Canlılarda madde ve enerji

Enerji bir cismin ya da bir sistemin iş yapabilme yeteneğidir. Bütün enerjiler birbirine dönüşebilir.Canlıların büyüyüp gelişmesi, sindirim, solunum, kasılma, vücut ısısının ayarlanması, sinir uyarıların iletilmesi gibi hayatsal faaliyetler, enerjiyle gerçekleşir. Hücre faaliyetleri sırasında meydana gelen yıkım ve yapım olayları da enerjiyle ilgilidir.Canlı vücudunda meydana gelen olayların tümüne metabolizma denir.

1. Canlılık Olayları Enerjiyle Gerçekleşir:

Canlılar, canlılığını devam ettirebilmeleri için metabolik faaliyetler gerçekleştirmeli, yapım-onarım yapmalı, büyüyüp gelişmelidir. Bütün bu faaliyetlerin ortak bir ihtiyacı vardır: Enerji.

Yeryüzündeki bütün canlıların temel enerji kaynağı güneştir. Bitkiler, mavi-yeşil algler, bazı bakteriler ve öglena tarafından gerçekleştirilen fotosentez sonucu, güneş enerjisi kimyasal bağ enerjisine dönüştürülür.

* Bazı bakteriler ve bunu takip eden besin zincirinde kullanılan enerji, kemosentez ile elde edilir. Fakat bu çok küçük bir orandır.

Bütün canlılar güneş enerjisinden doğrudan yararlanamaz. Hayvanlar, insanlar, mantarlar vb. canlılar enerji ihtiyacını diğer canlılardan istifade ederek (beslenerek) dolaylı yoldan sağlar. Fotosentez sonucunda oluşan glikoz molekülündeki kimyasal bağ enerjisi, hücrede bütün canlıların kullanabildiği ortak enerji molekülü ATP’ye (Adenozin trifosfat) dönüştürülür. ATP molekülünde depolanan enerji, canlılar tarafından parçalama ve özümleme (yapım, üretim) reaksiyonlarında, hareket etme, vücut ısısını ayarlama, dolaşım, boşaltım, uyarı iletimi gibi metabolik olaylarda kullanılır.

2. Canlıların Hücresel Yapılarını Çok Atomlu Büyük Moleküller (Organik Maddeler) Oluşturur:

Hücrelerimizin büyüyüp gelişmesi ve çoğalması için gerekli maddeleri besinlerden alırız.

Besinlerin içerdikleri maddeler yapı ve görevlerine göre organik ve inorganik maddeler olarak iki temel gruba ayrılır.

İnorganik maddeler, canlı vücudunda veya hücrede üretilmezler. Su, oksijen, karbon dioksit, mineral maddeler ve tuzlar inorganik yapıdadırlar. Bunları tabiattan hazır olarak alırız.
Mineraller, Kalsiyum, fosfor, potasyum, sodyum, demir, magnezyum, flor, klor gibi maddelerdir. Hepsinin de canlı organizmasında değişik görevleri vardır.

Enerji bir cismin ya da bir sistemin iş yapabilme yeteneğidir. Bütün enerjiler birbirine dönüşebilir.Canlıların büyüyüp gelişmesi, sindirim, solunum, kasılma, vücut ısısının ayarlanması, sinir uyarıların iletilmesi gibi hayatsal faaliyetler, enerjiyle gerçekleşir. Hücre faaliyetleri sırasında meydana gelen yıkım ve yapım olayları da enerjiyle ilgilidir.Canlı vücudunda meydana gelen olayların tümüne metabolizma denir.

KARBONHİDRATLAR;

Karbonhidratlar; karbon, hidrojen ve oksijen atomlarından oluşmuş organik moleküllerdir.
Canlıların yapısında basit ve karmaşık yapılı karbonhidratlar bulunur.
Karbonhidratların karmaşık yapılı olanları büyük moleküllerden oluşur.
Karbonhidratlar canlı vücudunda (1. sırada) enerji verici olarak kullanılır.

*Karbonhidratlar Bitkisel yiyeceklerde bol miktarda bulunur.
*Fotosentez yoluyla üretilirler.
*Diğer organik bileşikler fotosentez ürünü olan glikozdan meydana gelir.

Yediğimiz bir çok besin içinde (tahıllar, tahıl ürünleri, baklagiller, ekmek, patates, makarna, süt, bal vb.) nişasta ve diğer karbonhidratlar bulunur.

Sütte, tahıllarda, baklagillerde, çay şekerinde büyük yapılı karbonhidratlar vardır. Balda, üzümde, küçük yapılı karbonhidrat olan glikoz vardır.

Bal ve üzüm yendiğinde içindeki glikoz doğrudan kana geçer. Şeker, şeker pancarı ya da şeker kamışından elde edilen bir karbonhidrat çeşididir.

Karbonhidratlar genelde hücre zarından geçemeyecek kadar büyük ve çok atomlu moleküllerdir.

Büyük bir karbonhidrat molekülünün hücre zarından geçebilmesi için sindirimle daha küçük birimlere ayrışması gerekir.

Glikoz; hücre zarından geçebilir. Balda ve üzümde saf hâlde bulunur.

Nişasta molekülü ise; sindirimle glikoz moleküllerine ayrışır. Böylelikle kullanılabilir.

Nişasta glikozun bitkilerde depo edilmiş halidir. Tahıllarda ve patateste bol miktarda nişasta bulunur. Tohum ve depo kök gibi yapılarda çok bulunur.

*Bir besinin nişasta içerip içermediği iyot çözeltisi ile anlaşılır.

*Iyot çözeltisi, nişastayı mavi renge dönüştürür.

Selüloz, bitkilerde hücre çeperini oluşturur. Hücre çeperinin temel yapı maddesi büyük yapılı bir karbonhidrat çeşididir. Selüloz sert, sindirilmesi zor bir yapıdır.

Glikojen, Glikozun hayvanlarda depo edilmiş haline denir. Glikojen, karaciğer ve kaslarda depolanır.
Şekerler enerji vericidirler. Fazla biriktiğinde yağlara dönüşerek şişmanlığa neden olur.

YAĞLAR

C , O ve H den oluşmuştur. 3 mol yağ asidi ile 1 mol gliserinden meydana gelmiştir.
Yağlar ikiye ayrılır
1. Doymuş yağlar (katı yağlar)
2. Doymamış yağlar (sıvı yağlar)
Bitkisel yağlar hidrojenle doyurularak margarin elde edilir. Yağlar hücrede enerji verici ve yapı maddesi olarak kullanılır. Ancak enerji verici olarak önce karbonhidratlar sonra yağlar kullanılır.Canlı organizmaları darbelere ve soğuğa karşı korur.

PROTEİNLER

Proteinler canlının büyüyüp gelişmesinde yapı maddesi olarak görev alır. C, O ve H ‘e ek olarak yapısında azot ta bulunur.
Proteinlerin temel yapı birimi aminoasitlerdir. Proteinler et, süt ve ürünleri, yumurta, kuru baklagiller, tahıllar ve kuru yemişlerde bol miktarda bulunur.

Protein yetersizliğinde canlı büyüyüp gelişemez. Hastalıklara karşı direnci düşer, karaciğer kendini yenileyemez siroz hastalığına neden olur.

VİTAMİNLER

Canlıda düzenleyici olarak görev yapar. Sindirime uğramaz. Sağlıklı yaşam için diğer organik moleküllerle beraber alınmalıdır.

A,D,E,K, vitaminleri yağda erirler, fazlası karaciğerde depo edilir. Diğerleri suda erir, depo edilmezler. Vitaminler vücudumuza genellikle besinlerle alınır.

Besinler taze olarak tüketilmezse vitaminlerin yapısını bozar.

İNORGANİK MADDELER

SU ;

Canlıların vücudunun büyük bir bölümü sudur. Susuz yaşam düşünülemez. İnsan vücudunun %65’i sudur. Bitkilerde bu oran %95 dir. Su iyi bir çözücüdür. Besinlerin sindirilmesi ve suda çözünmüş olarak hücrelere taşınması su ile olur.Madde taşınmasında rol alır. Zararlı atıklar suda çözünmüş olarak ter ve idrarla dışarı atılır. Atılan suyun geri alınması için günde 1,5-2 litre su alınması gerekir.Vücudun ısısını düzenler.

MİNERALLER(MADENSEL TUZLAR)

Organik maddelere bağlı yada tuz halinde bulunurlar. Vitamin, hormon ve enzimlerin yapısına katılır. Kalsiyum, fosfor, potasyum, sodyum, demir, magnezyum, flor, klor gibi mineraller canlı için önem taşır.

* Günlük besinlerden sağlanır.En bilineni sofra tuzudur.
* Sindirilmeden kana karışır ve düzenleyici olarak görev yapar.Kalsiyum ve fosfor,kemik ve dişlerin oluşumunda rol oynar.Kalsiyum ayrıca kan oluşumunda etkilidir. Vücudun büyüme ve gelişmesini sağlar.Kırılan kemiklerin onarılmasında etkilidir. Çocuklarda kalsiyum eksikliği ile beraber D vitamini eksikliği de olursa raşitizim denen kemik hastalığı ortaya çıkar.
* Demir kandaki alyuvarlarda bulunur. Eksikliğinde kansızlık(anemi )hastalığı meydana gelir.
* Flor dişlerin çürümesini önler.
* iyot eksikliği guatr hastalığına neden olur.

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.