Anlatım bozukluğu olan örnek cümleler

Tarihi içerikli bu filmin yapımı için harcanan masraflar milyarları aştı.

Son derece hassas bir o kadar da duyarlı bir yapıya sahipti.

Oyuncaklarını ve daha birçok kendileri için önemli olan şeyleri paylaşıyorlar.

Dişlerimiz birbirine vuruyordu; çünkü çok soğuk bir şekilde üşüyorduk.

Müzik kanallarında, sürekli yanlış gaflar yapan sunucuları görebilirsiniz.

Görevini eksiksiz ve mükemmel yapan memurlardandı.

Sanatçının başarılı olmasının nedeni üslubunun güzel olmasındandır.

Yabancı dil öğrenmek isteğinde bulunanlar, kurslara akın ediyor.

Bu roman yazarın edebiyatımızda köylümüzü anlatan, kırsal sorunlara ışık tutan ilk eserdir.

Bir ressam, deniz ressamı olabilmesi için denizci gibi denizlerde yaşaması ve bu alanda yorulması gerekir.

Şüphesiz siz bu konuda bizden daha çok bilgi sahibi olabilirsiniz.

Başarının en önemli sebeplerinde biri de konusunun ilginç olması ve üslubundaki sadeliktendir.

Birçok şiir kitapları olan bu şair, gerçeküstü arayışları olan bir sanatçıdır.

Şiirlerinde her türlü konulara, sosyal problemlere yer verilmiştir.

Geldiklerini anlayınca göz kapakları birdin açılıverdi.

Bu saldırıyı kınamayanlar kalmadı; ama bu kimin umurumda?…

Derste söylediklerini öğretmen duymamıştır inşallah.

Şiirimiz Cumhuriyet döneminin başlangıcında geçirdiği aşamalar bu üç şairimizin sanatına yön vermiştir.

“Sergüzeşt”in anlamı, bir kimsenin başından geçen maceralar demektir.

Rıza Bey, hızla yayılan mahallenin öfkesine pek aldırmıyordu.

Bu sınav hem sizin hem de ilimiz açısından çok büyük bir önem taşımaktadır.

Hoşgörünün bir edem olduğunu söylüyordu.

Eminim iletişim araçları içinde etkileri en çok tartışılan araç belki de televizyondur.

Köşkün üst kattaki misafirlerle henüz tanışmamıştı ve onların nasıl insanlar olduklarını çok merak ediyordu.

Ay’ın çekim kuvveti Dünya’dan azdır; bu yüzden Ay’da ağırlık daha az duyumsanır.

Çocuklarımız bir kişilik kazanarak topluma yararlı olmalarının temelinde eğitim yatar.

Antoloji’de onlarca şairlerin yüzlerce şiirinden örnekler sunulmuştur.

Hiç kuşkusuz bu, beklediğimiz adam olabilir.

Okuyan, bilinçlenen, aydınlanan insanların bir görevi de topluma yararlı olmasıdır.

Şahitler dinlenilmiş, karar verilmiş, suçlular cezalandırılmış ve dava ertelenmişti.

İpuçları, genç kızın intihar ettiği olanağını güçlendiriyor.

İşe yeni alınan bu elemanın beceriksiz birinin teki olduğu çok geçmeden anlaşılmıştı.

Yarışma başlayınca herkes pür dikkat atletleri seyre koyuldu.

Sen de artık değişken şartlara ayak uydurmalı, kendini yenilemelisin.

Denizli ve Aydın’ın Kuşadası ilçelerinde, dün gece hafif şiddette bir deprem yaşandı.

Şiirlerinde ölüm ve şiddet temaların ağırlıklı olduğu görülür.

Bakarsın okulu senden önce bitiririm belki de.

Sahip olunan araç gerecin kusursuzluğu ve teknisyenlerin ustalığı sayesinde film yapmak roman yazmaktan daha olduğu söylenebilir.

Hiçbir ulus, önceki başarılarına tutunarak yerinde saydığı ve geleceği önemsemediği görülmemiştir.

Babaannemle böyle yemyeşil, çiçeklerle dolu, cennet gibi bir yerde büyüdük.

Bu tür tesisler yapılırken insanların sağlığın nasıl etkileyeceğini kimse düşünmüyor.

O sözün bir tür dil sürtüşmesi olarak değerlendirilmesi gerekir.

Semt sakinlerine korkulu anlar yaşatan hızsız yakalanıldığı için herkes mutlu.

Büyük şirketlerden hangisine başvuruda bulunacağına kara veremiyordu.

Küçük kardeşim, çizgi film dünyasının birçok kahramanlarının resimlerini odanın duvarlarına asmış.

Bir uygarlığın oluşmasında etkin olan ilk öğe insan ikincisi de doğadır.

Anlatmış olduğum konuyla ilgili sorular yönelttim.

Birkaç gün öncesine kadar gündemi oluşturan bu haberler bugün önemini yitirdiler.

Gelecekle ilgili anılarını yazmaya karar verdi.

Yazar, bu romanı ile Türk toplumunun tarihselliği üzerine girişildiği üzerine açıklamalarla bu görünüşü temellendirir.

Yazarın bu son romanına umutla bağlanmıştım, iyi şeyler bulacağıma inanıyordum.

O romanı okuyup bitirdiğinde, başladığı zamanki okuma hevesinden bir şey kaybetmemişti.

Kendisinden çok şey beklediğimizi, buna karşılık hiçbir şey veremeyeceğimizi söyledik.

Beş kişi akşama kadar durup dinlenmeden çalıştılar.

Oraya gidenlerin hiçbiri bir daha geri dönememişlerdir.

Sınıfımızda bir huzursuzluk yok, aksine uyum içinde.

Zeynep, ders çalışmayı, kardeşinden çok sever.

Gençliğinde ne düşünürsen yaşlılığında ulaşırsın.

Yoksul ailelerin ihtiyaçları tespit ve giderilmeye çalışılmalıdır.

Bu konuya TRT çok, diğer kanallar ise hiç yer vermedi.

Yaşlılık da bir konuk gibidir, iyi ağırlanmak gerekir.

Otel görevlisi televizyonun sesini iyice açtı; ama kimse izlemiyordu.

Konuşmamı sonuna kadar dinledi; ama hiçbir şey anlamadı.

Yangın söndürmede kullanılan maddeler elde edilmesi kolay ve canlıları zehirlemelidir.

Şehidin ailesine başsağlığı dilemek uygun olmaz, aksine tebrik edilmeli.

Bizim hakkımızda böyle düşündüğünü bilmiyorduk.

Neden böyle insanlara inanır, güvenir, arkadaşlık kurarsınız, anlayamadım.

Bu arkadaşım da ben de geri planda kalmak istemem.

Şamatadan gürültüden eğlence programına nasıl başlanıldı nasıl bitirdik, anlaşılmadı.

O saatlerde takımlar izlenir ve bol bol yorum yaparlardı.

Her yıl şenlikler düzenliyor, turistlerin ilgisi bu bölgeye çekiliyordu.

Gittikleri yerlerde beraberlerinde getirdikleri koyun ve sığırların sütlerini ve etlerini yerlerdi.

Babamın söylediklerini dinledi; ama karşı çıktı.

Önce buraya senin yanına, oradan da İstanbul’ a gitmeyi düşünüyoruz.

Eski Türk evlerinin çiçeklerle dolu bahçelerini göremiyoruz; çünkü yalnız resimlerde kaldı.

Bu kitaptaki düşüncelerimi paylaşanlar olduğu gibi, karşı çıkanlar da oldu.

Tavsiyelerini kesinlikle dikkate alacağım.

Bu edebi akıma mensup sanatçıların çoğu, yeni düşünceleri eski şekillerle söylemişlerdir.

Bu ünlü besteci, genç yeteneklerin ortaya çıkmasına büyük ölçütte yardım etti.

Hiçbir öğrenci toplantıya katılmadı, okulun bahçesinde beklediler.

Arkadaşlarıyla iyi geçinemiyor, her fırsatta kırıp üzüyor.

Hiçbir konuda ona etki etmediğini söyleyip durdu bütün gece.

Bu konuda kaç öykü, kaç film seyrettimse, hepsi aynı biçimde sonlanıyor.

Yazılarımda, yabancı sözcükleri ya hiç ya da seyrek olarak kullanıyorum.

Seminerin olanak verdiği ölçüsünde bu edebiyatımızı kısaca tanımalıyız.

Arkadaşına günlerce yalvarmış; ama yine de ikna edememişti.

Kocasının müzik dinlemesine fırsat vermiyor, rahatsız ediyordu.

Burak’ın kullandığı arabanın enkazı ve üç yanık cesedi bulundu.

Onlar uğradıkları zarara, ben de emeklerimin boşa gittiğine üzüldüm.

Bu yıl festivalde görselliğe ya da görselliğe dayanmayan birçok etkinlik izledik.

O birçok başarılara imza atmış bir babanın oğludur.

Aradan epey zamanlar geçmesine karşın aralarındaki anlaşmazlık sürüyordu.

Toplumdaki “yalnızlıklar” onun ili alanındadır.

Çoğu uluslar, bu çelişkileri, zayıflıkları yaşıyor.

25 Ağustos 1999 yılındaki toplantıda sert tartışmalar oldu.

Yetkililer durumla ilği kaygı ve endişelerini dile getirdi.

Öşür, yoksul ve fairlerin gereksinmelerini karşılamak için alınan vergidir.

Gelecek yıl Avrupa’da bir gezinti yapmayı düşünüyorlar.

Kendimi tanıştırdıktan sonra romanımla ilgili konuştum.

Bu duygularım kitaba da yankılanmış olabilir.

Akşamsefaları her şeye rağmen yaşantılarını sürdürüyordu.

Bu sorunların yanıtlarını bu kitapta bulabilirsiniz.

O, yazarın ilham ve esin kaynağıdır.

Yapıt yazım yönünden de ela yönünden de mükemmel.

Öykü boyunca hayali bir sevgiliyle söyleşilir, sohbet edilir.

Eser, şiirin asıl işlevini hissettirir ve duyumsatır.

Henüz beş yaşındaki kızı çok güzel resimler ve fotoğraflar çekiyor.

O zamanlar bırakınız teybi, radyoyu, renkle televizyon bile yoktu.

Şimdi size gelecekle ilgili anılarımı anlatacağım.

Dün gece sabaha kadar anlattığın o işi düşündüm.

Odaya giren gencin saçları bir hayli büyümüştü.

Beyin zarı iltihabı iyi tedavi edilmezse, ölüme hatta sara nöbetlerine yol açar.

Hatasını anlamış, sütü devirmiş kediye dönmüştü.

Böyle şeylerle uğraşmaya ne zamın var ne de vakti.

Neşeli, sağlıklı, şen bir görünüşü vardı.

Bundan böyle, daha fazla erken kalkmalısın.

Durmadan gazoz ve çekirdek yenilen bu yerden hemen uzaklaştım.

Şirket yetkilisinin anahtarı elinden alındı ve soyuldu.

Sokakta gürültü yok bugün, tersine sessizliğe gömülmüş.

Ona imreniyor ve başarısından ötürü de kıskanıyordu.

Bu konuda söylenenlere inanıyor, her yerde öne sürüyordu.

Aldığı şehirlere Türkleri yerleştirmek suretiyle Türkleştirdi.

Bu sorunun üzerinde enine boyuna düşünmeyi, anlama için çaba harcamayı öğrenmemişler.

Ölçümlere ne zamandan beri başladınız?

Kentte ilk geldiğim günlerden biriydi.

Sebzeler, çok suda kaldıkları için çürümüştü.

Onun kadar hayata olumlu bakan iyimser birini görmedim.

Çocuk, bir kuş gibi oradan oraya atlıyordu.

Diğer öteki binada çalışmaları yürüttü.

Bu kurumdaki mevcut düzensizliğini farkında değil miyim?

Onların bilgisizliğini meydana attık sonunda.

Bu düşünceler, duygular bizi etkilemezler.

Uzaktan dozu toprağa katarak gelen atlılar göründü.

Önce ondan kuşku ettiğini sandım.

Bu olaydan nefret ediyor, şiddetle kınıyorum. (tümleç – yüklem uyumsuzluğu)

Bu davranışları kuşkuyla karşılıyor, bir anlam veremiyordu. (nesne – yüklem uyumsuzluğu)

Düşünceler sıralandı; ama savunan çıkmadı.

Konulara dalıyor, günlerce inceliyordu.

Okula gelenlere yol gösteriyor, her zaman koruyordu.

Kitaplara yeni ciltler alıyor, tek tek ciltliyor.

Biyolojiye hiç; kimyaya biraz ilgi duyuyordum.

Hava kapandığından dolayı pikniğe gidemedik.

Kapalı kapıdan (bilgi yelpazesi.net) çıkarak, kayboldu.

Masamıza ressam kılıklı bir adam çıkageldi; kendini tanıştırdı.

Herkes durumdan şikayetçi; ama şikayet etmiyor.

Konuşmaları gören müdür adeta köpürüyordu.

Benim dönemimde konservatuar mezunu olarak bir ben, bir de Timur Selçuk vardı.

Ben ona Türkçe, o da bana matematik anlattı.

Oyuncu, oynadığı kişinin kimliğine bürünüp eleştirel anlamda yorumlar.

Çobanlar bana, ben de çobanlara bakıyorum.

Birisiyle hemen tanışır, kendisine bağlardı.

Gölün tatlı suyunda yüzmek bizi rahatlatıyor, inanılmaz tat veriyordu.

Rahmetliye, ailesi ve yakınlarının vefa duyup anmaları çok doğaldır.

Herkes arkadaşının kıymetini bilmeli, değer vermelidir.

Çevresi ile ilişkilerinde ölçülü, aile ile ilişkilerinde ise dengeli değildi.

Medya çocuklara önem vermiyor, dikkate almıyor.

Bu okulların mezunları, turizmle ilgili kamu ve özel kuruluşlarda iş bulabilmektedirler.

Türkçe’ye, güzel dilimize, sahip çıkmak, geliştirmek hepimizin görevi.

Bir memur, bilirkişi tarafından ifadesi alınmadan para cezası verilemez.

O bana yardım ediyordu, ben de ona.

O benim kitaplarımdan, ben de onun kitaplarından çalışıyordum.

O yıl bizim okuldan sınavı iki kişi kazandı; kazananlar arasında ben ve arkadaşım vardı.

Çocuğa söz verilen şey mutlaka yerine getirilmelidir, yoksa yalan söylemeyi öğrenir.

Rahmetli dedemin en büyük yaptığı işlerden biri de köprüleri özelleştirmekti.

Çocuklarımızın eğitim ve terbiyesi ile yakından ilgilenmeliyiz.

Açık ve net söylüyorum, ya beni dinlersiniz ya da buradan gidersiniz.

Her insan, çeşitli hayaller kurar ve bu hayallerinin gerçek olmasını arzu eder.

Bu sanatçı, yapılara ve kentlere tutkulu olduğunu söyler ve çizer.

Odasına giren çocuklara bağırmak yerine, güzelce konuştu.

Buranın gülleri çok güzel kokarlar.

Yıllar öncesinin azla yetinen, evindeki eski püskü eşyadan utanmayan insanlar gitti.

Aşağı indik, arabamızı çalınmış olarak bulduk.

Bu güzellikleri görmek için yeniden bir daha geleceğim.

Atasözlerine ne bir kelime eklenebilir ne de çıkarılabilir.

Havada birçok yaban kazları uçuyordu.

Seni severim, saygı duyarım.

Amacımız sınavı kazanmamız ve başarılı olmamızdır.

En iyi kadın oyuncu ödülüne layık görülen Türkan Şoray’ın bugünlerde mutluluktan uçuyor.

Kasadaki adam bir yandan para, bir yandan da paket yapıyordu.

Akşama kadar fazla oturduk.

Kardeşim, toplantıdan hemen ayrılmak istediğini kulağıma yavaşça fısıldadı.

Oğlunu çok seviyor, sürekli gidiyordu.

Biz çalışacak, siz gezeceksiniz öyle mi?

Bu yol da yine sınıfta kalır.

Düşünceleri beni etkilediler.

Birçok yerlerde bu yetişmez.

Eti çok, sebzeyi sevmiyorum.

Ne engel ne sınır tanımaz.

Çelik gibi iradeli adam sigarayı bırakamaz.

Ereğli, Türkiye’nin çelik gereksiniminin üçte ikisini veriyor.

Giderken ders notlarını da yanında götürdü.

Onunla görüşmek istedik hatta bulamadık.

Şehrin göz alabildiğine güzelliği vardı.

Ova göz alıcı yemyeşildi.

Geçirdiği kazada kolu sağlam, ayağı ise kırılmıştı.

Sergide, yazarın ressam tarafından çizilmiş fotoğrafı ilgi gördü.

Çok güzel konuşmuş, ağzına geleni söylemişti.

Korkunç bir gürültü sesi duyuldu.

İkizler arasında az da olsa bir ayrıntı vardır.

Buzlu yollarda araçların kaza yapma şansı artar.

Yorgun ve sinirli araba kullanmak tehlikelidir.

Dost canlısı biri olduğunu söylediler.

Rüzgarın sayesinde gideceğimiz yönün tam tersine gidiyorduk.

Her bayramda amcasıyla dayısını ziyaret ederdi.

Bu kitabı da okumadığını fark ettim.

O kadar kişiyle heyecanlanmadan şiir okuduğunu duyunca şaşırdım.

Çarpma sonucu alev alan adamın arabası güçbela söndürüldü.

En büyük okyanus yeryüzünün üçte birini kapsayan Pasifik Okyanusu’dur.

Başarılı çalışmalarıyla, yöneticilerin gözüne batmış; takdirlerini kazanmıştı.

İlk uzaya giden insan Yuri Gagarin adlı bir Rus’tu.

Birçok güçlük çektik; ama sonuçta başardık.

Ekonomide öncelikle, dişe değer tedbirler alınmalıdır ki ülke kalkınmasında başarı sağlansın.

Bütün söz sanatları, insan düşünme ve yaratıcılığının farklı biçimlerde anlatılışıdır.

Dünyada her şeye kıymet biçilir; öyleyse öğretmenin eserlerine kıymet biçilemez.

Zamansız, belki de zamanından önce gelen tren herkesi şaşırttı.

Ülkemizin kültür ve coğrafi konumu bizi dikkatli olmaya zorluyor.

Her bayramda birçok çocuklar kapı kapı dolaşıp şeker veya harçlık isterdi.

O kadar uğraşmamıza rağmen televizyonunu görünüşü düzelmedi.

Bütün aramalarımıza değin zavallı kadını bulamadık.

Eleştirileri hiç önemsenmeden şiir yazmaya devam edecekti.

Başarısızlığın bir nedeni de işte yoğunlaşmamaktandır.

Öğretmenimizin asla şiddet uygulayacağını sanmıyorum.

O, bu işte benden çok zarar gördü.

Kısa öykü ile uzun öykü arasında uzun uzadıya bir fark göremezsiniz.

Onun kadar sıkıntılı , içi içine sığmayan birini görmedim.

Gençlik, ülkemizde böyle olaylara karşı çok duyguludur.

Akşam karanlığına rağmen, içerde olup bitenler dışardan görülebiliniyordu.

Görevini aksattığı için ikaz edilerek uyarılmış.

Şu karşı masada oturan yaşlı adamı sanki daha önce görmüş gibiyim.

Babası, kısıntılı imkanlarına rağmen onu okutmuştu.

Her öğrenci, bu konuda çok soru çözmesi gerekir.

Bilimsel araştırma süresi oldukça zor ve karmaşıktır.

Zamanım olmadığından dolayı dün seni arayamadım.

Bazen böyle durumlarda genellikle ne yapacağımı bilemem.

Bu konudaki ileri sürülen düşünceler birbiriyle çelişiyor.

-den dolayı, -den ötürü yanlış.

Adam, yüksek bir sesle işçilere bağırıyordu.

Söylediklerimizden tersini yaparsak inandırıcı olamayız.

Sınıf arkadaşları, Aslı’yı başkan olarak seçti.

Bizler bir insanı en iyi romanlarda tanıyabiliriz.

O tatil köyünde tam yirmi gün kadar kaldık.

Gördüğü kötü rüyanın etkisiyle birden bire, aniden yatağından fırladı.

Bu bozuk yoldan neden ve niçin geldiğimizi anlamıyorum.

Ektiğimiz ağaç sonunda meyve verdi.

Her aklıma gelişinde gözlerim yaşarıyor.

İzinsiz inşaata girilmez.

İki üniversite sınavına hazırlanan kardeşimden yalnızca biri kazandı.

Savaşları binlerce insanın ölmesine sağlıyor.

Tam tamına yaklaşık iki saattir seni bekliyorum.

Yorgana göre ayağını uzat.

Büyük olur kaçan balık.

İnsan, hayaline ulaşması için çaba sarf etmesi gerekir.

Davulcular en az lise mezunu olması gerekiyordu.

Çok güzel, fakat zeki değildi.

Düşünceleri doğru, ama hareketleri ölçülü değildi.

İnsanı büyüleyen, hayat veren, şiirler yazardı.

Birçok kimseler, geleceğini bugünden belirlemektedir.

Herkes bu olanlara inanamadı.

Gelecek yıl kardeşim liseye, ben de üniversiteye başlayacağım.

Hastalandığını bize haber vermediler.

Herkesin temiz olmasını ve yere hiçbir şey atılmasını istemiyorum.

Davetine herkes gitmedi onun.

İzinsiz bahçeye girenler müdür tarafından cezalandırılacaktır.

Bence bu romanı bir kez daha, hem de alıcı bir gözle okusanız iyi olur sanırım.

Sen de herkes gibi işini yap. (kendi)

Acele giden ölüme gider.

Kravatını ve ceketini giyip hemen okulun yolunu tuttu.

Beni üzen şey, kimsenin dile sahip çıkmadığıdır.

Ne insanlar ne hayvanlar canını kurtaramadı.

Kitaplara tek tek göz gezdirdi, okudu.

Bu işin olabileceğine inanıyorum, aklım gidiyor.

Şüphesiz bu konuda çok eser yazılmış olabilir.

Yazar, aşağı yukarı tam yirmi kitap yayınlamış bu uzun süreli sanat yaşamında.

Böyle bir sorunla karşılaşınca öğretmenin yanına gitti, danıştı.

Sen ve kardeşin evi mutlaka temiz tutmalı.

Çiçekler güneşle birlikte dirilir gibi oldular.

Payını başkasına vermeyiz.

Çalışkan bir öğrenci; fakat karnesi çok iyi.

Sahnede güneş gözlüğü ve siyah bir elbise giymiş.

Buralara arada bir, seyrekçe gelirdik.

Yasa, paraya yazı yazmayı ve yırtmayı yasaklar.

Bu iki kardeşin en büyüğü ilkokula gidiyor. (gereksiz sözcük)

Bunda aşağı yukarı tam bir asır evvel buralar da ormanla kaplıymış.

Selim’in saçları bir hayli büyümüş.

Kırmızı, beyaz güller açmış, fesleğenler ise etrafa müthiş bir korku yayıyorlardı.

Sinan bir günde çelik tencere üreten iki fabrikayı gezecekmiş.

Kitap çok güzeldi, bir solukta okudu.

Herkes senin haklı olduğunu biliyor ve yürekten inanıyordu.

Bu yaşlar, gözlerimden akıyorlar.

Bundan sonra daha fazla uyanık olmalısın. (fazla)

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.