Müzeler Haftası 18-24 Mayıs

Müzeler Haftası 18-24 Mayıs Açıklama
8-24 Mayıs tarihleri arası Müzeler Haftası’dır. Bu hafta süresince, ülkemizin tarih ve kültür varlıkları tanıtılır. Müzeler gezilerek eski eserleri korumanın önemi anlatılır, milli kültür ve tarih bilgilerimiz zenginleştirilir. Müzeler; sanat, bilim, tarih ve kültürle ilgili eserlerin sergilendiği yerlerdir. Geçmiş yıllarda yaşayan insanların düşünüş, inanç, yaşayış ve sanat anlayışlarını, bize bıraktıkları eserlerden öğreniriz. Geçmişi öğrenmek, bugünümüzü anlamamıza yardımcı olur.

Yurdumuzda ilk müze 1846 yılında Ahmet Fethi Paşa tarafından İstanbul Aya İrini Kilisesi’nde kuruldu. Bu yıllarda, Osman Hamdi Bey tarafından İstanbul Arkeoloji Müzesi, Halit Eldem Bey tarafından da Türk ve İslam Eserleri Müzesi açılmıştır. Daha sonra ise, 1924 yılında Topkapı Sarayı Müzesi, 1928 yılında Etnoğrafya Müzesi, 1934 yılında Ayasofya Müzesi gibi önemli müzeler açılmıştır. Günümüzde ise, hemen hemen bütün illerimizde müze bulunmaktadır. Müzelerimizi dolduran tarihi eserler, yapılan arkeolojik kazılarla ortaya çıkarılmaktadır. Anadolu’muz, dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Eski medeniyet kalıntılarının büyük çoğunluğu hâlâ toprağın altında gün ışığına çıkarılmayı beklemektedir.

Yurdumuza gelen turistlerin büyük çoğunluğu müzelerimizi gezmektedir. Müzelerin zenginleştirilmesi için, bulduğumuz tarihi eserleri müzelere teslim etmeliyiz. İzinsiz kazı yapanlar, devletimizin güvenlik birimlerine bildirilmelidir. Müzeleri, bizim de mutlaka gezmemiz ve yaşadığımız topraklarda bizden önce yaşayan insanları tanımaya çalışmamız gerekir. Sahip olduğumuz tarihi eserleri korumak ve sahip çıkmak bir yurttaşlık görevidir. Müzeler Haftası Müzeciliğin bilinmesi ve geniş kitlelere tanıtılması amacıyla UNESCO tarafından belirlenen 18 Mayıs günü baz alınarak 18 ile 24 Mayıs tarihinde çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Müzeler bir coğrafyanın, tarihini, gelmiş geçmiş milletlerin yaşamlarından kesitleri, tarih kitaplarında bile bulunamayacak küçük ama özel ayrıntıları ziyaretçilerine sunarlar.

Müzeler haftası eşsiz hazineler değerindeki tarihi kalıntıların sergilendiği müzeler ve müzecilik hakkında bilgiler veren etkinlikler ve insanlara müzeleri dolaşmak için indirimlerin olduğu haftadır. Etkinliklerin başlıca hedef kitlesi öğrencilerdi. Müzeler haftasında müze gezileri yapılır, ödevler verilir, şiirler hazırlanır.

Eski yaşayışa ait belge ve eşyaların bulunduğu ortamlar özellikle çocuklar ve ilköğretim öğrencileri için çarpıcıdır. Kitaplarda okuduğu bilgileri gördüğü kanıtlarla destekleyince hafızalarında daha özel pencereler açılır, etkili öğrenme sağlanır. Avlanmada kullanılan bir mızrak, eski insanları kullandığı toprak su kapları, eskiden uğruna kan dökülen madeni sikkeler insanları hayal alemine götürür. Tarihi kanıtların bir camekan kadar uzağınızda olması hiç şüphesiz ki etkileyicidir. Hatta bazı eşyalara dokunabilme fırsatı yaşamak oldukça heyecan vericidir. Eski eserleri görünce bu zamana nasıl kaldıkları, zamanın yıpratıcı etkisinden korumak ve en iyi şekilde ziyaretçilere sergilenebildiklerini öğrenmek istersiniz. Müzeler haftası size bu imkanı sunar. Tarihin kanıtlarının bozulmadan, güzelliğini kaybetmeden nasıl restore edildikleri, nasıl korundukları ve nasıl saklandıklarını öğrenebilirsiniz.

Eski çağın teknolojik aletlerini veya zaruri ihtiyaçları karşılamada kullanılan gündelik ev araçlarını gördüğünüzde kendinizi farklı hisseder, hayalen o yıllara yolculuk yaparsınız. Bazı eşyaların bilek gücüyle nasıl yapıldığı, kadın eli değen eşyalarda görülen sanat figürlerinin estetik görünümleri, o devirlerde yaşayan insanların teknolojik olarak geri de olsa düşünce yeteneği bakımından oldukça üstün oldukları ve sanattan ödün vermediklerini gözlemleyebilirsiniz.

Müzelerde sergilenen heykeller, özellikle de Yunan ve Roma esintileri taşıyanlar oldukça etkileyicidir. Sanki birebir sahibine benzeyen bu heykellerde kumaşların dalgalanmasından , bakışlardaki ifadelerin duygusal yoğunluğuna kadar gerçekçiliğin hakim olması siz de hayranlık oluşturacaktır. Günümüze ulaşan çoğu kalıntı o dönemlerin hükümdarları ve önemli kişileriyle ilintilidir. Gücünü kendi çağındakilere ve gelecek nesil insanlara göstermeye çalışan hükümdarların güçlerini pekiştiren muhteşem eserleri, sarayları ve mezarları gözlerinizi kamaştıracaktır.

Müzeleri gezerken ister istemez verilen emeğe saygı duyarsınız. Karşınızda gördüğünüz kalıntıları toprak atından bulmak, çıkarmak, parçaları birleştirmek, tarihi bilgilerle birleştirmek, onları koruyup en iyi şekilde ziyaretçilere sergilemek şüphesiz ki büyük emek ister.

Osmanlı İmparatorluğu zamanında müzelerin halka açık olmadığını, yalnızca gerekli hallerde devlet görevlilerinin kullanımına sunulduğunu hatırlatmak gerekir. İmpartorluğun son yüzyılında önce Ahmet Fethi Paşa, daha sonra da Osman Hamdi Bey müzeciliğin günümüzdekine benzer şekilde yapılmasına ön ayak olmuşlardır. Cumhuriyetin ilk yıllarında müzecilik hızla gelişmeye başlamış, birbiri arkasında 1924 yılında Topkapı Müzesi, 1928 yılında da Etnoğrafya Müzesi hizmete açılmıştır. Şimdilerde müzeler kültür ve eğitime katkılarının yanı sıra turizme de katkı yapmaktadırlar.
resim

GÜNCEL SORULAR VE CEVAPLAR

Sürekli güncellenen içeriği ile kendini daima yeni tutabilen sınav siteniz sorubak.com
resim

EN GÜNCEL EĞİTİM HABERLERİ

Eğitim alanında ki en güncel haberlere anında erişim sağlayabilirsiniz.
resim

KULLANICI DOSTU ARAYÜZ

Web sitemizde yer alan içeriklere kolay ulaşabilmeniz için arayüzü özenle tasarladık.
resim

GÜNCEL SORULAR VE CEVAPLAR

Sorubak.com olarak tüm sınavlar hakkında detaylı bilgileri web sitemize özenle ekliyoruz.