6.Sınıf İpek Yolunda Türkler (İlk Müslüman Türk Devletleri) Konu Özeti

6.SINIF İPEK YOLUNDA TÜRKLER (İLK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLERİ) KONU ÖZETİ

TÜRKLERİN İSLAMİYETE GİRİŞİ
751 Talaş Savaşı, Türklerin İslam Dinini seçmesinde büyük bir rol oynamıştır. Savaşından sonra İslam ordularında ve halife hizmetlerinde Türkler önemli gör getirilmiştir. Türklerin İslam Dinini seçmesindeki bir diğer neden ise Gök tanrı inancı ile İslamiyet’in birbirine benzerlik göstermesidir. Bu benzerlikler;
1) Türklerin, İslamiyet gibi tek tanrı inancını daha önceden de benimsemiş olmaları,
2)  İki inançta da ahiret anlayışının olması,
3) Türklerdeki fetih anlayışıyla, İslamiyet’teki cihat anlayışının birbirine benzemesi
4) Türklerde de kurban adama anlayışının bulunması,
5) Türk örf, gelenek ve ahlaki değerlerinin İslam Dini ile paralellik göstermesidir.
Türkler İslam Dinini kabul ettikten sonra;
■ İslam Dünyasının koruyuculuğunu üstlenmişler,
■ İslamiyet’in yayılmasında etkili olmuşlar,
■ Bilim ve sanatın her dalında önemli eserler yaratarak, Türk İslam Medeniyeti’nin ilermesine katkıda bulunmuşlardır.

KARAHANLILAR (840-1212)
■  Uygur Devleti yıkıldıktan sonra 840-1212 tarihleri arasın¬da, Türkistan ve Maveraünnehir’de kurulan ilk Müslüman Türk devletidir.
■  Karahanlılar; Kartuk, Çiğil, Basmil, Yağma ve diğer Türk boylarından meydana gelmiştir.
■ Bilge Kül Kadir Han tarafından kurulmuştur.
■  Satuk Buğra Han döneminde İslamiyet hızla yayılmış ve İslamiyet resmi din haline gelmiştir.
■ Karahanlılar, halkının tamamı Türk olan bir bölgede kurulduğu için resmi dili, konuş¬ma dili ve edebi dili Türkçedir. Bu sayede yeni bir Türk-İslam kültürü ve edebiyatı doğ¬muştur.
■  Yusuf Kadir Han’ın ölümünde sonra oğulları arasında çıkan taht kavgaları sonucunda  ülke Doğu ve Batı Karahanlı lar olmak üzere ikiye ayrıldı.
■  Doğu Karahanlılar 1211’de Karahitaylar tarafından, Batı Karahanlılar ise 1212 oe Harzemşahlar tarafından yıkılmıştır.

Karahanlıların Önemli Özellikleri
•     İslamiyeti kabul eden ilk Türk devletidir.
•   Karahanlılar İslamiyeti kabul etmekle bir¬likte Türklük bilincini kaybetmediler ve millî ben¬liklerini korudular.
•   Türkçeyi resmî dil olarak kabul ederek, Türkçenin gelişmesine katkıda bulundular.
•   Türk – islam kültürünün temellerini atarak, bu alanda ilk yazılı eserleri verdiler.
DEĞERLİ MİRAS
Kaşgarlı Mahmut (1008 -1075)
İslamiyet’in kabulünden sonraki dönem¬lerde Türkçenin en büyük savunucusu ve Türk milliyetçiliğin ilk temsilcisi olan Kaşgarlı Mahmut, Doğu Türkistan’nın Kaşgar şehrinde doğ¬du.
Divan-ı Lügâti’t – Türk yabancılara Türk¬çeyi öğretmek amacıyla 1073 -1077 tarihleri ara¬sında Bağdat’ta yazılmış bir sözlüktür. Eser, Türk dilini Araplara tanıtmak amacıyla yazıldığından, Arapça olarak kaleme alınmıştır. İçinde pek çok Türkçe deyim, şiir, atasözü yer almaktadır. Türk sözcüğünün kuvvet, güç, kudret anlamı taşıdığını bize bildiren ilk kişi Kaşgarlı Mahmut’tur.

GAZNELİLER (963-1183)
•   Gazne Devleti, Afganistan’ın Gazne şehrinde kurulmuştur.
•   Kurucusu Alp Tekin’dir.
•   Gazneliler en parlak dönemini Sultan Mahmut döneminde yaşamıştır.  Sultan Mahmut,  İslamiyet’i yaymak için Hindistan’a 17 sefer düzenlemiştir.
•   Sultan Mahmut’tan sonra yerine Sultan Mesut geçmiştir
•   Sultan Mesut, Selçuklularla Dandanakan Savaşı’nı’ yapmış ve devlet yıkılma sürecine girmiştir.
■ Gazne Devletinde, Sultan Mesut’un ölümünden sonra iç karışıklıklar yaşanmış ve devlet Gurlular tarafından yıkılmıştır.

Gaznelilerin Özellikleri
•   Egemenlikleri altına aldıkları bölgede farklı milletlerin bulunması Gaznelilerin yıkılma¬sında etkili oldu.
•   Arapların ve İranlıların etkisinde kaldılar. Resmî yazışmalarda Arapçayı, sarayda Türkçeyi, edebiyat dili olarak Farsçayı kullandılar.
•   Çok uluslu yapıya sahip oldukları için mil¬lî birliği sağlayamadılar.

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ(1038-1157)
   Tuğrul ve Çağrı beyleri tarafından kurulan devlet, adını dedeleri Selçuk Bey’den almıştır.
   1038’deTuğrul Bey Nişabur şehrinde kendi adına hutbe okutup para bastırmıştır. Böylece Büyük Selçuklu Devleti kurulmuştur.
   Selçuklular, Gaznelilerle  1040’da yaptıkları  Dandanakan Savaşı’nı  kazanmış ve Gazne Devleti, Selçuklu egemenliği altına girmiştir.
   Dandanakan Savaşı’ndan sonra Anadolu’ya yönelen Selçuklular, Bizans’la savaşmışlardır. 1048’de gerçekleşen Pasinler Savaşı, Selçukluların Bizans’a karşı kazandığı ilk zaferdir.
   Tuğrul Bey, 1055 yılında Büveyhioğullan’nın baskısı altında kalan Abbasi Halifesi’ne yardım etmiş ve onu kurtarmıştır. Bunun üzerine Halife, Tuğrul Bey’e “Doğunun ve Batı’nın Sultanı” ünvanını vermiştir. Tuğrul Bey’den sonra yerine Çağrı Bey’in oğlu Alparslan geçmiştir.
   Alparslan döneminde Selçukluların Doğu Anadolu’da etkili olmaları üzerine Bizans İmparatoru Romenos Diogenes, hazırlamış olduğu ordusuyla Selçukluların üzerine yürümüştür. 1071 yılında Malazgirt Ovası’nda yapılan savaşta Selçuklular çok büyük bir zafer kazanmıştır. Malazgirt Savaşı’nın kazanılmasında Bizans ordusunda paralı askerlik yapan Peçenek ve Oğuz Türkleri’nin Selçuklu tarafına geçmeleri etkili olmuştur. Malazgirt Savaşı sonucunda
•   Anadolu’nun kapıları Türkler’e açılmış
•   Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması başlamış
•   Bizans’ın  savunma gücü kırılmış ,
•   Anadolu’da ilk Türk beylikleri Alparslan’ın komutanları tarafından kurulmuştur.
Alparslan’ın ölümünden sonra yerine oğlu Melikşah geçmiştir.
   Melikşah dönemi devletin en geniş sınırlara ulaştığı, kültür-uygarlık seviyesi bakımından en üst düzeye eriştiği dönemdir. Dönemin ünlü veziri Nizamülmülk devlet teşkilatlanması alanında önemli çalışmalar yapmıştır. Kurduğu Nizamiye Medreseleri ile eğitimi geliştirmiş, “Siyasetname” adlı eserinde ise devlet yönetimi ile ilgili bil¬giler vermiştir.
   Melikşah 1092 yılında ölmüştür. Ölümünden sonra devlette sürekli taht kavgaları olmuştur. Bu şekilde zayıflayan devlet, 1141 yılında yapılan Katvan Savaşı’nın kaybedilmesiyle yıkılış süreci¬ne girmiştir. Bu dönemde devleti ayakta tutmaya çalışan Sultan Sencer’in 1157 yılında ölümüyle Büyük Selçuklu Devleti yıkılmıştır.

Büyük Selçuklu Veziri Nizamülmülk (1018- 1092)
■ Asıl adı, Ebu Ali Hasan’dır.  Babası Ali,  o dönemde | oğluna, çağın en ileri bilgin kişilerini öğretmen olarak tuttu, iyi bir eğitim almasını sağladı.
■ İlk görevi, babası ile birlikte gittiği Gazne Devleti’nde olmuştur. –
■ Bu sırada, Gazne Türk Devleti ile Büyük Selçuklu Devleti arasında Dandanakan Savaşı (1040) patlak verdi.

■ Savaşta Büyük Selçuklular üstün geldiklerinden,  Horasan düştü. Hasan ile babası Ali, Gazne’ye çekilmek zorunda kaldılar.  Fakat birkaç yıl sonra, Horasan’a döndü ve Selçukluların hizmetine girdi. Selçuklu hükümdarı Tuğrul Bey, Hasan’a, iç yönetimde önemli görevler verdi.  Alparslan döneminde vezirlik görevine getirildi.
■ Kendisine Abbasi Halifesi Kaim bi – Emrillah tarafından Nizamülmülk lakabı verildi.
■ Nizamülmülk, Malazgirt Savaşı hariç bütün savaşlara hükümdarla katılarak yalnız iyi bir bürokrat olmayıp, iyi bir asker olduğunu da ispatlamıştır.
■ 1092’de öldürülen Nizamülmülk, 29 yıl süren vezirliği sırasında ülkeyi refah ve huzura kavuşturmuş, “Siyasetname” adıyla, yazdığı eserle, modern devlet yönetiminin nasıl yapılması gerektiğini,   zamanındaki ve sonraki hükümdarlara ve bürokratlara örneklerle anlatmıştır.

TÜRK-İSLAM KÜLTÜR VE UYGARLIĞI
Devlet Yönetimi
Karahanlılar İslamiyet’i resmi din olarak benim¬semiş ama devlet yönetiminde İslamiyet öncesi Türk devletlerinde görülen özelliklen sürdür¬müşlerdir. Kut anlayışı, devletin hanedanın ortak malı olması, ikili yönetim gibi uygulamaları devam ettirmişlerdir. Hükümdarlar unvan olarak Han, Hakan ve Kağan’ı kullanmışlardır.
Gazneliler’de, İslamiyet’le birlikte Arap kültürü ile bir etkileşim yaşanmıştır. Gazneliler “sultan” un¬vanını kullanmaya başlamış; hükümdarlar hakimi¬yetlerini Abbasi halifesine onaylatmışlardır.
Büyük Selçuklu Devleti de Arap ve Fars (İran) et¬kisinde kalmıştır. Selçuklu hükümdarları ailelerinin erkek üyelerini yani melikleri ülke yönetiminde tecrübe kazanmaları için, ülkenin çeşitli bölgeleri¬ne yönetici olarak göndermişlerdir. Melikleri gön¬derirken yanlarına da her bakımdan tecrübeli “Atabey” denilen kişileri görevlendirmişlerdir.
Devlet yönetiminde önemli işlerin görü¬şüldüğü divan oluşturulmuş ve bu divan hüküm¬dara danışmanlık yapmıştır.
Ordu Sistemi
•   İlk Müslüman Türk devletlerinde ordu sis¬temleri birbirine benzerdi. Ordu düzenli ve disip¬linliydi.
•    İlk Türk – İslam devletlerinin ordularını bü¬yük ölçüde Türkler oluştururdu. Karahanlıların Karluk, Yağma ve Çiğil Türklerinden oluşan güç¬lü bir orduları vardı.
•   Gazne ordusu; köleler, düzenli birlikler, eyalet askerleri, ücretli askerler ve gönüllülerden oluşurdu. Gazne ordusunda başka uluslardan as¬kerler de bulunurdu. Çoğunlukla atlı birliklerden oluşan Gazne ordusunda, filler de kullanılırdı.
•    Büyük Selçuklu ordusu; merkez ordusu, hassa ordusu, ikta askerleri, Türkmenler, bağlı devletlerin ve beyliklerin askerlerinden oluşuyordu
•   Büyük Selçuklu Devleti’nde askerî sistem toprağa bağlı olarak düzenlenmiştir. Ülke toprak¬ları vergi gelirlerine göre ikta adı verilen bölümle¬re ayrılmış ve bu topraklar komutanlara hizmetle¬ri karşılığında belli bir süre ile verilmiştir. İkta sistemi ile;
• Devletin hazinesine yük olunmadan, dü¬zenli bir ordunun kurulması sağlanmıştır.
• Bulundukları bölgelerin güvenlikleri, ikta sahiplerinin yetiştirdiği askerler tarafından sağ¬lanmıştır.
• Toprağa dayalı köle sisteminin oluşması önlenmiştir.
• Üretimde süreklilik ve artış sağlanmıştır.
•   İkta sisteminde toprak üzerinde üretim yapan çiftçi, vergisini o bölgeye gönderilen komu¬tana verirdi. Komutan da verginin bir kısmıyla geçi¬mini sağlar, bir kısmıyla da orduya atlı asker yetiş¬tirirdi. Böylece devlet hazineden masraf yapmaksı¬zın her zaman hazır bir orduya sahip olurdu.

Sosyal ve Ekonomik Hayat
•   İlk Müslüman Türk devletlerinde halk ge¬nellikle geleneklerine bağlı bir yaşam sürüyordu. İslam dinî ile uyuşmayan âdetler kaldırıldı.
•   Türk töresi halkın yaşamında belirleyici oldu. Türk olmayan uluslar devletin hoşgörüsü sebebiyle kendi kültürlerini devam ettirebildi.
•   Toplum içerisinde sosyal sınıf ayrımları yoktu. Ancak meslek grupları kendi aralarında çe¬şitli teşkilatlar kurmuşlardı. Lonca adı verilen bu teşkilatlarda aynı mesleği yapanlar kendi arala¬rında birlik kurarak bir denetim mekanizması oluşturmuşlardır.
•   Halkın büyük bir kısmı yarı göçebe oldu¬ğu için ekonominin temelini hayvancılık ve tarım oluştururdu. Şehirde oturanlar ise devlet memur¬lukları ve ticari işlerle uğraşırdı. Doğudan gelen ti¬caret yollarının hâkimiyetini ellerinde bulunduran Türk devletleri bu yollardan yararlanarak zengin¬liklerini artırdılar.
•   Büyük Selçuklu Devleti’nde ticari gelirle¬rin artırılması amacıyla ticaret yolları güvenlik al¬tına alındı ve ticari faaliyetleri geliştirmek amacıy¬la kervansaraylar yapıldı.
Edebiyat, Bilim ve Sanat
•   İlk Müslüman Türk devletlerinde Türkçe, Arapça ve Farsça kullanılırdı. Karahanlılar Türk-çeyi resmî dil olarak ilan ettiler. Ancak diğer Türk devletlerinde halkın çoğunun Arap ve İranlı olma¬sı sebebiyle Arapça ve Farsça kültürel alanda ön plana çıktı.
•   Arapça ve Farsçanın bilim ve edebiyat alanında ön plana çıkması Türkçenin gelişimini zayıflatmıştır.
•   Hükümdarlar bilim faaliyetlerine önem vermiş ve ülkelerinin çeşitli yerlerinde medreseler yapmışlardır. Büyük Selçuklu Devleti veziri Nizamülmülk’ün Bağdat’ta yaptırdığı Nizamiye Medresesi dönemin en önemli bilim ve kültür merke¬zi durumuna geldi. Medreselerde dinî bilimlerin yanında tarih, coğrafya, matematik ve fen bilimle¬ri de okutulurdu.
•   Farabî, İbni Sina, Harezmî, Birûni, Ömer Hayyam ve Zemahşeri bu dönemde yetişmiş önemli bilim adamlarıdır.
•   İslam dininin resim ve heykel yapımını yasaklaması sebebiyle minyatür, kakmacılık, hat¬tatlık gibi süsleme sanatları gelişme gösterdi.
•   Türk – İslam sanatının kaynağı Orta Asya’daki Türk kültürüne kadar dayanır. Türk – İslam devletlerinde mimari gelişti ve yeni sanat anlayış¬ları doğdu. Bu dönemde çok sayıda mimari eser yapıldı. Karahanlılar döneminde başlayan hasta¬ne kurma faaliyetleri Selçuklular döneminde ge¬lişti. Ayrıca cami, kümbet, kervansaray, han, ha¬mam gibi mimari eserler yapıldı.

Toprak Yönetimi
Türk İslam devletlerinde toprağın mülkiyeti devlete aitti. Topraklar halka işlemesi için verilir¬di. Toprağı işleyen halk, ekip biçme hakkına sa¬hipti. Tarımsal üretime önem verilmiş, bu düşün¬ceyle birlikte üretimin devamlılığı ve kaliteyi ar¬tırmak için toprağı boş bırakanın elinden alına¬rak başkalarına verilmiştir.
Büyük Selçuklu Devleti’nde toprak, kullanı¬lış amaçlarına göre 4’e ayrılmıştır. Bunlar;
Hassa arazi: Vergi gelirleri hükümdara ait topraklardır.
İkta arazi: Gelirleri devlet memurlarına ve savaşta yararlılık gösterenlere maaş karşılığı verilen arazilerdir. İktalar, saraya ait topraklar dışında kalan arazilerdir.
Mülk arazi: Kişiye ait topraklardır. Bu ara¬ziler alınıp satılabilir ve miras olarak bırakıla¬bilirdi.
Vakıf arazi: Elde edilen gelirler, sosyal amaçlı hizmet yapan kurumlara ayrılan topraklardır.(cami, medrese, hastane gibi sosyal ku¬rumlar) Bu topraklar, satılamaz ve başkalarına miras bırakılamazdı.
Hukuk
Türk-İslam devletlerinde hukuk sistemi iki¬ye ayrılmıştır. Adli işlerde ‘’örfi ve şeri” hukuk ku¬ralları uygulanmıştır. Örfi hukuk kuralları, adet, gelenek, görenek, töre kavramlarını içerir. Şeri hukuk kuralları ise dinsel kurallara göre ortaya konmuştur. Adli işlere kadılar bakmaktaydı. Or¬du mensuplarının davalarına ve büyük davalara ise kadıasker bakmaktaydı.

“6.Sınıf İpek Yolunda Türkler (İlk Müslüman Türk Devletleri) Konu Özeti” üzerine 5 yorum

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.