine, Ezop’un ve Beydaba’nın Latinceye çevrilmiş eserlerinden ve yine kendisinden önce yaşamış, Phaedrus, Planudes, Edmund Spenser gibi şairlerden yararlanarak Fabl türünde usta eserler meydana getirmiştir

Sadî’nin Gülistan ve Bostan adlı eserlerinde hayvan hikâyelerini anlatan bir çok örnek mevcuttur.
Daha sonraki yüzyıllarda, İngiliz şairlerinden John Gay ve Danimarkalı yazar H.C. Andersen bu türde eserler vermiştir.

James Thurber ve İngiliz George Orwell çağdaş fabl yazarlarıdır.

EDEBİYATIMIZDA FABL
İlk örnekler edebiyatımızda çeviri yoluyla Kayserili Rüştü’nün ‘’Nuhbet-ül-etfal’’ adlı ilk türkçe alfabesinde bazı çeviri fabllara yer verilmiştir.
Türkçedeki ilk örneği Şeyhi’n Harnamesi’dir.

Ahmet Mithat, Kıssadan Hisse adlı eserini ahlakî gaye güderek yazmıştır. Bu eserde yazar, Ezop’tan, La Fontaine ‘ den yapmış olduğu çevirilere ve kendi yazmış olduğu fabllere yer vermiştir .
Recaîzade Mahmut Ekrem, La Fontaine’den Horoz ile Tilki, Kurbağa ile Öküz, Karga ile Tilki, Meşe ile Saz, Ağustos Böceği ile Karınca gibi bir çok çeviriler yaparak bu alanda Türk Edebiyatına katkıda bulunuştur

Ali Ulvi Elöve Çocuklarımıza Neşideler, adlı şiir kitabında La Fontaine, Victor Hugo, Lamartine’den yaptığı çevirilerin yanında, yine bunlardan esinlenerek yazdığı fabl türü şiirlere de yer vermiştir.

Nabizade Nazım’ın Bir Sansar ile Horoz ve Tavuk adlı eseri vardır.
Tarık Dursun K.’nın fabl üzerine bir çok eseri mevcuttur. La Fontaine, Ezop ve Krilov’dan çeviriler yaparak yayınlayan yazar, hayvanlarla ilgili bir çok hikâye de yazmıştır.

Nurullah Ataç, Orhan Veli Kanık, Ömer Rıza Doğrul, Kemal Demiray, M. Fuat Köprülü, Vasfi Mahir Kocatürk, Siracettin Hasırcıklıoğlu.
La Fontaine’in bütün fablları Sebahattin Eyüboğlu’nun Masallar adlı eserinde ilk kez topluca yayımlanmıştır.

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.