11.sınıf dil ve anlatım 2.dönem 3.yazılı soruları 2013-2014

11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ 2. DÖNEM 3. YAZILI SORULARI

 

1. Bir gülmece havası taşıyan bu öyküde olay, bize kahramanın ağzından anlatılıyor. Anlatımın en belirleyici özelliği konuşma diliyle yazı dilinin ustaca birleştirilmiş olmasıdır. Konuşma dilinde geçen deyimler, halka özgü söyleyiş biçimleri, şaşma bildiren sözde soru biçimleri ustaca kullanılmış. Öte yandan anlatım dümdüz bir çizgide sürüp gitmiyor, bu da sürükleyiciliği sağlıyor.

 

Bu parçada aşağıdaki yazı türlerinden hangisine ait özellikler ağır basmaktadır?

 

A) Makale                  B) Deneme

 

C) Eleştiri                    D) Fıkra

 

E) Günlük

 

 

 

2. Önceleri, yazdıklarımı yayımlamak gibi bir planım yoktu. Gün içinde yaşadıklarımı, hislerimi, hayallerimi döküyordum kâğıtlara; ama edebi üsluptan da uzaklaşmayarak. On beş yıl boyunca her gün bıkmadan usanmadan yazdım. Sonra bazı edebiyatçı dostlarım yazdıklarımı yayımlamam konusunda ısrar ettiler. Ben de okuyucularım beni benden dinlesin, yaşadıklarımı günü gününe öğrensinler diye bazı değişikliklerle yayımladım.

 

Bu parçada sözü edilen yazarın yayımladığı kitap, aşağıdaki türlerin hangisine bir örnektir?

 

A) Günlük                         B) Otobiyografi                 C) Mektup

 

D) Deneme                      E) Biyografi

 

 

 

3. Montaigne, düşüncesine her adım attırışında bir Latin ozanını koltuk değneği olarak kullanır.

 

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleyle anlamca özdeştir?

 

A) Montaigne, yeni düşünceler ileri sürerken Latin ozanlarından yararlanır.

 

B) Montaigne, Latin ozanlarının içinde en ön sırada sayılması gereken kişidir.

 

C) Montaigne�n Latin ozanlarından farkı, güldürü ustası olmasıdır.

 

D) Montaigne yeni düşünceler ileri sürerken çok tedbirlidir; başkalarına benzememeye çalışır.

 

E)Montaigne’i farklı kılan,  kendinden önceki ozanlardan farklı düşünmeye çalışmasıdır.

 

 

 

4. Türk edebiyatı ( ) aşkı anlatan şiirler için her dönemde tadına doyulmaz eşsiz bir kaynak oluşturur. 16. yüzyılda Fuzuli ( ) “Aşk imiş her ne var âlemde ( )” derken şiirimizde aşk ırmağının suyunun hiç kurulmayacağını haber verir gibidir ( )

 

Bu parçada ayraçlarla ( ) gösterilen yerlere, aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?

 

A) (,) (;) (?) (…)                B) (,) (:) (.) (.)            C) (;) (,) (.) (.)                                     D) (:) (,) (;) (!)                         E) (;) (:) (,) (…)

 

 

 

5. Tanzimat dönemi şairlerinin çoğu şiir ustası olmaktan ziyade şiir heveslisidir. Bir yandan şairliğin halkı aydınlatma amacıyla birleşmesi, öte yandan şiirin biçim ve özce yeni bir yapıya bürünmesi şairlerimize bugün bizi şaşırtacak kadar acemice işler yaptırdı. En iyilerini, ancak birer öncü, yenilik getirici olarak övebiliyoruz. Dönemlerinin en iyi sanatçılarının eserlerinde bile birçok acemiliğe rastlayabiliyoruz.

 

Bu parçadan çıkarılabilecek sonuç aşağıdakilerden hangisidir?

 

A) Tanzimat sanatçıları, bütün edebi türde eser vermiş, tümünde de başarılı olmuşlardır.

 

B)Tanzimat dönemi edebiyatta pek çok yeniliğe imza atılan, önemli bir dönemdir.

 

C) Edebiyat araştırmalarında, Tanzimat döneminde eser veren şairlerin farklı ölçütlerle değerlendirilmesi gerekmektedir.

 

D)Tanzimat döneminde yenilik arayışları ve faydalı olma çabası, başarısız şiirler yazılmasına yol açmıştır.

 

E) Tanzimat dönemi şairleri, o güne kadar kullanılmamış türlerde eser vermeyi denedikleri için birçok alanda öncüdürler

 

 

 

6. Küçük, sezgili bir okur kitlesine seslenen, kentli ve aydın bir seçkinler tabakasının buyruğunda yolunu arayan ilk Türk romanları; anlatı sanatının yetkin örnekleri sayılmasa da, hem belge olarak çok önemli tarihsel işlev yüklenmiş, hem de iktidara oynayan Türk aydınının kendi fikirlerini topluma benimsetmesinde ciddi bir kaldıraç rolü oynamışlardır. Mai ve Siyah gibi.

 

Bu parça aşağıdaki edebiyat türlerinden hangisinden alınmış olabilir?

 

A) Öykü                            B) Anı                      C) Söyleşi

 

D) Makale                        E) Fıkra

 

 

 

7.     �Bir sanatçının ya da yapıtın olumlu-olumsuz yönlerini ortaya koyan yazı türüne eleştiri denir.

 

�Başka bir yerde bulunan birine ya da birilerine duygu ve düşüncelerini bildirmek amacıyla yazılan yazılara mektup denir.

 

�Anı, bir kimsenin yaşadıklarını kaleme aldığı yazı türüdür.

 

�Gezginlerin gezip gördükleri yerleri anlattıkları yazılara gezi yazısı denir.

 

Aşağıdakilerden hangisi, yukarıda tanımları veri­len yazın türlerinden birine örnek gösterilemez?

 

A)  Şikâyetname                B)  Seyahatname

 

C)  Tahrib-i Harabat          D)  Kırk Yıl

 

E)   İntibah

 

 

 

8.      I.  Görüşmeye gelenlere, beklemeleri için yer göstermiştik.

 

II.  Konuyla ilgili açıklama yapmaya asla yanaşmadı.

 

III.  Sabah oluncaya kadar gözüme uyku girmedi.

 

IV.  Kendi işinin sahibi olmayı her şeyden çok istiyor.

 

V.  Yapraklar sararmaya başladığında, buralar boşalır.

 

Numaralanmış cümlelerin hangilerinde yan cümlecik, temel cümlenin dolaylı tümlecidir?

 

A) I. ve II.                         B) I. ve III.                        C) II. ve IV.

 

D III. ve V.                       E) IV. ve V.

 

 

 

9. Son yıllarda edebiyat dünyamızda bir durağanlaşma gözlenmektedir. Bunda sanatçıların kendilerini yenileyememelerinin yanı sıra edebiyata gösterilen ilginin yetersizliği de etkilidir. Bir diğer sebep de edebiyatçıların bazı sanat dışı çevrelerin etkisi altında kalmaları ve bunun sonucunda edebiyat dergilerini de birer kulüp dergiciliğine çevirmeleridir. Bu durum edebiyat dünyasında ciddi bir boşluğun doğmasına yol açmıştır. Elinizdeki dergi bu boşluğu doldurmak amacıyla yayıma başladı.

 

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

 

A)    Edebiyat çevrelerinde yaşanan olumsuzluklara

 

B)    Edebiyat dergilerinin diğer dergi türlerinden farklarına

 

C)    Sanat dışı çevrelerin, sanat üzerinde etkileri olduğuna

 

D)    Edebiyat çevrelerindeki durağanlaşmanın nedenlerine

 

E)    Bir derginin hangi amaçla yayımlandığına

 

 

 

10. Öykülerinin bu denli zevkle okunmasının sırrı, yazarın en sıradan gerçekleri bile büyülü bir hale dönüştürebilen düş gücü. Öykülerdeki her şey, alabildiğine, renkli kalemlerle boyanmış.

 

Bu parçada altı çizili sözlerle, söz konusu öykülerin hangi özelliği anlatılmaktadır?

 

A)     Anlatılanların etkileyici, farklı hale getirilmesi

 

B)     Anlatılanların çelişkiler taşıması

 

C)     Yaşamdan önemli ve farklı kesitleri yansıtabilmesi

 

D)     Canlı, çarpıcı olayları anlatması

 

E)     Üslup ve konu zenginliği taşımaları

 

 

 

11. Bir gerçeğin araştırma, inceleme, gezip görme ve soruşturma yoluyla yansıtıldığı yazılardır. Öğretici bir niteliği bulunan bu tür yazılarda açık ve anlaşılır bir dil kullanılır. Bu türde kalem oynatmak isteyen kişi, gerektiği durumlarda konuyla ilgili resim, fotoğraf ve grafiklerin ispatlayıcı özel­liklerinden yararlanmalıdır.

 

Bu parçada sözü edilen düz yazı türü, aşağıdakilerden hangisidir?

 

A) Deneme              B) Röportaj           C) Anı

 

D) Biyografi              E) Roman

 

 

 

12. Çocukluğumda, bir Arabistan şehrinde bir kadın tanımış­tım. Sık sık hastalanır, uyumaya başlar başlamaz İstanbul’un sularını sayıklardı. Kaç defa komşuluk ziyaretlerimizde, döşeğinin yanı başında, onun sırf bu büyülü odaları soymak için, bir mahzenin taş kapağını kaldırır gibi güçlükle en dalgın uykulardan sıyrıldığını görmüştüm. Dört yanımı su sesleriyle, gümüş taş ve billur kadeh şakırtılarıyla, güvercin uçuşlarıyla dolu sanırdım.

 

Bu parça, aşağıdaki düz yazı türlerinin hangisine ör­nek olabilir?

 

A) Biyografi               B) Deneme            C) Anı

 

D) Fıkra                      E) Makale

 

 

 

13.    I. Tanınmış kişileri konu edinir.

 

II. Yazar, sadece kendini anlatır.

 

III. Kronolojik bir sıralama söz konusudur.

 

IV. Nesnel ve anlaşılır bir anlatımı vardır.

 

V. Bir gazetede günlük olarak yayımlanır.

 

Numaralanmış cümlelerden hangi ikisi, biyografinin özelliklerinden değildir?

 

A) I. ve II.                   B) I. ve IV.             C) II. ve III.

 

D) II. ve V.                 E) IV. ve V.

 

 

 

14. Aşağıdaki dizelerden hangisinde yazım yanlışı yoktur?

 

A)  Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

 

Sallanmaz o kalkışda ne bir mendil ne de kol.

 

B)  Giden sevgililer herbiri memnun ki yerinden;

 

Çok seneler geçti, dönen yok seferinden.

 

C)  Madem ki gidiyorsun bırakıp burda beni;

 

Son bir kez göreyim, dön de seni.

 

D) Ayrılanlar belki döner belki dönmezki geri,

 

Son bir kez göreyim, dön de seni!

 

E)  Sisli denizlere açıldım bir zaman, keşfettiğim kıyı­lar…

 

Zamanın hayatla içlendiği çöllerde, bir çadırım olsun yeter.

 

 

 

15.  Her gece gökte küçük bir yıldız

 

Seninleyim diye el eder

 

Ne onun uzaklığı azalır

 

Ne benim içimdeki kederler

 

Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

 

A)   Ünlü daralması

 

B)   Ünsüz yumuşaması

 

C)   Ünsüz benzeşmesi

 

D)   Ulama

 

E)   Ünsüz düşmesi

 

 

 

16. “Sevginin büyüleyen gücü, küçük yüreklerini bir anda sarıp sarmalamıştı.” cümlesinde virgülün (,) kullanım amacı, aşağıdakilerin hangisiyle özdeştir?

 

A)   Sarı, yeşil, mavi bilyelere sevinerek baktı.

 

B)   Kalktı, odanın kalın ve iç karartıcı perdelerini açtı.

 

C)  Savaş öyküleri anlatan ihtiyar, gözlüğü çıkarıp masa­ya bıraktı.

 

D)   Evet, bu konuya daha önce de değinmiştik.

 

E)   At şahlandı, çitleri aşıp gözden kayboldu.

 

 

 

17. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde tırnak işareti (” “) yanlış kullanılmıştır?

 

A) “Abdülhak Hamit Tarhan” Tanzimat döneminde tiyatro türünde en çok eseri olan sanatçıdır.

 

B) “Zaman ve rüya” onun şiirlerinin özünü oluşturan iki önemli kavramdır.

 

C) Aruz ölçüsüyle yazdığı şiirlerini, “Aruza Veda” adlı bir kitapta toplamıştı.

 

D) Tezgâhtar,  içeri giren ihtiyara:  “Buyurun, ne istemiştiniz?” dedi.

 

E)   Bazıları, “ayrıyeten” sözcüğünü özellikle kullanıyorlar.

 

 

 

18. Yazarla okur, birbirini destekleyen iki dost gibidir. Aynı duyguda birleşir; birbirlerini görmedikleri, tanımadıkları halde bir düşüncenin tamamlayıcısı olurlar. Çünkü her yazı, yazarından tamamlanmış olarak çıkar ve giden okuyucusunda anlamını bulur, tamamlanır. Yazı artık okurundur. Onun benimsediği biçimde vardır. Yazar, bu hakkı peşinen vermiştir okuyucusuna. Bu yüzden her kitabın iki yazarı vardır; onu yazmış olan ve okuyan.

 

Bu parçada çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?

 

A)  Yazarla okur birbirini tanımasa da dosttur.

 

B)  Bir yapıtla ilgili olarak okur da yazar kadar sorumludur.

 

C)  Yazı tamamlandığında artık yapıt yazarın olmaktan çıkar, okurun olur.

 

D)  Okurun, eseri üzerindeki hakkını teslim etmeyen yazar, gerçek yazar değildir.

 

E)  Okur ve yazar aynı duyguda ve düşüncede birleşince eser kalıcı olmaya adaydır.

 

 

 

19. Bir antoloji, tıpkı bir şiir kitabı gibi kendi içinde bütünsel­liği olan organik bir yapıdır. Bütün şiirler arasında sanki bir kan bağı vardır. Çünkü tek tek her birine onları kitaplardan, dergilerden çıkarıp oraya yerleştiren seçicinin alın teri, emeği, sevgisi de sinmiştir. Ya da öyle olmalıdır. Bu anlamda bir şiir antolojisi, onu oluşturan kişinin kişi­liğinin de aynası gibidir.

 

Bu parçada antolojiyle ilgili asıl söylenmek istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

 

A)  Yazarlarının beğenileri doğrultusunda hazırlanır.

 

B)  Alınan şiirler arasında çeşitli benzerlikler vardır.

 

C)  Kişisel bir beğeninin ürünü olduğu için aynı özelliklere sahip şiirlerden oluşur.

 

D)  Sanat eserlerinin kalıcılığı konusunda bir güvencedir.

 

E)  Hazırlanması yoğun bir bilgi ve çaba gerektirir.

 

 

 

20.  Yüce dağ başında bir top kar idim

 

Rüzgâr değdi yağmur yağdı eridim

 

Evvel ben de muhabbetli yâr idim

 

Şimdi uzaklardan bakan ben oldum

 

Bu dizelerde işlenen duygu aşağıdakilerden hangisi­dir?

 

A)   Doğa sevgisi                                   B) Ölüm

 

C)  Yaşamdan nefret                             D) Özlem

 

E)  Aşk

 

 

 

21. Şiirin nesirle de olabileceğini sananlar aymazlık içindedirler. Şiir ancak ölçüyle ve uyakla oluşur. Şiir mu­sikinin kızkardeşidir; şiirin de musiki gibi kendine özgü bir sesi vardır. Olağanüstü güzel bir nesri olan Victor Hugo, nesre “fukara şiiri” derdi. Şüphesiz Hugo’nun bu sözü de böylesine birçok sözleri gibi aşırıdır; biraz kendi zararına olarak da söylenmiştir; yalnız nesri şiirden tam olarak ayırma bakımından doğrudur.

 

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?

 

A)   Karşılaştırmaya

 

B)   Kişisel düşüncelere

 

C)   Tartışma tekniğine

 

D)   Benzetmeden yararlanmaya

 

E)   Örneklerden yararlanmaya

 

 

 

22. Folklor, oldukça genç bir bilimdir. Batı ülkelerinde 1846’dan bu yana İngilizce folk(halk) ve lore(bilim) sözcüklerinden meydana gelmiş olan folklor, o tarih­ten önce bir bilim konusu sayılmayan ya da başka bilimlerin alanı içinde kalan birtakım olguları, kendine özgü yöntemlerle incelemeyi üzerine alan bağımsız bir bilim olarak tanınmaya başladı. Folklor, birçok bilimin kavşak yerinde bulunan ya da onlarla birçok konuyu paylaşan bir bilimdir.

 

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır?

 

A) Örnekleme                              B) Tanık gösterme

 

C) Öyküleme                               D) Karşılaştırma

 

E) Açıklama

 

 

 

23. Güncel olaylar, en çabuk ve dolaysız biçimde şiiri etkiliyor. Bu olaylar insan onuru, sorumluluk gibi kavramları yeniden düşünmeye zorluyorsa etki daha çarpıcı oluyor. Şair, adeta tanıklığına başvurulan kişi durumuna geçiyor. Karşı durulmaz bir itme şairi tanıklığa zorluyor. Aynı durumu romancılarda görmek zor. Romancılar güncel olaylar üzerine günübirlik yazamaz, yazmak isteseler de yazamazlar; yazdıkları romandan çok röportaj-roman olur. Günceli yorumlamak bir romancı için zordur.

 

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?

 

A)   Şiir, güncel olaylardan doğrudan etkilenir.

 

B)   Erdemlilikle ilgili kavramların şiire etkisi daha belir­gindir.

 

C) Yaşanan döneme damgasını vuran olaylar, sanatın her alanına bir biçimde yansır.

 

D)  Şair,   bazı dönemlerde,   yaşananları anlatma sorumluluğu taşır.

 

E) Roman türü, güncel olayları anlatmak için uygun bir tür değildir.

 

 

 

24. Birçok insan kendini yükseltemez; çünkü hiçbir işte uzmanlık kazanmaz ve buna rağmen her şeyi yapmak isterler.

 

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerin hangisiyle giderilebilir?

 

A)   “insan” sözcüğüne çokluk eki getirilmelidir.

 

B)   “ve” sözcüğü cümleden çıkarılmalıdır.

 

C)   “çünkü” sözcüğünün yerine “zira” getirilmelidir.

 

D)   “isterler” sözcüğündeki “-ler” eki atılmalıdır.

 

E)   “rağmen” sözcüğünün yerine “karşın” getirilmelidir.

 

 

 

25. “Anlamsız bakışlarını üzerimden çekmeye başladı, o bana ben de ona çok kızmıştım.” cümlesindeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerin hangisidir?

 

A)   Özne-yüklem uyuşmazlığı

 

B)   Çatı uyuşmazlığı

 

C)   Nesne eksikliği

 

D)   Dolaylı Tümleç eksikliği

 

E)   Ad-eylemin yanlış kullanılması

 

 

 

26.  Aşağıdaki cümlelerden hangisinde anlatım bozukluğu vardır?

 

A)   Bu şehirde, nisan ayında bile hava sıcaklığı sıfırın altına düşebilir.

 

B)   Balkanlardan gelen soğuk hava kütlesi sıcaklığın düşmesinde etkili oldu.

 

C)   Akşam saatlerinde başlayan kar yağışı, gece boyunca yağmaya devam etti.

 

D)   Yollar, yoğun sis nedeniyle ulaşıma kapanacakmış.

 

E)   Birçok şehirde, kar yağışı yüzünden öğretime iki gün ara verildi.

 

 

 

27. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlama yanlışından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?

 

A)  Uygurlar, Türk toplumları içinde yerleşik düzene geçmiş ilk devlet konumundadır.

 

B)  Uygurlar, mimari ve sanat alanında diğer Türk devletlerine göre daha gelişmişlerdir.

 

C)  Türklerin en eski tarih izlerine Hunlarda rastlanır.

 

D)  Hunlar, İpek Yolu’nu denetim altına almışlar ve Çinlilerle önemli mücadelelerde bulunmuşlardır.

 

E)  Orhun Kitabeleri’nde Türklerin savaşları, kahramanlıkları ve yaşayışları anlatılır.

 

 

 

28. Aşağıdaki cümlelerden hangisi yalnızca özne ve yüklemden oluşmuştur?

 

A)   Çocuklarının en akıllısı ortanca oğluydu.

 

B)   Tane tane konuşması çok etkileyiciydi.

 

C)   Ağladı, sızladı, sonunda istediğini yaptırdı.

 

D)   Cinayet romanlarını gece okumamalısınız.

 

E)   Vektörler konusunu işlememiş miydik?

 

 

 

29. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru dolaylı tümleci buldurmaya yöneliktir?

 

A)   Sınava kaç öğrencinin katılacağını biliyor musunuz?

 

B)   Gördüklerimi şimdi nasıl yazıya dökeceğim?

 

C)   Koltuğuna uzanmış televizyondaki haberleri mi izli­yordu?

 

D)   Adam, o sözleri sana mı söyledi?

 

E)   Kapıcıya ekmeği nereden alacağını söyledin mi?

 

 

 

30. Aşağıdaki dizelerden hangisi yapı bakımından ötekilerden farklı bir cümledir?

 

A)   Hüznün, ferahlığın bizim olsun kışın, yazın

 

Hiçbir zaman kader bizi senden ayırmasın

 

B)   Yeni bir ülkede yem vermek için atlarına

 

Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgârına

 

C)   Denizden ve dağdan gelen hüzne kandık,

 

Bulutlar dağılsın, bahar olsun artık

 

D)   Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta;

 

Tamburi Cemil Bey çalıyor eski plakta

 

E)   Geçer insan, bir adım atsa birinden birine

 

Kavuşur karşıda kaybettiği bir sevdiğine

 

 

 

31. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük ötekilerden farklı bir yapım eki almıştır?

 

A)   Her okuyucu okumak istediği kitabı kendi seçme­lidir.

 

B)  Bilinçli bir okurun okuma tutkusu asla geçici bir hevese dönüşmez.

 

C) Yazar, yolun sonunda onu karşılayacak okurları hayal eden bir yolcudur.

 

D)   Seçici bir okur ne okuması gerektiğini bilen kişidir.

 

E)  Her öğrencinin evinde küçük de olsa bir kitaplığı olmalıdır.

 

 

 

32. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük hem yapım eki, hem de çekim eki almıştır?

 

A)   Hepimize karşı çok saygılı davrandı, kimseyi incit­medi.

 

B)   Sınıflarımıza yarın yeni tahtalar getirilecekmiş.

 

C)   Böyle bir şey aklımızdan bile geçmedi.

 

D)   Her zaman sorumsuz davranıyor, bizi üzüyor.

 

E)   Ödevi ben de daha geçen hafta bitirdim.

 

 

 

33. Aşağıdaki sanatçılardan hangileri edebiyatımızda “denemeci” kimliğiyle tanınmışlardır?

 

A)    Cenap Sahabettin – Fuat Köprülü

 

B)    Şinasi – Yahya Kemal Beyatlı

 

C)   Ahmet Rasim �Ahmet Haşim

 

D)   Halit Ziya Uşaklıgil – Nurullah Ataç

 

E)    Nurullah Ataç – Suut Kemal Yetkin

 

Yazılı sorularını dosya halinde indirmek için BURAYA tıklayın.

 

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

 

Orhan EREN www.sorubak.com

Dokümanın Görselli Tam Halini İndirmek için TIKLAYINIZ

“11.sınıf dil ve anlatım 2.dönem 3.yazılı soruları 2013-2014” üzerine bir yorum

Yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.