19. Yüzyıl Sonrası Osmanlı Ekonomisi

19. Yüzyıl Sonrası Osmanlı Ekonomisi

Mali durumun ıslah edilmesi için Maliye Nazırlığı kuruldu. Herkesin gelirine göre vergi ödemesi kabul edildi, iltizam yoluyla aşar toplanması kaldırılarak maliye memurları tarafından toplanmaya başlandı. Gayrimüslim halktan alınan cizye vergisinin ayar­lanması ve toplanması patrikhanelere bırakıldı. Ancak iyi bir sonuç alınamadığı için eski usule dö­nüldü. 1858 yılında çıkarılan Arazi Kanunnamesi ile özel mülkiyet pekiştirildi ve kişilerin özel mülkiye­tindeki topraklar güvence altına alındı. Bu nedenle Tapu Nizamnamesi çıkarıldı. Toprak üzerinden alı­nan vergiler kaldırılarak yerine ürünün % 10’u ora­nında aşar vergisi alınmıştır.

19. yüzyılda hayvancılık açısından önemli olan Balkanlar, Avrupa’nın ihtiyaçlarını karşılamıştır.

18. yüzyılda Avrupa’da meydana gelen Sanayi inkılâbı Osmanlı Devleti’ni çok etkiledi. Osmanlı lonca düzeni önemli ölçüde çöküntüye uğramıştır.

1820’lerden sonra Avrupa mallarının Osmanlı pa­zarlarını istila etmesi üzerine ilk tedbirler devlet ta­rafından alınmıştır. Bu tedbirler şunlardır:

Yeni teknolojiden faydalanarak fabrika diye isim­lendirilen büyük imalathaneler açılmıştır. (1840’ta açılan Hereke Dokuma Fabrikası, Bakırköy bez Fabrikası gibi).

1860 -1873 yılları arasında faaliyet gösteren Islâh-ı Sanayi Komisyonu sanayi alanında faa­liyet gösteren esnafın canlandırılmasına çalış­mıştır. Bunun sonucunda birçok kişinin serma­yesiyle sanayi şirketleri kurulmuştur.

Avrupa mallarının pazarlanması ve hammadde ticaretinin yoğunluk kazanması üzerine Avrupa ekonomisinin bir parçası haline gelebilmek için Osmanlı Devleti ulaşıma önem vermiştir. Avru­pa’da kullanımından kısa bir süre sonra demir­yolu çalışmaları Osmanlı ülkesine girmiştir, ilk olarak çalışmalar Aydın – Turgutlu hattında başlatılmıştır.

Tanzimat Dönemi’nde ticaret ilişkilerinin değiş­mesi üzerine kademeli olarak iç gümrükler 1874 yılma kadar kaldırılmıştır. Balta Limanı Antlaşması’ndan sonra ticaret sözleşmeleri Osmanlı Devleti’nin ve tüccarlarının aleyhine dönmüş­tür. 19. yüzyılda İzmir Limanı Anadolu’nun ih­racatının gerçekleştirilmesinde önemli rol oyna­mıştır.

iç piyasada Avrupa mallarıyla rekabet edemeyen Osmanlı Devleti’nde tarım ürünleri ihraç malları haline geldi. Balta Limanı Antlaşmasından sonra bağımsız dış ticaret politikası izleyemeyen Os­manlı Devleti’ne Avrupalı devletler her krizde ver­gileri düşürtmüşlerdir.

Tanzimat Dönemi’nde Osmanlı Devleti, 1847’de Bank-ı Der saâdet adıyla ilk bankayı kurdu. Ancak bu banka Kırım Savaşı’ndan önce iflas etti. Bu ge­lişme üzerine İngiliz teşebbüsü olan Bank-ı Osmanî faaliyete geçti (1856). Bu bankaya para basma yet­kisi verildi. Böylece banka hem devlet bankası, hem de ticaret bankası özelliği taşıyordu. Mithat Paşa’nın girişimleriyle çiftçilere kredi vermek için Mem­leket Sandıkları kuruldu. 1872’den sonra bankacılık yaygınlaştı. Tarımın geliştirilmesi için 1863’te Ziraat Bankası kurularak çiftçilere kredi sağlanmıştır.

19. yüzyılda Osmanlı ekonomisi iyice bozuldu. Bu nedenle devlet para ayarlaması yaptı ve kağıt para çıkararak iç borçlanma yoluna gitti. Galata bankerlerinden kısa vadeli borçlar alındı. 1854 yı­lında İngiltere’den ilk defa borç para alınarak dış borçlanma süreci başlamıştır.

19. yüzyılda kapitülasyonlara dayanarak Av­rupalı devletler Osmanlı ülkesinde şirketler ve bankalar kurdular. Yol, köprü, liman, de­miryolu, tünel, tramvay, elektrik, havagazı gi­bi işletmelerin yapımı yabancı şirketler ara­sında paylaşılmıştır.

Yerli mallar ağır bir darbe yedi. Yerli sanayi zayıfladı. Bu yüzyılda başlıca sanayi kuruluş­ları cam, tuğla, çini, deri, halı, kiremit, pamuk­lu kumaş ve kağıt fabrikalarından ibaretti.

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.