Atatürk ve Kültür

“Ülkemizi çağdaşlaştırmak istiyoruz. Bütün çalışmamız, Türkiye’de çağdaş ve buna göre batılı bir hükümet oluşturmaktır. Uygarlığa girmek isteyip de batıya yönelmemiş millet hangisidir?” diyen Atatürk, batı uygarlığını örnek almıştır.

Cumhuriyetin 10. yıl söylevinde ” Yurdumuzu dünyanın en bayındır ve uygar ülkeleri düzeyine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah araç ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkaracağız.” derken, gözlediği ufuklarda çağdaş uygarlık düzeyi olduğunu vurgulamaktadır.

Atatürkçü bir ilke olan ilericilik, ” eski kültür ve düzene dönülmemesi ve daima ileriye bakılarak ileri yöntemlerle ileri gidilmesi” demektir. Kültür, maddî ve manevî bir birikimdir. Bu oluşum süreklidir ve eskiyle yeninin karışımı şeklinde görülmektedir. Her çağ ve her dönemde, kültür yeni görünüm kazanır. O, ne yalnız eskidir ne de yalnız yenidir. Milletin oluştura geldiği bir eserdir.

Mustafa Kemal, bu konuda, çeşitli konuşmalarında şöyle demişti: “Gerici fikirleri güdenler belli bir sınıfa dayanacaklarını sanıyorlar. Bu, kesinlikle bir kuruntudur, sanıdır, ilerleme yolumuzun üstüne dikilmek isteyenleri ezip geçeceğiz. Dünya müthiş bir akımla ilerliyor, biz bunun dışında kalabilir miyiz?”

“Bizi diğer uygar milletlerden geri bıraktıran adlî, siyasî, iktisadî ve malî zincirler kırılmıştır, parçalanmıştır. Bugüne kadar kazandığımız başarı, bize ancak ilerleme ve uygarlığa doğru bir yol açmıştır. Yoksa ilerleme ve uygarlığa henüz ulaşılmış değildir. Bize ve gelecek kuşaklara düşen görev, bu yol üzerinde duraksamaksızın ilerlemektir.”

“Milletimiz, her güçlük ve zorluk karşısında, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük Türk milletinin bu yoldaki hızını her araçla artırmaya çalışmak, bizim hepimizin kutsal görevidir”

“Uygarlık yolunda başarı, yeniliğe bağlıdır. Toplum yaşamında, iktisadî yaşamda ve teknik alanda başarılı olmak için biricik gelişme ve ilerleme yolu budur. Yaşama ve beslenmeye egemen olan yargıların da zamanla değişme, gelişme ve yenilenmesi zorunludur. Uygarlığın buluşları, tekniğin harikaları, evreni değişiklikten değişikliğe sürüklediği bir dönemde, yüzyıllık köhne zihniyetlerle, geçmişe gereksiz bağlılıkla varlığımızı korumak mümkün değildir. Uygarlıktan söz ederken şunu da kesinlikle söylemeliyim ki, uygarlığın esası ilerlemede ve kuvvetin temeli aile hayatındadır.”

Atatürk, bunları söyledikten sonra, milletinin zengin ve uygar bir geçmişi olduğunu açıklayan aynı zamanda millî kültürün bir başka deyişle ortaya konması niteliğinde olan inancını da şu sözlerle belirtmektedir:

“Asla kuşkum yoktur ki, Türklüğün unutulmuş uygarlık niteliği ve uygarlık yeteneği, bundan sonraki gelişmesiyle, geleceğin uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.”

Atatürk için ” Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür.” Kültür, Türk milletinin karakterine uygun millî bir kültür olmalıdır.

Kaynakça:

– ‘Enver Ziya Karat; Atatürk’ten Düşünceler, Çağdaş Yayınları
– ‘”Atatürk ilkeleri; Türk Hava Kurumu, Ankara, 1996

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.